- 544 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BEŞ TL VERİRSENİZ OTURABİLİRSİNİZ
BEŞ TL VERİRSENİZ OTURABİLİRSİNİZ
Sevgili okurlarım, bugün bisiklet turundan dönüyorum. Soluklanmak için bir numaraya yani Konyaaltı sahilinin başına geldim. Bir grup genç oturuyordu. İki tanesi de gitar çalıyordu. Yanlarına yaklaştım ve: “Çocuklar beni de aranıza alır mısınız?” Dedim.
İçlerinden bir tanesi güzel bakan gözleriyle gözlerime gülümseyerek baktı ve: “Beş TL verirseniz oturabilirsiniz.” Dedi.
Bisiklet tura çıkıyorken cüzdanımı pek yanımda bulundurmam. Bisikletin çantasına baktım cüzdanım çantamda. Hazine bulmuş kadar mutlu oldum. İçersinden beş TL çıkardım. Güzel gözleriyle hala ne yapacağımı merak eden gence uzattım ve: “Buyur şimdi oturup sizi dinleyebilir miyim?” Dedim.
Güzel bakışlı yakışıklı delikanlının muziplik yapmak istediğini, zaten baştan gözlerinden okumuştum. Gülümseyerek: “Abla ben şaka yapmıştım. Tabi ki oturabilirsiniz.” Dedi.
Gencin gözlerine bakarak aynı anda bende gülümsedim ve: “Muziplik yapmak istediğini zaten ta başından anlamıştım. Bende sana şaka yapıyorum.” Dedim ve parayı tekrar cüzdanıma koydum.
Kızlı erkekli grup hep birlikte güldüler. Üçü bankta diğerleri yerde oturuyordu. Bankta oturan gencin birisi yerini bana verdi kendiside yere oturdu. Cüzdan elimdeyken içersinden kartviziti çıkardım hepsine birer tane verdim. Gitar çalanlardan birisi Elfida şarkısını okuyordu. Bittikten sonra: “Abla şimdide sıra sendedir. Bizde şiirlerinden bir tanesini dinlemek istiyoruz.” Dedi.
Aslında yazdığım aforizma ve hicivlerin hepsini ezbere bilmiyorum. Sanıyorum ileri yaşla alakalı olsa gerek, ama "İnsanız" şiirimi yanlışsızca çocukların Gitarı eşliğinde okudum:
“İnsanız
Din Dil Irk Meseb hepimiz dünyalıyız
Kendi norm ve değerlerimizle
Sonuçta hepimiz insanız
Maddiyatın öne geçtiği bu zamanda
Maneviyatı çok aramaktayız
Bir içten gülüşe bir sıcak bakışa
Kim bilir, kim bilir ne kadarda hasretiz
Yüreğimizle barışık değilsek
Başkalarına ne kadar gerçekçi olabiliriz
Bazen yüreğimizin derinliklerine
İnip bakmamız gerekiyor
Yüreğimizle ve çevremizle
Ne kadar dost olabiliyoruz
Yada dost diye arkadaş insan diye
Yüreğimize aldığımız insanlarla
Ne kadar dost kalabiliyoruz
Dost olabilmek güzel
Dost kalabilmek mükemmel
Dost kalabilmeniz dileğiyle...”
Şiiri okuduktan sonra Antalya Akdeniz Üniversitesinde okuduklarını öğrenmiş oldum. Çocukların hepside birbirinden farklı giyimlerde ve birbirinden farklı görüntülerdeydi. Çocukların hepsinin de ortak noktaları müzik ve kitaptı. Okuduğum şiirden sonra hepside hayranlıkla bana bakıyordu ve şiirin arkasından nasıl bir konuşma geleceğini merak ediyorlardı. İçinden bir tanesi: “Abla yabancıya çok benziyorsunuz. Sanıyorum Türk değilsiniz yada Antalyalı değilsiniz.” Dedi.
Antalya’da benim yaşımdaki bir kadın bisiklet sürmüyor. Birde kısa tuttuğum saçlarımı ve boyamayışımı eklersek çocukların öyle düşünmesi gayet doğaldı. Bu sözlerin karşısında tekrar gülümsedim ve: “Çocuklar ben yabancı değilim hem de Türkün özüyüm. Afyonkarahisarlıyım.” Dedim.
Çocuklar daha da çok şaşırdılar. Genelde Afyonkarahisarlılara eskiden tutucu ve yobaz derlerdi. İnsan hali buya eskiden öyle düşünüyorlardı. Bu düşünceyi çocuklarda kırmış olacağım ki: "Abla gerçekten mi? Sizin oralarda senin gibi kadınlar var mı?" Dedi.
Bu sorunun cevabını hep birlikte bekliyorlardı. Çocukların hepside gözlerime bakıyordu: "Evet çocuklar benim gibi çok var. Artık Afyonkarahisar çok gelişti elli yıl öncesi gibi değil. Sizlere benzeyende çok gençleri var. Ayrıca ülkenin her tarafındaki sizin gibi gençler Türkiye’nin illerinde ilçelerinde köylerinde ülkeye gelecek vaat ediyorsunuz. Benim için vatanın hangi beldesinde olursanız olun hepiniz aynı değerdesiniz." Dedim.
Karanlık kavuşmadan önce eve dönmem gerekiyordu. Kalktım ve: “Çocuklar şunu da eklemek istiyorum. Sizler bu ülkenin gelişmesinde yüz akı olacaksınız. Kolunuza bileziğinizi alın, emek harcayarak aldığınız bu bileziğinizin hakkını vererek de taşıyın.” Dedim ve hepsini ayrı ayrı öperek oradan ayrıldım.
Hepsinin gözlerinden okunuyordum. Çok duygulanmışlardı. Tertemiz beyinlere velilerin öğretmenlerin Vatanın Bayrağın Devletin Milletin geleceği bu pırlanta gibi çocukları hakkıyla işlemeleri hakkıyla öğretmeleri tek arzumdur. Elbette aralarında birkaç tane çürük elmalar çıkacaktır. Güllerini sevenler dikenlerine katlanır. Gülleri sakın soldurmayın. Dikenleri de öğretirken biraz olsun ekstra özen gösterin, ekstra emek harcayın…
Sevgi ve saygılarımla Zekiye Doğan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.