- 428 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AVRUPA’YA BİR GEZİ DAHA !..
1980 ihtilali olmuş, anarşi olayları kısmen durmuşsa da yıkımı ve ekonomik çöküntü devam ediyordu. Ülke, yöneticilerin söylemi ile “5 sent’te muhtaç” bırakılmıştı. Biz de yeni kurduğumuz soğuk demir çekme atölyemizde kendi aşımızı ve birkaç kişinin daha aşını temin etmek için var gücümüzle çalışıyorduk.
İşte bu ortamda piyasadan iş temini için ortağım Musa Erzincanlı ile dolaşırken Maltepe’de ki Tekel Yedek Parça Fabrikasına da uğradık. Fabrika Müdürüne 3 mm.den 60 mm. çapa kadar transmisyon mili, 6köşe ve 4köşe çelik malzeme ürettiğimizi anlatırken; kapıdan, İTÜ. Makine Fakültesi’nden sınıf arkadaşım Günay Şerifoğlu girdi. Kendisinin Tekel Cibali Sigara Fabrikasında çalıştığını sanıyordum. Ancak Günay, kısa bir süre önce meslek nedeni ile buraya geçmişti.
Bir müddet sonra bazı siparişler alarak adı geçen fabrikaya teslim ettim. Ücretini tahsil etmeye gittiğimde sınıf arkadaşıma da uğradım. Çaylarımızı içerken bana küçücük bir parça göstererek “Şu parça yüzünden bazı sigara fabrikaları durma noktasına geldi. Döviz yokluğundan artık dışarıdan satın alamıyoruz.”dedi. Parçayı incelediğimde; bir ucu konik sivri,diğer ucuna diş açılmış,orta kısmı ise 4köşe olan 25 mm. boyunda bir parçaydı.Otomat tezgahında 6 mm. 4köşe malzemeden üretilmişti.Sormam üzerine, parçanın tütün yapraklarını yırtma işini yaptığını ve 4köse kısmının da aynı ölçüde 6köşe olabileceğini,esasen bu kısmın anahtar ile sıkmaya yaradığını anlattı.”Numune bana verilirse,bu parçanın seri üretimini araştırırım” dedim.Numune verildi ve kısa bir süre sonra bir kese kağıdı dolusu parçayı Günay’a götürdüm.Ölçüleri uygundu.Bir de yerinde kontrol için sigara fabrikalarına gönderildi.
Bu arada biz de Günay ile birlikte; malzemenin üretildiği kendi işyerim ile parçanın üretildiği rövelver ve otomat atölyelerini gezerek yerli yapımını araştırdık. Diğer fabrikalardan da uygunluk haberi gelince malzeme siparişi bana, üretim işi de Şafak Otomat isimli müşterime verildi. Ayrıca Günay, parçaları yüzey sertleştirme işlemine tabi tutarak orijinalden daha kaliteli, ucuz ve bol miktarda parça temin etmişti.
Bir süre bu şekilde çalıştık. Daha sonraları sorduğum da Günay, parçayı kendilerinin üretmeye başladıklarını, malzemeyi de kamu işletmesi olması nedeni ile Mavi Çelik’ten satın aldıklarını söyledi. Bizler saf dışı edilmiştik. Yapacak bir şey yoktu. Üstelik aramızda bir sözleşme de yoktu.
Daha sonraları üretimi görmek için fabrikaya uğradım.Günay ile otomat tezgahının yanına gittiğimizde en düşük üretime ayarlanmış olduğunu gördüm.Kesici takımlar adeta kesip kesmemekte tereddüt içindeydiler.Günay’a dönerek “Şu tezgah için ülke 5 sente muhtaç iken,kim bilir ne kadar dövizimiz dışarı aktı.Hadi kendiniz üretmeyi istediniz,peki neden yerli bir tezgah almadınız da bu tembeli getirdiniz”? diye sitem etmiştim.Günay da sözlerime kızmış ve bana sinirli bir şekilde “Burada beni kim dinliyor ki? Bu otomatı almak için Genel Müdür ve Yardımcıları bir heyet halinde Avrupa Tetkik Gezisine çıktılar.Tezgah geldikten sonra da yabancı uzmanlar gelerek işletmeye aldılar.Bütün bunların masrafları döviz olarak dışarı uçtu.Şimdi ise bunun üretimi yeterli olmadığından Avrupa Gezisi için başka tezgahlar ayarlıyorlar.”demişti.
Ben ise “Bu kadarına da pes doğrusu” demekten kendimi alamamıştım.Yine de Günay ile vedalaşırken saf-saf “Tezgahı bir Türk otomatçıya ayarlatın,kapasitesi 2 veya 3 misline çıkar” demiştim.
Buna benzer olaylar, başka fabrikalarda da olmuştu. Kendi ölçeğimde malzeme üretmesini veya ikamesini başarıyordum. Yalnız ticaretinin tezgâhlanmasını bilemiyor veya kendime yakıştıramıyordum. Ancak bazı içerdeki ve dışarıdakiler tezgâhlamada pek mahirdiler ve hala çok mahirler.
Yakacık,24.12.2008
ORDA BİR KÖY ANILARI-2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.