ÇARPIŞMA 2
Aynı sabah …
Çok uzun merdivenlere geldiğimde ,çok uzun boyuma güvenmez uzaktan basamakları sayardım. Ta ki o merdivenlerden aşağıya ininceye kadar....Nasıl yapsam da onunla çarpışsam ?
Şiir mi yazsam şiir mi okusana ulannnnm !
ey rugan ayakkabısına tükürdüğümün sindirellası
her intiharından önce ütülediğim saçlarınla sen
hani öyle hıçkırıklarla altını çizerek
yasal masallar anlatırdın ya bana aşka dair çırılçıplak
gel bak
küf kusuyor odamın duvarları
hiç görmedin ki bu adam
yüreği serkisof saat gibi sen
kafasına dayamış sığır çenesinden tabancasını
cebinde artist resimleri
gazoz kapakları
toz leblebi
iki bisküvi arası lokum
dudağına saplanmış mısır perçemi cigarası
yani
hiç görmedin ki
bu adam
üç dilek manyağı sihirli bir lambanın picidir
bıngıldaklı serseri bir çocuk
söz cinayetlerinden aranan….
okudum ama duyuramadım kendimi...Bir daha kine çarpışmak için yarı sarhoş yarı deli geleceğim arkadaşş !
Soluk soluğa uyanıyorum… Nasıl bir rüya ki bu bir haftadır her gece görüyorum.. Kızıl saçlı kadın söylesene sen kimsin? Neden her gece rüyalarımda sana sesimi duyuramıyorum? Neden her gün aynı saatte o inşaatın önünden geçip aklımı karıştırıyorsun?
Bir şiir okuyorum sesim çıkmıyor. Koşuyorum yetişemiyorum.. Ünlü şairin dizeleriyle neden seslenmek istiyorum sana … MeMoNTeMoRe yol göster bana …
. Neyse ben şu yataktan bir çıkayım da önce ..
Dişlerimi fırçalarken bile senin yüzüne bakıyorum aynada …. Kimsin sen kızıl saçlı güzel … Düşüncelerim darmadağın …. Bazen büyük inşaatların çapraz soluğundan, bazen kalabalıkların nihai trafiğinden, bazen koca koca siren sesinin geldiği yerden, bazen yüzümüze vuran meltem rüzgarın günahından ama bazen gıybet sözlerine g,den sokak aralarından ... Ama en çokta her gün rastladığım kimsesiz kimselerin hayatıma bulaştığı an’larda aklıma gelir bazı şarkılar..
Benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım
Bakışından süzülen işvene kurban olayım
Lûtfuna ermek için söyle perişan olayım
Hüsnüne ermek için söyle perişan olayım…
Resmen katlettin oğlum şarkıyı ..Müzeyyen Senar mısın sen ….Dağılıyorum yine … En iyisi bir kahve içip evden öyle ayrılmak. Yoksa bu gün benden kimseye hayır yok.. Kahve içildi. Yanında sigara ..Sanırım biraz kendime geldim .Hadi arabaya.. Geç kalıyorsun Mert .Yine rastgele giyindik be ..Ya kızla karşılaşırsak .. offf ulan of .. Ne yapıcam ben hatunla gitmiyor kafamdan. Çok dalma bak kaza yapacaksın .Dikkat .!!!
Kırmızı ışıkta beklerken yine dalıyorum . Ve bir şimşek çakıyor kafamda. MeMoNTeMoRe’ nin yan koltukta duran son kitabına bakıyorum tebessümle… Sağol sağol sağol. Hayatımı kurtardın haberin yok. Şu rüya .. Yahu ben bunu niye daha önce düşünemedim. Malsın oğlum sen. Yapsana numaranı. İyice salaklaştın son günlerde.. Bir kaza ,bir çarpışma…. İşte bu beee ..
Ve aklıma düştü acaba sen kimleri okumaktan hoşlanıyorsun? Kesin Kahramanı seviyorsundur. Nefret ediyorum şu adamdan.. Bu kadınlar ne buluyor şu kelde … Bir de Canan var ..Sakın sorduğumda seviyorum deme kızıl güzel…
Cama tıklatınca biri hopladım yerimden.. Bizim Sami hoca emekli öğretmen.. Çok kaliteli şeyler yazıyor. Bilgili bir abimiz. Gel diye işaret ediyorum.
Günaydın abi .Nereye böyle sabah sabah?
Günaydın Mert senin inşaatın yakınında bir klimacı var .Oraya gidiyordum. İyi denk geldik. Nasılsın?
İyiyim abi nasıl olalım işte. İş güç devam. Abi klima alacaksan ben sana uygun fiyata hallederim o işi.
Konuşuyorum ama spontan. Ağzımdan çıkan kelimelerin hepsi kızıl sarhoşu. Gözleri geliyor gözümün önüne ..Daha doğrusu gelemiyor. Deli oluyorum. Her gün o kocaman güneş gözlüğünü takmak zorunda mısın gizemli kadın ? Ne renk senin gözlerin ?
Yok klima falan almayacağım .Şu bizim komşumuz var ya Nurhayat abla onun kliması bozulmuş. Gidip görüşeceğim. O mağazadan almıştı. Neyse işte bilirsin bizim ablayı hahahahaha
O gülünce eşlik ediyorum mecburen.
Ama beynimin her zerresi kızılda. Şimdide gülüşü geliyor aklıma. Her gün aynı kız arkadaşıyla geçiyorlar aynı yerlerden.. Bazen koyu bir sohbet halindeler. Bazen çok neşeliler. Çok güzel gülüyorsun ben güzelim..
Ben çok geç kaldım maalesef bu arada .Ama nedense hiç umurumda değil.Geldik sonunda. Vedalaşıp ayrılıyoruz değerli abimizle. Arabadan inip yürüyorum .İnşaatın biraz ilerisine park ettim .Yer yok ki hiçbir yerde. Yol üstünde esnafla selamlaşıyorum. Dilek hanım, İpek hanım, İsmail bey derken geldim sonunda.
Biraz iş güç derken sürekli saate bakarak vakit geldi. Ve işte göründüler. Geliyor. Kalbim deli gibi atmaya başladı yine. Uzun boylu kızıl saçlı dilber geliyor. Sıkı dur hanımefendi az sonra benimle tanışacaksın. Az sonra ne olacaksa olacak. Ama tabi ben bu arada buraya yığılıp kalmazsam.
Şu biraz şaşkın hallerine bayılıyorum .Evettt yine aynı yerde tökezliyoruz. ‘Niye giyiyorsun ki o topukluları ‘deyip gülüyorum içimden. Beyaz pantolon açık yeşil bir buluz ..Hımm yine çok güzeliz küçük hanım. Ama şu saçlarını uzatsan daha güzel olacaksın bence . Kısa saçta çok yakışıyor .Sana her şey yakışıyor ..Arkadaşının yanından ayrılması harika bir şey oldu.
En uygun anı bekliyorum yolun kenarına kadar geldim. Gidip omzuna çarpsam. Yada hızla yürüyormuş gibi yapsam da ….Offf nasıl olacak .Heyecandan ölmek üzereyim. Korna çaldı. Arkasını dönünce gidip çarpıyorum ona . Kendimi cesaretimden dolayı tebrik ediyorum..
Ve işte yüz yüzeyiz. Sadece bakıyor. Dondu kaldı .. Gülümsüyorum ona gözlerimle. Elini tutmak istedim o an. Tenine dokunmanın en kestirme yolu bu. Şu anda hiç mümkün görünmüyor. İçimdeki son cesaret kırıntılarını toplayıp konuşuyorum.
Pardon hanımefendi görmedim sizi.. Canınız yanmamıştır umarım..
Kendi sesime yabancılaştım. Sanki konuşan ben değildim. Heyecandan elimi kolumu koyacak yer bulamayıp konuşmama dahil ettim.
Direk yüzüne bakıyorum artık. Hiç gözlerimi kaçırmadan .Gözlerini göster bana lütfen. Hafif bir rüzgar esiyor ve kokusunu hissediyorum iliklerime kadar …Sen cennetten gelen bir meleksin kızıl dilber. Böyle güzel kokulur mu? Çok vicdansızsın. Şimdi beni böyle bırakıp çekip gidecek misin?
Yok şey ..Ben iyiyim.
Derken hafifçe gözlüğüyle oynuyor .Çıkar hadi onu hadiii. Ela mı ? Renkli sanki gözleri… Yeşil olabilir mi? Hadi güzelim çıkar şu gözlüğünü…
Birde bu ne tatlı sesmiş arkadaş. Ne zarif bir kadınsın sen. Çok mahcupsun .Baksana yüzüme. Kaçırma yüzünü başka yöne.
İlk kez bu kadar yakınım sana ve dokunmak için neler vermezdim .. Konuşmayı uzatabilirim diye.
Şöyle kenara geçelim isterseniz yolun ortasında kaldık gibi …Diyorum.
Hanımefendi iyi olduğunuza eminsiniz değil mi ? Yani ben yukarıdaki işçi arkadaşlara sesleniyordum. Yoksa sizi kesinlikle görürdüm… Diyorum ardından .
Dedikten sonra fark ediyorum. Resmen seni fark etmemek imkansız demiş oldum ..İçimden gülüyorum kendime.
Gerçekten sorun yok.. Sadece bir kazaydı. İkimizde iyi olduğumuza göre .. Şey o zaman..
Ne oldu şimdi? Yapacak bir şey kalmadı mı ? Gidiyor mu ? Onu nasıl durdurabilirim? Bak çok telaşlandım şimdi?. Bişey ama ne ? Bu koku … bu kadar yakınında durmak.. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Başım dönmeye başladı. Ne oluyor bana ya böyle ? Ağzımı açamıyorum.
Konuşurken dudaklarına dikkat ettim en son.. Çok düzgün hatları var. İşte o andan sonra … İyi değilim.. Eğer yanında kalmaya devam edersem çok saçma şeyler yapacağım..
Arkadaşı geldi. Durumu soruyor. Gitmeliyim. Lafı ağzımda geveleyip özür diliyorum ve ayrılıyorum. …….
Tam her şey yolundayken niye böyle oldu… Sanırım ben bayılıyorum…
İşçilerin sesi geliyor.
Mert bey iyimi siniz ? Ambulans çağırın. Bayıldı.? …
YORUMLAR
bu gidişle inşaat bitecek ama kahve içme alt yapısının temeli bile atılamayacak. sanki :(
Den(iz)
sevgi ve saygılarımla..
çaprışmadan ,çarpılmaya geçilmiş bu gidiş hayra alamet değil ...heyecanla devamını bekleriz artık lakin şu kalemi düz tutup yaz mutlu son herkesin hakkı...
Den(iz)
:))) dizi olur yakında bu "çarpışma"...
İzleriz bir kâse dondurma ve biraz da çekirdek çıtlatarak :))) ...
Ben okurum demiştim, okudum !
Sevgilerimle Ezgi'ciğim
Den(iz)
İpekyildiz
Sanal ortamda yazım dostu olmak keyifliymiş gerçek dostluğa adım sayılabilir bence de , bu yüzden dostluğa ihanet etmeyen yapımla hoş bulduk tekrar.
Sevgiler
Şu an kitabım 100.000 bin sattı. Şimdi ikinci baskısı hazırlanıyor. Muhtemelen ilk baskıdandı kitap 😁
Ama şiir yazmaya son... Şiir yazmayı beceremedim... En iyisi bana çok Cömert davranan tanrıyı bırakıp,şiirden uzaklaşarak deneme yazmaya. Yoksa buradakileri şiir zevkinden uzaklaştıracağım. Tıpkı Cömert Yılmaz'ın şiir yorumuma tahammülsüzlüğü gibi... Ama öğrenecek inş.
Yazınız güzel, en azından yıllardır yazdığını sananlardan daha iyi. Devam edin yazmaya, sizde de birşeyler öğrenecek çok eleman var 😃...
Saygılar
Den(iz)
Ama en çokta her gün rastladığım kimsesiz kimselerin hayatıma bulaştığı an’larda aklıma gelir bazı şarkılar..
Şuranın altını çizdim.
Finalde Mert'i bayıltmanız:) iyi öldürmediniz aşkından:) sonra onu gördüğü kızıl saçlı karşısında düşürdüğünüz haller iç konuşmaları.
Hep gülumsedim okurken.
Güzeldi ayrıca güne düşen ilk yazı için kutlarım.
Saygılar.
Den(iz)
Sami Abi Çarpmıştır Mert'i. Kesinnnn.
Yani düşün bir kere. Mert Sami Abi'ye bakıyor ama gördüğü şey kızıl saçlı bir afet. Hani arada bir benzerlik olsa gam değil de uzak yakın alaka yok.
Ya bir şey değil beni de havaya soktun. Attım öykünün içine kendimi.
Ama?
Ama işin gerçeği de aynen yazdıkların gibidir. Aslında karşındaki de senin gibi bir insandır ve söyleyeceğin cümle alt tarafı '' Birlikte bir kahve içebilir miyiz'' dir ama erkek kısmızı bunu genelde kolayca söyleyemez ve kız da '' Yahu bu hanzo söyleyemeyecek bari ben davet edeyim bir fincan kahve içmeye'' Diyemez.
Sonra?
Sonra kaçar câanım fırsatlar ve '' Ulan tüh bana '' Pişmanlıkları başlar.
Evet..Devamını yazma demiştim ama yanıldığım belli oluyor. Devamı daha hoştu.
Selam ve saygılar.
Den(iz)
Sevgi ve saygılarımla...