- 1039 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
VEZİRİ MÜKERREM AHISKA VALİSİ HAMŞİOĞLU SELİM PAŞA HAKKINDA , SAYIN KOPUZLU’YA CEVAP.
Bizim Ahıska Dergisi’nde Nusret Kopuzlu imzasıyla yayınlanan Osmanlı’nın önemli Paşalarından Hamşioğlu Selim Paşa hakkında Kopuzlu’nun asılsız ve belgesi olmayan güvenilir kaynaklara dayanmayan yazdığı yazısı Türkiye ve Acara da yaşayan bütün Hamşioğlu torunları sert tepki ile karşılamış üzmüştür.
“Selim Paşa’nın bir kadın yüzünden idam edildiği yönünde Gazetelerde de Sayın Kopuzlu tarafından yayınlamış olduğu yazısına rastlamaktayız.
Kopuzlu’nun yazısında şu ifadeler yer alıyor;
Acaralı Selim Paşa neden idam edildi?
Bu konuda iki iddia var; İlki, Selim Paşa’nın Acara’yı Osmanlı’dan koparıp Gürcistan’a bağlamak istediği için idam edildiği.
İkinci iddia ise Selim Paşa’nın kontrolden çıkmış bir zorba olduğu ve bu yüzden idam edildiği yönünde. ’Ahıska Valisi olan Hamşioğlu Selim Paşa Ardahan Beyi Hamit Bey’in karısına göz koyduğu.
Bir bahaneyle onu hapsetmiş ve karısını da kendisi almıştı. Bu hadise ile birlikte o zamana kadar yaptığı bazı zulümler İstanbul’a bildirilmiş, Saray’dan Selim Paşa’nın kadını iade etmesi ve kendisinin de İstanbul’a gelmesi istendiği.
Oraya giderse başına ne geleceğini bildiği için saraya gitmemiş, ailesini de alarak Acara’daki Hırhat Kalesi’ne çekilmiştir. Yani orada saklandığı.
Bahri Paşa komutasında bir askeri birlik Acara’ya gelmiş ve kaleyi kuşattığı. Kaleye giriş dehlizi Acaralılar tarafından gösterilmiş ve kaleye ulaştığı.
Selim Paşa’nın son kuşak torunlarından biri olarak Kopuzlu’ya verilen cevap aşağıda kaynağa dayalı belirtilmiştir.
“Yakalanan Paşa’nın, yine bir Acaralı tarafından kellesi kesilerek başı İstanbul’a götürülmüş olduğu hakkındaki yazınız.
Sayın N. Kopuzlu Efendi;
Önce sizin bu Hamşioğlu aileleriyle derdiniz, sıkıntınız nedir ? Neden bu kadar çok bu aile hakkında yazılarınız oluyor. İnsan olarak merak ediyorum doğrusu? Sizin o ilgili yazınızı açıklık getireyim de biraz rahatlayın.
HIRTIZLI BİNALİ’ SİZİN KAYNAĞINIZ OLURSA ... !
Geçmişten art niyetli Hırtızlı Binali’nin bu konuda Osmanlı arşivinden çıkarılmış elinde hiçbir vesikası, hiçbir resmi belgesi bulunmayan o tarihte yaşamamış, yaşanan olayları görmemiş ve kendisinden 90 sene evvelini zırvalamış olduğu hatırat defterinden faydalanarak yazdığınız bilinmektedir.
Size tavsiyem Baba İbrahim Pehlivan Paşa’nın bizaat-i kendisinin yazmış olduğu bu konuda da detaylı olarak Vaka-i namesi vardır.
Orda bu sizin anlattığınız gibi zırva hikayeler yoktur. Bunu yalnız siz değil, sizin gibi düşünen herkese tavsiye ederim. Baba İbrahim’in vaka-i namesine bir baksınlar.
Ayrıca başka bir kaynaktan, III. Selim devrinde nizam-ı cedidin anadolu’ da ki karşılaştığı Sene 1220 (M. 1806)" yıllarında en güvendiği Valilerinden en başta Çıldır Valisi Selim Paşa idi. Nizam-ı Cedit’e karşı bir sevgisi olmayan Paşa ’yı durdurmak için, III. Selim’in Vezirine yazdığı hatt-ı hümayunda, Tayyar Paşa ’ya teveccühü olduğunu bildirmesini, her ikisinin birbirine düşmemesini, Cebbarzade’ nin askeri Amasya yerine, kendi tarafından yazmasını belirtmesi meseleyi hal – letmemiştir.
Dört sene kadar süren Trabzon valiliği sırasında, "istiklâl ve istibdad" taraftarı olan Tayyar Paşa, Viranşehir voyvodası ve ayanı olan Hacı Ahmed oğlu ile diğer kaza ayanlarına mektuplar yazmıştı.
13 Safer 1220 (13.11.1806) da, Hacı Ahmet oğlu Esseyid İbrahim’e yazdığı mektub- da şöyle der:
"....İrad-ı Cedit’i kaldırmak için Çıldır Valisi ( Hamşizade ) Selim Paşa Kars valisi Mehmet Paşa ve Bayezit mutasarrıfı Mahmut Paşa, Erzurum- Sivas eyaletleri birleşerek yüzbin kadar olacağız, evvelâ Cebbarzade Süley- man bey’e hücum edip, sonra da Irad-ı Cedit’i kaldıracağız" Halbuki, Cebbarzade Süleyman eskiden beri, Nizam-ı Cedit taraftarı- dır.
III. Selim’in de bu konuda en çok güvendiği gücü olmuş yıllarca Osmanlıya hizmet etmiş olduğu konusunda III. Selim, Süleyman Bey’e gönderdiği bir mektupta da ve bir çok belgelerle mevcuttur.
Osmanlı devletinin saygı duyulan önemli bir veziri olduğundan dolayı 2. Mahmut da babası gibi Selim Paşa’ya olan sevgisi güveni tamdır. Onun Rusya’ya karşı olan gücüdür ve sınırsız yetkilendirmiştir.
Ardahan Bey’i Saro Han’ın Osmanlı Devletine vergi vermemekte ısrar etmektedir. Halkı isyana teşvik ediyordu. Bu haber İstanbul’a ulaşır. Osmanlı devleti bir ferman yazarak Selim Paşa’ya bildirir. Hamşizade Selim Paşa bu fermanla Saro Hanın askerleriyle savaşarak isyanı bastırır.
Yine Ardahan da azılı derebeylerinden zorba Hamza Ali Bey Halka baskı yaparak Ağalardan haraç almaktadır. Ardahan’dan bir ağa Selim Paşa’ya şikâyete gider.
Selim Paşa’nın Surmanidze ailesinden olan eşi Elmas hanımı şikâyete gelen ağanın evine misafir olarak davet edilmiştir.
Haraç konusunda Selim Paşa’ya kendilerini şikâyete gittiklerini öğrenen Hamit Bey eşi ile birlikte Ali Bey’i de yanlarına alarak şikâyete giden Ağa’nın hanesine gelirler.
Ağayı tehdit ederlerken Selim Paşa’nın Hanımı, Elmas Hanım oradadır. Elmas Hanım Ağaya yapılan tehditlere karşı müdahale edince Selim Paşa’nın Hanımına da ahlaksızca davranışta bulunmuşlardır. Bu durumun haberini alan Selim Paşa, Hamit Beyİ eşi ile birlikte Hamza Ali Beyi de tutuklatmış yanına getirtmiştir.
Halk’tan haraç toplayan Hamit Bey ile Hanımı halk huzurunda yargılanmaları için tutuklu kalmış amcası Ali Bey’e, eğer bir kötülük yapmak istiyorsan benim kendime yap sana bir sene müddet veriyorum. Bir sene içinde senin kelleni alacağım diyerek kovdu.
Ali Bey huzursuzdur. Çocukları babasının bu huzursuzluğuna dayanamayarak bir plan hazırlarlar. Bu planlarına göre babası olan Hamza Ali Beyi halktan gizlerler Hamşizade Selim Paşanın Babasını tutuklatıp öldürüldüğünü ortalığa yayarlar. Selim Paşa kızdığı zaman o kişiyi mutlaka yok eyler. Bunu halk bildiği için bu duruma inanırlar.
Hamza Ali Beyin çocukları bir kanlı gömlekle birlikte 2. Sultan Mahmut Han’a Babalarının Hamşizade Selim Paşa tarafından öldürüldüğünü şikâyet ederler. Sultan 2. Mahmut Han yanına Turan Mahmut Paşayı çağırtarak o Bölgeye tahkikat için görevlendirir.
Karadeniz Sevahili Seraskeri olan Atabek Şerif Paşa Karadeniz sahilinden geçmekte olan Turan Mahmut Paşa ile iletişim kurarak bu durumu fırsat bilip Turan Mahmut Paşayı kendisinde misafir ederek Selim Paşa hakkında kötü bilgiler verir. Atabek Şerif Paşa, Selim Paşadan intikam alma peşindedir. Onun için bir fırsat doğmuştur.
Güney Kafkasya bölgesinde de geçmişten kaynaklanan başta Atabey Şerif Paşa olmak üzere ve diğer Osmanlı paşalarının siyasi ve politik oyunları hakkında bilgisi olan Selim Paşa Bölgede gelişen olayları kendi ağzından 2. Sultan Mahmut Handan dinlenmesi için talepte bulunarak halkın gerçeği öğrendiğini, halktan Padişaha sunulmak üzere kendisine verilen mazbataları da Padişaha gönderir.
Kars ve yörelerinde güçlü Ağalar ve Aşiretler var ayaklanması yanında Karadaniz bölgesinde 11 idari bölgesinden Osmanlı Devleti Beylikler’ den vergileri alamıyordu.
Yine Maraş, Antep, Kilis, Adana ve Payas’taki Aşiretin başı Meşhur ağca idi, Asi Hamut Paşa Kilis’i kana bularken, Küçük Ali oğlu Çukurova yollarını kesmiş Mora adlı azılı Şaki Malatya’yı haraca kesiyor. Sivas Eyaletinde ise Merzifon’dan Malatya sınırına kadar sayısız azılı eşkıyalar vardı.
Yollarda güven yoktu. İhtiyar Cabbarzadenin denetimindeki Deliktaş menzili haydut yuvası olmuştu. Menzilci Hasan Kürtlerle anlaşarak yolcuları soyuyordu.
Anadolu’nun her yerinde asiler ve isyancılar türemiş bunlardan bilinen en etkin Sağlancalı Veli, Sancakoğlu Süleyman, Gelür Hasan Ağa, Kıllıoğlu Ömer, Küçük Alioğlu, Fettahoğlu Ağca Bey, Tuzcuoğlu Memiş, Dağdevirenoğlu, Şehbandaroğlu, Bulut Kaptan, Pazvandoğlu, Karaosmanoğlu gibi isimleri sayılamayacak kadar Anadolu Derebeylerin isyanları Osmanlı devletinde güneyde ve doğuda ayaklanmalar iç isyanların başlaması ile Valiler arasında da birbirini çekememezlik istek ve talepler yüzünden 2. Mahmut zor durumda idi.
Bunca olayların olması Osmanlı devletini yıpratıcı çok acıklı oluşudur. Devletin önde gelen önemli Paşalarının pervasızca siyasi ve politik oyunlar içinde girdiler. Osmanlı Devleti birinin ardına ötekini takmakla zorla idare edip mansıbına sokulan asi ve soygunculardan eyalet yönetimine ve devlete bağlılıkla valilik istekleri içerisinde bulunmaları bütün bunlar Osmanlı devletini yönetimini sarstı.
Selim Paşa’ya cevap gecikti. Atabey Şerif Paşa’nın kendisine hakkında idam fermanı çıkarmayı başardığını öğrendi. Oda haklı olarak Acara’yı Osmanlı’dan koparıp lazistanı da Gürcistan’a bağlamak süretiyle ve akdenize inmeyi planladı.
Selim Paşa Acara’daki Hırhat Kalesinde saklanmadı. Pehlivan Paşa ile yaptığı savaşta onu perişan etti. Kendisi çekildi kalesine döndü. Baba Pehlivan Paşa’nın aklı başından gitti. Askerleri geri çekilmiş bir vadide toplanmıştı.
Selim Paşa bu meydan da galip gelerek İbrahim Paşa’nın askerini perişan etti. Hamşizade Selim Paşa bu cengaver askerlerin başarısından dolayı onları serbest bırakınca geri çekilen İbrahim Paşa ordusunu talan ve yağma etmeye başladılar. Hamşizade Selim Paşa bu galibiyetten sonra atını kalesine doğru sürek çekildi. Savaş geleneğine göre elde edilen ganimetler askerlerin hakkıdır. İbrahim Paşa askerinin perişanlık halini görünce aklı başından gitti .
Geri kaçan bir vadide toplanan askerlerin içerisine atını sürerek Bre namertler bre korkaklar sizler benim yüzüme nasıl bakarsınız. Burada ölmek vardır geriye dönmek yoktur. Atını tekrar geri ceng edilen mevkiye dönerek sürünce askeri arkasından gitmek zorunda kaldı. Hamşizade Selim Paşa’nın askerlerinin onların tekrar toparlanıp harekete geçeceklerini düşünemediklerinden gafil avlandılar.
Bunlar galibiyetin sonucunda dağılınca toparlanamadılar ve birkaç saat süren karşılıklı cenkten sonra geri çekilip kaleye sığındılar.
Sarp bir mevkide bulunan Hirtahi kalesi Pehlivan Paşa Kuvvetleri tarafından kuşatıldı. Kalenin burçlarını topa tutarak burçlardaki birkaç asker zaiyat vererek burçları yıktılar ise de bir sonuç alınmadığını gördüler. Kale içerisinden mazgallardan atılan lavlarla kale kapısına yaklaşamıyorlardı. Kale sarp ve dik çok yüksek tırmanılması mümkün değildi. Kalenin giriş kapısını lavlarla korumaya aldılar. Kale kapısını gözetleme mazğalların’ dan topların kapıya doğru yerleştirilmiş olduğunu gördüler.
Yukardan atılacak olan kızgın yağ ve lavlardan kurtulsalar dahi kapıdan içeri hucum etmeleri halinde, kale içinden topların kapıya doğru olduğunu büyük zaiyat vereceklerini içerde ki Selim Paşa’nın seçtiği cesur cengaver askerlerinin bulunduğunu kale içinde ki yapılacak çenkte sonucun alehine döneceğini anlayan Pehlivan İbrahim Paşa, Hamşizade Selim Paşayı teslim alabilmek için onun zayıf yerinden yakalayıp kendisine mahküm edecek başka çözüm yollarını bulmak için beklemeye durumunda kaldı.
Selim Paşa’nın Kalesine 40 Bin kişilik Orduyla üç kere saldırı yapıldı. Kaleyi bir türlü ele geçiremediler. Üstelik zayiat verilerek geri çekilmişlerdi. Artık bu durumda kaleyi saran İbrahim Paşa bu durumu değerlendiremezse onun sonu olacaktı. İbrahim Paşa adamları bu kalenin başka gizli kapısının olup olmadığını araştırmaya başladılar.
Bu konuda halka zülüm ederek bilgiler elde etmeye çalışırlarken bir hain’in kendisine 1 davarcık dolusu altın verildiğinde söyleyeceğini ve hainin isteği yerine getirildi. Kale yakınından geçen dere, bu dere tarafından olan gizli kapıyı öğrendiler.
Selim Paşa bu yüksek kaleden aşağıdaki görünen bütün köyleri Osmanlı askerlerinin evleri nasıl yaktıklarını ve bir araya yığdıkları köy halkına yapılan çoğunluğu yaşlı, çocuk ve kadınlara yapılan işkenceleri feryat figanlarını kaleden duyuyor onları izliyor görüyordu. Selim Paşa bu vahşete dayanamadı ve Osmanlıya köylüleri rahat bırakıp herkesin kendi evlerine dönmelerine izin vermeleri şartıyla teslim olacağı konusunda süre isteyip haber gönderdi.
Selim Paşa Halk çekilip gittikten sonra teslim olacağını söyleyerek onları kelenin içerisine çekerek kale içinde ceng etmeyi planlıyordu. Cengaver Selim Paşa mazgal, mazgal dolaşarak askerlerine cesaretlerini onura edip güven telakisini verdikten sonra odasına çekilip savaş taktiklerini komutanlarına anlatı. Bedeni yorgun düşmüş olduğundan uyudu. Uyanıp gözlerini açtığında Paşaları etrafında sessizce oturuyorken gördü. İhanete uğradı düşündüğü planını gerçekleştiremedi.
Hamşizade Selim Paşanın hanımının ismi ise Gürcü Surmanidze ailesinden Elmas Hanım’dır. Kale dizdarı olan bu kayın biraderi Kale kapısının anahtarlarını Atabek Şerif Paşa’ya gizlice gönderdi. Kalenin dere tarafından olan gizli kapıyı uzakta topla döverek içeri doğru devurup buradan da kale içine girmelerine müdahale edinilmedi. Kale dizdarının bu ihaneti üzerine Kale içten kuşatıldı.
Her iki taraf içinde zor ve kanlı geçen 20 günlük savaş sonun da Kalenin içten feth edildiğini anladı. Selim Paşa yattığı yerden kalkarak oturduktan sonra oturan Paşalara bakarak; Sayın Paşalar Hoş gelmişsiniz ama mertçe gelmemişsiniz, sizler beni yenemezdiniz de diyerek Kapının kenarında duran kayın biraderinin yanına yürüyüp onun omuz’una eliyle birkaç kez vurarak ihanetin bedeli sence ne olmalıdır kayınço dedi.
Ardanuç’tan getirilen Ermeni Cellâd Selim Paşa’nın idamı için getirtildiğini bilmiyordu. Cellâd hiç kimseyle görüştürülmeden getirildi. Ona Paşaların Selim Paşa’nın infazı için getirtildiğini söyleyince dizlerinin bağı çözüldü yalvardı. Kendisinin de kellesinin gideceğini anlayınca mecbur kaldı.
Çünkü Ardanuç yerli Ermeni halkı da seviyordu. İnfaz edileceğini bilseydim gelmezdim dedi. Hamşizade Selim Paşa’nın yanına gitti elini eteğini öptü. Paşam bir abdest alın, namazınızı kılın dedi. Hamşizade Selim Paşa Cengâverlik elbiselerini değiştirip Tıraşını olduktan sonra Hanımından en değerli zümrüt taşını ve birde kıymetli yüzüğünü istedi.
Hanımı Cariyelerine eyvah Paşamız hafızasını yitirdi galiba demesini duydu. Hanımına; Hanım, Hanım, Ben Hafızamı yitirmedim. Padişah cellâda sorar. Padişahlarımızın geleneğidir.
İbrahim Paşa Selim Paşa’nın yerine Ardahan Sancak Beyi Ahıska Hırtız’ lı Mehmet Ali tayin etti. Halk Ahıska Hırtız’ lı Mehmet Ali beyden memnun olmadıkları ve eşkıyalık yaptığına dair şikâyetlerin saraya dilekçe olarak gönderildiğine dair pek çok belge var.
1821 tarihli Ahıska İ’lâm Defterindeki i’lâmlarda, Rus saldırılarına karşı sehatlerimizin muhafazasından bahsederken, ‘’ Muhafaza-i kılâ’ vemukabele-i a’dâya yarar ve muktedir Dergâh –ı Âli Kapucubaşlarından Acara Mütesellimi Ahmet Beğ ‘’ ifadelerinde adı geçmektedir.
Acara Mütesellimi Ahmet Beğ söz konusu i’lâmlardan birinde uygunsuz işlere adı karışan Hırtız Sancak Beyi Mehmet Ali Ağanın idam ve izalesine görevlendirildi.
Bu konu BOA de ilgli İ’lamlar / vesikalar ‘a mevcuttur.
Selim Paşanın oğlu Ahmet Bey 1829 yılında Mirimiran ( Beylerbeyi ) rütbesi ile ve Vezir sıfatı ile Çıldır Valisi olduktan sonra ilk işi babasının intikamı almak oldu. Ahıska Hırtızlı Ali Beyi Padişahın fermanı ile astı.
Selim Paşa’nın oğullarından Şavşat sancak Beği Abdi / Abdullah Beg Ardanuçlu Ermeni Cellât‘i yok eyledi. Diğer Kardeşleri’ den Ahmet Paşa ve Kör Hüseyin Beg / Paşa Babalarının intikamını Şerif Paşa’dan oğlundan aldılar. Atabek Şerif Paşa’nın oğlu olan Osmanlı sarayında kapıcı başı idi. Onlarda Said Atabek 1248 ( 1831 / 33 ) haksız yere yok eyleyerek acılarını dindirdiler.
Sayın N. Kopuzlu Efendi. Bu konuda siz ve sizin gibi bazı etiketli sözde kuyruk acısı olan art niyetli olanlara kısaca kaynağa dayalı cevaben bilgidir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.