- 566 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Telif Ücreti
Yetmişli yıllar, daha Bahçelievler’de oturuyoruz. Çocukluk gençlik arası yaşlardayız. Omzumuzdan bir ittirseler gençliğe şıppadanak atlayacağız. Mahalleye yeni taşındık. O zamanlar nerede bilgisayar, İnternet ya da İnternet kafe...Toprak sahalarda hafta sonlarında maç yapmak en büyük zevkimiz. Bir de yazın yan mahallenin bebeleri ile kavga etmek sudan, ..oktan püsükten sebepler ile. Sebepte incir çekirdeğini doldursa gam yemem. Bizim kızlara niye baktınız, laf attınız, işte hepsi o, kızlarda bir şeye benzese...
Gırgır Dergisinin ilk çıktığı seneler. Mahallede bir sürü bizim gibi zibidi ile arkadaş olmuşuz; zibidilik parayla mı? Yapıp yapıp duruyoruz. Asansörlü evlerin asansörlerini durduruyoruz, küçük çocukları kızdırıyoruz, bazen işletiyoruz.
Gırgırı Reha almış bir pazar günü, bana da gösterdi, biraz inceledim, öbür hafta ben de aldım. İçin de neler yok ki? Zalim Şevki, Gaddar Davut, Utanmaz Adam, Avanak Avni daha tıfıl bebe büyümemiş, habire Deve Dilaver ile kavga edip, dayağı yiyor, kıçının üstüne oturuyor...
Şimdinin usta kalemleri; Gani Müjde, Hasan Kaçan, Abdullah Yılmaz, İlban Ertem, Atilla Atalay daha o zaman yeni yetme yazarlar. Oğuz Aral abilerinin büyük desteği ile bir yerlere gelmeye çalışıyorlar. Millet fıkra gönderiyor Gırgıra pasa, para kazanıyor. Telif ücreti fıkra başına elli Türk lirası; o zaman Ye Te Le filan daha yok piyasada. O günün şartlarında iyi para, ama fıkranın çıkması bazen haftalar aylar sürüyor, bizim gibi çok uyanık, çok gönderen var.
Biz bu işe bir kaptırdık kendimizi Reha ile, aylar sonra bir baktık Reha’nın fıkrası çıkmış, aradan bir iki hafta geçtikten sonra da benim fıkram çıkmış. Koltuklarımız bir kabarık bir kabarık ki sormayın gitsin. Gören de bizi Nobel Ödülü veya Pulitzer ödülü almış yazar zannedecek. Okula gidiyorum, arkadaşların hepsi Gırgır okuyor biliyorum.’’Ben yazdım ollum o fıkrayı ben, yazabilirsen sen de yaz koççum’’öyle muhabbetler işte...
Nitekim belli zaman dilimleri içinde, üç beş kere telif ücreti aldık Gırgır Dergisinden ellişer lira, iyi harçlık olmuştu bize o zamanlarda...
Gece başucumuza kalem kâğıt koyar, yattığımızda aklımıza gelen espri, fıkra olursa not ederdik. Güzeldi Gırgırlı, Fırtlı yıllar, güzeldi ilk telif ücretlerimiz...
YORUMLAR
O günler güzeldi.
Çok şey yoktu.
Ama insanlık çoktu.
Bu yazıda çok güzel.
O günlere götürdünüz bizleri.
Bizleri mi dedim?
Pardon hepimizi değil sadece o kuşaktan olanları.
Teşekkürler bayılırım anı yazılarına.
Hele bir de eski günlerden olursa...