- 702 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
'HALKIN MUTLULUĞU İÇİN BİRLEŞİNİZ!'
Yıl 1990 lı yılların başıydı, kendi kurduğum Maki Turizm ve Seyahat Acentası organizasyonuyla Yunanistan’dan bir turist grubu getirmiştim. O kafilenin yaşlıları Antalya Kaleiçi’nde doğmuş ve 1924 mübadele anlaşması ile Atina’ya göçmüşlerdi.
Dolayısıyla toprağından sökülen çiçekler gibi arkalarında hüzünlü anılar bırakmışlardı. Aynı biçimde Yunanistan’da yaşayan Türkler de muhacir sıfatıyla o yıllarda Türkiye’ye göç etmişlerdi. Bu nedenle ülkemizde pek çok Rum yerleşim merkezi boşaltılmış, Yunanistan’da da pek çok Türk yerleşim merkezi terk edilmişti.
Her ne kadar devletler birbiri ile savaş halinde olsalar da geçmişte milliyeti ne olursa olsun barış içinde bir arada yaşayan insanların dramları beni çok duygulandırır ve bu grubu ülkemizden uğurlarken bir yanda Kurtuluş savaşında yaşadıklarımız ve ölen dedelerimiz, ninelerimiz, bir yanda da Kaleiçi’nde yaşamış bu insanların eski evlerini görünce yaşadıkları sevinç ve hüznü aynı anda gözlerimde canlandırınca ağlamaklı olurum hep.
İnsanlar ister istemez doğarlar, istekleri dışında çeşitli ülkelerin vatandaşı olarak dünyaya gelirler. Doğumundan sonraki yaşadıkları kültürel ortam kişiliklerinin belirleyicisi olur.
Bertrand Russel’in söylemiş olduğu bir söz hep dikkatimi çekmiştir; ’ Din, savaş ve aşk, akıl dışı üç eylemdir!’ der. İçinde bulunduğumuz coğrafya bu bağlamda dinlerin, mezhep çatışmalarının, koloniyal emellerin en kanlı odağı olmuştur tarih boyunca. Bu durum günümüzde de ne yazık ki en kanlı biçimiyle hâlâ sürmektedir. Ortadoğu coğrafyasında milyonlarca insan, çoluk çocuk bu savaşların kurbanı olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.
Günümüzde Suriyeli mültecilerin yaşadıkları dram bir tarihte Kırım’dan, Yugoslavya’dan Balkanlardan göçe zorlanan soydaşlarımızın kaderleriyle birebir örtüşmektedir adeta.
Uygarlığın, bilimin, teknolojinin gelişim sürecinde insanını refahını arttırmaya yönelik yapılanların pek iç açıcı olmadığı aşikardır. Günümüz insanı mutsuzdur.
Hızla artan dünya nüfusunun azaltılması için bir yandan doğum kontrolü, bir yandan da silah üreten fabrikalar adeta cana kıyma makinası gibi çalışmaktadırlar. Bu kaotik ortamda hiç kimse kendine plânlı programlı bir gelecek tayin etme hakkına sahip olamamaktadır ne yazık ki?! Kişilerin gelecek yazgıları küresel güçlerin elinde oyuncak gibidir, ipotek altındadır.
Başta sözünü ettiğim Atina’dan gelen Yunanlı turist kafile ile Perge antik kentini geziyor idik. Orada sütüunlu caddenin ortasındaki Artemis kabartmalı sütunu yaklaşık 20 m. kadar geçince sağ tarafta bir zamanlar heykel kaidesi olarak kullanılmış, daha sonra bu şebekesinde su dağıtımı amacıyla içi oyulmuş bir mermer akroter (Heykel kaidesi) vardı. Üstündeki kitabe zarar görmemiş. O kitabeyi bana gruptan bir Yunanlı bir turist müşterim şu biçimde Türkçe’leştirmişti: ; ’HALKIN MUTLULUĞU İÇİN BİRLEŞİNİZ!’ Düşününce ne anlamlı ve güzel bir söz değil mi?!
O dönemin imparatorları vardı, kendilerini Tanrı yerine koyan, adlarına tapınaklar, anıtlar yaptıran. O zaman dünya nüfusu çok mu kalabalıktı da savaşlar oldu?! Kalkıp Yunanistan’ dan, Peleponnes’ten Truva’dan Pamfilya’ya, geldiler bölgemizdeki yerli yerleşimleri istila edip ilk koloni kentlerini kurdular ve yerli halkı haraca bağladılar?!?!
Mopsos, Riksos, Kalhas adlarındaki, Perge antik kentindeki Hellenistik Kapının bulunduğu salondaki kitabelerde adı geçen Akha’lı prenslerin ve daha sonraki evrelerde Makedonya kralı Büyük İskender’in amacı neydi?! Savaşların amacı daha o zamandan bu yana daha fazla zenginlik kaynaklarını ele geçirmek ve güçlünün egemenliğini kurmak olduğu biçiminde açıklanabilir. Büyük İskender Perge kentini, savunmaya elverişli sur duvarları olmadığı için M.Ö. 333 yılı ilkbaharında kuşatmış, kenti kan dökmeden teslim almış ve yılda 50 Talent altın vermek kaydıyla haraca bağlamıştı. Eski Yunanda bir Talent yaklaşık 26 kg ağırlığa tekabül etmektedir. Bu durumda yılda 1300 kg. altını haraç olarak ödemek zorundaydılar Pergeliler.
Görüldüğü üzere ekonomik refah seviyesini gerek kişisel çıkarları için gerekse kendi halkı lehine yükseltmek isteyen egemenler, zayıf olanı acımasızca ezip geçmişler, Helen İmparatorluğunu, Roma İmparatorluğu takip etmiş ve tarihin en büyük köleci yönetim biçimi oluşturulmuştur.
Bugünkü Batı Kültürü de köklerini geçmiş tarihinden almaktadır muhakkak!
Bugün köleleştirmenin ve insanların davranış ve duygularını egemenlik altında kontrol etmenin yeni ve modern araçları var mıdır yok mudur; bu konu üstüne kafa yormakta fayda var! Yaşamsal kaynaklarımız elimizden nasıl gasp ediliyor?! Suyumuz, toprağımız, madenlerimiz her türlü yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz küresel sermayenin denetiminde midir, yerli işbirlikçiler ve onların hükümetleri, onları mı yoksa bizleri mi temsil etmektedirler,?! Yoksa her ülkenin egemenleri, KÜRESEL SERMAYENİN ELİT GRUPLARI OLARAK KENDİLERİNİN DE ORTAK OLDUĞU MÜŞTEREK SÖMÜRGE AĞLARINI MI KURMUŞLARDIR?!
Sözü fazla uzatmadan Anadolu halkları bu coğrafyanın kadim kültürünün ayrılmaz birer parçasıdır; dünyanın neresinden gelir ise gelsin bu coğrafya üstünde yerleşip egemenlik kurmak isteyenlerin hiçbirisi Anadolu halkları lehine değil kendi çıkarlarına savaşlar yürütürler.
Bu bağlamda ’HALKIN MUTLULUĞU İÇİN BİRLEŞİNİZ!’
Kan akmasın, elin uşaklığını yapmayalım ki köle durumuna düşmeyelim , güçlü olalım, iri olalım, diri olalım! Dostu ağlatıp düşmanı güldürmeyelim.
Ne yazık ki insanlık olarak geldiğimiz noktada teknoloji ve bilim geliştikçe insanlar da daha vahşi, daha gaddar olmaya devam ediyorlar. Bunun en acımasız örneği 2. Dünya savaşında Atom bombasının kullanıldığı Hiroşima ve Nagazaki kentleridir.
Dünyanın koşullarının giderek daha da zorlaştığı ve daha da zorlaşacağı günlerin de gelebileceğini hesap edelim ki varlığımız ebedi olsun! Hiçbir şey kolay elde edilmiyor, her özgür attığımız adımın bir bedeli var, Kurtuluş savaşında ve Çanakkale savaşlarında ödediğimiz bedelleri unutmayalım.
Bu duygu ve açmazlar içinde her şeyin daha kolay ve daha mutlu olması için barışçıl duygular ile hepinize mutlu Pazarlar savaşsız sömürüsüz bir dünya diliyorum sevgili dostlar...
Sağlıcakla esen kalınız...
Şaban AKTAŞ
16.10.2016
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
EXPO 2016 KULESİ- ANTALYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.