Çayın Tılsımı
Bulutlardan naz usareli bir hayal iner isli çaydanlığın üstüne. Bakışları Kâbe’nin siyahından ilham alır Leyla’nın. Leyla, demliğin derununda leylin koynunda uyuyan güzel misali demini alır. Yolunu gözleyen teşne dudaklara hazırlar kendini.
Kaç efsunkar ince belli, yolunu gözler demlik güzelinin, sarmak için naz ıtırlı tenini. Çay melikesinin meftunları naz ikliminde bulunmaktan ziyadesiyle haz alır. Camdan tebessüm eden demlik güzeli nice gönül çeler ışıl ışıl bakışıyla.
Suya gamzesi yansır gülün, yakut renkli türkü olur. Türküyü okuyan her dudak meftun. Bestesi naz tınılı, güftesi billurdan türkünün. İsli çaydanlığın itibarı demlik güzelinin albenisinden kaynaklanır her mevsim. Cümle zaman dilimi ıtırından nasiplenmek ister dudaklar. Demlik güzeli de denilse demlik gülü de aynı peri akla gelir. Porselen demliğin gördüğü berrak rüyadır çay. Demlik gülünün sevenleri de vefalıdır onun kadar. Tevazudan nasibini almıştır hepsi de. O, şiire de yakışır, nesre de. Kâh şiir olur buğusu münhaniler çizer. Kâh bestenigar bir şarkıda ince belli, kuğu boyunlu bir zarafet timsali olur.
Şairler, billur hayaller kurar. Yazarlar şerh düşer güzelliğine. Derkenarında nakıştır yâr gamzesinin her hâli. Efsane güzeller kategorisine dahil edilir her zaman o. Zaman diliminde ona ait kesitler vardır, takvimlerde yazmayan; hurufatın dile getirmekten aciz kaldığı. Şehirlerin belli yerlerinde demlik gülüne ait seremoniler düzenlenir; ama sükût içinde, sessiz sedasız yudum yudum. Kısa günde, kırk çay söylenir bu mekanlarda yâre, ağyare . Kırk bir kere maşallah denir demlik güzeline.
Camdan gülümseyen perinin tasviri de mümkün değildir kelimelerle. Ancak birkaç hususiyeti dile getirilebilir yazıyla. Onun hali yazı diliyle değil hâl diliyle anlatılabilir belki ya da o da muhal. Çay adı verilen meşrubatın hazırlanmasında kullanılan malzemenin de ayrı bir yeri vardır gönülde. Bazen semavere bazen isli çaydanlığa bazen kırık bir porselen demliğe muhabbet duyar insan. Çaydanlığı ocağa itinayla koyarız daima. Zaman saatin tik taklarıyla erirken yolu gözlenen peri o anı dahi güzelleştirir. Beklemenin künhüne erer gönül, sabrı talim eder. Demlik gülü açınca bekleme meserrete dönüşür yudum yudum. İnce bellinin izi düşümü yansır hayal aynasına.
Hasılı çay Leyla’dır bilene, tılsımına akıl sır ermeyen. Gönül gözüyle okunan bir mektuptur, bulutlardan demliğin derununa süzülen. Altın sarısıyla gün kızılı saçlarında harmanlan emsalsiz peridir ya da.
Ankara, 28.10.2016 İbrahim KİLİK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.