- 1449 Okunma
- 8 Yorum
- 2 Beğeni
İNTİKAM ZAMANI
Hiç kimse doğduğunda suçlu değildir. Hayat şartları insanları farklı şartlara taşıyabiliyordu. Tıpkı benim gibi…
İnsanları çok seviyordum. Hatta bütün canlıları ve cansızları, nesneleri, yıldızları, güneşi… Aklınıza ne gelirse. Yolda yürürken devamlı etrafımı seyreder, Allah’ın yarattığı güzellikleri seyrettikçe daha çok mutlu hissederdim. Yeşilin tonları, gökyüzünün mavi tonlarının nasıl birbirine ahenkle kaynaştıklarını görmemek için kör olmak gerekti. Mutsuz insanları bir türlü anlayamıyordum. Benim kalbim, bütün hepsini sevecek kadar büyüktü. Hayatım bu şekilde devam ediyordu. Taa o güne kadar.
Minel aşk sözünü çok duymuştum arkadaşlarımdan. Fakat kimseye âşık olmadığım için basmakalıp bir cümle olarak kalmıştı usumda. Sihirli bir değnek miydi bu aşk denen şey acaba. İnsanları esir ediyor ve istediğini yaptırıyordu. Bu düşünce bana çok saçma geliyordu. Bir insan, iradesi dışında gözleri kör, kulakları sağır olsun. Arkadaşlarım anlattıkça ben içimden gülüyordum onlara. Bir yandan da içimde büyük bir istek duyuyordum âşık olabilmek için.
Tıpkı anlatıldığı gibi ansızın, habersiz girivermişti yüreğime o duygu. Yine her zaman olduğu gibi etrafımı seyrederek yürüyordum kaldırımda. Yağmur hafif hafif çişeliyordu. Her minik damlada bir garip hissediyordum. Kaldırımın kenarında durdum. Karşıya geçmek için arabaların geçmesini bekliyordum. O anda gördüm onu. Her şey donmuş, hayat durmuştu adeta. Sadece ben ve o vardı dünyada. Başım dönüyor, kalbim hızla çarpıyordu. O beni fark etmemişti bile. Heyecanımı yendikten sonra izlemeye başladım. Kimdi? Nerede oturuyordu? Merak içindeydim. Öyle hızlı gidiyordu ki ona yetişemiyordum. O önde, ben arkada yürüyorduk. Nasıl iletişim kuracaktım. Sonunda saksıyı çalıştırdım. Büyün gücümle koşmaya başladım. Öyle hızlı geçtim ki yanından ona çarparak geçtim yanından. Onu savurmuştum ama dikkatini de çekebilmiştim. Kızdı ve bana bağırmaya başladı. Özür diliyor ve onunla daha fazla konuşabilmek için saçma sapan şeyler konuşuyordum. Sonunda elinden tuttum ve kaldırdım yerden. Eli kanamıştı.İstemeyerek canını yakmak çok üzmüştü beni. Bir çare arıyordum. Onu bıraktığım anda, belki bir daha bulamayacaktım. Hemen ambulans istedim. Ambulans geldi. Onunla birlikte hastaneye gittim. Benim inadım, onun inadını bastırmıştı. Bir dikişle atlatmıştık kazayı. Siniri geçmiş, biraz sakinlemişti. Önce bir iki kelime ile başladığımız sohbet koyulaşmıştı. Aradığım kadın karşımdaydı. İlk görüşte aşk bu olmalıydı. Ya da tek taraflı aşk mı demek lazımdı. Çünkü o bana hala kızgın bakmaktaydı. Zaman her şeyin ilacıydı. Bendeki bu inat onu da hallederdi nasıl olsa. Sadece adını öğrenerek ayrıldım yanından. Büyük bir gelişmeydi benim için. Ondan ayrıldıktan sonra bir kitapçıya girdim. Aşk ile ilgili ne kadar kitap varsa alarak çıktım. Kelimesi kelimesine okuyup, ezberlemeliydim. Tabi biraz da kılığımı, kıyafetimi değiştirsem fena olmayacaktı.
DEVAM EDECEK
Nermin KAÇAR
BOLU7 EYLÜL 2016