- 726 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KADIN - ERKEK EŞİT OLAMAZ !
FİKRET BABA’DAN ÖYKÜLER - 8
Kasabanın en eski bakkallarından biriydi Şefket Ağa. Yıllarca çok para kazanmıştı bu işten. Çocuklarını okutmuş, iş güç sahibi yapmış ve evlendirmişti de. Kızı biraz uzağa gelin gitmişti ama oğlu aynı kasabada oturuyordu. Kasabaya bir bir marketler açılmaya başlanınca, eski kârlılığı kalmadı bakkalın. Oysa harcamalarını pek kısamıyordu Şefket Ağa. Gelirine güvenip banka kredisi ile birer de daire satın almıştı çocuklarına.
Çok çabuk tükenmedi. Hisseli de olsa bir takım arsa-arazileri vardı. Birer birer elden çıkarıp ayakta kalmaya çalıştı. İyi de dayandı doğrusu. Bakkallar birer birer kapanmaya başlarken Şefket Ağa’nın bakkalı zor da olsa ayaktaydı işte.
Yavaş yavaş ağalık zorlanmaya başlamıştı. Önce çocuklarına olan desteğini kesmek zorunda kaldı. Torunlarının özel okul taksitlerini aksatmaya başladı. Hatta oğlununki alındı bile özel okuldan. Başı önde durmaya başladı Şefket Ağa. Veresiye verdiklerini sıkıştırmaya başladı. Bazılarına veresiye vermekten vaz geçti. Müslümanlığa da pek uzak değildi. Genelde öğle ve ikindi namazlarında camiye giderdi. Piyango, loto, toto gibi oyunlara haram gözüyle bakar, kendisinin de pek işi olmazdı. Hatta geçmiş yılların bir yılbaşında çocuklarının hediye ettiği piyango biletini eşinin elinden alıp sobaya atmışlığı bile olmuştu.
Yılbaşı yaklaştı. Televizyonlarda piyango reklamları başladı. Aklı kurcalanmaya başladı. Bakkalına kadar gelen seyyar bir bayiden ,utanarak-sıkılarak, biraz da gizleyerek tam bir bilet aldı. Ve hayallere dalmaya başladı Şefket Ağa. Ya çıkarsa, büyük bir ikramiye ? Ne yapardı bu parayla ? İki çocuğunu da unutmadı. Yüklü birer miktarını onlara dağıtacak, karısının sattığı arsalarına karşılık ona büyük bir arsa alacak, sonra da büyük bir market açacaktı.
Günler geçtikçe düşünceleri değişmeye başladı. Böyle bir para çocuklarına çıksa, acaba kendisine yardım edecekler miydi ? Karısı, ondan gizli bir bilet alsa ve o bilete ikramiye çıksa, ona verir miydi ?Karısıyla nasıl evlendiği geldi aklına bir gün. Gençliğinde aşık olduğu kız başkasıydı. Onu elinden kaçırınca ,istemeyerek onunla evlenmişti. Kaç kere boşanmaya kalkmışlar, çocukların hatırına sürdürmüşlerdi bu evliliği. Büyük bir ikramiye çıktığında, yüklü bir miktar para verip, boşasa karısını olmaz mıydı ? Kesin kararını vermişti sonunda. Para çıkarsa eğer ; önce doğru miktarı kimseye söylemeyecekti. Çocuklarına bir miktar verdikten sonra karısına da yüklü bir miktar verip, fazlasını kendine ayıracak, karısını boşayıp kasabadan gidecekti.
Yılbaşı geldi çattı. Büyük bir heyecanla dükkanını açtı ertesi gün. Hemen bir gazete alıp, piyango listesine bakmaya başladı. Defalarca baktı; boşuna, amorti bile yoktu.
’Kötü düşündüğüm için Allah beni cezalandırdı. ’ dedi, kendi kendine. O akşam çok üzgün döndü evine. Karısına bir başka mahçup durdu. Utandı, yemeği ve çayı önüne geldiğinde. Tertemiz, sıcacık yatağına yattığında utandı bu günahsız kadına sarılmaya.
Sabahleyin , dükkanını açtığından az sonra, giyinmiş olarak karısı geldi. Dükkanı kapamasını tapuya kadar gitmeleri gerektiğini söyledi.
’Hayırdır . dedi içinden ama soracak cesareti bile yoktu. Utanıyordu sadece.
Tapuya vardıklarında, eşinin ağabeyinin, kardeşlerinin de orada olduğunu gördü. Kayınvalidesinden miras kalan büyükçe bir tarlanın satışı yapılacak, eşine bu satıştan yüklü bir para düşecekti. Satış gerçekleştikten sonra hissesine düşen miktara karşı kendisine verilen çeki eşine uzattı kadın.
‘’ Buyur ağam. Allah son anda yine yüzümüze baktı. Şükürler olsun ki, rahmetliden kalan bu tarlanın parası, bizim zor günlerimizi atlatmamıza, eski refah günlerimize yeniden kavuşmamıza yetecek. ‘’
Utandı adam. Çeki almak için uzanan elini geri çekti. Hatta almadan uzaklaşmak istedi oradan. Çok şaşıran kadın koştu peşinden.
‘’ Alsana şunu adam ! Kadın halimle nasıl sahip çıkarım ? Çaldırır ederim Allah korusun ! ‘’ Bu defa almak zorunda kaldı ama yüzü utançtan kıpkırmızı olmuştu.
‘’ Gidelim de hesabına yatır. Ne olur ne olmaz ; taşımaya gelmez böyle şeyler. ‘’ Duymazdan geldi adam ve yürümeye devam etti. Kadının tüm ısrarlarına rağmen evlerine çek ceplerinde döndüler.
Dükkâna vardıklarında kadın sorgulamaya devam edince konuşmak istedi adam. Kadın ondan önce davrandı :
‘’ Bak adam ; şu marketler düzenimizi bayağı bozdu. Üstelik senin ağalığını bile bozmaya başladı. Torunlardan birini özel okuldan aldırdın. Bazı insanların veresiyelerini kestin. Yoksullara yaptığın yardımları bile kestin. Bunlar sana hiç de yakışmadı ama mecbur kaldığın için yaptığını biliyorum. İnşallah Allah affeder. ‘’
‘’ İnşallah hanım..’’
‘’ Şimdi bu parayla önce dükkânı markete çevirip büyüteceğiz. Yine de ihtiyacı olana veresiye vereceğiz, yoksullara daha çok yardım edeceğiz. ‘’
‘’ Elbette hanım, elbette. ‘’
‘’ Çocuklarımıza elimizden geldiğince yine destek olmaya da devam edeceğiz. Senden en son dileğim de şu : Beni bu parayla değil ama , bu paranın sayesinde büyüteceğimiz işimizden kazanacağımız parayla hacca götüreceksin. Tabii ömrüm ve sağlığım da yeterse. ‘’
Bu sözlerden sonra duygu patlaması olmak üzereydi adamda. Birden ayaklarına kapandı kadının.
‘’ Ne olursun bu parayı bana verme ! Hatta, sana yalvarıyorum ; beni boşa hanım, boşa ! Çünkü ben bunu hak ediyorum ! ‘’
Çok fazla şaşırmadı kadın. Adam son günlerde uykusunda sayıklamaya başlamıştı. Hatta karısını boşayacığını bile sayıklamış, kadın alınsa da aldırmamıştı.
‘’ Ben çok kötü şeyler düşündüm senin için. Yılbaşında aldığım bilete para çıksaydı, ilk işim seni boşayıp başka bir kadın almak olacaktı. ‘’ derken koskoca adam ağlıyordu bu defa diz çöktüğü yerde.
‘’ Uykunda sayıklıyordun epeydir. Eğer daha rahat edeceğine inanıyorsan, hiç durma. Ama şunu bil ki ; bu yaştan sonra gelecek kadın, sana bakmaya değil de parana konmaya gelir ancak. ‘’
‘’ Haklısın karıcığım, haklısın. ‘’
‘’ Öyle durma artık, kalk ayağa. Merak etme, ben ömrüm oldukça sana çok iyi bakacağım, sen de çok daha fazla çalışacaksın. Bizden çok şeyler bekleyen bir sürü insan var. Var gücümüzle hepsine yardımcı olabilmek için çalışıp, dualarını alacağız ve gönül rahatlığı ile göçeceğiz bu dünyadan. ‘’
‘’ İnşallah karıcığım, inşallah. ‘’
‘’ Bir diyeceğim daha olacak sana : Hani kadın – erkek eşit olmaz derler ya ; sen de bunu diyenlerdensin. Bak şimdi hep birlikte ıspatlamış olduk. Eşit değilmişik gerçekten. Farkımız nasıl da meydana çıktı değil mi ? ‘’
Fikret T...
YORUMLAR
Güzel ve anlamlı bir öyküydü.
Her ne kadar hemcisnlerimiz genelde bol parayı bulunca akıllarına ilk gelen şey karıyı boşamak oluyorsa da bunun tersi durumlar da söz konusu olabiliyor. Yani kadın da bol para ve özellikle de şöhreti bulunca kocayı boşayabiliyor.
Sorun kadın ya da erkeğin eşine hangi gözle baktığında.
Selam ve sevgilerimle.