- 344 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İMAN
Bir dine, bir ideale, bir kimseye duyulan sarsılmaz bağlılık, mutlak inanç. İman felsefe açısından bilme’ye karşıt tutulur: çünkü iman, iman edilen şeyin yanlışlığı ya da geçersizliği bilindiği an yıkılmaya mahkumdur. İman, dinsel açıdan da ’’akıl’’ a karşıt tutulur: Dinde iman edilen şeyin, akla uygun olması şart değildir; hatta çoğu zaman dinsel imanın gücü, akla uygunluğa ters orantılıdır. -Felsefenin ana problemlerinden biri de, bilme ile iman arasındaki bağlantıyı çözmek olmuştur: İnsan, önüne dikilen bütün soruları çözebilir mi;yoksa, ruhun ölümsüzlüğü, Tanrının varlığı gibi temel sorular karşısında zorunlu bir güçsüzlük içinde midir? Yani, bir başka deyişle, insanın bilme gücü imana yer verecek şekilde sınırlı mıdır? Feuerbach ve onun ardından Marx, iman’ın ancak ’’gerçekte var olmayan’’ bir şeye dayandığını göstermişlerdir;çünkü varolan her şey, ister istemez bilme’nin nesnel haline girer. Buna karşılık, varolan şeyler içinde bir tanesi, insan, her türlü bilme olanağını daima aşan bir sınırsızlık karekteri göstermektedir. Dolayısıyla da, çağdaş değerler açısından geçerli sayılabilecek tek iman şekli, insana duyulan imandır;ve bu iman da, evrensel uygarlığın ilerlemesine, hayat düzeyinin yükselmesine, toplumsal adaletin, ekonomik eşitliğin ve sürekli barışın gerçekleşmesine bağlanan, somut ve etkin bir mücadeleyle, pekişen, olumlu bir umut olarak tanımlanabilir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.