Bazı harfler..
Çoçukken harfleri kadın ve erkek diye ayırırdım. Bazı harfleri kadın, bazılarının ise erkek olduklarını söylerdim.
Alfabe içerisinde birbirine tutunmaları, bir cümlede sıra,sıra dizilmeleri, bir makalenin ortak noktalarında birbiri ile buluştuklarını bilirdim. Kadın ve erkek için yazılmış bir makale olduğunu söylerdim. Sesli ve sessiz harfler demektense kadın ve erkek harfler demeyi tercih ederdim.
Aynı yazı içerisinde birbirini tamamlamaları o kadar alıcı olurdu ki, ne zaman gözyaşı sözcüğünü oluşturmak için birleşseler hem kadın, hemde erkek için ağlamanın ortak bir değer olduğunu söylemek isteyen duruşlarını severdim.
Gözyaşını biliriz hepimiz, hepimizin tanışmışlığı vardır onunla. İlk tanışma masumdur. Masumca kendini tanıştırır. Bir dondurma, bir şeker, bir oyuncak gibi isteklerimizin ardından hayır sözünü duyunca onu çağırırız yardıma. Yardım eder bize, istediğimizi alabilmek için onun yardımına ihtiyacımız olduğunu bilir. Ve hep kazandırır bize, kaybettirdiği anları çok azdır.
Bundan sebep gözyaşı masumdur.
Masum bir şey canımızı yakmaz, bize zararı olan her acı verici olayda duruşunu bozmaz. Canımız yandığında yanaklarımıza düşer ve bizle konuşur. Teselli verir, acıyı hissetmememiz için bize yardım eder.
Sizce de masum değilmidir ?
Bence gözyaşı hep masumdur.
Gözyaşımıza sebep olanların acımasızlığında bizimle onur şavaşı verir.
Acıyı yaşatanlara karşı yanlızlığımızı örter.
Hiç belli olmaz nerede karşımıza çıkacağı, birileri için otobüs terminali olurken, birileri için mezarlıklarda görülmeyi, birileri için sevgililerin uzaklıklarının acısında belirmeyi, birileri için arkalarına bakmadan gidişlerde hep onun masumca süzüldüğünü görürüz.
Bazı harflerin kadın, bazı harflerin erkek olduğunu öğrendiğimde, sevdiğim kadına erkek harflerle bir mektub yazmaya karar vermiştim. Alfabede tüm kadın harfleri çıkardım. Erkek harflerle mektubu yazmaya çalıştığımda anlamı olmayan bir sürü sözcük oluştuğunu gördüm ve o an anladım.
Kadın ve erkeği ne zaman birbirinde ayırmaya kalkarsanız, harfleri ayırdığınız an gördüğünüz anlamsız sözcükler gibi anlamsız bir hayat görürsünüz, gözyaşının masumluğunda.
......
YORUMLAR
hayat iki ucun arasında değil midir zaten, ölüm ve yaşam, kadın ve erkek, malum ve meçhul...
her şey biribirini tamamlar nitelikte yaratılmışken harfleri ayırarak yazılan bir mektup da anlamsız bir söz yığını oluyor evet...
biribirini tamamlayan parçaların hiç ayrılmaması dileğiyle..
tebrik ederim..harika bir öykü...
Bazı harflerin kadın, bazı harflerin erkek olduğunu öğrendiğimde, sevdiğim kadına erkek harflerle bir mektub yazmaya karar vermiştim. Alfabede tüm kadın harfleri çıkardım. Erkek harflerle mektubu yazmaya çalıştığımda anlamı olmayan bir sürü sözcük oluştuğunu gördüm ve o an anladım.
Kadın ve erkeği ne zaman birbirinde ayırmaya kalkarsanız, harfleri ayırdığınız an gördüğünüz anlamsız sözcükler gibi anlamsız bir hayat görürsünüz, gözyaşının masumluğunda.
insan denen alfabemiz kadın ve erkeğin toplamından oluşuyor. kadın da olsak erkek te olsak karşıtlığımızı doğamız gereği taşıyoruz içimizde. içimizde olanı arıyoruz zaten dışımızda. içimizde ki soyut parçanın somutunu arıyoruz dışımızda. bulduğumuzda hayat anlam kazanıyor. kaybettiğimizde anlamsızlaşıyor. tam anlamıyla tezahür ettiremediğimizde içimizde kini dışa, olsa da tam anlamını bulmuyor. kadın ve erkek denen ve ikisinin birbirinden ayrı olduğu düşünülen, görünüşte ayrı olan ama içimizde bütün halde taşıdığımız varoluşumuzun iki ayrı yarısıdır. bilmese de kadın erkeği erkek kadını soyut haliyle içinde taşır. ve ömrünü içinde ki soyutu somuta dönüştürmek ve tamamlanmak çabasıyla geçirir. ancak kendi içinde ki soyut formu çok iyi tanıdığında dışında ki somuta ve onu tamamlayan diğer parçasına ulaşır.
tamamlayanlar ve ulaşanlar çok olsun...
yine çok güzel bir yazıydı binyıl...
sevgiyle...şiirle ve yazıyla kal...