Ayazın doğum yeri...
Sabahın ilk saatleri.
Benden habersiz gözlerime bütün şehirin betonlarını döşemişler sanki. Gözkapaklarımın arkasında renkli silüetler dans ediyor.
Açamıyorum.
Lahza lahza kaldırıyorum kirpiklerimi. Yorgunum.
Ellerim nerde?
Ah, işte burada.
Ayazın doğum yeri midir ellerim acaba? Milyar yıldır öksüz olmalı.
Gözlerim de işlevsiz bir süredir. Boş pencereleri andırıyor. Gazete kağıtlarıyla kaplanması an meselesi.
Belki örümcek ağlarına kalacak bir saraydır gönlüm, kimbilir.
Bedenini kaybetmiş bir ruh geziniyor içimde bir süredir. Kötü korku filmlerinde olduğu gibi, bulsa yerini içine ayak basıp giyinecek bedenini. Bulamıyor nedense. Alt katında aksine ruhunu arayan bir beden vuruyor duvarlara. Boş ve anlamsız bakan gözleri aç zombiler gibi öfkeli. Bulamıyor ruhunu. Birbirlerine rastlamadan geziniyorlar içimde. İçinde kaybolmanın gereksiz paragrafı benim varlığım. Okunsam hiç bir işe yaramayacağım. Hayat beni ne zaman buruşturup atacak bir kenara, bilmiyorum.
İçimin yan odalarında barışçı ve savaşçı iki kadın satranç oynuyor. Ortam gerilime çok müsait. Kim kazanacak acaba diye sormuyorum bile. En eski ve en köhne odada los bir ışık altında sonsuza kadar sürecek bir oyun çünkü bu. Beynim düşünmekten su kaynatıyor. Tepemin taşı buhar kabarcıklarıyla dolu. Ah, o masum yüzü olmasa çocuğun, inan içim çekilir gibi bir yer değil! Buharlı pencerelere kalp çizen çocuk, sen olmasaydın gökkuşağını kim kaydırak yapacaktı? Bulutları tonton dedelere kim benzetecekti?
Hadi, diyorum ona. Git şu satranç masasını devir! Beraber kıs kıs güleriz sonra ha?
Nazım Hikmeti çok ciddiye aldım ben. Denizin olmadığı yerde umut adına martı sürüsü oldum. Hah, dedim. İşte o benim! Deniz yoktu, nehir oldum, nehir yoktu, ırmak oldum, ırmak yoktu dere oldum. Daha neler oldum umut adına. Sonunda umuda kalp nakli yaparken öldüm. En çok yok oldum, en çok yok olmayı becerdim.
Yakılmayı bekleyen yağ lambasının son damlaları gibiyim. Işığım, tam etekleri uçuşan mistik perilere benzeyecekken bitiyorum. Bitiyorum. Işığı doğururken ölüyorum anlayacağınız. Bütün gebeliğim beyhude bir hammalıktan ibaretmiş.
Bunca soğukluğum boşaymış gibi, hiç kimseyi öldürmeyecek bir kurşunun içinde yaşıyorum.
✒T.Y.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.