- 343 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Tetikçiler
Çok tehlikeli bu tetikçiler ki siz, biz hepimiz bütün Türk Toplumu, Dünya Toplumları aslında onları yakından tanıyoruz, tanıyoruz tanımasına da yine de alt edemiyoruz ve o tetikçiler bizi, başkalarını yok etmeye doğru gidiyorlar son sürat. Öyle diyorlar bazı tıp otoriteleri. Kim mi bu tetikçiler? Şimdi söyleyince hemen bileceksiniz, şeker ile tuz canım, şeker ve onun ile yapılan bilumum tatlılar, yemeklere katılan tuzlar, günlerde ikram edilen tuzlu börekler, çörekler, tuzlu pastalar, aklınıza ne gelirse artık. Geçmiş zamanlarda şekerin kanseri tetiklediği bir çok defalar dile getirilmiştir. Bu Konuda Tıbbi Onkoloji Bölümünden Doç. Dr. Soley Bayraktar, şeker tüketimi ve kanser ilişkisi hakkında şu bilgileri veriyor. O’na kulak verelim "Vücutta kanser hücreleri de dahil olmak üzere tüm hücrelerin şeker ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak şekerin sebep olduğu aşırı kilolar, özellikle de bel çevresindeki aşırı yağlanma, kanseri tetikleyebilir. Vücutta yakıldığından fazla alınan şeker, kişiyi şişmanlatabilir ve şişmanlık kanser gibi önemli hastalıklara yakalanma riskini artırır.’’
Şekerin ve şeker ile yapılagelen tatlıların kadın ve erkekte kilo yaptığı da gün gibi aşikar bir durumdur. Biz Türkler de Türk Mutfağının zenginliğinden bir dolu tatlıyı yapmasını ve de afiyet ile yemesini de biliriz. Başta baklava, tulumba tatlısı, revani, kazan dibi, aşure, hoş melim, hep bize has bize özel, Türk Mutfağının adeta incileri ve güzellikleridir. Dünyada ki üç büyük yemek kültüründen biri olan Türk Mutfağı, bu liderliğini Çin Mutfağı ve Fransız Mutfağı ile paylaşmaktadır...
Kalp doktorları ’’kadınların günde 6 tatlı kaşığından (25 gram), erkeklerin ise 9 tatlı kaşığından (37 gram) daha fazla şeker tüketmemelerini önermektedir. Bunların kalori değerleri yaklaşık olarak 100 - 150 kaloriye denk gelmektedir. Türkiye’de genellikle günde 15-20 tatlı kaşığı yani önerilen miktarın 2 katından daha fazlası tüketilmektedir. Bu, yılda 250 bardak şeker alımı anlamına gelmektedir. Bütün bu şekerlerin yakılamadığı düşünüldüğünde, günde fazladan 500 kalori alımı olduğu görülmektedir.’’ Tuz tüketimi hakkında da Uzman Doktorlar şunları söylemektedir. ’’Rafine edildikten sonra sofralarımıza ulaşan tuzun yeterli miktarda alındığında vücutta önemli görevleri, fazla tüketildiğinde ise geri dönüşü olmayan zararları bulunuyor. Sağlıklı bir insanın günlük tüketmesi gereken tuz miktarı 5 gram (1 çay kaşığı) iken bugün Türkiye’de kişi başına düşen günlük tuz tüketiminin 18 gram olduğu biliniyor.’’
Özellik ile ev hanımları arasında yapılan günlerde hanımlar hünerlerini ortaya koyarak çok çeşitli tatlı ve tuzlu pastaları gelen misafirlere ikram etmekte ve bunlarda afiyet ile mideye indirilmektedir. Haliyle aşırı tatlı tüketimi, kilo olarak hanımlara dönmekte, tatlı kanseri, tuzlular da tansiyon ve kalp rahatsızlıklarını tetiklemektedirler.
Özellikle baklava gibi hamur işi tatlıların sütlü tatlılara nazaran sindirilmesi daha zordur. Bir oturuşta bir kilo baklavayı mideye indirenler belki o an da mutlu oluyorlarsa da daha sonrasında sağlık açısından çok hazin durumlar onları beklemektedir. Bugün günümüzde kesin tedavisi olmayan şeker hastalığının da tatlı tüketimi ile ilgisi çok fazladır. Hatta halk arasında pis bir hastalık olarak bilinip ’’Şeker hastalığı ne öldürür ne de oldurur.’’ diye de bir söyleyiş vardır. Özellikle belli bir yaştan sonra hem tuz tüketimini, hem de şeker tüketimini asgari düzeye indirmek hepimizin yaşam kalitesini arttıran bir etken olacağı gibi, geri kalan ömrümüzün de sağlıklı bir şekilde geçmesine vesile olacaktır. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.