- 1028 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
KÜRK MANTOLU KÜRT KADIN(1 BÖLÜM)
"Kadınları döven bir zihniyetin çocukları iseniz, ne kadar kendinizi geliştir seniz de yine o zihniyetten parçalar taşırsınız. Çünkü gen dağılımı diye birşey var. İnsanların genlerini birbirine bulaşır. " Dedi. Bunun söyleyen 20 yaşında bir gençti.
Size onun hikayesini anlatacağım , Kürttü. Yazar olmak isteyen bir gençti. Bana gelip yazar olmak istediğini ve yazdığı kısa hikayeyi bana göstermek istiyordu. Hikayenin adı çok ilginçti. " Kürk Mantolu Ķürt Kadın " dikkatimi çekmişti.
" Neden yazar olmak istiyorsun ? " Diye sorduğumda başından geçen bir hikayeyi anlattı.
" Abi bizim bir marketimiz vardı. Adı " Doğu Marketi " Adından anlaşıldığı gibi doğulu bir aileyiz. Yani kürt kökenli bir aileyiz. Babamla birlikte markete bakıyorduk. Gelenekçi bir aileyiz. Dört kardeşten olma 30 nüfuslu bir aileyiz. Ve dedem öldüktükten sonra evin reisliğini nenem yapıyordu. Ve gelinlerine kan kusturan bir kadındı. Annemden biliyordum. Çünkü çoğu zaman. Nenem annemi babama şikayet eder. Ve dayak yerdi. Onu teselli etmek ise bana düşüyordu... Abi benim yazar olma isteğim, artistlik nedenlere dayanmıyor. Yaşadığım bir olay benim bünyeme fazla geldi. O günden sonra yazar olmaya karar verdim." Dedi.
Bende iyice merak uyandıran bu genci sonuna kadar dinlemek istiyordum.
" Yaşadığın olay neydi? " Dedim.
" Bir gün markette babamla otururken, babam söze başladı.
- Akşam eve gidince karıları döveceğim. Dedi. Şaşırmadım. Zira babamın annemden başka karısı yoktu. Kadınlardan bahsederken, yengelerimden bahsediyordu. Onları da dövmeye karar vermişti. Karşı çıktım, her zamanki gibi:
- Baba , ne istiyorsun bu kadınlardan ? Ne yaptı bu kadınlar size! Dedim.
- Karışma işime. Onlar anneme çok karşı çıkıyorlar. Birde evde hiç durmuyorlar. Konu komşuya çok gidiyorlarmış. Çoluk çocuk ortada kalıyor. Akşam iyi bir sopa atayımda akılları başlarına gelsin. Dedi.
Biliyordum, babamı durduramazdım. Tek çare annem ve üç yengeme haber vermekti...
Babama hiç birşey demeden marketten erken ayrılıp eve gittim. Ortancı yengem tek evdeydi. Annem ve diğer yengelerim. Yine komşuya gitmişlerdi.
- Fatma yenge . Diye seslendim. Mutfaktan odaya geldi.
- Ne var Kültürlü oğlan ? Bu telaşına nedir?
- Yenge akşam çok kötü şeyler olacak.
- Ne olacak? Korkutma.
- Babam sizi dövecek . Dedim.
Yengem birden havaya girdi.
- Nah beni döver. Benim gül gibi kocam var. Dövecekse O döver. Dedi.
- Sen böyle rahat davran. Ben senin yerinde olsam akşam odama girer çıkmam. Dedim.
Yine oralı olmadı.
- Sen böyle şeylerle kafa yorma, sen git kitap oku. Büyük adam olursun İnşallah. Bizimde hayatımızda kurtarırsın. Dedi.
-Teşekkürler yenge. İnşallah. Demekle yetindim. Annemlerime gelince onlara da söyledim. Onlarda oralı olmadı. " Dedi.
İyice merak ettim sonunu :
" Eeee sonra ne oldu?
- Abi biz dört katlı bir binada oturuyoruz. Bütün dairelerin kapıları gece 12: 00 ’ ye kadar açık olur. Çok renkli bir bina. Bir daire keyifler yoksa diğer daireye kuzenlerimizle eğlenmeyi biliriz. Bütün kuzenler kız erkek karışık. Hepimiz televizyon izleyip kendimizi kaptırmışız. Birden bir ses duydum.
"Nerde siniz lan ? " Diye bir ses. Babamın sesi.
" Eyvah babam başladı. " Dedim. Kuzenlerim hiç birşeyden haberi yoktu.
" Siz oda çıkmayın . Ben geliyorum. " Dedim.
En yukarı kattaydık. Aşağıya hızla indim . Ses, en alttaki kattan geliyordu , bizim evde geliyordu. Oturma salona girdim. İki amcam, babam. Annem ve üç yengem birlerine ayakta bakışıyorlardı. Neneme baktım. Bir kraliçe gibi baş köşede oturmuş. Gladyatörlerini izliyordu...
Abi hayatımın dönüp noktası o an oldu. Bende o an kayışlar attı...
Babam gitti. Büyük yengemi saldırdı. Büyük amcam , gelip annemi dövdü. En küçük amcam ortancı yengemi dövdü. Küçük yengem, bir amcamın olmayışını fırsat bilim en yukarı kata doğru koşmaya başladı. Arkasından bende koşmaya başladım. Korku içinde kaçmıştı. Korktum kendine birşey yapacak diye arkasında gittim. Merdivenlerden yukarı çıkarken önüne gelen terlik, ayakkabıları ortadan kaldırıyor, dayak atacak kişiye malzeme bırakmıyor du. Tavana çıktı, arkadan benim geldiğimi görünce.
" Gelmeyin üstüme yoksa kendimi aşağıya atarım." Dedi
" Korkma yenge kimse gelmedi. " Dedim.
Biraz zaman geçirdikten sonra yengemi aşağıya götürdüm. O odasına gidip arkadan kapıyı kilitledi....
Bizim eve gittim. Dayak sefası bitip babamgiller oturmuş çay içiyorlardı. Annem ve yengemler ise bir yanda onlara hizmet ediyor, diğer yanda kendilerini savunuyorlardı.Hem dayak yiyip. Hemde suçlu gibi kendilerini savunuyorlardı. Sanki haksızlarmış gibi...
Beni en çok etkileyen şey kimsenin karısını dövmeden , gidip kin kostuğu kardeşinin karısını dövmesi oldu... Ben bu olaydan sonra yazar olmaya karar verdim. Bu kadar cahil kalan bir toplumu nasıl aydınlığa götürebilirim. Diye yazmaya başladım. İnşallah bende kadınlara şiddet uygulamam. Dedi.
" Neden öyle birşey yapacaksın. Sen bilinçli bir gençsin." Dedim.
" Abi korkuyorum." Dedi..
" Neden ? "
" Çünkü; Kadınları döven bir zihniyetin çocukları iseniz, ne kadar kendinizi geliştir seniz de yine o zihniyetten parçalar taşırsınız. Çünkü gen dağılımı diye birşey var. İnsanların genlerini birbirine bulaşır. " Dedi.
Kendine has bir tarzı olan bu gencin anlattıkları beni çok etkilemişti. Ve getirdiği hikaye bir an önce okumak istiyordum. Ancak merak ettiğim birşey vardı.
" Neden hikayenin adı. " Kürk Mantolu Kürt Kadın " Sabahattin Ali ’ nin. "Kürk Mantolu Madonna " kitabından mı etkilendin? " Dedim.
" Hayır. Anneme bir manto almıştım. Nenem onu sobaya atmıştı... Yazdığım hikaye annemin hikayesi. Adına " Kürk Mantolu Kürt Kadın " dedi. Başka birşey demedi.
Bir dosya şeklinde A4 kağıtlarına yazdığı hikayeyi masama bırakıp, benden haber bekleyeceğini söyleyip gitti. O odada çıkar çıkmaz daha fazla dayanamayıp dosyayı açıp okumaya başladım.
Niyazi Koluş
YORUMLAR
Şiddetin ne ırkı,
ne memleketi
ne de eğitimi vardır.
Kadına veya çocuklara taciz,dayak ve akla gelmeyecek eziyetleri kendinde hak gören embesillerin acizliğinin bir göstergesi ve cehaletidir..
Her türlü canlıya yapılan şiddet acziyettir.. Bu eğilim genelde ruhsal bir kişilik bozukluğudur bana göre...
Hikaye bilindik ve toplumumuzda çokça yaşanan bir konuya değinmiş..... Bazen düşünüyorum da erkekler olmasaydı dünyanın cennetten farkı olmazdı... Sevgiler arkadaşım.. Kaleminize sağlık.
Dilek USTA tarafından 10/30/2016 3:10:55 AM zamanında düzenlenmiştir.
Doğu olunca az gelişmişlik ve kadınların ikinci sınıf muamele görmesi gelir akla. Bu genel bir algı olmuş.
Batı diyince kadın özgürlüğü mü acaba? Ya da çok kültürlü bir toplumun çok kültürlü bireyleri mi?
Hiç geriye gitmeden geçen otobüste şort giydi diye tekme yiyen Ayşegül geldi aklıma. Olay çok korkunç ama adamın kendini savunma mantığı daha da korkunçtu.
Geri bir toplum yetişti maalesef. Kendini kılıflara bürüyerek haklı çıkaran; din gibi bir çok olguyu kendine malzeme yapan geri kültürlü bireyler.
Ayşegül en yakın örnek olduğu için verdim. Buna benzer nice örnek var ki en vahim olanları sokak ortasında bıçaklanan, kurşunlanan kadınlar. ..
Bilemedim şimdi. Yazıyı okurken de düşündüm. Genc elbette iyi niyetli ve okumak cahilliğin, yobazligin yegane ilacı.
Konu geniş elbet ve bıçok boyutta ele alınması gereken bir konu.
İlk elden bende düşündürdükleri bunlar oldu en azından.
Saygılarımla.
Irmak Yosunkent tarafından 10/30/2016 1:57:09 AM zamanında düzenlenmiştir.