- 247 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TAHAMMÜLDE NİKBİN OLMALIYIZ
Tahammül etmek ne kadar zor bir mesele haline gelmiş. Yıllar ilerledikçe tahammül oranı azalıyor sanki. Toplumun ahlakı farklılıklar gösteriyor ve ilginç tarafı hep menfi gelişmeler. Mesela eskiden söz senettir derdik peki ya şimdi? Bırakın sözü , senet dahi kıymetli kıymetsiz bir evrak olmuş.
Eskiden sevgi farklı bir şeydi mesela ardı mesela edepti.
Şimdi muntazam bir alicenaplıkla dolaşıyor ahlaksızlık.
Öyle bir haldeyiz ki düşünemiyoruz çünkü aklımızı haczetmişler.
Kendim çok başaramasamda hep derim namazı kılmaktan ziyade namazı yaşamak gerek sevgili okur.
Namaz kılıp ılımlı islamı yaşıyorsan doğru yolda olmayabilirsin. Bir yazar ne güzel demişti: " Müslümanın modern arabası modern evi olabilir lakin modern imanı olamaz."
Ne yazıkki bugün modern imanlar yeryüzünde inkişaf içerisinde.
Sözüm sadece müslümana değil bütün insanlığa.
Kiliseyi baz alalım aforoz edilme. Günah çıkar(t)ma.
Muhteviyattan çok hep şekilcilik üzerine bina edilmiş inançlarımız.
Martin Luther’in Protestanlığı getirerek Katolik Kilisesine ve Papa’nın otoritesine karşı girişilmesi sonucu reform hareketleri baliğ çağına girmiştir. Ve sözüm ona Batı ogün gelişme göstermiştir.
İslamiyette ise son dönemlerde din hep istismar aracı olarak kullanılmıştır.
Dün Irak’a özgürlük getirmek için girenler, Musul’a adalet götürmek için gidenler, Mısır’da Mursi’yi deviren adaletsiz adalet düzeni nihayetinde Suriye kısacası Arap Baharı yaşayan düzensiz düzen ve bugün fırsat bulursa bu düzenin içine Türkiye’yi de canla başla katmak isteyen sistemlerin istedikleri aynı ; sadece senaryo farklı.
Bizi hep bize kırdırdılar. Hz.Adem’den beri bütün ırklar yaratılmıştır. Ve hangi ırk doğarsa doğsun kimseye ırkı da cinsiyeti de, hangi ana ve babaya mensup olacağı da sorulmamıştır. Ortadoğu’da şii’lik sünni’lik altın devrini yaşıyor. Türkiye’de Türklük Kürtlük altın devrini yaşıyordu 1980’lerde şimdi de eskiye nazaran iyi olsa da sonuç itibariyle iyi değil.
Sadece şaşırdığım şey İslamiyet’e inanıpta farkında olarak veya olmayarak ırkçılık yapmak.
Düşünce ırkçılığı, insan ırkçılığı, sosyal ırkçılık, din ırkçılığı vesair..
" Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik fakat insan gibi yaşamayı öğrenemedik." diye boşuna söylememiş yazar.
Düşünce kirliliğinden ziyade düşünce farklılığı inancı hakim olsa keşke.
İnsan kirliliğinden ziyade insan zenginliği hakim olsa keşke.
Ve düşünce dayatmadan ziyade; düşünceyi açıklamak hakim olsa tartışmalarda.
Belki öyle daha güzel bir dünya düzenine hakim olurduk.
Dünya aslında çok güzel ve yaşanılır bir yer. Onu bu hale getirenler bizleriz. Dünyayı düzeltmek için dünyamızı düzeltmeliyiz ve hayatın her alanında ’ Bu Gidiş Nereye’ diye sormalıyız kendimize.
En büyük çare İslam’ın ilk ayeti olan OKU! ayetidir. Oku diyor.
Hristiyanlığı oku, Museviliği oku, Katolikliği oku, İslam’ı oku, anneni oku, babanı oku, çevreni oku, etrafını ve en önemlisi kendini oku. Çünkü iletişim ilk baş insanın kendinde başlar sonra toplumda gelişir. Okuyan bir insan bilgi sahibi olur; bilgi sahibi olan insan fikir sahibi olur. Fikir sahibi olan insan bir yerden sonra düşünmeye başlar. Düşünen insan da sorgulamaya sonra da üretmeye başlar. Üreten bir insan üreten bir toplum oluşturur. Sonra da dünyadaki dengelerin değişmesini sağlar ve dünya düzeninde hakkaniyet içerisinde güçlüden yana değil de haklıdan yana olarak söz sahibi olur.
Dava adamı lazım bizlere. Son yüz yıldır itikatımca bırakın yüzü on tane dava adamı ya bulunur ya bulunmaz.
Tevfik Fikret’in bir sözünü söylemeden yazımı bitirmek istemedim: " Vatanım yeryüzü, milletim insanlıktır."
İnanıyorum güzel günler gelecek ve yine inanıyorum bunları bizler başaracağız.
Fırat SÖYLEMEZ 21.12.2016 (22:47)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.