- 687 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ÇİFTÇİ, BİR İŞÇİ, BİR FATİH TERİM
BÖLÜM 1 : HASAN KARA
Hasan Kara Konya, Beyşehir doğumlu. 6 yaşında ilkokula gitti. 12’sinde traktör sürmeyi öğrendi. Öğrendiği günden beri de çiftçi. 20’sinde askere gitti. 21’inde evlendi. Evlendiği kız aynı köyden , uzaktan bir akrabalarıydı.
Hasan Kara 24’üne geldiğinde Murat’ın, Mehmet’in ve Perihan’ın babasıydı.
Köyde Hasan Kara’nın , babasının ve erkek kardeşinin evleri yan yanaydı. Bahçeli evlerin üçünde de ahır bulunuyordu. Bu ahırın işlerini genelde kadınlar ve çocuklar yapardı. Erkekler ise tarlada traktör sürer, kalan vakitlerinde -ki bu yılın uzun bir zamanı demekti- köy kahvesinde taş dizerlerdi.
Hasan Kara şekerin iyi para ettiği bir sene, hasat sonrası beyaz bir şahin aldı. O günden beri hayatta en değer verdiği malı , arabası oldu.
Hasan Kara askerliği haricinde Konya’nın dışına bir defa çıktı. Ailesiyle beraber Ankara’ya , bir akrabalarının düğününe gittiler.
Şimdilerde Hasan Kara 40’lı yaşları devirmekte. Ömrü köy kahvesinde okey oynayarak geçiyor. Büyük oğlu Murat köydeki tarlaları ekip biçmeye devam ediyor. Mehmet askerde. Geleceği zaman şeker fabrikasında çalışmayı düşünüyor. Perihan ise evde kısmetini bekliyor.
Bugün Hasan Kara kalan ömrünü köy kahvesinde okey oynayarak geçiriyorsa, Perihan evde kısmet bekliyorsa , Mehmet 12 ay askerlik yapıyorsa , Murat babası gibi çiftçi oluyorsa , bunların hiçbirinin nedeni kendi seçimleri olmasından değil, seçecekleri fazla bir seçeneğin olmamasından kaynaklanıyor.
Hasan Kara ve ailesi fakir doğdular, fakir yaşadılar. Ekmeklerini çiftçilik yaparak kazandılar. Belki binlerce insan onların ürettiği şekerle çaylarını tatlandırdı. Yine binlerce insanın yediği ekmekte onların buğdayı, mısırı kullanıldı.
BÖLÜM 2 : MEHMET DEMİR
Mehmet Demir , Kırşehir Kaman’da doğdu. O daha beş altı yaşlarındayken ailesi Ankara’ya göç etti. Çocukluğu sokaklarda top oynayarak geçti. Yazları amcasının bakkalında çıraklık yaptı. Liseyi bitirdiğinde bir markette işe başladı. 28 senedir Ankara’da çalışmadığı market kalmadı.
Mehmet Demir 26 yaşındayken aynı markette çalıştığı Bahar’la evlendi. Bahar ve Mehmet Demir çifti en mutlu zamanlarını evliliklerinin ilk beş yılında yaşadılar. Çünkü beşinci yılda ikinci çocukları da doğmuştu.
Bu güzel ailenin hiç bir zaman Ankara’da ev alabilecek kadar paraları olmamıştı. Ömürleri boyunca kiralık dairelerde oturmaya mahkum gibiydiler. Mehmet Demir’in maaşı , asgari ücretin çok az zamlı haliydi. İki çocuğuna bakmak zorunda olan annenin çalışamaması , aileyi kirayı ödeyemez duruma getirmişti. Sonuçta Bahar’ın da çalışması için çocuklar babaanne ve anneannelerin ellerine teslim edilmek zorunda kalındı.
Mehmet Demir bir gün Etimesgut’tan bindiği otobüste ,çalıştığı markete , Bahçeliye giderken karşısında oturan yaşlı adamın okuduğu gazeteye göz gezdirdi. Gazetede ’’turizmin bu sene patladığını ; İngiliz, Rus, Arap turistlerin sayısının geçen seneye göre iki kat arttığını’’ okudu. Önce sevindi. Sonra kendisinin , ailesini de alıp on senedir tatile gitmediğini düşündü. Kendini aptal gibi hissetti. Otobüsün camına kafasını yaslayarak , dışarıdan geçen binlerce arabayı seyretti.
Mehmet ve Bahar Demir çifti yıllarca asgari şartlarda , asgari ücretlerle çalıştı. Onlar, piyasada üretilen malların dağıtımını yapan , hizmet üreten işçilerdi. Çalıştıkları marketlerde , diğer iş arkadaşlarıyla beraber organize bir şekilde , her gün tırlarca malı tüketicilere ulaştıran bir işçi grubunun parçasıydılar.
BÖLÜM 3 : FATİH TERİM
Fatih Terim 1953 yılında Adana’da küçük bir kasabada doğdu. Futbola olan yeteneği onu Adanademirspor’a taşıdı. Ardından Galatasaray’da uzun yıllar futbolculuk yaptı.
Terim 29 yaşında , 1982 de Fulya Hanımla evlendi. Fulya Hanım , bir fabrikatörün kızıydı ve Adana’da ortalama bir ailede doğan Fatih Terim’e göre , çok daha farklı hayat şartlarında yaşamıştı. Ancak Terim bir fabrikanın sahibi olmasa da , çok daha fazla para kazanmanın, yeni şartlara uyum sağlamanın bir yolunu bulmuştu.
Galatasaray’da futbolcu olarak jubilesini yapan Terim , hemen ardından teknik direktörlüğe başladı. Önce Anadolu takımlarında, sonra Galatasaray’da , 2000 yılında Galatasaray’ın Uefa kupasını kazanmasıyla , İtalya’da Fierantino ve A.C. Milan gibi dünyaca ünlü klüplerde teknik direktörlük yaptı. Hatta İtalyan devletinden hizmet madalyası bile almışlığı vardı.
Bu günlerde Fatih Terim milli takım teknik direktörüdür. Kazandığı para aylık 962.500 Türk Lirasıdır. Yani bir asgari ücretlinin 62 buçuk yılda aldığı parayı , TFF’den 1 ayda kazanmaktadır. Ürettiği hizmet 11 kişinin sahada daha iyi oynamasını sağlayan taktik geliştirmek ve oyuncuların fiziksel güçlerini arttırmaya çalışmaktır. Bunun için yardımcılara ve bir ekibe sahiptir.
Terim ailesi magazin haberlerinde de bazen yer almaktadır. Eşi Fulya Hanımın , uçak kazasında ölen babasını anmak için , babasının arkadaşlarıyla her sene 30 Ocakta denize çok sevdiği viskiyi bırakması veyahut Terim’in kızlarının milyon dolarlar harcanan düğünleri gibi şeyler Terim ailesini magazin haberlerinde yer bulmasını sağlamıştır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.