- 3842 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÜÇ CEVHER YALANI - 1
1-ATİNA’DA DÜZEN
Platon’un yaşadığı zaman da Atina’da kabaca üç iş türü vardı. Bunlardan ilki ve en değerlisi yönetme işiydi ki, bunu yalnız soylular yapardı. Soylular başka hiçbir iş yapmaz , sadece Atina’daki düzenin yönetimi ile ilgilenirlerdi.
İkinci sınıf ise askerlerdi ve askerler sınıfı Atina’da düzenin bekçileri , koruyucularıydılar.
Üçüncü sınıf ise en kalabalık ve en değersizlerin bulunduğu ’’diğerleriydi.’’ Bunlar genellikle çiftçilik yaparlardı ve düzenin üreticisiydiler. Diğerleri ; soyluların ve askerlerin gereksinimi olan üretimi ve hizmeti karşılarlardı.
Kendileri hiç toprakta çalışmasa da , toprakların genelinin sahipleri soylulardı. Onlar için güzel bir düzen kurulmuştu. Ama Platon’un yaşadığı çağda bütün sınıflar içinde bir kargaşa hakimdi. Kendisi de soylu olan Platon , bu düzenin devam etmesi için, halka basit bir yalan söylemenin iyi olabileceğini düşünüyordu. Bunun adı da ’’üç cevher yalanıydı.’’
Platon işin içine dini de katarak tanrıların, insanları üç cevher üzerine yarattığını söylüyordu.Bunlar: altın, gümüş ve demir cevherleriydi. Mayasında altın cevheri taşıyanlar düzen içerisinde yönetici olacaklar; mayasında gümüş cevheri taşıyanlar düzenin bekçisi olacaklar ; mayasında demir cevheri taşıyanlar ise üçüncü sınıfı yani diğerlerini oluşturacak,üretimi karşılayacaklardı. Bu üçüncü sınıf , yani çiftçi-işçi grubu yönetim işine karışmamalıydılar. Çünkü mayalarında demir cevheri vardı. Bu tanrıların isteğiydi ve tanrılar insanları bu halde yarattığına göre , bu düzene karşı çıkmamak gerekirdi.
Nasıl doğada altın az, demir çok bulunuyorsa; yönetici sınıfın az, üretici sınıfında çok olması doğal bir durumdu.**
Platon son olarak bu yalana ; mesela demir cevherini taşıyan bir babanın, herhalde oğlununda aynı cevheri taşıyacağını söyleyerek ; soyluların oğullarının da soylu olmasını , çiftçilerin oğullarının da çiftçi olmasını garanti edecek bir düzeni kurmak istemişti.
Düzen ...
2- YİRMİNCİ YÜZYILDA DÜZEN - SÖMÜRGE
Soyluların iktidarını korumak için dini kullanan Platon’u ,
2300 sene sonra
bilimi kullanarak sömürü düzenini devam ettirmek isteyen 20.yy’ın ırk bilimcileri izleyecektir.
Irk bilimcilere göre ırklar üçe ayrılmaktadır ki bu ayrımı da renklere göre yapmışlardır. Beyaz ırk , sarı ırk , siyah ırk. Beyaz ırk üstün özelliklere ; ahlaka, erdeme, yöneticilik vasıflarına sahiptir ve Avrupa halklarından oluşur.
Sarı ırk bu özelliklerden çok daha azına sahip Asyalılardır ki ; çoğu o zaman Avrupalıların , yani beyaz ırkın sömürgesi durumundadır.
Siyah ırk ise şeklen insana benzese de köle olmak için yaratılmış Afrikalılardır.
Platon üç cevher yalanıyla nasıl çiftçi-işçi grubunun yönetime karışmaması gerektiğini, bunun tanrının buyruğu olduğunu söylüyorsa ; ırk bilimcilerde üç ırk yalanıyla İngiltere’nin Hindistan’daki , Fransa’nın Kuzey Afrika’daki sömürü düzeninin bilimsel olduğunu söylemeye çalışıyorlardı. Çünkü insanlığın amacı ilerlemek, medeniyeti en üst noktaya taşımaktı ve bunu yapacak olanlarda Avrupalılar olacaktı. Avrupalılar medeniyet üretmekle uğraşırken , diğerlerinin yapacağı şey ise beyaz ırkın gereksinimlerini karşılamak olacaktı.
Peki bu yalana kimler inandı?
*Platon yada islam dünyasındaki adıyla Eflatun, M.Ö. 4. yy’da Atina’da yaşamış bir filozoftur.
**Her başarılı propaganda , içinde birazcık hakikat barındırır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.