- 1984 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
BEN BİR PEDOFİLİM. ASIN BENİ.
Bu gün beni tecavüzcü ve tacizci olarak niteleyen bir vatandaş bu yazıyı okuduktan sonra kesin yedi iklim dört köşeye benim nasıl bir tecavüzcü olduğumu anlatacaktır. İşte o ve daha başka ar-u namus tertemiz vatandaşların önüne kendimi atıyor ve kendi hakkımda suç duyurusunda bulunuyorum. 1982 yılında işlediğim bir pedofili suçundan dolayı idamımı talep ediyorum.
------------------------------------------------------------------------------------------
Bu sefer doğrudan doğruya kendimi anlatacağım. Anlatacağım olayda en küçük bir kurgu varsa Allah benim bin türlü belamı versin.( Böyle bir yemini yapmak zorundaydım çünkü bildiğiniz gibi kurgu öykülerim çoktur benim. Ama bu kurgu değil tamamıyle gerçektir.)
Tarihler 1981 yılını gösterdiğinde Antalya’nın Manavgat ilçesinde öğretmendim ve yirmi yedi yaşında bekar bir erkektim.
İstanbul’da ikamet eden ailem beni evlendirmek için pek çok kız bulmuşlar ama ayağımın sakatlığı sebebiyle bu kızların hiç biri benimle evlenmeyi kabul etmemişlerdi. İşin doğrusu Manavgat gibi bir yerde deniz, güneş, kum ve hele de 12 Eylül ihtilalinden sonraki serbestçe her yere gidebilme özgürlüğü sayesinde evlenmeyi öyle pek de hayati bir ihtiyaç olarak görmüyordum. Ama arkadaş çevrem ille de beni evlendirecekti.
Sonunda okulumuzun katibi beni ikna etti ve Finike’nin Hasyurt beldesinde Koruca Köyünde yaşamakta olan baldızının üvey kızını görmeye gittik.Tam olarak 12 Eylünün sene-i devriyesinde: 12 Eylül 1981 de…
Kızı gördüğüm anda vuruldum. Benim beğeni ölçülerime göre oldukça güzel ve çok çok genç bir kızdı. Yaşça benden oldukça küçük görünüyordu ama o çevrelerde onun yaş ve görüntüsünde olan kızların neredeyse tamamı evliydi. Acaba bana ‘’Evet’’ Diyecek miydi?
Babasıyla arkadaşım görüştü, babası kızıyla görüştü ve kızdan gelen cevap olumluydu. Yani ‘’Evet’’ demişti. İşin doğrusu okuma yazması bile olmayan ama bana göre oldukça güzel olan bu kızın bana evet demesi şaşırtmıştı beni. Zira o güzellikle nice pamuk ağalarına varabilirdi. Bu arada ben de bu kızla evlenirsem bana burun kıvıran sümüklü-pasaklı-zillilere ‘’ Siz bana burun kıvırdınız ama bakın hepinizden daha güzelini aldım’’ Diye hava atacaktım. O sebeple ne tahsiline, ne aramızdaki kültür farklılığına, ne de yaş farkına baktım. Gözümde güzelliğinden başka bir şey yoktu ve o da beni istemişti.
Evet..O beni ben onu istemiştim ama önümüzde oldukça önemli bir engel vardı. Kız nüfus cüzdanına göre on beş yaşını henüz doldurmamıştı bile. Bu durumda da o zamanın yasalarına göre ancak anne ve babasının rızası ile on beş yaşını doldurduktan sonra evlenmemiz mümkün olabiliyordu. Eh on beş yaşını doldurmasına da çok fazla bir zaman kalmamıştı nüfus cüzdanına göre. Yani sözdü, nişandı derken o süre dolup giderdi. Bu arada ana-baba izni konusunda baba tamamdı ama anne-baba ayrı olduğundan anne ne diyecekti hiç bir bilgimiz yoktu. Annesinin nerede yaşadığını bile bilmiyorduk. Yani anneye nasıl ulaşacaktık?
İşte bu sorunlar ve başka diğer sorunlar sebebiyle bizim on ay kadar süren nişan bozuldu. Nişan bozulmasına bozuldu ama her ikimiz de birbirimizi istiyoruz.
Yapacak bir şey kalmıştı ki o çevrelerin özellikle köylerini bilenler çok iyi bilir: O çevrelerde 18 yaşında bir kıza evde kalmış gözüyle bakılır ve yine o çevrelerde kızların neredeyse yarısı kocaya kaçar daha 15-16, bilemedin 17 yaşında. Bizde de durum onu gösteriyordu ki kızı kaçırmam gerekiyordu.
Böyle bir şey yaptığım takdirde ve de annesi - babası şikayet ederse hapse düşeceğimi, öğretmenlik mesleğinden atılacağımı da biliyordum. Ama gözümü karartmıştım bir kere.
Gözümü karatmasına karartmıştım ama öyle silahla ev basıp kızı kaptığım gibi kaçıracak durumda da değildim tabii ki. Yani durumum amiyane tabirle oldukça yaştı.
11 Temmuz 1982.. Oldukça sıcak bir Ramazan ayı geçiriyoruz ve ben bozulan nişanım sebebiyle hayli morali bozuk vaziyetteyim. İstanbul’a ailemin yanına bile gitmiyorum. İftara yakın baktım yan komşum teyze seslendi. ‘’ Hocam burada bir emanetin var. Gel al’’
Emanet dediği elinde basit bir bohça ile -daha sonra bana 25 sene eş olacak olan- nişanlımdı. Baba evinden bir bohça ile kaçmış ve bana gelmişti.
Yarım saat sürmedi, tüm Manavgat ‘’Sami hoca kız kaçırmış’’ haberiyle çalkalanmaya başladı. Eh ben de tabii ki erkekliğe mok sürmüyorum ve ‘’ kaçırdım’’ Diyorum. Oysa nerede bende o beceri. Kız kaçmasa benim o haltı yiyebileceğim yok.
Eş dost sağ olsun sini sini iftar sofralarını koydular önümüze. Yedik içtik karnımızı doyurduk, daha sonra da bir komşumuz tarafından kıyılan dini nikah derken…( Sonrası muzır neşriyata girdiğinden anlatmıyorum o kısmı. )
Daha sonra kaçtık İstanbul’a ailemin yanına. Yaz tatilinde işler ayna çal çal oyna tabii ki ama Eylülde sınavlarla birlikte okulda olmam lazım. Çaresiz döndük okula ama yüreğim de ağzımda. Zira kızın babası daha önce cinayetten hapis yatmış bir adam. ( Ecevit affıyla kısa sürede çıkmış.)
Araya adam koyduk. Kayınpederin asla hatırını kıramayacakları adamların araya girmesiyle kayınpeder zor da olsa sonunda kızını ve beni vurma fikrinden vazgeçti ve evlenmemize razı oldu.
Kanunları tam bilmediğimiz için nişanı boşuna bunca zaman uzattığımızı da daha sonra öğrendik. Meğer eşimin babası ile annesi boşandığında eşimin velayeti babasına verilmiş. Yani sadece babasının rızası ile de evlenebiliyormuşuz. Sonuçta babasının rızası ve imzası ile 22 Ekim 1982 tarihinde resmi evliliğimiz de gerçekleşti.
Şimdi bu anıyı neden anlattım?
Eğer 1982 tarihinde kayınpederim beni mahkemeye verseydi hapse düşecektim ve öğretmenlik hayatım da bitmiş olacaktı.
Ben hapiste olacaktım. Eşim ise -büyük ihtimalle- ben hapisteyken benden olan çocuğumuzu doğuracaktı. Yine büyük ihtimalle ‘’Namusu kirlenmiş bir kız’’ olarak kendisinden kim bilir kaç yaş büyük biriyle zorla evlendirilecekti ( Hoş ben de nüfusa göre on iki yaş büyüktüm ama sanırım çok daha yaşlı birine verirlerdi.) ya da babasının ve üvey annesinin yanında adeta bir sığıntı gibi yaşayacaktı.
Kanunlara göre ben 15 yaşında bir kızı alıkoymuş, hatta ona cinsel tacizde ve tecavüzde bulunmuştum. Dolayısıyla da bir tecavüzcü olarak cezam hapisti. Hatta daha da ileri giderek madem ki bir tecavüzcüydüm o halde idam edilmeliydim. Ve hemen bir kez daha hatırlatayım: Antalya ve Muğla illerinde ( Özellikle köy kesiminde) kızların neredeyse yarısı 15-16-17 Yaşlarında kocaya kaçarlar. Haa öyle kocaya kaçtı diye namus cinayetleri ya da mahkemeye verip hapse attırma olayları pek fazla olmaz oralarda ama hiç olmaz da değil hani. Yani Doğu ve Güneydoğudaki kadar çok olmasa da Antalya ve Muğla ilçelerinde de kocaya kaçan kızını infaz edenler ya da kaçıran erkeği hapse attıranlar olur.
Şimdi sorum şu: Yaşadığım bu olayda normal çözüm benim hapse atılmam, ya da idam edilmem, eşimin de kucağındaki bebeği ile ya 50-60 yaşlarında biriyle evlendirilmesi ya da ömür boyu baba evinde bir sığıntı olarak yaşaması mıydı sizce?
Evet..Burada ‘’ Hocam sen aydın bir insan olarak o kıza hiç talip olmayacaktın madem yaşı küçükmüş’’ ya da ‘’ Hocam aslında senin o kızı - Namusunu kirletmeden- babasına teslim etmen gerekirdi. Sana düşen bu olmalıydı’’ Filan denilebilir. Doğru olabilir tabii ki bunlar. Ama testi kırıldıktan sonra benim hapis yatmamın, eşimin de ömür boyu çile çekmesinin bir anlamı var mıydı?
İşte bu gün tartışmasını yaptığımız ve adı artık maalesef bazılarınca ‘’ Tecavüzü meşru hale getirme kanunu ‘’na çıkan kanun ile yapılmak istenen şey bu tür mağduriyetlerin önüne geçmektir. İşte o sebeple de kanunda ‘’ CEBİR, TEHDİT,HİLE VEYA İRADEYİ ETKİLEYEN BAŞKA BİR NEDEN OLMAKSIZIN’’ Denmiş. Benim olayımda cebir var mı? Yok. Hile var mı? Yok. Tehdit var mı? Yok, İradeyi etkileyen bir durum var mı? Yani içki, uyuşturucu ve benzeri maddelerle iradesi dışında davranmasını sağlama? Yok. Ama yine de ortada kanunlara göre bir suç var mı? Var…İşte bu gün mecliste görüşülen durum budur. Yani benim durumumda olup da hapse atılanların, birlikte oldukları kızla evlendirilerek hem kızın hem erkeğin ve hem de dünyaya gelmiş olan çocuklarının mağduriyetinin önlenmesi… Ama vatandaşlarımızın bazıları ‘’ hayır hapis yatmalı, hatta idam edilmeli’’ diyor. İşte o sebeple diyorum ki madem öyle beni de idam etsinler çünkü onların mantığına ve vicdanına göre ben de bir pedofilim.
Düşünebiliyor musunuz? Eğer ben 1982 yılında hapse düşmüş olsaydım bu gün Cihangir, Tuğrul, Yunus ve Tuba diye dört evladım olmayacaktı. - Sonradan boşanmış olsak bile- 1982 de evlendiğim eşimle yirmi beş senelik bir evliliğim olmayacaktı. Belki de bakir olarak geldiğim bu dünyadan bakir olarak gidecektim çünkü 27 yaşıma kadar başka hiç bir talibim bana evet dememişti . O olmasaydı başka da diyen çıkmayacaktı büyük ihtimalle.
Şimdi…
Hiç kimsenin merakı olmasın
Ak Parti Milletvekilleri olarak bu kanun teklifini meclise getiren,
Ramazan Can ( Kırıkkale ), İlyas Şeker ( Kocaeli ), Hacı Bayram Türkoğlu ( Hatay), Halis Dalkılıç( İstanbul ) , Mehmet Emin Şimşek ( Muş), Mücahit Durmuşoğlu (Osmaniye) ve Ak Partinin diğer milletvekilleri, bakanları, başbakanı da her birimiz kadar ana- babadırlar. Onlar da tecavüzcünün -evlenme şartıyla- serbest bırakılması gibi bir şeyi düşünmemektirler. Yasa tecavüzcüye af yasası değildir. Yasa ile benim durumuma gelmiş ama benden farklı olarak hapse düşmüş insanların - evlenme şartı ile- salıverilmesini öngörülmektedir. Ama yine de ‘’Sami Hoca ! Sen 1982 yılında asılmalıydın. En azından hapse atılmalıydın’’ Diyen varsa sadece ‘’Eyvallah’’ Diyebilirim.
Ayrıca Bu yasa tasarısı , Mhp’li Deniz Depboylu , Hdp’li Dirayet Taşdemir ve Chp den Afyon Milletvekili Burcu Köksal’ın içinde bulunduğu ve 14 Ocak 2016 da kurulan TÜRKiYE BÜYÜK MiLLET MECLiSi AiLE BÜTÜNLÜĞÜNÜ OLUMSUZ ETKiLEYEN OLAYLARI ARAşTIRMA KOMiSYONU’’nda görüşülmüş. Komisyonda yaklaşık yetmiş bu şekilde mağdur dinlenmiş. Komisyonun 24 Şubat 2016 tarihindeki oturumunda Chp li Burcu Köksal Aynen Adalet Bakanı Bozdağ’ın açıkladığı şekilde bir görüş ortaya koymuş, dahası Ak partili millet vekillerinin meclise sundukları kanun değişikliği tasarısının metnini bizzat o hazırlamış ama olay kanunun yasalaşması olunca muhalefet???? Bunu da anlayabilene aşk olsun.
Uzatmayalım…Ben bu kanun teklifini böyle anlıyorum ve böyle anladığım için de destekliyorum. Bu kanun teklifini hazırlayanlar, bu kanun teklifini destekleyenler, hatta bu kanun teklifine karşı herhangi bir tepki göstermeyenlere karşı en hafifi ‘’ Soysuzlar ‘’ gibi ifadeler kullananlara, arkadaşlarını( mesela beni) arkadaşlık listelerinden silenlere, olmayacak hakaretleri yapanlara da sadece şunu söylemek isterim ‘’ Önce okuduğunuzu anlamaya çalışın, sonra anlatılanları sakin kafayla bir kez daha dinleyin ve hepsinden önemlisi şunu unutmayın: Soylu olmak sadece sizin tekelinizde olan bir meziyet değildir. Bu ülkenin en az %50 sine soysuz deme hakkını kimden alıyorsunuz?
Bu yazımdan sonra hâla olayın aslını astarını anlamamakta ısrar edip beni arkadaşlık listesinden silecek olanlar da ellerini çabuk tutsunlar ki kimseyle boşu boşuna tartışma yaşamayayım.
Ve son olarak bazılarına diyorum ki ( O bazıları bilir kendilerini) : ‘’Boşu boşuna ıkınıp durmayın. İçinizdekileri çıkarın da rahatlayın. Aslında demek istediklerinizin yukarıdaki resimler olduğunu artık herkes biliyor. Mızrağı çuvala sığdıramazsınız.’’
YORUMLAR
biz de kaçarak evlendik. isteşerek, gönül rızası ile. kız 16 ben de 18'indeydim. yıl 1975. 15 gün kaçak kaçtık ve sonrasında aile rızasıyla nikah yaptık. şimdi yıl 2016 ve o günden bu güne hala evliyiz. mesele bu ise eyvallah ama insanlar böyle olduğunu sanmıyorlar.
bir yerde karşı fikirde olanları ikna etmek için "dünyanın hiçbir yerinde hiçbir hükümet kendi topuğuna sıkmaz" gibi bir şeyler söylenmiş, tarafınızca. lakin biliyoruz ki bunlar kaç kere sıktılar da yine de kendi bildiklerinden şaşmadılar. iyi niyetli olduklarına inanmak zor galiba...
KHK larla "yola devam" diyorlar yani. bazı insanlar aptal yerine koyulmaktan bıkmış olsalar gerek...
Tevfik Tekmen tarafından 11/22/2016 10:50:27 AM zamanında düzenlenmiştir.
bu son uygulama değişikliğinden sonra ben ilk sayfa dışında yorum ve cevap okuyamıyorum haliyle yanıtını da göremiyorum
sami biberoğulları
Sizin olayınız tamamen masum olabilir .Ama biliyoruz ki Toplumun geneli için çıkarılan bir yasayı özele indirgeyemeyiz. Bu yasa 60 yaşında bir sapığın 10 yaşındaki bir kız ile evlenmesine de izin verebiliyor. Toplumumuzda bu tür sapıkların varlığı zaten çok fazla olmasına rağmen bir de çıkarılan kanunlar ile bu sapıkları bizler desteklememeliyiz diye düşüyorum.
sami biberoğulları
Öncelikle sayfama şeref verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
Üç gündür yırtına yırtınsa anlatmaya çalışıyorum ama sanırım boşa kürek çekiyorum.
Bu yasa 60 yaşındaki bir sapık ile 10 yaşındaki bir kızın evlenmesine asla izin vermiyor. Dünyanın hiç bir yerinde en ilkel kabilelerde bile böyle bir yasa olmaz. Türkiyede hiç olmaz. Çünkü hiç bir hükumet kendi topuğuna kurşun sıkmaz.
Ben bir tecavüzcünün ( aynı zamanda katildi ) hapse atıldığını duyduğunda şu sakat bacağıyla hapishane basıp tecavüzcüyü bize verin de linç edip gebertelim namussuzu diye eylem yapmış bir insanım. Böyle bir sapıklığa göz yumar mıyım ya da okey der miyim sizce?
Selam ve sevgilerimle.
sami biberoğulları
Yorumu göremedim. Sildin mi yoksa?
Yekta Attila
Siteden mi, benden mi, bilemedim...
Selam ve saygılarımla.
Bazı yorumları okudum mideme sancılar girdi!!!
Sonra okumamaya karar verdim. Bundan sonra hiç kimsenin yazıya yaptıkları yorumu okumayacağıma karar verim.
Ağabey '''Seni İdam etmeliler''' hemde celladın ben olmalıyım.
Şimdi sen diyorsun ki seviyeli bir tartışma ortamı olsun!!!
Seviye hangi yükseklikte cereyan edecek bilmiyorsun.
Adamın birinin yorumunda başka bir yazıda hemen bu gibi girişimlerin Faşizmin ayak izleri diye nitelendirilmesi gibi bir abeslik gözüme çarptı!
İnsanlık ağabey insanlık!!! Bunu bağırarak söylemem gerekiyordu!!!!!!!
İnsanlıktan dem vuran insan olmamışlık!
Nacizâne!!!
Bu fikirleri (Yasaya karşı gelme) ortaya atan kişiler de benim kanaatimce!!!
O zavallı, Tecavüze uğrayan, kimi kimsesi olmayan, kızcağızları piyasa da görmek istemelerinden kaynaklanıyor!
Sahipsiz malın ortalıkta olması elzemdir.
Başka hususta maaş bağlansın!!!
Nıç nıç nıç, (Dilin üst damağa vurmasıyla sertçe aşağı çekilmesinden çıkan o ses)
Ulan düşüncesiz sivri! O zaman da işsiz gezenlerin hepsi tacizci, tecavüzcü olurlar!!!!!!!!!!!!
Nede olsa ben bu işi yaparım cezaevine girerim, çoluk çocuğuma devlet maaş bağlar ve hiç değilse onlar adam gibi geçinirler! Demezmi, düşünmez mi???
Yahu ağabey konu çok derin ve iyice düşünülmesi gereken ağır bir konu!
Sen kafanı rahat tut ağabey gerisi boş.
Aslında içimden bir sürü sövmek geliyor ama terbiyem müsaade etmiyor.
Selam ve saygılarım çokça olsun ağabey.
sami biberoğulları
Aslında İstanbul'a kadar gelip de benimle görüşmeden gidersen işte böyle şişersin. Burada bir görüşebilseydik, oturup iki kelam etseydik ne güzel olurdu. O zaman bazı hususları daha rahat dile getirirdik baş başa.
Neyse..Her şeyde vardır bir hayır diyelim.
Selam ve sevgilerimle.
ÇOCUK ve Gelin diye bir şey olamaz. Kim ne yaşarsa yaşasın bu bir suçtur ve kimse kendi vicdanını bahanelerle aklmasın.Çocuk ve Eviliğe rıza diye bir şey yoktur. Adı üstünde çocuktur. İmza yetkisi neden yoktur ? Velisi neden vardır ? Demek ki mantıklı akilane düşünemeyecek yaştadır. 45 yaşında bir adamla 25 yaşındaki bir kadın arasındaki şeye aşk derim ..Hatta bunun tersi bile olabilir. Ama 15 yaşında bir çocukla heleki bir öğretmen ( toplum önünde hem bilgisi hemde yaşantısı örnek olması gereken kişidir) evlenemez. Bu çocuğa yol gösterip okuması hatta ailesine de bu telkini vermesi gerekir. Kusura bakmayın Hocam size saygım bakidir.Ancak siz çok büyük bir yalnış yapmışsınız. Bir çocuğun okuma hakkını elinden alıp onu çocuk haliyle kendinize eş yapmışsınız. Bunu destekleyemem. Bir çocukla evlenmeyi düşünen her kişi tedavi görmelidir... Kesinlikle normal bir düşünce tarzı değildir. Psikolojik nedenleri vardır... Şu anda hapiste ne kadar bu suçtan yatan adam varsa hiç bir haklı nedenleri yoktur. Olan olmuş diye bir adli yargı da yoktur. O zaman ben gideyim birini öldüreyim ..Aradan 20 sene geçsin ve itiraf edeyim ..Zaman geçtiğine göre bu suç sayılmasın.Yok öyle bir dünya ..Sizi vicdanınız sorgulasın derim.
Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Benim olayımda gözünden kaçan hususlar var.
Ben bütün bir ömrümü çocuk gelinler olayına karşı mücadele ederek geçirmiş bir insanım.
Peki nasıl oldu da 15 yaşında bir kız ile evlendim.
Uzun uzun yazmayacağım. Ayvazım Deniz'e yazdığım yorumu okursan benim durumumun farklı olduğunu görürsün.
Selam ve sevgilerimle.
Esas sorun eğitım. Elimden gelse ben devlet olsam evli ciftleri anne baba okuluna alıŕ, eğitime tabi tutar, oyle cocuk yapmalarina musade ederdim.
olayları kendi devirleri icerisinde degerlendirmek gerek. 80 yıllarda kücuk gelinler normal kabul edilse bile hiçkimse daha kendi gelisimini sağlamadan, böyle buyuk bir sorumluluğun altına sokulamaz. Eminim coğumuz anne ve babalarınin ezilmislik hikayelerini gözümüz yaşlı dinlemistır. Adı ustünde cocuk, daha ne istediğini bilmeden içinde bulunduğu sevgi açlığinı cevresinde arayıp, aşkı bulduğunu sanıp hayatını karartan nice hayatlar biliyoruz. Ne oluyor bir kac yıl sonra aldatmalar, depresyonlu günler ve maalesef topluma katılan bir surü mutsuz çocuklar. Eğitimciyim. Mesleğim gereği çocuk mahkemelerinde çok vaka ile karsılaştım. Okullarda erken yaşta evlenip cahilligini sırtından atamamış ailelerin çocuklarınin halini hepimiz biliyoruz. Sonra diyoruz ki bu nesil neden böyle. Öyle olaylar öyle aileler biliyorum ki o tür ailelerde cocuklar hayata 10 a sıfir başlıyorlar. Bu yasanın hiçbir izahatı yok bana göre. Batıyla aramızdaki fark ne biliyor musunuz? Onlar bir yasağı koymuşlarsa yumuşatmıyorlar. Hele bir uymasınlar insanin iflahını söküyorlar. Kardesim 18 yaş altında evlilik yasak mı yasak. Ne anne baba izni ne başka bişi tanimayacaksın. Toplumu da bu konuda eğitip kırmızı çizgini koyacaksın. Bizim toplum olarak en buyuk sıkıntımız bu. Hemen bir yasağı esnetme çabası. Sonuç ne duzen tutmaz bir toplum, sınır tanımaz bir toplum. Sorunlu bir toplum.
simdi geçmiste böyle yapılmış olması, 15 yaşında kücük gelinlerin normal kabul edilmesi bu yanlışı doğrulamaz. Keske olmasaymiş, ne geçmiste ne günumuzde. Hele tecavüz varsa değil bir kaç yıl ömür boyu cıkmasinlar icerden. Aile ici tecavuz, erkek cocuguna tecavüz, bebeklere tecavüz aldı başıni gidiyor. Inanin medyaya yansımayan ne adli vakalar var. Yeminle insan olmaktan utanır oldum. Bu konuda kılıc gibi keskin olmazsanız devlet olarak vatandasınızı koruyamazsınız. Siz iyi niyetle bu yazıyı yazmış olsanız da hocam, benim gittigim adli olayları bilseniz eminim olayın bu tarafını hiç görmezsiniz.
saygıyla
sami biberoğulları
Endişelerinizi anlıyor ve tamamen hak veriyorum. Kanunların kılıç gibi olması gerektiği hususunda da sizinle hemfikirim.
mesela 1964 doğumlu bir kız ( veya erkek ) Nüfusa 1967 doğumlu olarak yazılmasın ( benim olayımda olduğu gibi )
Kanun kesin hükmünü koysun 18 Yaşından aşağı yaşta olanlar evlenemez diye...Bunlarda sizinle müttefikim.
Özellikle de toplumun eğitilmesi konusunda aynı düşüncelerdeyim bir eğitimci olarak.
Ancak...
Ben olmuş olandan bahsediyorum.
Leyla Tan adlı bir kadın TBMM Komisyonunda anlatıyor:
'' Ben 15 yaşımda evlendim. Kocamı seviyordum ( 15 yaşında bir kız çocuğu sevgiden ne anlar kısmına takılmadan devam edelim) Evlendikten sonra kocam uzman erbaş olarak çalışmaya başladı. Tam sekiz sene görev yaptı. İki çocuğum dünyaya geldi bu arada. Daha sonra kocamı işlediği bu suçtan dolayı hapse attılar. 8,5 sene hapis cezası aldı. Bu arada ben üçüncü çocuğuma hamileyim.
Meclis komisyon başkanı ve üyeleri bu bir mağduriyettir ve giderilmesi gerekir'' Diyor. Yani hapse atılan vatandaş hapisten çıkarılmalı. Bir başka partiden milletvekili de ''Evet bu bir mağdurşyettir diyor'' Sonra bir yasa tasarısıyla SADECE BU DURUMDA OLANLARIN BİR DEFAYA MAHSUS OLARAK Hapisten çıkarılmasını öngören ve asla ileriye dönnük olmayacak bir yasa teklifi meclise geliyor.
Sizce Leyla Tan'ın kocası hapis yatmaya devam mı etmeli?
Şu anda işte bunu tartışıyoruz.
Çıkan kanun 12- 13 yaşındaki kızlara tecavüz etmiş olanlar hapisten çıksın demiyor...
Selam ve sevgilerimle.
Üzülerek okudum. Yasada ''cinsel istismar'' olarak geçiyor kelime. Yani o kadar geniş olayları kapsıyor ki bizzat şahit olduğum bir olay aklıma geldi. Konya'nın bir ilçesi, yaşlı adamın eşi öldü. Doğudan gencecik bir kızı o zamanın parasıyla 50 milyona aldı geldi. Kızını satan bu pisliğe ise hiç ceza yok. Kıza cebir, şiddet, uygulanmadı(!) diyelim de millet anladı zaten.
Cinsel istismar ne demek araştırmak lazım. Mesela 7 yaşındaki kızınıza veya oğlunuza bazı edep yerlerini açtırırlar, cebir şiddet filan yooktur burada(!) Sonra da hiç dokunmadan bile kendilerini tatmin ederler. Hatta beş altı kişi birlikte de yapabilirler bunu.
Yani yasadaki bazı cümleler düzenlenmesi gerekiyor, açık kapıları çok vesselam.
sami biberoğulları
Bahsettiğiniz olay iğrenç bir olay elbette . Ben asla böyle kızını para karşılığı satan alçaklar ceza görmesin demiyorum. Ya da diğer daha rezil örnekte olan olay gibilerin failleri..
Çok güzel bir noktaya değinmişsiniz bu arada: Yasada açık yönler çok fazla..İşte bu sebeple başbakan konuyla ilgili olarak muhalefet milletvekilleriyle görüşme talimatı verdi kendi milletvekillerine. Yarın bu kanun belki de mecliste o eksiklikleri de giderilmiş olarak görüşülecek.
İnşallah diyelim.
Selam ve sevgilerimle.
size kıymasınlar hocam :)
gergin günlerden geçiyoruz gündemi değiştirmek için çocuklara bile el uzattılar ya insan inanamıyor bu seviyesizliğe ve iktidar uğruna insanların ne kadar düşebileceğine al birini vur ötekine allahtan oy moy vermiyorum hiç bir partiye de bir nebze rahat içim
mizah okumalı sanırım gündemi okuyup kanser olmamak için
saygımla...
sami biberoğulları
Kıyılması gerekiyorsa bana da kıysınlar.
Gerçek yaşı 18 ama nüfusa geç yazdırıldığı için on beş yaşında olan biriyle evlendiğim için , ondan biri ölmüş, dördü hayatta dört çocuk dünyaya getirerek bu dünyanın düzenini bozduğum, devletimin kanunlarını çiğnediğim için bana da kıysınlar. Benim evlatlar '' Katil Devlet '' Diye isyan etmez devlete. Kimsenin merakı olmasın.
Selam ve sevgilerimle.
Şimdi siz kendinizi haklı görüyorsunuz değil mi? Böylece bu yasayı kafanızda ve gönlünüzde akladınız.. Ne de olsa siz de yaşadınız ve mağdursunuz size göre.
Şimdi gelelim gerçeklere..
Yaşı büyük bir kız eşiniz ve sadece nüfus da küçük.. Bu durumda mahkeme karşı tarafın kemik yaşını istiyor eğer tabi isterseniz.. Ve gerçek ortaya çıkıyor tabi gerçek yaşı büyükse ve siz hapse girmiyorsunuz.. Araştırın isterseniz.
Konu birbirini seven iki insanın evlenmesi değil zaten Hocam. Yüzde doksanını küçük gelinler oluşturuyor..Yani gerçek yaşı 13-14-15-16 olan aslında okulda olması gereken bu sabiler oluşturuyor. Doğuda bu çocuklar babası yaşında olacak şerefsizlere başlık parası altında inek gibi satılıyor. Sizin dediğiniz örnekler zaten bir elin beş parmağını geçmiyor. Ki bana göre bu da yanlış. Benim bir tanıdığımda 16 yaşında evlendi ne yazık ki sevmiş güya.. Daha sonra sorduğumda mutlumusun diye ne dedi biliyormusunuz ki bu yüzde doksanı için geçerlidir keşke eve bağlasalardı beni.. Keşke evlenmeseydim oldu.
Hocam doğu da ve çoğu yerde küçücük çocuklar satılıyor.Siz bir emekli öğretmensiniz. Bu kanunu hala nasıl aklamaya çalışıyorsunuz aklım almıyor. O şerefsizler ki özellikle çocukları satın alıp karı yapan sübyancılar bana göre asılmalı. Ki bir daha hiç bir şerefsiz bu çocukları satın almaya cesaret edemesin. Ama ne mümkün.Hala bazı küfür edeceğim olmayacak kendime yakıştıramıyorum çünkü. Bazı Hoca sınıfından diyorum ki onlara dinen Hoca demeye utanıyorum 9 yaşında kızlar evlendirilebilir diyecek kadar ileri gidebilen ahlaksız yaratıklar. Bazı yazılarınızda kızınız olduğunu hatırlıyorum yanlışsam düzeltin lütfen. Siz 9 yaşında kızınızı satarmısınız Hocam.Ya da 15 yaşındaki yavrunuzu.
Ya da kızınıza farzedelim tecavüz ettiler. Eve üstü başı yırtık geldi yavrucak gözyaşları içinde. Ve tecavüz eden **lardan biri hapse girmemek için evlenmek istedi.Siz de aman çevre ne der diye verirmisiniz yavrucağı. Ve bu şerefsiz evlendi diye ortalıkta dolaşır bir zaman sonra ve başka bir yavrucağın da kanına girer ki geçen televizyonda böyle bir olayı yayınladılar. Adam tacizden içerdeyken serbest kalıyor ne hikmetse ve çıktığı gün iki kadına tecavüz ediyor. Bunun bedelini kim ödeyecek.. 13 yaşında bir kız kurbanlık koyun gibi satılırken onu çocuk gönlünün harabesinin cezasını kim çekecek. Sakın bana tecavüzcüleri kapsamıyor bu yasa demeyin.Bizim ülkemizde her çıkan yasanın açık kapıları mutlaka vardır ve bu açık kapılardan bu iğrenç yaratıklar çıkacaktır.
Lüfen Hocam ya bu yasa denen rezilliği lütfen daha fazla savunmaya kalkmayın rica ediyorum.. Çocuk satın alan bütün şerefsizler hapiste gebersinler.
Size iyi günler diliyorum.
Aşkar
imzamı atıyorum bu yorumun altına
saygımla...
Müjgan Akyüz
sami biberoğulları
Benim yazılarımı en çok okuyan ve bu yazıma yorum yapanlar içinde en eski arkadaşım sen olduğun için direkt senden başladım cevap vermeye.
Ayrıca yine arkadaşlarım içinde pek çok yönden farklı düşüncelere sahip olsak da kısmadan, dökmeden, incitmeden tartışabildiğim nadir insanlardan bir olduğun için tabii ki.
Yazındaki ahlaksız tipler ile ilgili ya da bu ülkedeki tecavüz ve taciz olayları ilgili olarak yazdığım pek çok yazı ve şiirim varır bu sitede. Bunlardan sadece bir tanesi olan ''Adı olmayan Kadınlar'' Adlı şiirimde ülkedeki taciz ve tecavüz olaylarına nasıl baktığım bellidir. ( http://www.edebiyatdefteri.com/siir/902850/adi--olmayan--kadinlar.html )
Pek az insanın ele aldığı hayvanlara tecavüz konusunu da bir başka şiirim olan '' Bir köpekle hasbihal'' adlı şiirimde ele almışımdır. Yazılarımın ise haddi hesabı yoktur ki mutlaka okumuşsundur en azından bazılarını. Dolayısıyla en azından benim tecavüz ve tacizi destekleyecek bir karakter yapısına sahip olamayacağımı bilirsin..
Ben bu kanun teklifini destekliyorum derken tecavüzü ve tacizi destekliyor olabilir miyim?
Bu yazımı başka platformlarda da paylaştım ve vatandaşın biri '' Bir öğretmen olarak 15 yaşında bir kızla evlendiysen senin de hapse atılman gerekirdi. On beş yaşında bir kızla evlenebilen bir öğretmen, 15 yaşındaki kız öğrencilerine de iyi gözle bakmaz'' Diye yazmış. haklı mı haklı. Ama dikkat etmediği bir husus var ki senin gözünden kaçmamış.. Yazımda ısrarla iki defe '' Nüfus cüzdanına göre 15 yaşındaydı'' Diye belirtmişim eşimden bahsederken. (Evet benim eşim aslında hem babasının, hem de daha sonra annesinin ifadesiyle 1964 doğumluydu. Yani 1982 yılı itibariyle 18 yaşındaydı.. Ancak nüfusa geç yazdırılmıştı ki bu sorun da yine bu taciz- tecavüz olaylarında gözden kaçan hususlardan biridir. ) İşte senin gözünden kaçmayan bu kısımda da sen '' Hocam kemik yaşı denen bir şey var'' Demişsin. Maalesef yok sevgili Deniz. Ya da oldukça nadir var. Zorla tecavüz durumlarında kısmen var da benim olayım gibi olanlarda çok sıkı bir avukatın, avukata dökecek bol paran yoksa yok maalesef. Yaşadığımız bu problem biraz da bundan kaynaklanıyor.
Bak TBMM komisyonuna gelmiş bir konuşmayı sana kopyalayayım:
TBMM AİLE BÜTÜNLÜĞÜNÜ OLUMSUZ ETKİLEYEN OLAYLARI ARAŞıTIRMA KOMİSYONUNDA 24. ŞUBAT 2016 Tarihli oturumdan kısa bir pasaj:
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar CHP Milletvekili) – Ben Şunu merak ettim: Mahkeme sürecinde sizinle ilgili mahkemeden bir rapor aldırıldı mı ruh ve beden sağlığıyla ilgili? Çünkü bu tip davalarda oluyor.
LEYLA TAN ( Mağdur bir vatandaş--Erken yaşta evlenmiş. İki çocuğu var, üçüncüsüne hamile. Kocası sekiz yıl uzman erbaşlık yaptıktan sonra küçük bir kızı alıkoyma, ve tecavüz suçundan hapse atılmış..8.5 sene hapis cezası almış) ) – Şöyle evet, beni gönderdiler ama hani böyle Adli Tıp falan öyle bir Şey yok. Beni orada Numune Hastanesine gönderdiler. Orada sadece bir gittim, psikologla görüştüm tamam, “Ruh ve beden sağlığı bozulmamıştır." diye bir rapor yazdı verdi. Daha sonra beni kadın doğuma gönderdiler. Ondan sonra oradan gelen Şeylerle hani ortada bir kemik testi yok, ne bileyim bana “Hastaneden doğum raporun çıkıyor, sana kemik testi isteyemiyoruz." dediler. Ama yani onun dışında hiçbir şey olmadı, çok rutin, basit hani gittim psikologla konuştum. Konuşmadık bile yani adam sadece orada bana yazdı…
BAŞKAN – Ruh ve beden sağlığı bozulmamıştır raporu verildi.
Yani o kemik testi yapılmadığı gibi beden ve ruh sağlığının bozulup bozulmadığı konusunda bile doğru dürüst bir şey yapılmıyor. Ama yine de vatandaş )( yani kadının kocası ) beden ve ruh sağlığı bozulmamıştır raporu na rağmen hapiste...
Ben bu yasanın işte bu tür mağduriyetleri önlemek amacıyla çıkarıldığına inandığım için destekliyorum.
haa yasanın uygulanmasında şöyle olur böyle olur. İİşte o noktada durum TBMM sorumluluğundan çıkıp mahkemelerin sorunu olur. TBMM den 1920 den buna yana çıkmış olan hiç bir kanun 13 yaşında ve 23 kişinin tecavüzüne uğramış bir kıza '' 23 Kişi ile kendi rızasıyla ilişkiye girmiştir' diye hüküm vererek tecavüzcüleri salıverin gitsin'' diye bir kanun çıkarmaz. Çıkarmamıştır da ama uygulamada böyle bir durum yaşamış mıdır? Maalesef yaşanmıştır.
Bu durumda meclisimiz kanun çıkarmasın mı? O zaman görevi ne olacak bu meclisin? Yani '' Çıkan her kanunun mutlaka bir açık tarafı oluyor o halde meclisten kanun çıkmasın'' Diyebilir miyiz?
Kısaca: Tecavüz ve taciz durumlarına sen ne kadar duyarlı isen ben de o kadar duyarlıyım sevgili deniz. Bir kız çocuğum ve beş yaşında bir kız torunum var.
Selam ve sevgilerimle.
Ve son cümlelerinize cevap vererek noktalıyorum:
sadece çocuklara değil, herhangi bir canlıya ya da hatta cansız tecavüz eden herkes gebersin. Eğer anlattığım olay ile ben de bu kapsama dahilsem ben de gebereyim.
para karşılığında çocuklarını satan herkes gebersin.
Küçük çocukları eş diye koynuna alan ne kadar adi sapık varsa gebersin..
Ayvazım Deniz
O yüzdendir ki bu sayfada fikrimi özgürce savunabiliyorum.. Bu konu da da size teşk. borçluyum.
Ve hala bu çirkin yasanın çıkmasına sonuna kadar karşıyım. Sizin verdiğiniz örnek elbetteki doğrudur.. Ama şu da bir gerçektir ki 3 bin kişi için 50 bin kişi harcanmamalıdır.. Kadınlarımıza ve çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Bu yasayı hangi parti çıkarmaya kalkarsa ben sonuna kadar karşı olmaya devam edeceğim. Çocuklar bizim geleceğimiz. Biz eğitimli kişiler bile onları yalnız bırakırsak cahiller ne yapar artık gerisini siz düşünün.
Tekrar saygılarımla Hocam.
Hocam kendinizi de yaksanız kim neyi nasıl anlamak istiyorsa öyle anlayacak. Konuşmaları cımbızlıyorlar. millet de balıklama dalıyor mevzuya. sosyal medya beyinciği, ne beklenir ki...
Saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Yapilan bir yanlışı bir düzine insan yapıyor veya siz yapıyorsunuz diye doğru sayamazsiniz. Benim de Annem 14 yaşında evlendi siirtliyiz . Ne cektigimizi ben bilirim o erkekler o kucucuk kızlarla evlenmek istemeyipte buyumesini kendi aklini güzel bir şekilde kullanmasını isteseler- ki niye istesinler o zaman bakmaz belki o adamlara - :) budurumlar yaşanmaz . 14 yasindaki kucucuk bir kıza baskı uygulanarak -mahalle baskısi - veya ayak bileğinden kol bileğine kadar altin bileziklerle donatirsaniz tabiki kız gönül rızası ile evlenir. Sonra kızı istediğin kadar ez adamın ailesi ayrı yerden ezer kocası ayrı yerden ezer aşağılar kiz bu durumu anlayamaz kendini savunmaz karnındaki bebesiyle o adama muhtaç kalmış bir kere. Nereye gitsin . Yani bütün kucucuk kızların kaderi sizin eşiniz gibi olmuyor malesef 5. 10 kişinin belki .
sami biberoğulları
Yanlış her yerde, her zaman ve kim tarafından yapılmış olursa olsun yanlıştır.
Şimdi de ben sorayım:
Bir yanlışlık yapılmış ve kız 15 yaşında ( Yani kendi rızası diye bir şeyin söz konusu olmayacağı bir yaşta ) hiç bir hile, zorlama ya da başka etki olmaksızın ama sevdiğini zannederek evinden kaçmış. Bir erkekle cinsel ilişkiye girmiş ve hamile kalmış, sonra da bir yuva kurmuşlar ve mutlu bir hayat sürdürüyorlar Yani kızı da erkeğin de huzurlu bir yaşamı var. Sonra çocukları da olmuş. Daha sonra erkek hapse atılıyor küçük bir kızı alıkoymaktan. Kızın ailesi '' Madem sen evden kaçtın geber, bana ne ''Diyerek kızına bakmıyor, erkeğin ailesi de '' Oğlumuz senin yüzünden hapislerde sürünüyor'' Diye kıza bakmıyor. Kızın yapabileceği bir iş yok. Çocukları küçük zaten.
Böyle bir sorunu siz olsanız nasıl çözersiniz?
Selam ve sevgilerimle.
Sami Hocam,önce geçmiş olsun.Bu hikayeniz bence Hukuk Fakültelerinde "ders olarak "okutulmalı da bazılarına "ders olmalı."
"Tecavüzcüsüyle evlenmek" bir Katolik geleneğidir ve bizim kanunlarımıza 1926 yılında İtalya'dan aldığımız "Ceza Kanunu "ile aynen girmiştir.
Ve bu "hüküm" 79 yıl boyunca yürürlükte kalmış,2005 yılında "iktidar "olan parti tarafında yürürlükten kaldırılmıştır.O yıllarda "susanların" şimdi "gerici" hükümete karşı bayrak açması biraz trajiktir hatta "Trajikomik" de denebilir.
Biraz adalet,biraz anlayış lütfen.
"Gürültüden "rahatsızım.Şimdi gel de Cenap Şahabettin'e hak verme:
-Yerinde sayanlar,yürüyenlerden daha çok ses çıkarırlar.
Bereket "yaşlandım" da o "cılız" sesleri duymuyorum.Dileyen aşağıya adını yazdığım "makaleyi" internette okuyabilir.
Franca Viola’nın ahı...
İyi günler size ve biraz da sessizlik dahi.Ayrıca idama karşıyım işte,size kıymak hiç adil olmaz /olamazdı da ondan!
sami biberoğulları
İşin bir de bu tarafı var ama o tarafa bakanımız da yok maalesef.
Selam ve sevgilerimle.
(26/ŞUARÂ-74: Hayır dediler, atalarımızı böyle bulduk, böyle yapıyordu onlar.)
(2/BAKARA-170: Ne zaman onlara: "Tanrı'nın indirdiklerine uyun" denilse; "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız" derler. (Peki) Ya ataları bir şey akledemeyen ve doğru yolu da bulamamış kimseler olsalar da mı?)
BU KONUDA BUNDAN BAŞKA YORUM YAZMAYACAĞIM. TECAVÜZ EDEN ADAM ÖLSÜN YAV
BİLDİĞİN GEBERSİN. NEFSİNE UYANA CEHENNEM VAR DİYOR ALLAH. İŞİNE GELİNCE ALLAH ALLAH İŞİNE GELMEYİNCE BACIM OLUR YAVRUM YOK YA GEBERSİN, SİZ ERİL BEYİN ASLA KADINLARI ANLAYAMAYACAKSINIZ. NE ACILARIMIZI NE SEVİNÇLERİMİZİ ANLAMAYA MUKTEDİR DEĞİLSİNİZ. YOK SIĞINTI MI OLSINMIŞ YOK YAZIK DEĞİL MİYMİŞ. SEN BİLİYOR MUSUN O KIZ TECAVÜZÜ YAŞARKEN NE HİSSETTİ, KENDİNDEN NASIL TİKSİNDİ, KIZIN HAYATINA 2. BİR TECAVÜZ DE AİLESİNDEN GELİYOR BİRİ NAMUS DİYOR ÖTEKİ AHLAKSIZ EVLADINI HAPİSTEN KURTARMAK İÇİN HADİ EVLENDİRELİM DİYOR TECAVÜZCÜSÜYLE BİR ÖMÜR MÜEBBET. SUÇU ÖNLEMEYE YÖNELİK ÇALIŞMA BEKLEDİĞİMİZ YERDEN SUÇLUYU CEZALANDIRMA ŞÖYLE DURSUN ÖDÜL GİBİ YASA GELİYOR. "AFERİM OĞLUM BELİNE KUVVET BU EKSİK ETEK ZATEN SOFRADA Kİ YERİ BİLE ÖKÜZDEN SONRA GELİR. VE KAÇINCI ASIRDAYIZ HALEN ÖKÜZDEN SONRA GELİYOR KADIN. İKTİDAR PARTİSİNİN ÜYELERİNİN BİR ÇOĞU AVUKAT, ÇOĞU YURT DIŞINDA OKUMUŞ ARTIK NASIL EVROPA GÖRMÜŞLERSE. DOĞUNUN DA DOĞUSUNUN KUYUSUNDAN BAKIYORLAR OLAYA.
15 YAŞINDA KIZIN HANGİ ORGANI TAM OLARAK GELİŞİMİNİ TAMAMLAMIŞ Kİ BEYNİ DE ÖNÜNÜ ARDINI BİLSİN GÖRSÜN DE "RIZA VERSİN"
RAHMETLİ BABAANNEM DERDİ
ANAM BENİ EVERDİĞİNDE BEN KAPI ÖNÜNDE BEBEKLERLE OYNARDIM(10 YA DA 13 YAŞ), ONUN DEDEMİN KARŞIDAN GELDİĞİNİ GÖRÜNCE BEBEKLERİMİ TOPLAR " DEDE GELİR " DİYEREK EVE KAÇARDIM DİYE ANLATIRDI. SAHİ SENİN KIZIN KAÇ YAŞINDA EVLENDİ?
VE SEN NEDEN BU LANET OLASI YASA TASARISINI BU KADAR SIRTLANDIN DA HA BABAM SAVUNUYORSUN. YANLIŞI HERKES YAPINCA O YANLIŞ DOĞRU MU OLUYOR?
Filiz Şahin. tarafından 11/20/2016 10:52:35 AM zamanında düzenlenmiştir.
Filiz Şahin.
sami biberoğulları
Yorumlara cevap yazarken tam sıra sana geldiğinde net gitti.
Kendi kendime ''Aha şimdi Filiz herkese cevap yazdığımı ama kendisine yazmadığımı görürse kesin benim kızdığımı düşünür'' neyse öyle düşünmemişsin. Sağ ol
Ben ülkemin vatandaşlarının hangi ülkede yaşadıklarının farkında olup olmadıklarını gerçekten ciddi ciddi merak etmeye başladım. Çünkü vatandaş bana '' Hocam senin durumunda olan en fazla elli kişi vardır '' Diyor. Sadece Fethiye'nin Bekçiler Köyünden en az elli kişinin adını tek tek verebilirim benim durumumda olan. hangi ellisi hangi yüzü. Sadece Muğla ve Antalya'da eğer kanunlar tam işletilmiş olsaydı en az on bin insan şu anda içerde olmalıydı. Evet sadece Muğla ve Antalya'da...Diğer 79 ili saymıyorum..
Benim kızıma gelelim.
O da evlendiğinde 17 yaşındaydı ve Fethiye'nin genel geleneğine uyarak kocaya kaçtı. Ben başında olsaydım böyle bir şey yapabilir miydi? Sanırım yine yapardı. Bilemiyorum. benim razı olduğum bir durum değildi. Ama bazen pederin değil, kaderin dediği oluyor. Nitekim de uzun sürmedi evlilikleri. Çok kısa sürede karşılıklı rızayla boşandılar.
Bu yasayı savunuyorum çünkü bu olsayların mağdurlarını bizzat tanıyorum. Onlar içinde öğrencim olan bir sürü kız var.
Dünyanın hiç bir yerinde hiç bir hükümet kendi ytopuğuna kurşun sıkma anlamına gelecek bir pedofili yasası çıkarmaz.
Neyse...Zaten bazı şeyleri özelden de yazdım sana. Onları bir de burada tekrarlamanın anlamı yok sanırım.
Selam ve sevgilerimle.
İlginç ve bir o kadarda kayda değer bilgilendirici bir yazıydı gerçekten. Güzel yurdum Türkiye'de bazen mantığa ters olaylarda oluyor ve bazı zaman biz normal vatandaşlar da bunlar anlamakta hayli zorlanıyoruz. Tebrikler ve teşekkürler değerli kalem Sami Hocam...
sami biberoğulları
Şair boşuna mı demiş.
Biz biliriz bizim iişlerimizi
İşimiz kimseden sorulmamıştır
.......
Bizim gibi millet görülmemiştir.
Aynen öyledir. Biz farklı bir milletiz. İşlerimize bazen akıl sır ermez.
Selam ve sevgilerimle.
Değerli hocam, muhalefetin 10 (On) ay önce bu şekliyle ortaya koyduğu yasa tasarısını, şimdi iktidarı suçlama nedeni sayması, meselenin buradaki 'okuduğunu anlamama' durumundan daha vahim olduğunu gösteriyor...
O zaman sorulur...
Bugün "Ahlaksızlık!" derken kimi yargılıyorsunuz?...
Kimin hafızasını niteliyorsunuz?...
Kimlerin üzerinden siyaset yaptığınızı sanıyorsunuz?...
.............
.............
Evet, değerli hocam, uzatmayalım...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
işte belirttiğiniz bu husus dile getirdiğim anda durum birden '' Biz hangi parti çıkartırsa çıkartsın karşıyız''a dönüştü. Böyle olunca da diyecek bir şey kalmıyor tabii ki. Vatandaşların meselesi parti meselesi değilmiş(!) Ne diyebiliriz ki.
Selam ve sevgilerimle.