Zamanın Oyunuyum
Gitti...
Yokluğu yalnızlığımı sardı.
Sabahları usulca çarpıp kapanan dış kapının sesiyle uykumda bana sessizce günaydın diyen adımları yok. Dirseğine dayanarak özlem dolu bakışlarını uyuyan yüzümde gezdirecek bir çift göz de gitti. Yanlışlıkla bardağı devirecek, ocağı yakacak, çayı demleyecek ve "hava bugün nasıl da güneşli" diyecek biri yok.
Üşüyorum.
Saçlarım üşüyor.
Merhameti kıskandıracak o dizlerine başımı koyduğum yürekli adam yok.
Özlüyorum.
Sıcacık göğsünü, sıcacık ellerini, özenle seçtiği kelimelerini özlüyorum.
Sanki aynı alfabeyi kullanmıyorduk. Ağzından çıkan her cümlede farklı bir tılsım vardı. Büyülendim; ve bu büyü benim gerçeğim olduğuna göre asla bozulmayacak.
Çünkü herşey yitip gider, gerçekler hayatta kalır.
Onu seviyorum.
Yüreğini ellerimde tutuyorum. Avuçlarımda atıyor kalbi. Benim yüreğim onun ellerinde.
Siz hiç böyle anlamlı bir takası yaşadınız mı hayatınızda? İnsan kendini kaybettikçe başkasıyla tamamlanıyor.
Ama yanımda yok şimdi... Yüzümü tutacak, geceyi gülümsetecek, bana sevgiyi sil baştan öğretecek o adam yok şimdi...
Zamanın oyunuyum.
Hadi bu tur onun olsun.
Elbet hasreti yorgun bırakıp ben yeneceğim...
✒T.Y.