- 519 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÜÇ İSTANBUL( Roman Özeti)
Yazarı Mithat Cemal Kuntay’ın olan ÜÇ İSTANBUL romanın konusu; Abdülhamit, Meşrutiyet, Mütareke Dönemleri İstanbul’un kapalı, geniş ve çeşitli mekânlarında geçer. Eser; çökmüş kurumları,yozlaşmış insanların aşk,çıkar ilişkilerini ele alırken daha geniş boyutta Osmanlı Devleti’nin hangi şartlar ve kişilikler altında çöktüğünü de sergilemiş oluyor. 1936 yılından geriye dönerek anlatması noktasında geçmişi, içinde yazıldığı zamanın siyasi atmosferiyle ve yeninin eskiyle oluşulmama perspektifiyle bakmaktadır.
Bu romanın anlattığı; insan, zaman, mekan,, bakış açısı unsurları; yaşanılan veya bulunulan şartlara bağlı olarak değişir. İlk romanlarımızda tipleştirme, batılılaşma ana örüntüyü oluştururken, Servet-i Fünün romanında yabancı insan boyutları,yapay bir hayat karşımıza çıkar. Cumhuriyet Dönemi romanlarımız ise yeni kurulan devletin esasları etrafında ve heyecan daha geçmemiş Milli Edebiyat akımının etkisindedir.
Üç İstanbul romanı,nutku itibariyle yeninin içinden eskiye bakar. Mithat Cemal, bize yaşamaya layık bir iki kişiyi göstermektedir. Bu kişiler ise diğerleri tarafından hırpalanır, tüketilir…
Roman, uzun bir dönemin aynı yüzlerini değişik siyasi çalkantılar içerisinde vermektedir. Yazarın karakterleri takdiminde ve anafikri kurarken dağıttığı rollerde bakış açısını göstermek için üç karakterin tahlilinde;
a)-Adnan, ittihatçı düşüncesi,
b)-Şair Raif, muhalifliği,
c)- Belkıs, kozmopolitliği temsil etmektedir.
Adnan, Hukuk Fakültesi’ni bitirmiş, “hadise adam” olduğu kuşkusuyla memuriyeti istememiş serbest avukatlık yapmaktadır. Hastalıklı annesine bakmaktadır. Eski bir evde oturmaktadırlar. Şair Raif ile arkadaştır.Yazılması bir türlü bitmeyen “Yıkılan Vatan” romanındaki muhalif cephesiyle Hidayet’in konağındaki kibirli tavrıyla muhacir çocuğudur.Babasının Kırım’da şehit düşmesi üzerine annesiyle İstanbul’a gelmişler, eski bir evde uzun zaman yaşadıktan sonra İngiliz hayranı Sait Paşa’nın konağına yerleşmişlerdir. Adnan’ın arkadaş ilişkileri Şair Raif ile başlar, Hidayet’le biter. Adnan’ı en sevimli kılan yanı vicdan azabıdır. Çelişkiler, bocalamalar ve türlü fırtınalar taşımaktadır. Tek zafiyeti; cinsel haz karşısında eriyip gitmesidir. Belkıs’a ulaşılmaz aşkı, Süheyla’nın bekleyen aşkı ve diğer kadınlar arasındaki ilişkileriyle Adnan hazperest bir karakterdir.
1. İstanbul’daki( Abdülhamit Dönemi) dönemde Adnan, Beşiktaş karakoluna kapalı arabada sivil giyimli polislerle giderken; geçmiş yıllardaki yaşadığı ıstıraplar gözlerinin önüne gelir.
Bir türlü çirkinleşmeyen,ilah gibi duran Belkıs’ın kaprisleri karşısında eriyip gittiği…Yavaş yavaş ölen anasının çaresizliği…Ay başı gelmeden biten paraları…Her gün gazete basıldığı halde meçhul kalan ismi…(s.:276)
11. İstanbul’daki(Meşrutiyet Dönemi) de “ Bir Taksim,Üç İttihat ve Terakki Adnan’dır. Avukatlık Yazıhanesi,itikatçılara yakınlığından dolayı müşterilerle kaynamaktadır. Adnan ise bu durumu, kendi zekasına bağlayarak yalakalıktan kurtulacağını düşünür. Eninde sonunda kendisini küçük gören Belkıs’ı elde eder.
111. İstanbul(Mütareke Dönemi) Adnan’ı çökmüş, umutsuz ve Ankara’dan nafile çağrılmayı bekleyen, kalpağına bakıp duran zavallı konumdadır. Bu dönemde Belkıs’tan ayrılmış olup Süleyha ile evlidir. Kendi gayri-meşru oğlunun idamını isteyen bir trajedinin yok oluşunun sürecini doldurmuştur adeta. Cezaevinde arkasında samimi gözyaşlarını saklayan bir tek Şair Raif vardır ve Adnan müteveffa(ölmüş) dır.( S.:554)
Belkıs, 11. Abdülhamit’in Erkanıharp müşiri’nin(ateşe) üç batı dili bilen, batılı tarzda yaşayan kızıdır, miralay(albay) Hüsrev ile evlidir. Adnan’ı devamlı küçük görmektedir. Gerçek bir aristokrat mantığı taşımaktadır, en düşkün durumda bile bu büyüklük kompleksinden vazgeçmez,ödün vermez.Baba tarafından Rum’dur. İngiliz hayranlığı ile örülü bir dünya oluşturduğu evinde; Tanzimat aydınlarının hiçbirini beğenmeyen Namık KEMAL’ e bile “ dünya işlerine pek aklı ermezdi” diyebilen bir aymazlık göstermiştir. Adnan ile evliliğinden sonra da Rus prensiyle kilisede evlenir. Böylece Belkıs, Üç İSTANBUL dönemlerinde üç erkekle evlenmiş olur böylece . kocaları,çöküşün temsilcileridirler.
Süheyla, Raif’ e yakınlık duyar.
Romanda bütün karakterler tek bir olguyu vurgulamaktadırlar: ÇÖKÜNTÜ. Çıkışı bulan,iyiye giden bir karakter dahi yoktur.
Uzun bir tarihi sürecin bütün karakterleri; çıkarcı, vurguncu ve ahlaksızdırlar.
Mithat Cemal Kuntay, karakterlerin psikolojik tahlillerini başkalarının gözüyle vermesi bakımından başarılı epizotlar( bir hikaye ve romanda olay) kurabilmiştir.
Tür itibariyle tezli romana yakındır.
Adanan’ın Hukuk’tan Şair Raif, Moiz, Hidayet isimlerinde üç arkadaşı vardır. Maliye Nazırının kızına edebiyat dersleri verirken kıza aşık olur.Onunla evlenmeye karar vermişken Erkan-ı Harp Müşirinin kızı Belkıs’ a tarih dersleri vermeye başlar. Bu esnada Belkıs, Bahriye Miralayı HÜSREV’ in karısıdır. Hüsrev ise kumarcının teki olup karısı Belkıs’ı ihmal etmektedir. Adnan,maymuniştahlılıkyapıp Süleyha’dan vazgeçmeyi ve Belkıs’ı elde etmeyi düşünür. Hatta Süleyha’yı istetmiş olmasına rağmen olumsuz yanıt almasına sevinir.
Adnan, Fransızca öğretmeni Kadri’ye borç para vermiştir. Alacağını istenek için Kadri’ninn evine gider, Kadri’nin karısına göz koyar ve sonunda onu elde eder. Birlikte olurlar gizli gizli. Kadri veremden ölünce karısından uzaklaşır.
Tapu Müdürü Senih Efendi elli beş, karısı Macide ise yirmi altı yaşındadır.Evlendiklerinde Macide 18, Senih Efendi ise 46’ ydı. Senih Efendi’nin ölen birinci karısından MELAHAT isminde kızı vardır.
MACİDE, Senih Efendi ile dokuz yıllık evliliği süresince ilişkiye girdiği erkeklerden gizlice bebekler aldırır.
Adnan, Senih Efendiyi hasta iken yaptığı ziyaretlerde karısı Macide’ yi kolları arasına almayı ihmel etmez ilk fırsatta yatakta birlikte olurlar. Bu yaptıklarından zaman zaman nedamet duygularına kapılsa da Belkıs’a ders vermeye giderken bile yine de Macide’yi düşünecek kadar cinsel açlık duymaktadır. Tam m tersi olarak da Macide’nin kollarındayken de Belkıs’ı hayalliyor. Tam bir maymun iştahlılık…
Kadınlar arasında koşuşturan Adnan, Abdülhamit karşıtı konuşmalarıyla polislerce tutuklanır. Adnan’ı jurnallayan adliye memurluğundan kovulma Sakallı VASFİ’ dir.
Adnan, avukat Tevfik Hoca’yla birlikte çalışmasına rağmen ondan memnun değildir. Zira para alamıyordur. Selanik’te avukatlığa başlayan HUKUKTAN ARKADAŞI Moiz, Adnan2ı sık sık yanına çağırmasına rağmen, hasta anasını yalnız bırakmayı düşünmez..Moiz ile gizli gizli mektuplaşarak İttihat ve Terakki’ye yardım eder. Mektupların ele geçmesiyle tutuklanır.,hapse atılır.
MACİDE Adnan’dan hamile kalmıştır ve ondan çoğunu doğurur. Bu arada Macide, değişik erkeklerle yatıp kalkmaya devam etmektedir. Kocası Senih Efendi olup bitenleri yan odadan izleyecek kadar adileşmiştir.Tam bir pezevenktir. Macide, mahallenin kabadayısı Çilli Mahmut’un bir süre kapatması olur. Macide, hapisteki Adnan’ a gizliden gizliye para göndermektedir. Adnan,Trablusgarp’ a (Libya) sürülmüştür.
İttihat ve Terakki’nin yönetime gelmesiyle Adnan, sürgünden döner, yönetimde etkin bir göreve gelir. Kısa zamanda zengin olur.Belkıs’la evlenir.Adnan, gece hayatına bütün hızıyla dalar. İçki, kumar, kadın…Toplumdaki saygınlığını hemen unutmuş,kendisini hayal aleminde bulmuşken yine de yoksul insanlara yardım eli uzatmaktadır.
Yıllar sonra arkadaşı Moiz ile karşılaşırlar. Çok geçmeden Moiz’in karısı Raşel’ e göz koyar ve onu da elde eder.
Özet olarak Adnan, çelişkilerle dolu, cinselliğe zaafı olan bir karakterdir.
Anlatım Adnan karakterine odaklanılmıştır.