- 1155 Okunma
- 7 Yorum
- 5 Beğeni
Uykuda Sevilen Kızlar / Sakura /
Kasvetli kirli günler geçiriyordum Kyoto’da Mişimanın ölümünden sonra Tokyo’yu terk etmiş kendimi önce Kobe sonra Osaka en sonda Kyoto’da bulmuştum. Arada savrulduğum Kanazawayı ise hiç anlatmasamda olur..
Yedi aydır Kyoto’dayım burayı ne zaman terk etmem gerekecek bilemiyorum.
Yaptığım işi anlatma ihtiyaçı duymuyorum maddi getirisi yok denecek kadar az. Sadece tanıdığım insan sayısı fazla olduğuna kalacak yer ve yemek bulma sıkıntım yok bu yüzden zengin bile sayılırım.
Telefon beşinci defadır çalıyordu. Uykumum içine edilmişti bile.
Ahizeyi yavaşca kaldırıp kulağıma götürdüm bu sesi duymayalı baya olmuştu Kavabata yıllar sonra beni aramıştı.
- Alo
- Numaramı nerden buldun İhtiyar
- Sakura’dan
- Mişima’nın ölümünden beni sorumlu tutuyor musun hala
- Evet. Ben sen o yani Kaguya hepimiz bu ölümü seyrettik. Meselemiz ise başka bir ölüm
- Kim öldü de sen yıllar sonra beni arıyorsun tüm gururunu ezerek. Senin gibi bir ihtiyardan beklenmeyecek hareketler bunlar
- Uykuda sevilen kızlar evini duydun mu hiç
- Hayır
- Sakura öldü
- İhtiyar ne yapmaya çalışıyorsun Uykuda sevilen kızlar evi neresi Sakurayla ne alakası var ve Sakura nasıl ölür
- Öldü işte insanlar doğar,büyür,yaşar ve ölür
- Sakura doğdu ama büyümedi İhtiyar sen herkesi kendinle karştırma . Daha senin üçte birin yaşında değil o. Sahi sen kaç yaşında idin
Sakura’nın ölümünü kabullenemiyordum . Kavabata gibi bir ihtiyar varken. Benim gibi bir yarı ayyaş varken Sakura bizim kiraz çiçeğimiz nasıl olurda ölürdü.
- Yaşımı boşver gelecek misin gelmeyecek misin ?
- Bilmiyorum ve sana inanmıyorum
- Uykuda sevilen kızlar evini unutma
- Uykuda konuşan bir adamın sanrısısın sen ihtiyar bırak yakamı.
- Aptal çocuk gittiğinden beri kaç kere aradın Sakurayı iki mi üç mü tek bir kez aradın tek bir kez ona bir numara verdin o günden sonrada onun aramalarını hiç açmadın. Ah pardon bir kere açtın Kobedeyken onu çağırdın. Bir ay onu mutlu ettin bir ay hergün seni ne kadar sevdiği ile ilgili not tutmuş biliyor musun. Sonra yine gittin bir numara daha bıraktın ona. O hergün aradı seni ve sen hiç açmadın uzun uzun çalan telefonu.
Niye o bir ay onu yanında istedin ki.Peki neden hiç haber vermeden gelip onun koynuna girip girip gittin.
Bilmiyorum hiç anlayamıyorum seni ama bildiğim Mişimayıda Sakurayıda sen öldürdün.
Sinirden köpürmüştüm belki Mişimada haklı idi ama Sakurayı ben nasıl öldürmüş olabilirdim. Üstelik yalan söylüyordu bu aptal ihtiyar ben daha iki gece önce Sakurayı görmüştüm. Yaşıyor du işte o zaman
evet Tokyo ya gitmiştim kanlı canlı Sakuranın yüzünü
Hatırlayamadığım kadar sarhoş, bıkkın ve bitkindim. Onu sevmiş ve dönmüştüm.
Sakuraya hiçbir şey yapmış olamazdım
- Ne diyorsun sen Aptal ihtiyar ben Sakuraya hiçbir şey yapmadım hem benim yüzümden nasıl ölmüş olabilir.
- Sakura iki gün önce sabaha karşı intihar etti yazdığı son not da yine senin saçma sapan adın geçiyordu. Dur okuyayım sana " Onu seviyorum o ise beni öldürüyor her gelişinde bir ruhtan ibaret oluyor. Beni öpüyor, saçlarımı okşuyor, memelerimi dudaklarının arasında sağaltıyor. Sonra bana dokunmadan içime dahi girmeden duruyor. Uyu diyor bana uyurken saçlarımı seviyor boynumu öpüyor sabah ise ben uyanmadan gidiyor. Adımı hatırlıyor sesimi hatırlıyor bana öğrettiği şiirleri okuyorum ona. On altı yaşından beri onu bekliyorum. Uykuda sevilen kızlar evi koydu benim evimin adını. Bunu nerden buldu bilmiyorum. Bana her gelişinde bakire olup olmadığımı soruyor. Cevabım aslında hep aynı
Sonra gülüp Aptal kadın hala benim için mi bekliyorsun diyor.
Ölüyorum beni anlamıyor bundan zevk alıyor beni öldürmekten hoşlanıyor.
Ona istediğini vereceğim kendi kuyuma kendim indim bu sabah.Kanattım kendimi bacaklarımdan ılık ılık aktı dünyanın görmek için tamtamlar çaldığı kan. Sonra tüm bedenimi kesmek istedim ona istediğini veriyorum. Simdi o içerde uyuyor, acaba sabah beni yatakta bulamayınca. Banyoya bakacak mı, beni bu halde görünce korkacak mı. Arayacak mı birilerini yada hiç umrunda olmadan kalkacak ve gidecek mi.
Cesedim kaç gün burda kalacak . Kim bulacak beni kokacak mı çürüyen etim. Çürümek kelimesi komik geliyor artık bana insanlar mabetler yaptırıyorlar cesetlerine keşke benimkini koyverseler denize… Yaşarken yüzmekten hep korktum cesedimin yüzebilecek olması güzel olurdu. Tokyo genelevlerinde bir fahişe olurdum o olmasa. Batılıların dar vajinalı geyşa hayallerine hizmet eden yüzlerce ölü kadından biri olmak ilginç olurdu. Atalarım intiharı kutsallaştırırken bu günleri görüp mü karar vermişti acaba. Bunları hiç bilemeyeceğim artık,bilmek ihanetin başlangıcıdır "
Elim titriyordu terliyordum Kavabata ahizenin öbür ucunda onu sen öldürdün oruspu çocuğu diye bağırıyordu. Terliyordum daralıyordum tüm oda ve gece üzerime geliyordu.
- Yalan söylüyorsun ihtiyar bunların hepsi senin o aptal yazarlık yeteneğinden gelen rüyalar düşler yalan…
- Bana bak bok herif madem yalan söylüyorum gel ve yarın gör öldürdüğün kiraz çiçeğini…
Ses kesildi ahize elimde kalmıştı elimden nasıl düştüğünü hatırlamıyorum. Kalktım içmeye başladım soyundum. Balkona çıktı uzakta Osaka’nın ışıkları görünüyordu onbeş milyonluk dev ve ucube şehir. Oradaki her bir nefes sabaha tükenmiş olsa ne olurdu,ne değiştirdi benim için.
Sakura ölmüşmüydü cidden.
Çok içtim
Bir kadın hatırlıyorum sonra genç,güzel enerji dolu. Boynu dağ çileği kokuyor
sürekli beni sevdiğini sayıklıyor, bir pencere hatırlıyorum yanıp sönen sigaralar defalarca kez aynı yerinde tükeniyoruz zamanın
. Ona hakaret ediyorum, onu parçalıyorum. Tekrar ve tekrar doğrulup karşıma çıkıyor. O kokusu beni deli ediyor ona dokunmak istiyorum bu kokuyu her duyduğumda Onu altıma almak defalarca ve defalarca kez öpmek öpmek öpmek.
Sonra tekrar bir pencere kenarı defol diyorum defol küfrediyorum ona.
Gidiyor pencere kırılıyor biri ağlıyor ılık bir yel esiyor galiba esniyorum, titriyor
hayır ılık olamaz soğuk kış gelmiş olmalı.
Uyanıyorum sonra kalkıyorum yola düşüyorum kalkıyorum gidiyorum.
Hepsi bir rüya kocaman aptalca bir rüya sayıklıyor yanımda Sakura.
Dokunuyorum saçlarına ılık bir his bu. Elimde ıslaklık pantolonumun arasından bulaşmış olmalı. Tutup çeviriyorum onu. Bu ılıklık bana ait değil bu koku kan mı yoksa.
Işık biri ışığı yaksın çığlığım tavana vuruyor sonra yüzüme bir balyoz iniyor,dağılıyor suratım
Yakıyorlar ışığı
Yatakta çırılçıplak bir kadın her yer vişne suyu lekesi olmalı yo yo diyor biri bu şarap olmalı.
Kapıyorum ışığı yatakta bir kadın çırılçıplak ve kırmızıya boyanmış. Eli kasıklarında kızıla boyanmış göğsünün ortasında ince ve kırmızı bir çizgi…
Bu bir rüya Kavabata seni gerizekalı ihtiyar bağırıyorum çok bağırıyorum.
Uyanmak istiyorum
Uyumak istiyorum
Onu ben öldürmedim
Onu ben öldürmüş olamam
Onu ben mi öldürdüm…
Gözlerim Osaka’nın ışıklarına takılıyor siren sesleri kulaklarımı tırmalıyor.
Sokakta dört fahişe müşteri bekliyor
koro halinde
Onu sen öldürdün…
YORUMLAR
Öldürmeyin artık şu ömürlük seven kadınları.
Kimi Sadist kimi mazoşist severler, bağrıma basıyorum derken kemiklerini kırarlar, çok sevdim neden öldü derler...
Sevmek başlı başına bir sanat, her yüreğin harcı değil.
Çıkardığım sonuç bu ama harika olmuştu bu.
Devamı daha var mı acaba.
Sevgi ve selamlarımı bıraktım .
Irmak Yosunkent tarafından 10/22/2016 12:50:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Tsukuyomi
Güzel ve akıcıydı yazınız.
Yalnız noktalamalara az dikkat etseniz sanki okuyucuya daha kolay olacaktı okumak. Yine de sonuna kadar okudum:)
İşte erkekler bu kadar kalpsiz kadınlar da bu kadar naif dedim kendi kendime ...