BİR AVUKATIN MACERALARI / KANLI MİRAS-22

• 6 Aralık 2016 Salı 16:17:32

KANLI MİRAS-22

Sultanahmet’ten sahile inen ana yolun sağında, kuytuda kalmış olan bir kafeteryanın içersinde masalardan birinde biri kadın dört kişi kafa kafaya vermiş bir şeyler fısıldaşıyorlardı.
Büşra_ Benim saat dörde kadar vaktim var. Cemal sen beni saat dörde kadar gölge gibi takip edeceksin ama kendini belli etmeden. Bünyamin ağabey bizim çayları tazele.
Cemal_ Emredersin Baş komiserim. Suda yürüyüp izimi belli etmeyeceğim.
Büşra_ Baş komiseririm yok. Bir birimize ismimizle hitap edeceğiz. Fehmi sen emniyete gidip bu pusulayı Sedat Baş komisere vereceksin. Harekete geçtiğimi bildir, gerekli önlemleri alsınlar.
Ferhat_ Benim görevim ne olacak Büşra abla.
Büşra Baş komiser_ Biz seninle önce otele, daha sonrada bankaya gideceğiz. Otelden çıkınca sen buraya gelip bizi bekleyeceksin. Kim yardım isterse ona yetişeceksin. Bu arada kendi telefonlarınızı kullanmayacaksınız. Kafeteryanın telefonunu kullanacaksınız.
Büşra Baş komiser_ Mecbur kalmadıkçada birbirinizle irtibat kurmak yok. Hadi bakalım dağılıyoruz Düş önüme Ferhat. Daha doğrusu bir, iki adım arkamdan gel beni kolla. Bünyamin ağabey bugün bizi görmedin değilmi?
Bünyamin_ Ben burada şu anda kimseyi göremiyorum.
Yolculuğum yokuş aşağı çabuk oldu. On dakika sonra otelin kapısından içeri giriyordum. Resepsiyona yaklaştım. Bankın arkasında duran uzun boylu, saçları dökük gözlüklü adama kimliğimi gösterip bana ayrılmış bir emanetim olup olmadığını sordum.
Resepsiyonist_ Kimliğinizi buyurun Selma Hanım. Bu da sizin emanetiniz.
Selma_ Teşekkür ederim.
Kimliğimi alıp çanta ile beraber otelden ayrıldım.Takip eden olup olmadığını anlamak için farkettirmeden etrafımı kolaçan ederken, bir an için Fahrettin Beyin adamı Kemal’I görür gibi oldum. Belli ki Fahrettin Bey çantayı garantiye almak için beni izletiyordu. Kendi kendime gülümsedim. İki sokak arkada olan bankaya doğru yürümeye başladım. Öğle paydosuna bir kaç dakika kala bankadan içeri girdim. Allahtan banka tenha idi hemen vezneye yanaşıp Veznedara çantayı uzattım, ve beraberinde hesap numarasını vedim. İşlem altı, yedi dakika sürdü. Dekontu alıp otele geri döndüm. Resepsiyonist beni karşısında görünce birden şaşırdı. Demekki bu oyunun içinde o da vardı. Dekontu yüzüne doğru uzattım. Alıp inceledikten sonra, aşağı eğilip yerden aldığı bir çantayı bana uzattı. Kendim gibi biliyorum ki şu andan itibaren bir çanta dolusu uyuşturucu ile yola koyulacaktım. Doğrusu tezgah iyi kurulmuş tıkır, tıkır çalışıyordu. Doğrusu bu yaştan sonra uyuşturucu kuryesi olmuştum ya, alacağın olsun Sedat Baş komiser. Saat ikiyi geçiyordu Fahrettin Beyin Beyoğlu’ndaki ofisinden içeri girdim. Fahrettin Bey beni görünce yerinden fırladı. Heyecanla
Fahrettin Bey_ Demek başardın!
Selma_ Niye bu kadar heyecanlandınız Fahrettin Bey, çantayı aldığımı kuşlar çoktan sana haber vermiştir.
Fahrettin Bey_ Orası öyle ama yine de bu kadar erken beklemiyordum. Herhangi bir zorlukla kaşılaştın mı?
Selma_ Her şey yolunda gitti, buyurun emanetinizi. Hem heyecanlanmanıza hiç gerek yoktu. Ben kimin yanında yetiştim.
Fahrettin Bey_ Doğrusu bu kadarını senden beklemiyordum. Büyüklerime karşı boynumu eğmedin. Yüzümü kara çıkarmadın.
Selma_ Büyüklerim darken ?
Fahrettin Bey_ Anlatacağım, anlatacağım. Önce şunu söylemeliyim ki bu yaptığın işi sınav gibi düşün ve sen bugün sınavı geçtin.
Seninle daha büyük işler yapacağız. Ama sen acıkmışındır da. Önce güzel bir yemek yiyelim. Şu hak ettiğin paranı da vereyim sonra tatlı yiyelim tatlı konuşalım.
Selma_ Hadi öyle olsun bakalım
Artık Sedat Baş komiserle görüşmek şart oldu buradan kurtulur kurtulmaz Umumi bir telefondan arayıp buluşmamız lazım.
Selma_ Fahrettin Bey şu senin adamın var ya Kemal söyle ona biraz daha dikkatli olsun. Ben çıkayım atık , bir şey olursa beni nerede bulacağını biliyorsun. Ne de olsa hala misafirinim. Sevdim orayı haberin olsun.
Fahrettin Bey_ Bir dakika Selma.
Selma_ Bir şey mi var?
Fahrettin Bey_ Her ne kadar bana haber vermediğin için kırılgınsam da, boğulma numaran harika bir buluştu. Bu yüzden seni tebrik ederim.
Selma_ Ben o boğulma sahnesinde hayatımın rolünü oynadım. oynadım. Anlayacağın Fahrettin Bey, hayatım oyunlar üzerine kurulu. Dün Selma, Bugün Yasemin, yarın başka biri. Unutmayın Selma denize düşüp boğuldu. Artık beni Yasemin diye arayın.
Fahrettin Bey_ Peki gerçek adın ne?
Selma_ Bırakın o’da bana kalsın.