- 416 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
KÜRK MANTOLU MADONNA
Herkes edebiyatçı olamaz ve edebiyattan güzel bahsedemez bilme gibi bir zorunluluğu da yok. Bu her alan için geçerli aslında ,fakat sözler bir edebiyatçının en değerli hazineleridir.Ve derinliği de hazinemize eklediğimiz şiirlerden öykülerden ,denemelerden masallardan tiyatrolardan romanlardan alırlar .bu yüzden bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp mantığıyla kürk mantolu madonna ’ya bir açıklık getirmek istedim .
Aslında sabah programındaki konuşmaya pek fazla kızamadım çünkü günümüzde o kadar çok edebiyatçı edebiyat aşığı var ki her eseri biliyoruz her şiire hakimiz sanki,edebiyat derin bir alandır Fuzuliden Yunus’a Hacı Bektaş’tan Namık Kemal’e Aziz Nesin’e cumhuriyet edebiyatından milli mücadeleye Faust ‘tan savaş ve Barış’a hakim olma işidir bir nevi iki eseri bilmemekle çok affedersiniz nasıl salak olunmuyorsa iki eseri bilmekle de edebiyatçı olunmuyor! bu doğrultuda edebiyatın bir önemli görevi de paylaşmaktır . buyrun halde. ‘’Türk edebiyatının en önemli yazarlından Sabahattın Ali’nin Başyapıtıdır Kürk Mantolu Madonna
Psikolijik betimlemeler, tahliller ve insanı oldukça tatmin edici bir roman ,hayatınızda uzun süreli izler bırakabilen bir roman. Bana göre okunması gereken bir yapıt yazar kitapta Raif efendinin içsel yolculuğunu anlatıyor. Her cümlesinde durup düşüneceğiz bir roman Kürk Mantolu Madonna bu kitapta sıradan bir olayı,olaylarla ve merakla harmanlayarak okuyucuya sunar, insanı düşündüren Türk edebiyatında pek de alışık olmadığımız bir karakter örgüsü ile şekillenmiş.Muhteşem Türkçe kullanımıda ayrı bir
İltifat konusu tabiî ki .romanın genel özetini yapmak değil amacım sadece kürk mantolu modonna muahbbetine cevap niteliğindedir .
Romanın başkahramanı Ahmet Raif Berlin’e geliyor Berlin’e geldiği zaman bir işi, kalacak yerini ayarlıyor ve pansiyona yerleşiyor.İlk zamanlar işe başlayamıyor ,gündüzleri şehri geziyor, akşamları da sabaha kadar odasında kitap okuyor. Bunun böyle devam etmeyeceğini anlayıp fabrikada bir işe giriyor,sosyal yaşamından da kopmuyor tabiî ki bir hafta bir sergiye gidiyor ,gittiği sergide gördüğü Kürt Mantolu Modonna adlı tabloya adeta vuruluyor öyle böyle bir vurulma değil ama aşık oluyor her gün her fırsat bulduğu vakit galeriye gelip ,tabloyu izliyor işin ilginç yanı aşk kelimesine ömrü boyunca inanmamış bir adam aşkını izliyor saatlerce desek yerinde olucak .Sonra bir gece sokakteyken Kürk Mantolu Modonna geliverir karşısından , utangaç, bu yaşına kadar hiçbir insana duygusal bir yakınlaşması olmamış, bu adam ,Modonna’sı ile tanışır .Madonna’sının adı Maria Puder ‘dir yani Kürk Mantolu Madonna küçük yaşta annesiz ve babasız kalmış,hayatında hiçbir erkeğe güvenmemiş
Kürk Mantolu Modonna tablosunda kendini resmeden bu sayede Raif efendinin gönlünde yer eden aynı zamanda Atlantik kaberede şarkıcılık yapan, hafif erkeksi ama bir o kadar da çekici bir kadındır ve dünyadaki tüm erkeklerden nefret eden modonna !
kitaptan ayrıca bir yer paylaşmak istiyorum modonnanın hastneden çıkışında söylediği bir söz okunmaya değer;
‘’ şimdi aramızda neyin noksan neyin eksik olduğunu biliyorum ‘’ dedi bu eksiklik sana değil bana ait ,ben de inanmak noksanmış beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadım ama şimdi inanıyorum .demek ki insanlar benden inanmak kabiliyetimi almışlar … ama şimdi inanıyorum sen beni inandırdın .Seni seviyorum .Deli gibi seviyorum değil ,gayet aklı başında olarak seviyorum ‘
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.