- 1006 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
Kadına Zina İftirası
“Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir ” (El-Camiu’s-Sağir, sh.78, Hadis No: 1647)
Geçen hafta Burdur Milli Eğitim Müdürü’nün sosyal medya üzerinden yaptığı skandal paylaşım gündeme oturdu. “Bir kadın evinden süslehip çıkıp evine dönene kadar kaç erkeğin şehvetini tahrik etmişse, o kadar erkekle zina yapmış gibidir” sözü hadis olarak paylaşılmıştı.
Ne Peygamberimiz(asm)’ın böyle bir hadisi ve en önemlisi Kur’an’da böyle bir ayet ve hüküm yok. Eğer kaynağınız Kur’an değil de hurafeler ise bu durumda recm de uygulamalı ve zina yaptıkları gerekçesiyle tüm kadınları taşlayarak öldürmeniz, dünya üzerinde hiç kadın bırakmamanız gerekir.
Her güzellikte kadından hoşlanan, etkilenen hatta tahrik olan insan vardır dünya üzerinde. Aksi iddia edilemez. Dahası çarşaflı kadınlardan bile tahrik olabilen insanlar mevcut. Bu düşünceye göre her kadın zina yapmış sayılır ki bu bir mantık çöküntüsüdür.
Kur’an’a göre, karşı cinsi beğenmek değil zina yapmaktır haram olan. Kur’an’daki kıssalarda görüyoruz ki Hz. Yusuf, kendisinden "murad almak" isteyen ve gömleğini yırtacak kadar taciz eden vezirin karısını kendisi de arzuladığı halde, içindeki Allah korkusu sebebiyle zinayı değil, zindanı tercih etmişti.
Andolsun kadın onu arzulamıştı, -eğer Rabbinin (zinayı yasaklayan) kesin kanıt (burhan)ını görmeseydi- o da (Yusuf da) onu arzulamıştı. Böylelikle Biz ondan kötülüğü ve fuhşu geri çevirmek için (ona delil gönderdik). Çünkü o, muhlis kullarımızdandı. Kapıya doğru ikisi de koştular. Kadın onun gömleğini arkadan çekip yırttı. (Tam) Kapının yanında kadının efendisiyle karşılaştılar. Kadın dedi ki: "Ailene kötülük isteyenin, zindana atılmaktan veya acı bir azaptan başka cezası ne olabilir?" (Yusuf Suresi, 24- 25)
(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunların beni kendisine çağırdıkları şeyden bana daha sevimlidir. Kurdukları düzeni benden uzaklaştırmazsan, onlara (korkarım) eğilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum." (Yusuf Suresi, 33)
Kadın düşmanlığı, kadını yücelten İslam’ın değil, bağnaz görüşlü karanlık beyinlerin özelliğidir. Özellikle, Hz Adem’i eşinin kandırdığı iftirası ile daha ilk kadından başlayarak, kadını potansiyel günahkâr gören bu zihniyet, sert ve kaba-hatta insanlık dışı-tedbirlerle kadını kendince ’terbiye etme’ye çalışır.
Bu zihniyet aynı zamanda Kur’an’ı yeterli görmez, Kur’an’ın bazı ayetlerini görmezden gelir, bazı ayetlerini ise kendi çarpık görüşlerine delil göstermeye çalışır. Kur’an’ı –haşa-yeterli bulmadıkları için bu kimseler haddi aşar, ölçüyü taşırır, Allah’ın sınırlarını ihlal ederler.
Söz ettiğim kişiler, Kur’an’da olmayan şeyleri dine ilave etmeye çalışır, Kur’an’da kendi bağnaz inançlarına uymayan şeyleri de reddederler. Kur’an sevgiyi, şefkati, kardeşliği, birliği, barışı öğütler, tüm güzelliklerin takdir edilmesini ister, sanatı, bilimi teşvik ederken, onlar için bu öğütler öfke sebebi olur. Kur’an’ın tarif ettiği mümindeki ruh kalitesi, derinlik, akılcılık, modern ve sevgi dolu özellikler, onların inançlarına terstir.
İslam’a karşı önyargılı olan insanların, bu gerici zihniyeti gerçek İslam’dan çok iyi ayırt etmeleri gerekir. Kimi cehaletten, kimi sevgisizlikten ve kimi bilinçli olarak dini özünden uzaklaştırmaya çalışan, imanın getirdiği coşkulu sevgi yerine karanlığı yaşayan kişiler, mensup oldukları dini değil, kendi sapkın görüşlerini temsil ederler.
Bağnazlık, Allah’a ve peygamberine iftira atarak, Kur’an hariç hükümlerle dine bakışı mahvetti. İşin daha ilginç olanı uydurulan hadislere dayalı dini hak din olarak görenlerin, uydurulmuş recm uygulaması, sakalını kesenin, namazı bırakanın katledilmesi hurafelerini uygulamayıp, IŞİD bunu uyguladığı için IŞİD’i yadırgaması. IŞİD ve bağnazların kullandığı hadis kaynakları aynı. IŞİD sadece fiiliyata döküyor. Din hurafelerden temizlenmediği, kaynak Kuran olmadığı sürece İslam alemindeki bu zulüm devam edecek.
Din, insanların mantığına göre değil Allah’ın dilediği şekilde uygulanır. Örneğin Kur’an’da Cennet kadınlarının tenlerinin ve göğüslerinin güzelliğini anlatır. Ancak bağnazlar bu ayetleri ayıp görüp okumaktan kaçınır. Kendi akıllarınca Allah’a ahlâk öğretirler.
Yakın akrabaları bile kendi kavruk mantıklarıyla haram kılan, “annesinin dizine bakmak bile evladını tahrik eder” diyen ve kitleleri peşinden sürükleyen sözde hocalar var. 8 milyar insandan milyonlarca farklı görüş çıkabilir. Dini hükümlerde mantık yürütülmez. Allah’ın sünneti geçerlidir.
Kur’an apaçıktır. Peygamber efendimizin gerçek sünneti ile uydurulmuş ve Peygamber edendimize iftira ile hadis adı altında sunulan yalanları ayırd edecek bir mekanizma dünya üzerinde mevcut değil. Haberdeki, bakanın paylaşımında yazdığı hadis, temel hadis kitaplarında mevcut. Aynı hadis kitaplarında örneğin recm hükmü de mevcut. Sakalını kesenin veya namaz kılmayanın katlinin gerektiği de yazılı. Bu kaynakları ‘din’ olarak kabul edenlerin, bu durumda bu sözde hükümleri de uygulaması gerekir.
Araştırarak hadislerin doğru ya da yanlış olduğunun tespiti zordur. Allah sadece Kur’an’ı korumuştur. Zamanla çok rahat uydurulabilecek ve sünnet adı altında dinin hükmü gibi gösterilecek hurafeleri dinin aslı olarak görürsek, şu anda olduğu gibi onlarca mezhep ve yüzlerce haram çıkar. Bunu son aşaması da IŞİD’tir. Hadislerin sadece Kur’an’la mutabık olanları geçerlidir.
Hadisler Kur’an’da geçen bazı kıssaların daha detaylı açıklaması için çok faydalı olabilir. Fakat Kur’an’daki hükümler zaten çok açıktır. Kuran’ı anlayarak, kendi dilinde okuyan herkes bunu çok iyi bilir.
Kur’an’da olmadığı halde İslam’da ek hükümler vardır demek, Kuran’ın yeterli olmadığını söylemek demektir. Bu da Kur’an’a uygun değildir. Zira Allah Kur’an’da her şeyin açıklandığını hatta yeteri kadar açıklandığını bir çok ayetinde belirtir.
Söz konusu zihniyetin din adına yaptığı uygulamalara şahit oldukça, bunun İslam olduğunu zanneden insanların kalpleri dinden soğur. Birçok insan da büyük bir yanılgıya düşerek İslam’a karşı düşmanlık besler. Bağnazlık ortamı hazırlar, kimi çevreler de kasıtlı olarak, “işte Müslümanlar böyledir, size hayat hakkı tanımazlar, onlar sizi yok etmeden siz onları yok edin” gibi hipnoz yöntemleri uygularlar.
Bu çarpık sisteme çözüm; Kur’an’ı ve gerçek Müslümanlığı ön plana çıkarmaktır. Kur’an bize zorluk yüklemiyor; bize sevinç, özgürlük, rahatlık, barış ve dostluk getiriyor. Üzerimizdeki zincirleri indiriyor, yollarımızı açıyor. Bizi barış yurduna ve kardeşliğe davet ediyor.
… Bu skandal paylaşıma ertesi gün Diyanet’ten yanıt geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı, geçtiğimiz yıllarda gerçek olmayan hadislerin ayıklamasının yapıldığını ve kitaplaştırıldığını belirterek, paylaşıldığı gibi bir hadis olmadığını söyledi. Diyanet bu konuda gecikti. Bunca görevlinin, bu Kur’an’a uygun olmayan hadisleri ayıklamayı bugüne kadar başaramaması acaip.
Diyanet İşleri’ne bu konuda büyük görev düşüyor… Kur’an’a ve peygambere korkmadan iftira atabilen, kafasındaki karanlığı ’din’ diye anlatan bu zihniyeti Allah etkisiz kılsın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.