- 631 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
FAŞİZİM BELASI
İspanyol Edebiyatı’nın dünya edebiyatına en büyük armağanlarından birisi Federico Garcia Lorca, İspanya’da Salvador Dali‘nin resim alanında başlattığı çağdaş devrimin, edebiyat alanındaki başrollerinden birisidir. Lorca aslına bakılacak olursa sadece bir şair değil, aynı zamanda bir oyun yazarı, bir piyanist, bir ressam, hülâsası başlı başına bir sanatçıdır.
Lorca, İspanya’nın -aslına bakılacak olursa hemen hemen tüm Avrupa’nın- politik olarak karışık olduğu bir dönemde yaşamasından dolayı şiirlerinde politik temalar işlemekten imtinâ etmemiştir. Lorca 20. yüzyılın başlarında yaşayan bir şair olarak, Dünya Savaşı’na ve Avrupa’da faşizmin yükselişine tanık olmuştur. 20. yüzyılın başlarında yaşayan diğer entelektüeller ve sanatçılar gibi onun eserlerinde de politik göndermeler izlenebilir. Ama bunun dışında, Lorca’nın lirik bir şair olduğunu da söylemek gerekir. Şiirlerinde kullandığı duru dil ve dolaysız anlatım, Lorca’yı dönem şairlerinden ayıran önemli bir özelliktir. Ölü Çocuğa Gazel isimli şiirinde şu duru anlatımıyla çok şey ifade etmektedir Lorca:
Her akşam üzeri bir çocuk ölür,
Her akşam üzeri Granada’da.
Her akşamüzeri yerleşir de su,
Dostlarıyla konuşur baş başa.
Gençlik döneminin ardından Lorca’nın ülkesi İspanya’da faşizm yükseliyor ve ülke iç savaşa doğru sürükleniyordu. Lorca bu dönemde tiyatro eserleri vermekteydi. Bu eserlerinde de ölüm teması sık sık işlenmekteydi. Elbette bunların yanında şiirlerinde de giderek karamsar bir tablo hakim olmuştu. İç savaşa sürüklenen bir ülkede, bir entelektüelin bu karamsarlığı hoş karşılanabilirdi. Nitekim, kendi ölümü üzerine yakın öngörüsü, Franco’nun önderliğindeki milliyetçilerin onu öldürmesi ile gerçekleşti. Temmuz 36’da başlayan İç Savaş sırasında 18 Ağustos 1936’da Lorca öldürüldü. Lorca’nın ölümü edebiyat tarihi açısından oldukça büyük bir kayıptı. Henüz 38 yaşındayken ölen Lorca, belki de yazınsal açıdan en verimli dönemlerindeydi.
Genç yaşta faşizme yenik düşen Lorca’nın, Hoşça Kal isimli şiiri belki de dünya edebiyat tarihindeki en can yakıcı vedalardan birisi niteliğini taşıyordu:
Ölürsem
Açık bırakın balkonu.
Çocuk portakal yer.
(Balkonumdan görürüm onu.)
Orakçı ekin biçer.
(Balkonumdan duyarım onu.)
Ölürsem
Açık bırakın balkonu!
YORUMLAR
Ve Lorca da faili meçhuller arasındaydı...Ancak 1978 'den sonra İspanya'da kurulan "Hukukçular Komisyonu" binlerce faili meçhulün cesedine ulaşmış,kemikleri de olsa ailelerine teslim etmişti.Biri de Lorca idi.-114 bin kişi-
Baltazar Garzon başkanlığındaki bu ekibi de Lorca'ya "vefasından" dolayı saygıyla anmak gerek.
Tıpkı Lorca gibi.
İyi yıllar dileğimle.
kelimeleriniz serbest her yöne uçmaya özgür gibi. faşizm meselesi ve onun kültürü, kimi koruduğu ayrıntıları pek kolay değil. bir kere, sorgulamanın ve başka olmanın kökten yasak edildiği yer olan türkiye değil mi. başka olmanın yasaklanması faşizmin temel kurallarından biri değil mi? tarafsız adaletli hiç bir yöne imtiyazı olmayan bir terazi yapamadı insanlık daha. ama bir şeyleri görmezden gelmek, hatta en kötü şeyi iyi gibi satmak insan işidir. kötülük sadece insana aittir. daha fazla uzatmak istemem...
Hüzünlü bir durum...
Ve de dersler verici.
Bu yaşlı dünya, şüphesiz bu Faşizm belasından çok çekmiştir.
Ancak,
onun karşısındaki ideolojilerin de çok masum olduğu söylenemez.
Komünist ideolojiyi benimseyen sanatçılar, yazarlar, şairler,
gerçekten mükemmel eserler verdiler sanatsal açıdan.
Mükemmel romanlar yazıldı, inanılmaz güzel şiirler söylendi.
Dünyanın dört bir yanında inanılmaz etkileyici mitingler, toplantılar, gösteriler düzenlediler.
Ülkemizde de bu konuda dikkat çekici çalışmalar yapılmadı değil.
Yakın tarihimizdeki Gezi olayları en canlı örnek olarak gösterilebilir.
Ancak,
Faşizmin karşısındaki ideolojiler de, en az onun kadar vahşi ve acımasızdı.
En etkileyici örnek, Katil Stalin'dir.
Kuzey Karadeniz ve Kafkasya bölgelerinde yaptığı zulümler,
bence yeterince tarih sahnesine çıkarılmadı.
Ne de olmasa, diğer kutupta yer alan yazar-çizer takımı, kendileri kadar başarılı değildi.
Çok ses getiremediler.
Atatürk üzerinde de çok uğraştılar ama, liderimiz akıllı insandı.
Asla onlara prim vermedi.
''Komünizm, Türk dünyası’ için en büyük tehlikedir. Her görüldüğü yerde ezilmelidir." sözü ile,
realiteyi özetlemiş, bu vahşi sistem de, ancak 1990 yılına kadar dayanabilmiştir.
SSCB kıskacından kurtulan ülkeleri gezdiğinizde,
olayın vahametini daha iyi anlıyorsunuz.
Faşizm kötüdür.
Komünizm de...
Bizim için en güzel ''İzm'', yabancı ideolojiler karşısında sergileyeceğimiz birlik ve beraberliğimizdir.
Uyumsuz_PenGuen
Atatürk dedi ki ''komünizm, türk dünyası’ için en büyük tehlikedir. her görüldüğü yerde ezilmelidir."
siz buraya yazdığınıza bu lafı göre etmiştir mutlaka..
yalnız benim bu konuda eksiğim var, bu beyanatı nerede ve hangi kitapda yada bir konuşmada yapmıştır, bize anlatmanız mümkün müdür ?
şimdiden teşekkürler,
iyi günler dilerim.
Gül ESEN
http://blog.milliyet.com.tr/ataturk---komunizm-bir-yilandir--her-goruldugu-yerde-basi-ezilmelidir--/Blog/?BlogNo=460351