- 2810 Okunma
- 15 Yorum
- 2 Beğeni
ADEM İLE HAVVA-NACİ İLE NACİYE ( BİZ ENSEST İLİŞKİ ÇOCUKLARI MIYIZ? ) 2. BÖLÜM
İkinci bölüme geçmeden önce hemen bir açıklama yapayım.
1- 1. Bölümün başında da dediğim gibi ben bir din adamı değilim. Branşım tarih olmakla birlikte tarihçi de değilim çünkü tarih öğretmeni olmak ile tarihçi olmak çok farklı şeylerdir. O sebeple yorum yazan bazı arkadaşların farklı konularda kafalarında oluşmuş soruların cevabı maalesef bende değildir.
2- Biz ensest bir ilişkinin evlatları mıyız konulu bu yazımda da hiç bir zaman kesin gerçeği ortaya koyma iddiasında değilim ve hiç kimse de böyle bir iddiada bulunamaz zaten. Çünkü bizden kaç bin ya da milyon sene önce yaşadığını bile bilmediğimiz ilk insandan bahsediyoruz. Düşünün ki bu ilk insandan bahsederken elimizdeki tek yazılı kaynak kutsal kitaplardır. Kutsal kitapların en eskisi Tevrattır. Ancak Tevrat, Hz Ademden kaç bin sene ya da milyon sene indirilmiştir onu dahi bilmiyoruz. Üstelik de yine kendi inancımıza göre Tevrat, Zebur ve İncil gibi kutsal kitaplar tahrif edilmişlerdir. Kur’an 610 yılında indirilmeye başlanmıştır.
Kısaca hiç bir kutsal kitap Hz. Adem’in yaşadığı dönemde indirilmiş değildir. O halde bilimsel açıdan kutsal kitaplar bu konuda birinci elden kaynak olamazlar. ( İman mevzuu elbette ki farklı bir olaydır. )
Peki Adem Peygamber ile ilgili olarak birinci elden kaynak olabilecek bir şey yok mudur?
Yine İslam inancına göre bazı peygamberlere de kitap değil suhuflar ( sayfalar ) indirilmiştir. Hz. Adem de kendisine suhuflar indirilen peygamberlerdendir. Lakin ona indirildiği belirtilen suhuflar da ortada yoktur.
Bu durumda Hz. Adem ve Havva ile ilgili olarak söylenecek her şey varsayım ya da efsane, yani dilden dile aktarılarak günümüze kadar gelmiş olan hikayelerden öte bilimsel bir anlam taşımayacaktır.
Bu durumda dönüp dolaşıp müracaat edeceğimiz tek yer yine kutsal kitaplardır. O halde kutsal kitaplarda, Özellikle de diğerlerinin hükmünü ortadan kaldıran son kitap olan Kur’anı Kerime bakmak gerekir.
Eğer Kur’ana inanmıyorsak bu durumda ilk insanın yaratılışı -ya da yaratılışı da kabul etmeyerek- bir şekilde oluşması hakkında canımızın istediği her şeyi söyleyebiliriz. Söylediklerimiz bir varsayımdan öteye gitmeyecek olsa da söyleyebiliriz. Ancak Kur’ana inanıyorsak Kur’anda olmayan bir şeyi söyleyemeyiz.
İşte başından beri yapmaya çalıştığım şey bu.
3- Konuyu aslında çok daha detaylandırmam mümkün ama anladığım kadarıyla başka konularda da kafası karışık olan bazı arkadaşlar olayı başka tartışma konularına çekecekler.O bakımdan bu bölümde noktalamayı tercih ediyorum.
Şimdi kaldığımız yerden bir anı ile devam edelim
-------------------------------------------------------------------------------
1979 Yılında Antalya’nın Manavgat ilçesinde öğretmen olarak görev yapıyordum. Oturduğum evin hemen yanında Mehmet abi dediğim çok sevdiğim bir komşum vardı. Mehmet abi çiftçiydi ve hemen benim evin duvarına yapışık olan ahırında bir iki inek ve tosun, boğa filan da beslerdi.
Bir gün baktım Mehmet abi ahırın kapısı önünde ağlıyor. Başladık konuşmaya.
-Hayırdır Mehmet abi niçin ağlıyorsun yahu?
-Hocam var ya ben hayvanın tekiyim. Ben hayvandan da aşağılık bir insanım.
-Estağfirullah Mehmet abi. Olur mu öyle şey. Sen harika bir insansın.
-Yok hoca yok. Ben hayvan bile olamam.
-Ya hayırdır ne oldu? Hele anlat bakalım.
-Hocam, biliyorsun benim bir tosun var. Artık bayağı bayağı boğa oldu. Bir de bu tosunun anası olan ineğim var. Onu da biliyorsun.
-Evet biliyorum. Ne olmuş?
-İşte bu gün ben bu tosunu anasının üstüne çımaya, yani tosunun anasını döllemesini sağlamaya çalıştım. O kadar uğraştım, anasının üzerine çıkmadı. Hayvan hayvanken anasını bildi de ben insanken o tosunun anasının üzerine çıkmayacağını bilemedim.
Bu anıyı şunun için anlattım:
Kendi anası ile cinsel ilişkiye girmek hayvan fıtratına bile ters bir durumken insan olan Hz. Adem’in çocuklarının fıtratına ters olmadığını, onların kendi anne ve babalarından olan kardeşleriyle cinsel ilişkiye girdiklerini söylemek nasıl olur da insan fıtratına ters görülmez ve nasıl olur da ‘’ O zamanın şeriatı öyleydi’’ gibi bir önermeyle açıklanabilir?
O zaman insanın aklına elbette şu soru geliyor:
Yahu arkadaşım. Adem ile Havva ilk insanlarsa, bütün insanlar da ondan doğarak dünyaya geldilerse ve dahi insanların çoğalması cinsel birlemeyle olduysa Adem ile Havva’nın evlatlarının birbirleriyle cinsel ilişkiye girmelerinden başka seçenek var mıydı?
Eğer Allah ilk insan olarak Adem ile Havva’yı yarattı ama başka bir insan yaratmadı dersek evet başka bir seçenek kalmıyordu ancak ‘’İlk İnsan Adem ile Havvaydı ama…’’ diye başlayıp o ‘’ama’’ nın yanına başka seçenekler de koyarsak ensest bir ilişki yerine daha insan fıtratına uygun söylemler ortaya çıkarabiliriz.
Peki ortaya çıkaracağımız bu söylemler Kur’ana uygun olur mu?
Tabii ki bizim söyleyeceklerimiz de varsayımdan öte gitmez ama her şeye rağmen Kur’ana daha uygun olur. Zira Kur’an bizlere kimlerle evlenip, kimlerle evlenemeyeceğimizi gayet açık bir şekilde söylemiştir.
Bu durumda konuyla ilgili başka varsayımlara bakalım:
1- Bir televizyon programında ilk insan Hz. Adem konusu ele alınmıştı çok seneler evvel. Katılımcılardan sadece Kezban Hatemi aklımda kaldı maalesef. İşte bu - Branşı din olmasa da- bilim insanı diyordu ki Hz. Ademden önce de insan vardı ancak bu insanlar şuur sahibi değildiler. Yani düşünemeyen, konuşamayan, hayvanlardan aşağı yukarı hiç bir farkı olmayan yaratıklardı. Adem Peygamber ise şuur sahibi olarak yaratılmış ilk insandı. Adem peygamberin evlatları bu şuur sahibi olmayan insanlar ile cinsel ilişkiye girdiler ve nesil böylece çoğaldı.
Bu iddia tabii ki hiç kabul görmedi. Daha sonra da üzerinde durulmadı ve unutuldu gitti.
2- Bir diğer iddia ise yazımızın başlığı olan Naci ve Naciye meselesi.
Aleviler olaya daha değişik bakıyor ve inanıyorlar. ( İşin doğrusu her Alevi böyle mi bakıyor onu da bilemiyorum ama aşağıda yazdığım şekliyle bakanların var olduğu bir gerçek.)
Alevilere göre de Havva anamız hep biri erkek biri kız olmak üzere ikiz doğum yapmıştır. Ama yaptığı doğum sayısı 120 değil 37 dir. Bu otuz yedi doğumdan 36 sında ikiz, birinde tek bir çocuk dünyaya getirmiştir. Yani yetmiş iki+buçuk evlat sahibi olmuştur ( yetmiş iki buçuk millet ) Ancak bu çocuklar asla birbirleriyle cinsel ilişkiye girmemişlerdir. Çünkü Allah , cennetten Naci( temiz erkek) ve Naciye ( Temiz kadın ) adlı bir erkek ve bir kadın göndermiştir ve Naci ile Naciye Adem Peygamberin kız ve erkek çocuklarıyla evlenmişlerdir. Böylece herhangi bir ensest ilişki olmadan insan nesli çoğalmıştır. Bu nesle de ‘’Guruh-u Naci’’ Yani ‘’Temiz nesil’’ denir.
Şimdi peşin peşin bir şey söyleyeyim : Ben bir Sünniyim.
Bunu dedikten sonra ilginç bulduğum bir konuyu burada yazmadan geçemeyeceğim.
‘’Ana bacı tanımazlar, mum söndü yaparlar’’ Diye yüzyıllardır haklarında iftira atılmış olan ve atılmaya devam eden Alevilerin ‘’ Biz ensesti kabul etmiyoruz. Hz. Adem’in çocukları ensest ilişki yaşamadılar. Onlar için Allah, cennetten Naci ve Naciye adında temiz bir erkek ve temiz bir kadın gönderdi ve insanlık nesli böylece çoğaldı ‘’ demelerine karşılık onları ensest ilişkiyle suçlayan biz Sünnilerin ‘’Adem peygamberin evlatları birbirleriyle evlendiler, çünkü o zamanın şeriatı öyleydi’’ demeleri, 1600 lü, 1700 lü yıllarda yaptıkları minyatür resimlerinde bile bu kardeşler arası cinsel ilişkiyi resmetmelerine ne demeli? (Yukarıda soldaki resmin sol alt köşesine bakınız. Adem ve Havva’nın evlatları anne ve babalarının gözü önünde ne yapıyorlar(!) görüyorsunuz. )
Peki şimdi şu ayete bakalım ve konuya devam edelim:
3. Görüş:
Bakara suresi 30. Ayette diyor ki: Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd ederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.
Bu ayette Allah yeryüzünde bir halife yaratacağım derken kast ettiği şey elbette ki insandır( Bütün müfessirler yani Kur’an tefsircileri bu halifeden kastın İnsan olduğunda hemfikirdirler ) ve ayete çok dikkat edersek ‘’yaratacağım’’ dediğine göre henüz daha yaratılmamıştır.( Yani meleklerle bu konuşmayı yaptığında Adem Peygamberi henüz yaratmamıştır.)
Henüz insan yaratılmadı ise meleklerin ‘’ Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın?’’ Diye sormaları bir tezat değil midir? Melekler nereden biliyorlar yaratılacak olan bu varlığın bozgunculuk yapacak, kan dökecek biri olduğunu/ olacağını? Öyle ya melekler ancak ve ancak kendilerine öğretileni bilirler. Gelecekte ne olacağını bilemezler. Ama ayet meleklerin, insanın bozgunculuk yaptığını, kan döktüğünü bildiğini söylüyor.
Kafalar iyice karıştı sanırım
İşte bu noktada akla gelen şudur ya da şu olmalıdır: Evet, Hz. Adem ilk insandı ama düşünebilen, konuşabilen, aklı ve izanı olan, şuurlu ilk insandı. Sorumlulukları olan ilk insandı. Yaşar Nuri Öztürk’ün ifadesiyle ‘’ Bizim kulvarımızda olan’’ ilk insandı. Ama Allah ondan öce de insanlar yaratmıştı. Öyle olmasa melekler nereden bileceklerdi insanın bozgunculuk yapan, kan döken bir varlık olduğunu?
Yani kısaca Adem her şeyiyle tam donanımlı olarak yaratılmış ilk insandı.
Olaya bu noktadan bakarsak Kur’anla çelişir miyiz? Bence hayır. Çünkü gerçek manada ilk insanın Hz. Adem olmadığını söylemiyoruz.
Şöyle düşünelim: Beş yaşında bir erkek çocuğumuz ve onun dört yaşında bir kız kardeşi olsun. Bir gün bakıyoruz ki erkek çocuğumuz kız çocuğumuza pipisini gösteriyor. Hatta daha da ileri giderek bizim yatakta eşimizle yaptığımız şeyi kız kardeşine yapmaya çalışıyor. ‘’Vay seni sapık köpek vay’’ diye ikisini de zina etmiş kabul edip çok ağır bir şekilde cezalandırır mıyız? Mesela idam eder miyiz? Hayır. Çünkü onlar evet insandır ama henüz olgunlaşmamışlar ve henüz bizim kulvarımızdaki insan durumunda değildirdirler. İşte Meleklerin ‘’ yer yüzünde bozgunculuk yapacak ve kan dökecek ‘’ dedikleri de böyledir. Onlar şeklen insandırlar ama ruhen insan değildirler. Adem Peygamber ise hem şeklen hem de ruhen tam bir insandır.
Yani 1. Varsayım olarak belirttiğim konu hiç de mantık dışı olmadığı gibi hiç de Kur’ana aykırı bir görüş değildir. ( Bana göre tabii ki )
Gelelim şimdi de dördüncü bir görüşe:
4. Görüş:
Zümer Suresi 6. Ayet:
Bu ayetin Diyanet tarafından yapılan meali şu şekildedir :
O, sizi bir tek nefisten yarattı. Sonra ondan eşini var etti. Sizin için hayvanlardan (erkek ve dişi olarak) sekiz eş yarattı….( Ayet devam ediyor ama konumuzla ilgili kısım bu )
Bir ilahiyatçı olan Abdullah Parlayan ise işin içine - ayette asla adları zikredilmese de - koyun, keçi, sığır, deve gibi hayvanları da katarak şöyle bir meal yapmıştır:
O sizin hepinizi, bir tek candan yaratmıştır ve ondan da eşini var etmiştir ve sizin için hayvanlardan dört türden koyun, keçi, sığır, deve sekiz çift ikram ve ihsan etmiştir…..
Diğer tüm mealler aşağı yukarı diyanetin mealine uygundur.
Buna karşılık bir başka ilahiyatçı olan Mehmet Okuyan’ın meali ise şöyledir:
‘’ Allah sizi bir candan ( bir cevherden ) yarattı. O kaynaktan eşini de yarattı. O arada sizin için sekiz çift canlı varlık indirdi.
Yani Mehmet Okuyan’ın mealinde sekiz çift davar değil sekiz çift canlıdan bahsediliyor ve bu sekiz çift canlının da Adem dışındaki diğer insanlar olduklarını söylüyor. ( Davar tabiri Yaşar Nuri Öztürk mealinde de vardır )
Peki yaklaşık kırk ilahiyatçı ‘’o sekiz çift canlıdan sekiz çift hayvan, hatta bazıları koyun,keçi, sığır, deve, bazıları davar diye bahsederken ‘’sekiz çift insan’’ diyen Mehmet Okuyan ve bir iki ilahiyatçıya mı inanalım? ( Mesela Caner Taslaman) Yani Allah önce Adem İle Havva’yı yarattı, hemen peşinden de sekiz çift insan daha yarattı ve insan nesli toplamda bu dokuz çift insandan türedi’’ mi diyelim?
Evet…Önümüzde bir kaç seçenek var ki tekrar ediyorum, -bir arkadaşımın da yorumunda belirttiği gibi- bunların hepsi varsayımdır:
1- Yaşar Nuri Öztürk’ün görüşü: Adem ilk insandı ama bizim kulvarımızdaki ilk insandı. Yani Ademden önce de bedenen insan ama ruhen insan olmayan canlılar vardı. Dolayısıyla Adem peygamberin evlatları ensest ilişki ile çoğalmadılar
2- Alevilerin görüşü: Allah, Adem ile Havva’yı yarattı. Onların kız ve erkek çocukları dünyaya geldikten sonra cennetten Naci ve Naciye adında iki temiz insan daha gönderdi ve insan nesli bir ensest ilişki yaşamadan çoğaldı.
3- Mehmet Okuyan ve Caner Taslaman’ın görüşü: Allah Adem ve Havva ile birlikte sekiz çift insan daha yarattı böylece bir ensest ilişki olmadı Adem’in çocukları arasında.
4- Abdülaziz Bayındır’ın görüşü: Nuh Peygambere kadar insanlar ensest ilişkiyle çoğaldı, Nuh’tan sonra Allah bu ilişkiyi yasakladı.( Sünni İslam dünyasındaki en yaygın görüş bu maalesef.)
5- Ali Rıza Demircan’ın görüşü: Adem Peygamber ‘in evlatları ensest ilişki ile çoğaldılar ama yine Adem peygamber zamanında nesil iyice çoğaldığında Allah bu ilişkiyi yasakladı ?????? ( Nasıl ben de anlamadım doğrusu )
6- Cübbeli Ahmet Hocanın Görüşü:
Cübbeli Ahmet Hocanın bu konudaki görüşünü aslında tam olarak bilmiyorum ama onun Hz Adem ile Hz. Havva’nın çıplak resimlerinin yapılmasına verdiği tepki ile ilgili bir videosunda şöyle bir ifade vardır:
‘’Havva anamız bütün peygamberlerin anasıdır. Dolayısıyla onu iffetsiz bir kadın gibi resmetmek son derece yanlıştır. Böyle bir şey olamaz’’ Ve devam ediyor Peygamberimizden bir hadisle: Peygamberimiz demiştir ki ‘’Adem Peygamberden babam Abdullah’a kadar peygamber soyunda bir tek zina olmamıştır’’
Bu hadisi biraz araştırdığımızda şöyle bir şeye rastlıyoruz:
Hz Ali Tevbe suresi 128. Ayetinde geçen ‘’ Lekad câekum resûlun min enfusikum azîz’’ (Andolsun ki; size, sizin içinizden azîz bir Resûl geldi.) ifadesi ile ne anlatılmak istendiğini soruyor peygamberimize. Peygamberimiz de ‘’ Soy bakımından, akrabalık bakımından, şeref ve itibar bakımından sizin en değerliniz benim. Adem Aleyhisselamdan babama, anama kadar, benim soyumda bir tane gayrimeşru ilişki, zina yoktur.’’diye cevap veriyor.
Yani Cübbeli Ahmet Hoca’ın görüşü olarak ‘’Adem Peygamberden Hz. Muhammed’e kadar peygamber soyunda zina olmamışsa Hz. Adem evlatları arasında da zinanın en kötüsü olan ensest ilişki olmamıştır’’ diyebiliriz.
7. Bayraktar Bayraklı’nın görüşü: İlk insanın Adem ve Havva olduğu bize Kur’anda açıkça bildirilmiştir. Bunun dışında onlardan önce başka insanın/insanların yaratıldığını söylemek mümkün değildir. Ensest konusuna gelince: Bize Kur’anda bildirilmemiş bir konudur. Kur’anda bildirilmemiş bir konu üzerinde şöyle olmuştur, böyle olmuştur diye hüküm vermek ve yorumda bulunmak son derece yanlış olur.
Velhasılı kelam: Madem ki Peygamberimiz bir hadisinde “Bir müçtehit( Dini açıdan yorum yapmaya salahiyetli kişi) içtihat eder ve içtihadında isabet ederse iki sevap; hata ederse bir sevap vardır’’ demiş o halde her biri müçtehit olan bu insanların içtihatlarından ( yorumlarından ) hangisini kabul edersek edelim hata etmiş olmayız. Dolayısıyla kesin gerçeği asla ve asla bulmamızın mümkün olmadığı bu konuda yukarıdaki altı görüşün hangisini kabul edersek edelim hata etmiş, günah işlemiz olmayız kanaatindeyim. Ama?
Ama hâla Hz. Havva’yı ve Hz. Ademi önlerinde sadece bir incir yaprağı ile resmetmek, ya da yukarıda sağdaki gibi minyatürlerini yapanlara ‘’Havva anamız iffetli bir kadındı. O böyle giyinmezdi’’ diye en sert tepkiyi vermek ama çok daha iffetsiz bir eylem olan evlatları arasındaki cinsel ilişkiye izin verdiğini kabul etmek nasıl bir mantıktır onu da anlayamıyorum.
Madem ki konuyla ilgili çok daha insan fıtratına uygun yorumlar var o halde niçin bu yorumlara daha az rağbet ediliyor onu da anlayabilmiş değilim.
Kısaca: Ben tüm bu içtihatlar ( yorumlar ) çerçevesinde ‘’Adem Peygamber ve Havva anamızın evlatları arasında bir ensest ilişki yaşandığına inanmıyorum. Hz. Havva’nın, Hz Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığına da inanmıyorum.’’ Diyor, noktalıyor ve tüm okuyan, yorum yazan arkadaşlarıma en kalbi selam ve şükranlarımı sunuyorum.
YORUMLAR
Ay nerden geldiysek geldik de gelmez olaydık..butun bu savsatalara inanmıyorum..
sami biberoğulları
‘’Ana bacı tanımazlar, mum söndü yaparlar’’ Diye yüzyıllardır haklarında iftira atılmış olan ve atılmaya devam eden Alevilerin ‘’ Biz ensesti kabul etmiyoruz. Hz. Adem’in çocukları ensest ilişki yaşamadılar. Onlar için Allah, cennetten Naci ve Naciye adında temiz bir erkek ve temiz bir kadın gönderdi ve insanlık nesli böylece çoğaldı ‘’ demelerine karşılık onları ensest ilişkiyle suçlayan biz Sünnilerin ‘’Adem peygamberin evlatları birbirleriyle evlendiler, çünkü o zamanın şeriatı öyleydi’’ demeleri, 1600 lü, 1700 lü yıllarda yaptıkları minyatür resimlerinde bile bu kardeşler arası cinsel ilişkiyi resmetmelerine ne demeli?
Ellerinizden öpüyorum Sami hocam.
Kısaca: Ben tüm bu içtihatlar ( yorumlar ) çerçevesinde ‘’Adem Peygamber ve Havva anamızın evlatları arasında bir ensest ilişki yaşandığına inanmıyorum. Hz. Havva’nın, Hz Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığına da inanmıyorum.’’ Bu final yazınızın altına da imzamı atıyorum.
Saygı ve muhabbetlerimle.
sami biberoğulları
Selam ve sevgiler benden.
Serinin ilkini okumadim, sanirim bu yetti olayi anlamama. Sizi okurken hep boyle oluyor, soyleyecek cok sey kaliyor zihinde ama sonra yorumlara da kayiyor gözüm istemeden ve susmak istiyorum çok zaman. Bu da bizim ayibimiz olsun.
Başlık sanirim dikkat cekmesi icin iddiali düşünülmüş, ancak pek sevemedim dogrusu. Ama bir yazi sizi tüm işlerinizi bir kenara birakip, oturtup Buhari'de ve Kur'an da geçen tüm Hz.Adem-as- bölümlerini tekrar okutuyorsa bence gayesine ulasmistir. Ben yaziyi okuyunca kendi kendimi sorguladim, gercekten Hz. Adem ilk insan miydi, Kur'an'da ya da Hadislerde bu geciyor muydu diye, cevabini bulamadim. Kur'ani ve Buhari'yi actim, onlarda da boyle bi ibare yok. Ama kac kisi olduklarina, nasil cogaldiklarina dair de kesin bir bilgi yok. O donemin bugunun sartlari gibi olmadigi mutlak. Oyle ki, bir Hadis'te Peygamberimiz-sav- Hz Adem-as-in boyunun 60 arşın oldugundan bahsediyor.. simdi biz bugunumuze bakıp, bunu da aklımıza oturtamayiz. Keske diyorum, bilmedigimiz seyler hakkinda yorum yapmayi sevdigimiz kadar, bilmeyi de sevseydik. Maalesef defterde okudugum cogu bu tarz yazilar-sizinkilerin bircogunu tenzih ederim- ve bu tarz yazilara yapilan yorumlar gercekten insani boğuyor ve üzüyor. Insanlar yaratılış gayesini araştırıp, bunun uzerine ciddi mesailer harcarken, bizim insanimizin neden hâlâ 'başörtüsü farz mi degil mi' yi tartismasi da cok normal. Sözüm aslinda buradaki yoruma değil, ki bu tarz yorumlari televizyon da dahil, yillardir her yerde duyuyoruz ve cidden ben duymaktan artik yoruldum, onlar ısıtıp ısıtıp aynı pilavı yemekten yorulmadı.
Selamlar size..
sami biberoğulları
Çok çok teşekkür ederim.
Selam ve sevgilerimle.
Dünya karbon bazlı yaşam formlarının çeşitlenmesiyle güneş sistemi içinde dönegelen birçok taştan farklı bir yere sahiptir. İnsan da diğerleri gibi karbon bazlı bir canlıdır ve her canlı hücrede olduğu gibi insanın da hücreleri atomlardan oluşur. Adem ve Havva "ilk insan kimdi?" sorusuna verilmiş en ilkel yanıttır, tıpkı "o zaman evreni kim yarattı?" sorusuna verilen ilkel yanıtta olduğu gibi... Bilim, ilk insan diye bir şeyin olmadığını defaatle ortaya koymasına rağmen dini kitapların yorumlarıyla gerçeğe ulaşmaya çalışan bir takım insanlar olacaktır lakin bu mümkün olmamakla birlikte Sami Hoca'nın yorumunu dini anlamda en ileri yorum olarak gördüğümün de altını çizmek istiyorum. Ensestin lanetlenmesi bildiğim kadarıyla ilk Tevrat kanalıyla olmuş ve toplum enseste karşı örgütlenmiştir. Ki tam da bu noktada Tevrat öncesi ensestin kültürel olarak en yaygın olduğu süreci insanlık yaşamışken herhangi bir insan ya da peygamberin soyunda zina ya da ensestin olmadığı iddialarının gerçeği yansıtma ihtimali yoktur. Zira ilkel insanın üreme dürtüsünü yarı yerleşik bir toplumda semavi bir emirle engellemek mümkün olmamakla birlikte bu insanlar savaşarak talan ettikleri toplumların kadınlarına tecavüz ederek melezlenmeyi kendilerine güdüsel öncelik olarak belirlediklerini günümüz savaş koşullarında dahi görebiliyoruz. Sığırları bilmem ama doğadaki hemen hemen tüm memelilerde ensestin yaygın olduğunu biliyorum. Hani konu ensest olunca mesajsız da geçmeyeyim, yazık ki İslam'ın bütün engellemelerine rağmen ensest ve çocuk istismarının en yaygın yaşandığı ülke olmamızda süzme orospu evladı sarıklı bilginlerin! katkılarının inkar edilemez olduğunun da altını çizmek istiyorum.
sami biberoğulları
Yorumunda '' Bilim, ilk insan diye bir şeyin olmadığını defaatle ortaya koymasına rağmen '' demişsin ki diğer yazdıkların değil ama şu sözler benim için en önemlisiydi.
Bilim ilk insan diye bir şeyin olmadığını defaatle ortaya koymuş olabilseydi sanırım bu konuda ne ilmi, ne felsefi ne de dini tartışmalar yapılmazdı.
Bakın mesela 1500 lü yıllarda Galile dünya dönüyor dediği için neredeyse idam ediliyordu. Günümüzde ise artık yedi yaşındaki bebe bile dünyanın döndüğünü biliyor çünkü bilim ispatladı ve bunun artık tartışmasını yapmıyoruz. En bağnazından en aklıselimine kadar herkes dünyanın döndüğüne inanıyor. Şimdi diyeceksin ki ''Dünyayı hâla öküzün boynuzu üzerinde zannedenler var'' Yok. O iş öyle değil. Hiç kimse dünyanın somut bir öküzün sırtında olduğunu söylemiyor. Şimdi o konuya girsen sayfalar dolusu yazmam lazım o bakımdan atlıyor ve kısaca diyorum ki bilim öyle defaatle ilk insan diye bir şeyin olmadığını ortaya koymuş değildir. Öyle olsaydı dünyanın döndüğü meselesi gibi bu mesele de kapanırdı.
Ensestin bu derece yaygın olmasına gelince: Dediğin sarıklıların ne kadar etkisi varsa Tayland'a seks turizmi için giden ensesi kalınların da o kadar var.
Ayrıca kendi öz kızına tam 24 sene boyunca evinin bodrumunda tecavüz eden Josef Fritzl'in bu bahsettiğin orospu çocuğu sarıklılardan ilham aldığını hiç sanmıyorum.
Selam ve sevgilerimle.
chaotica
Değerli hocam, bu 'Melekler erkek midir, yoksa dişi mi?' sorumsuzluğundan, hatta hainliğinden uzaklaşma adına sergilediğiniz çabanın anlaşılmasını diliyorum, bu bölümde...
Hele bu konjonktürde...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Sadece güldüm bu son iki yazıya....
Ama daha çok yazı uçarken, yorumcuların yerlere düşmesine. Bir kaçı hariç 😊
Edebiyat için ederi ? Boş ... Tabi ki siz edebiyat için değil; daha çok sansasyonel konulara, defterin bakışı ne diye yazıyorsunuz 😊... Bu da güzel...
En azından bakabilenler hala mevcut.
Bence Dante'yi ve İlahi Komedyası'nı yazın ve Türkçe dille bizi yeniden güldürün. Zira defterin buna çok ihtiyacı var.
Sevgiler Hocam
sami biberoğulları
Bir tatlı tebessümün bin vuslata bedeldir.
Seni güldürebildiysem ne mutlu bana .
Selam ve sevgilerimle.
Merhaba Hocam, konu güzel toparlanmış. İnsanin aklı almayan öyle çarpik görüş, düsünce ve açıklamalar var ki hangisine inanacağımızı şaşıyoruz. Dinimizce yasak olanları düşününce de Adam Peygamberin çocuklarınin birbiri ile evlenmesi ters geliyor. İste o zaman senin dediğin gibi 'Allah'in baska insan yaratmaya gücü mü yok' diye düşünüyoruz. Biraz sesli düşününce de mahalladeki hafız ablalarin hışmına uğruyoruz.
Eline saglik hocam, selamlar.
sami biberoğulları
İnsanların ezberlerini bozmak hiç bir zaman hoşgörü ile karşılanmamış hatta çok ağır şekilde cezalandırılmıştır. Ama her türlü cezaya rağmen insanları düşünmekten alıkoyamamıştır.
Selam ve sevgilerimle.
Kâinatın tek bir sahibi, yaratıcısı olduğu tartışmasız ve kesindir. Bunu tartışanlar ya ukelâlık etmiş olur ya da mantığı tükenmiştir. Yaradılışın mükemmelliği konusu ise, düşünüldükçe, araştırdıkça hayranlık derecesinin arttığı da kesindir. Kur'an'a ters düşmek gibi görünse de ; Dünya'da ve başka gezegenlerde hayatın defalarca tükenme noktasına gelip yeniden resetlendiği fikri de mantığa oldukça yakındır. Yine bu resetlenme sonrasında Yaratıcı'nın yeniden yarattığı ya da hayatta bıraktığı kişiler vasıtasıyla hayatı yeniden başlatması gayet mantığa uygundur. Bunu yaparken, özellikle biz müslümanların çok iyi bildiklerine, inandıklarına uygun olarak, böylesine Hikmetinden sual olunamayan Allah'ın, mutlaka insan neslini kirletmeyecek, aşağılamayacak bir yolla bu çoğalmayı gerçekleştirmiş olduğunu da bilmeli ve tartışmasız inanmalıyız. Biz müslümanlara bu çoğalmanın zina ya da ensest ilişki sayesinde gerçekleşmiş olabileceğini düşünmek ve tartışmak bence oldukça yanlış. Bir çok şeyi tartışmadan, sadece inanarak, direkt kabullenirken bunları tartışmak bana doğru gelmiyor. Sayın yazarı eleştirmiyorum, bu tartışmaları başlatan o değil çünkü. Din adamı geçinenler ve bu konuyu kendine vazife edinenler ve İslâm'a leke sürmek isteyen art niyetlilerdir aslında bu tartışmaları başlatanlar.
Buyurun size tartışma konusu : Kadında örtünmenin sizce mantığı nedir ? Bence, İslâm'da mantığa uymayan hiç bir yasak ve uygulama olamaz. Örtünmenin mantığı da ancak ve ancak şu iki sebeple olabilir : 1 - Bizde yemeği özellikle kadınlar yapar. Yemek yaparken saçı dökülmesin diye başını kapamalıdır. 2 - Özellikle az gelişmiş bölgelerimizde, gelinlerin saçının ıslak olduğunu kaynana, kayınvalide anlamasın diye başlar örtülür. Bunun haricinde, erkeklerin kadınların saçlarından tahrik olduğunu söyleyenlerin, bu yüzden kadınlar başını örtmeli diyenlerin aklından ve mantığından şüphe ederim. Kur'an'da vardır, tartışılmaz diyenlere de bu yazıda anlatılanların tartışılmasına niye tepki göstermiyorsunuz diye sormak isterim.
Fikret TÜRKER tarafından 10/21/2016 2:40:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Bu yazıyı aslında çok uzun bir seri yazı olarak düşünmüşken iki bölümde bitirmemin sebebi işte bu yorumunuz gibi yorumların geleceğini bildiğimdendi.
Çünkü ben sadece ve sadece Adem Peygamberin evlatlarının bir ensest ilişkiyle çoğalmadıklarını ifade etmeye çalışırken konu geldi baş örtüsü meselesine kadar dayandı.
Baş örtüsü meselesi ayrı bir tartışmanın konusudur ama madem açmışsınız iki satır bir şeyler yazayım.
Değerli arkadaşım.
Biz Kur'anda var olan bir konu için '' Bu niçin böyle '' Diye bir sorgulama yapma hakkına sahip miyiz? Öncelikli sorumuz bu.
Soru bu olunca neye bakarız : Kur'anda başınızı örtün diye bir ayet olup olmadığına.
Baktığımız zaman eğer '' Başınızı örtün '' ya da '' Örtünün'' diye bir ayet varsa ve eğer biz Kur'ana iman ediyorsak bizim için konu kapanmıştır. Yani '' O zaman kadınların saçları yemeğin içine dökülüyordu, ya da ıslak saçını kaynana görmesin diye başın örtülmesi gerekiyordu gibi akıllara zarar yorumlara gitmeyiz. Ha bunun yanı sıra bir tek saç kılı görüldü diye insanların cehennemde kırk sene yanacaklarını da söyleyemeyiz. Yani Kur'anda olmayan bir şeyi söyleme hakkımız yok.
Ama elbette düşünürüz Allah böyle bir emri niçin verdi diye. Düşündüğümüz zaman da çıkaracağımız sonuçlar sadece ve sadece varsayım olur.
Öte taraftan bu gün baş örtü sorunu artık dini bir tartışmanın dışına çıkmıştır. Çünkü başını örtmeyen bir bayan nasıl ki '' ben kendimi böyle ifade ediyorum'' Deme hakkına sahipse başını örten bayan da aynı şeyi söyleme hakkına sahiptir.
Daha da kısa ifade edecek olursak : Artık bu kıl -tüy tartışmasına bir nokta koymanın zamanı gelmedi mi sizce de ?
Selam ve sevgilerimle.
Düşünün ki bu ilk insandan bahsederken elimizdeki tek yazılı kaynak kutsal kitaplardır.
bu cümlede bahsettiğin ilk insan kim?
Adem ise Adem ilk insan değil ilk peygamber,
akabinde şunu sorayım ve cevaplayayım
peygamber ne için gönderilir
içinden çıktığı toplum azmıştır toparlansın saptığı sapaktan dönsün diye yol göstersin diye
ilk insan ademse kime ne yolunu gösterecek bu durumda??
sami biberoğulları
Çok önemli bir soru sormuşsun ama bu sorunun cevabı yok değil.
İlk insanı Adem olarak kabul ettiğimizde ''Eğer Adem ilk insansa hangi topluluğa peygamber olarak geldi?''sorusu oldukça mantıklı bir soru ama adem peygamber 900 sene yaşadıysa bu 900 sene içinde ondan türeyen nesil oldukça kalabalık bir toplum haline gelmiş olamaz mı?
Yine Adem ve Havvayı ilk insan olarak kabul eden öğretide ne var: Hz havva 120 kez hamile kaldı ve her seferinde çift doğum yaptı yan sadece Havva annemizden 240 insan dünyaya geldi. Şimdi bu 120 çift insanın her biri dört çocuk sahibi olsa daha ilk anda 480 kişilik bir topluluk..Bunu 900 seneye yay, muazzam bir topluluk. İşte bu topluluk sapıtıyor ve Hz. Adem bu sapıtan topluluğa peygamber oluyor??? Olamaz mı? Olur. Yani ilk insan olarak sadece Aden ve Havva yaratıldı ondan önce hiç bir surette ve şekilde insan yaratılmadı diyenler de mantıksız bir şey söylemiyorlar ve senin sorun cevabı olmayan bir soru değil eğer soruyu bu şekilde sorarsak.
Ama soruyu '' melekler daha Adem yaratılmadan önce insanların yeryüzünde bozgunculuk yapacak ve kan dökecek olan canlılar olduğunu nereden biliyorlardı? diye sorarsak durum değişiyor.
Selam ve sevgilerimle.
Filiz Şahin.
yok sana yorum
ilk insan adem peygamber değil
insanlar da sadece Adem ve Havva'dan çoğalmadı. ya bilim yalan söylüyor ya din adamları Kur'an-ı yanlış çevirmiş ben bilemem . bildiğim mantık hatası var ve bu hatan insandan kaynaklı
Filiz Şahin.
siteni yazı bölümün güncellemesinden sonra GICIK OLUYORUM YORUM YAZARKEN DE OKURKEN DE SÜREKLİ YUKARIDAN BİR PERDE İNİYOR
HALİYLE KAÇIRMIŞIM AMA EVET BU DETAY ÇOK ÖNEMLİ DETAY
sami biberoğulları
Aceleciliğine hem gıcık oluyorum hem de bu yüzden seninle muhabbeti seviyorum desem başkası anlamasa da sen anlarsın beni.)))))
Selem ve sevgiler tekrar.
Filiz Şahin.
"
Velhasılı kelam: Madem ki Peygamberimiz bir hadisinde “Bir müçtehit( Dini açıdan yorum yapmaya salahiyetli kişi) içtihat eder ve içtihadında isabet ederse iki sevap; hata ederse bir sevap vardır’’ demiş o halde her biri müçtehit olan bu insanların içtihatlarından ( yorumlarından ) hangisini kabul edersek edelim hata etmiş olmayız. Dolayısıyla kesin gerçeği asla ve asla bulmamızın mümkün olmadığı bu konuda yukarıdaki altı görüşün hangisini kabul edersek edelim hata etmiş, günah işlemiz olmayız kanaatindeyim. Ama? " Demişsin ya
hatalı
hırsız bunu yol eder.!!
Ne alaka mı
şöyle ki;
bacısına tecavüzden mahkemeye çıkarılan adam(mesleğini yazmıyorum ama biliyorum)
hakime hitaben: hakim bey siz bahçenizde yetişen ağacın meyvesini tatmadan ele verir misiz?
onun için yol eder
sami biberoğulları
Erol URAZ.
Bu konular beni aşıyor vallahi.
Karışık olan kafam, iyice karıştı şimdi.
Yorumsuz geçelim bu bölümü.
sami biberoğulları
Değer verip okumaktan daha güzel yorum mu olur?
Selam ve sevgilerimle.
Aslında yazınız içindeki soru işaretlerinden soru yağmuru çıkardım.Belkide iyi bir şey. Sorgulamadan insan olmanın ne anlamı var. Sorgulama yetimizi de bize veren Allah değil mi? O zaman neden bizi susturmaya çalışıyorlar. Allah'tan daha iyi mi biliyorlar. ..Neyse hocam sorularım bende kalsın. Yazının arıza yorumcusu olmak istemiyorum :))
Sevgilerimle...
sami biberoğulları
Hakaret ve küçümseme, alaya alma içermediği müddetçe ben en arıza yorumlara bile açığımdır ancak bir de şöyle bir olay var. Yapacağın yorum başkalarını rahatsız eder mi acaba? İşte onu bilemem tabii ki. Ama mesaj hanem açık. İstersen oraya yazabilirsin.
Selam ve sevgilerimle.
"de ki ey mahmut
sizden oncekiler oz annelerince sut emzirilerek cok cirkin bir gunah islediler ve helak oldular
cocuk dogar dogmaz baska bir yeni dogum yapmis kadinin cocugu ile becais edilmesi onun tarafindan emzirilmesi size farz kilindi
bilmezmisiniz bunda sizin icin hakkinizda hayir vardir
o oz cocugunu emzirenler yok mu iste onlara ne buyuk azap vardir
ey mahmut kadinlarina soyle
kendi cocuklarini emzirmesinler"
seklinde bir ayet inse idi
bugun havva ananin dogan cocuklari oz annelerini mi emmisti yoksa
diye yazi dizisi yazilabilirdi
cunku din en dogal hali ciplakligi men eder
insani bi giydirirse bi taaya ilelebet soyunamaz
soyunana sicak bakamazsiniz
din domuz yeme diyorsa domuz yiyemez
ancak
o kadar delik su kacirmaz deyip
domuzdan elde edilen insulin alabilirsiniz
insanin yatak odasina giren din
horoz gibi uste cikmayin sevisin
ileri derece oral seks degil
guzel muameleli seyler elde edin
cennette bir erkege yuz kadin
beher hatuna yuz gilman
hepsine de gucunden eksilme olmadan
azman verilecek
der din
omurleri boyunca
uretmeden insanliga bir sey katmadan
insanlarin urettikleri ile
devlet kesesinden beslenmeyi
parazit yasam surmeyi dustur edinmis
gunumuz imam hatipler muesseselerinde
bir tane bile insansiz hava aygiti uretecek derecede muhendislik bilgisi olan imam
bes vakit namaz disinda bes kurus para almadan garip gureba savunayim diye avukatlik yapan
tip egitimi almis dis teknisyeni imam cikmayinca
imamlarda can sikintisidan
beton mustaalara
kafayi takip laanet okuyup
boyle esasli mum sondulu ana baci demiyor saliyorlarli alevi hikayeleri turetmislerdir
hristiyan musluman yahudi disi kavimler
bu husus hic bir dini dayatma olmayan
budist cinliler australyadaki aborcinler abede kizilderilileri tibette samanlar
napiyormus araya yabanci katmadan
kutupta kucuk eskimo toplulugu
ensest mi yapiyor
cahil adam ne ise ama siz ilke aydini okur yazar adamsiniz yahu
eseysiz uremede bile
disi organ salt turunu cezb eden koku salar
polen ona girer siradan meyva alinir
baska cins seckin elit tur cimbiz ile o organdan sarkitilsin
neslin devami icun daha gelismisi
hayvancilikta boyledir
o koylu hikaye anlatiyor
onun tosun gelisimi tamamlayamamis
gelisimi tamamlasa erkeklik itkeleri
birak ana kiz kardes erkek kardese surtundugu gorulur
disisiz birakilmis kopeklerin
zaten cift cinsiyetli sakat dogumlu vasat
alti dogum bas gosterince senede bir iki senede bir yeni koc
yeni teke aliyorsunuz ki kan tazelensin
bahsettigim konu
hayvani suclama yersiz
ucak kazasi olsa
babasi etini yiyecek insan ornegi
cinsi aclik cekime mahkum edilen bireyde her tur sapma bas gosterir
arabistana giden isciler icinde
limuzinle araplarin
kendini almaya geldigine sahit onlarca insanimiz vardir
din dayatir
ac kal
yeme icme sevisme acma gosterme
kapan icine oyle kal der
okusalar
senin rabbin senin orani dusunuyor tek diye serzeniste bulunan
aise valideyi
ilham vahiy ile
gelen ayet
ile
kafasi az karisan yaraticimizin
kole zeydten bos olmus hatuna cevaz verdigini
zaruret herseyi mubah kilar yani
ben alemi yaratacam ondan sonra ona resulune salat edecem
bir balikci kayigina teknik bilgi olmadan fil zebra zurafa kutup ayi yerlestirip birer cift at esek katir
insanlarimizi boyle zehirledi uyusturdular
yahudi analarini satiyor kok sokturuyo o araplara valla
onlar bunlarla hurafe oyku masalla ugrasirken
bir ignenin ucunda ayni anda kac melek duruyo tartisirken
gavur uzay mekigini ilk kez denizde gemiye indiriverdi
yazik bize bu kitaplari turkce okuyup
ipliklerini pazara cikaramiyor
bir arpa boyu yol alamiyoruz
haala sen sende sen ben bende ben
terpikler sami efendi biladerim
yobazitenin ipi pazara cikaran
cahil cuhela insanimizi ne martavallarla kandirdiklarini orta yere suren
sari irk kizil irk kara irk beyaz irk
zifir gurubu eras pozitif a gurubu b gurubu ab gurubu evrensel kan
ne var bir tek nuve cekirdekten olmusmus
iddirsin gitsinler
el arabalarini
beynini durtuklediminin denyolari
kani sigirlari
ikra diyor kirat et oku diyor
onu yapmiyor
aradan kil gecmiyecek sekilde icine girmis mi idi zina yaparken arastir deyince onu arastiriyor
akli fikri orada lolipoplarin saygilar
tabu can cekisiyor saygilar
sami biberoğulları
Bence bu kadar uzun ve kıymettar olan bilgi birikiminizi buralarda yorum olarak yazacağınıza kendi sayfanızda yazıp çok daha fazla insanın bilgi ve görüşüne sunsanız bence çok daha faydalı bir iş yapmış olursunuz.
Zira şu yazdıklarınız sadece ben okudum. Oysa bu site yaklaşık 400.000 okuyanı, binlerce kayıtlı üyesi olan bir site. Dolayısıyla yazık oluyor böyle faydalı şeylerin sadece bir yazıya yapılmış yorum olarak kalması.
Selam ve saygılar.
bu sefer gayet güzel bir beyin fırtınası olmuş hocam.
öncelikle bildiğim kadarıyla habil ile kabil arasındaki olayın kız meselesinden kaynaklandığı kur'anda geçmiyor. bu mesele ne zaman kız meselesine indirgendi bilmiyorum.
öte yandan yine yazılı bir kaynak olmamasına bir rivayete göre kabil ailesinden ayrıldıktan sonra kendi soyunu devam ettirmişti. eğer kabil, cem yılmaz'ın arog'taki anama ana diyesin sahnesine benzer bir duruma girişmediyse, bu söylenti sizin varsayımla uyuşuyor.
şu an batıda bildiğim kadarıyla tanrı merkezli evrim teorisi yaygın. ancak evrim teorisinden ziyade, bu konuştuklarımız daha çok inanmak istediğim varsayımlar. üst insan ve alt insan birleşmesinden doğan nesiller. bu da farklı tür kafataslarının bulunmasının sebebi olabilir.
duymuşsunuzdur muhakkak scientology diye bir tarikat var amerika merkezli. bu tarikatın oldukça da fazla inananı var. ama asıl bahsetmek istediğim bu tarikatın da inandıkları bir varsayım var. dünyada akılsız bir tür insan türünün yaşadığı, galaktik bir konfederasyonun cezalandırdığı akıllı bir insan türünün dünyaya öldürülmek üzere gönderildiği, ölenlerin ruhlarının dünyada yaşayan alt sınıf türü kontrol altına alarak günümüz insanını ortaya çıkardıkları gibi bir inanış. teorik olarak dünyada bir insan yaşamının olduğu konusu benzeşiyor.
insanlar o zamanları düşünürken genelde ilkel olarak düşünüyorlar. peki ya tersiyse? yani sonuçta mevcut herşeyi bir yaratıcıya bağlıyoruz. dolayısıyla bu dünyanın ulaşıp ulaşabileceği teknoloji hali hazırda mevcuttu ki insana bahşedildi. o halde adem ve havva neden yüksek bir teknolojiyle dünyaya gelmiş olmasın? yahut nuh peygamberin tüm hayvanları gemiye doldurduğu bilindiği halde neden tahta basit bir gemi tahayyül edilir? insanların 950 yıl yaşaması yüksek bir teknolojinin ürünü olamaz mı?
sonuç olarak kardeşler birbiriyle çiftleşmeye mecburdu anlayışı inancı olan insanların Yaratıcı'nın kudretini sınırlamaya yönelik bir anlayış gibi geliyor.
elinize sağlık hocam, uzun zamandır benim de kafamda kurguladığım meselelerdi bunlar. doğrusunu ancak Allah bilir. selamlar, saygılar.
sami biberoğulları
Teşekkür etmekten başka da bir şey düşünemiyorum yorumun hakkında.
Scientology tarikatını duydum. Hatta Tom Cruise de o tarikattanmış filan duymuştum ama haklarında çok bir şey bilmiyorum doğrusu.
Ve tabii ki Tanrıların Arabaları...Aslında hiç de yabana atılacak bir kitap değil.
Selam ve sevgilerimle.
Kendi ikiz kardeşi ile evlenme olayı sadece Habil ile Kabil olayında geçiyor ve sonu cinayetle noktalanıyor zaten. İkizler kendi kuşağından değil, bir iki kuşak ötesiyle evleniyor diye biliyorum ben. Bazı ilkel toplumlarda ve Yahudilerde hâlâ böyle evliliklerin devam ettiğini duydum. Sadece Kuran değil, hadisler de yol gösterici birçok konuda. Daha detaylara inersek konu uzar, hayvan ile insan arasında da genetik bağlar var. Fiziksel yapı aynı elementlerden oluşuyor
sami biberoğulları
İkizler kendi kuşağından değil de mesela 1. batında dünyaya gelmiş olan 10. batında dünyaya gelmiş olan ile evlenince bu kardeş evliliğinden çıkma anlamına mı gelir? Yine kardeş değiller mi?
Hadis diyorsunuz ve ben de bu bölümde size bir hadis sunuyorum.
O hadiste peygamberimiz diyor ki Ademden babam Abdullah'a kadar peygamber soyunda zina olmamıştır.
Peygamber soyunda zina olmamış ise ( Ki bunu bize bizzat peygamberimiz söylüyor) bu durumda Hz. Adem'in çocukları arasında zinanın en kötüsü olan ensestten nasıl bahsedebiliriz?
Selam ve saygılar.
Merhaba Sami Hocam...
Teolojinin "derin" konusuna girecek bilgi de değilim lakin şu tarih öğretmeni ile tarihçi ayrımına dikkat çekmeniz bana da bir "konu" çıkardı.
-Filozof başka,felsefeci başka!
Biraz toparlarsam Epictetos'a kadar gitmek mümkün.
İyi geceler diyeyim ve şunu da ekleyeyim:Gel de bunu kısa yaz bakalım!
sami biberoğulları
'' tarihçiyim'' dediğinizde millet Patagonyanın tarihinden de soru soruyor insana))))))))) Hoş tarih öğretmeniyim dediğinizde de değişmiyor ya neyse.
Selam ve sevgilerimle.