Hür doğdum hür yaşarım
Genç kızlık dönemimizde Ajda Pekkan’dan severek dinlediğim ve severek büyük bir coşkuyla söylediğim bir şarkı
sözünde geçiyor yazıma verdiğim başlık, hür doğdum hür yaşarım.
bölümüyse nakaratı. Nakarat şöyle:
Hür doğdum hür yaşarım
Sana ne sana ne
Köle miyim sana ben
Sana ne sana ne
Zararım kendime
Sana ne sana ne
Sen bak kendi derdine
Sana ne sana ne
Bu şarkı özellikle kadınlara hitap ediyor bana göre, bazı istisnalar hariç. Bunu şimdi kadınlara yönelik saldırıları
yaşayıp gördükçe daha iyi anlıyorum. Toplu taşıma aracında şort giymiş hemşire bir bayana özel güvenlik görevi
yapan bir maganda tekmeyle saldırmış. Bayanın şikâyet etmesi üzerine de hiç ceza almadan salıverilmiş. Daha
sonra kadınların gösterdiği tepkiler etkili olmuş da cezaevine konulmuş. Az önce msn de okudum. Bu olaydan
cesaret alan bir kişi yine önceki şortlu bayana yapılan saldırıyı da haklı göstererek yine bir bayana müdahalede
bulunmuş. Çevreden gördüğü tepki üstüne sanıyorum ileri gitmemiş. Bu nasıl bir karanlığa sürüklendiğimizin de
bir kanıtı gibi..
Kadınların erkeklere karıştığını hiç gördünüz mü? İstedikleri gibi giyinir, istedikleri gibi gezer eğlenirler. Öyle ki
iş çığırından çıkıncaya kadar. En iyisi kendimden örnek vereyim.
Seveceğim birini bulmaktan umudumu kesince kardeşimin de ( artık yaşın geçiyor, evlen de annem babam torun
yüzü görsün.) dedi. Ben de biraz düşününce aklıma yattı. Ben de çocuk sahibi olmak istiyordum. Artık bir karar
vermeliydim. İlk dünür gelen kimseye baktım, anlatılanlara göre evlenilecek biriydi. Yani işi var, evi, yeri vardı.
Duyduğuma göre yakışıklıydı da. Evlenmeliydim.
Evlendim. Hem de bir hafta içinde olup bitti her şey. Bir kelime bile konuşmadığım bir insanla. Gerdek odasında
olan sinek kovalama savaşını bırakıyorum. O gece mi yoksa ertesi gece mi ben bu evlendiğim adama o zaman ve
hâlâ çok sevdiğim Ajda’nın hoş görsen şarkısını söyledim. O da bayılarak dinledi.Verilen mesajı ne kadar anladığı
daha sonra anlaşıldı. Aslında kadına bakışı yaşadığı Fransız toplumuna uygundu ama çevrenin etkisi ve yaşadığı
bazı olaylar onu engelliyordu. Kardeşi yanından kocaya kaçmıştı. Annesi ise o daha küçükken onları babaanneye
bırakıp evlenmişti. Bunların acısı benim üstümde patlayacaktı. Önce annene haftada bir gideceksin dedi. Sonra
kısa kollu elbise, pantolon giymeye vardı iş. Bu arada kendisi arkadaşlarıyla geziyor, yiyip içiyordu. Ben hoşgörü
ile yaklaşıyor böyle yapmasını yadırgamıyordum. Bu durumda beynimize kazınmış bir erkek imajı da etkin oluyor
benim ona karşı durmamı engelliyordu.
Bu emir komuta zinciri iyice kırıldığında yerde çocuğa süt almak için çıktığımda sokakta tekme tokat yiyip süt
tenceresi caddeye yuvarlandığında son buldu. Daha doğrusu sonun başlangıcı oldu. Benim yolda dayak yediğimi
gören, bana evlen babam -annem torun görsün diyen kardeşim koşup geldi. Ben onu uğurlarken elime süt kabını
alarak kocam denen kişiden süt parası almaya dönmüştüm dükkânına. Kardeşim geldi; onu bir güzel azarladıktan
sonra çocuğumla beni alıp anne evine götürdü. Bu ilk gidişimdi. Üçüncü gidişimde geri dönmeyip, boşandım..
Hür doğuyorsun, hür yaşayamıyorsun, eğer kadınsan. Hele bir de Anadolu’da bir kadınsan. Gerçi şimdi İstanbul da
köylüleşti. Orada da kadın şort giydiyse tekmeleniyor.Bu nasıl nefis ki sanıyorum sadece bu yobaz erkeklerde var.
Adamlar her şeyden etkileniyor. Bu durumda hoş gör sen, boşver gitsin aldırma. Büyüklük sende kalsın sonunda-
diyemiyorum. Kadınlar bu zorbalığa sessiz kalmamalı. Kendi haklarını ancak kendileri savunabilir. Sonuna kadar
direnmeliler. Pazar günü şortlarını giyen kadınlar sokağa çıkıp özgürlüklerine karşı yapılan şiddeti kınayacak ve
kadın haklarını sonuna kadar savunacaklar. Erkeklerden de yanlarında duran olursa hayır demezler..
21. 09. 2016 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Kızımı İst. Zekeriyaköy'de pazar yerinde biri hakaret ederek taciz etmeye kaslkışmış. Ayağında şort da yokmuş üstelik, paçaları dizlerinden aşağıda kısa bir pantolon varmış. Adam "o..ospu" der demez bizimki karşı saldırıya geçmiş, tekme tokat girişmiş adama. Kalabalık zor ayırmış. O arada kaçıp gitmiş adam... Bu olaylar birden bire çıktı ortaya. Sanırım bir takım manyak eylemci. Toplum infiale kapılmamalı... Samimi bir paylaşımdı. Yüreğinize sağlık. Saygıyla
glenay
bir erkeğe bakmayacaksın. Deden yaşında olsa bile..
Güzel yorumunuza çok teşekkürler,
selam ve saygımla..
Az yada çok şiddetin kıyısından geçmeyen bir kadın yoktur diye düşünüyorum.. Ve hep gizleriz. Hep hasıraltı..Bu kendi suçumuzmuş gibi utanırız. Eş baba kardeş yoldaki yobaz.... otobüste tacizle şiddet. işyerinde mobing... Çok şeşitli şekillerde .... Yinede sürekli bir şekilde sesimizi duyurmalıyız.. Teşekkürler
glenay
Çok teşekkürler,
sevgiyle..
İlişkilerde dezavantaj olan şey kadınlar için, çok bilmek ve farkında olmak bence. Kadının hep alttan alması ve kurbanı oynaması küçüklükten itibaren beynine, ruhuna giydirilmiş bir elbise olsa da ve normal kabul edilsede, kadının bu zorla giydirilmiş elbiseyi üzerinden çekip çıkarması zor olsa da yapamayacağı bir şey değildir. Çünkü kadın aslında erkeklerden daha güçlü ve istikrarlı bir yapıya sahip olduğunu zaten ana olabilme yetisiyle her zaman gösterebilmektedir. Evli de olsak bekar da yalnız öleceğimiz netken dünyada tek değer vermemiz ,saygı duymamız gereken sadece kendimiziz. Biz kadınları aşağı çeken, ezen insanları hayatımızda en son noktaya koyup hatta onlara nefes dahi alamayacakları bir ortamda bırakma gücünü birbirimizle kenetlenerek sağlamalıyız diye düşünmekteyim.
Hukuksal mevzuya gelince, doğru delilleri toplayıp, akıllı davranıp, şahit bulduğunuz sürece herkes kadınlardan yana bence. Siz görücü usulü evlenmişsiniz ancak salon erkeği , çok kibar diye aşık olup,evlenip sonrasında farklı yüzüne tanık olduğunuz bir eşe sahip olmak da mümkün. Yani herkes kapalı bir kutu yaşamadan anlaşılmıyor. Belki de şans, kader ...kimbilir...
Ancak hepimiz hata yapma lüksüne sahibiz. Önemli olan en kısa sürede ;durumu hayatın tamamına mâl etmeden; çözüm bularak mutlu olmaya çalışmak...
Fiziksel veya ruhsal şiddet farketmez hepsi aşağılayıcı hepsi asla kimsenin kimseye yapmaya hakkı olmayan şeyler. Hür doğmak ve hür yaşamak kimsenin özgürlüğünü kısıtlamıyor ise en güzeli zaten.
Yazı için teşekkürler ve sevgiler
glenay
Kadınların hak ve özgürlükleri konusunda birleşmeleri gerek.
Kadın erkek eğitime önem vermeliyiz bir de.
Dediğiniz gibi ne kadar tanış gez evlenmeden bir kişinin nasıl biri olduğu anlaşılmıyor. Bizde torbadaki huy denir. Torbadaki saklı huylar meydana
çıkıyor zamanla. iki yabancının birlikteliği gerçekten çok zor.
Güzel yorumunuza ben teşekkür ederim,
sevgilerimle..
Bu sorun beni de düşündürmüyor değil
Diyorlarki, kadın öyle giyinmesin
Burada bir parantez açmak istiyorum müsaadenizle
Yöreden yöreye, toplumdan topluma sosyo kültürel farklar var elbet
Giyim kuşama da yansıyabilir bu
Ancak bu kırıp dökmeyi, asıp kesmeyi haklı çıkarmaz kanımca
Kadına şiddete sonsuz hayır elbette
Güzel bir söze rastladım
"Kadına bir kişi tekme atabilir, bebeği"
Sonra yüzüne tekme atmak ne demek?
Hayasız vurgusu var, böyle giyinmen yüz kızartıcı, yüzsüz kadın ünlemi sanki
Aynı zamanda da vuran adına ruhsal bozukluk göstergesi derim
Dolayısıyla adamın bu olayda sergilediği duruşun kadının nasıl giyindiğiyle alakası yok bence
Sonra şiddetin limiti olmaz
Bugün biri tekme atar, yarın ağız burun girer, öbür gün birkaç kişi çarşıda bir kadını linç etmeye kalkar
Ne ki, işin kötüsü kadınlardan bile adamı savunanlar oluyor
Ataerkil baskı, kadının da benliğinin derinliklerinde ezilmesine sebep olmakta
Savunamıyor kendisini, dik duramıyor, gelenek düşmanı bir feminist misali görülmek istemiyor bilerek veya bilmeden
Hani Amerika'da ırkçılığın taşkın zamanlarında siyahların haklarından söz eden bir siyahın, zencinin beyaz düşmanı damgası yiyebilmesi aklıma geliyor
Ya da siyahları destekleyen bir beyaza da zenci dostu denilmesinin o beyazı ne kadar zorlayacağını düşünsenize, zenci dostu olmakla sayılmak arasındaki fark hani
Nihayet Hocam
Yine ruhunuzun imbiğinden geçirdiğiniz naif bir yazı okudum kaleminizden
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket
Selam ve saygılarımla...
glenay
Tespitlerinizde haklısınız.
Eşimin ruhsal sorunları olduğunu sanıyorum.
Bir psikoloğa gitmesini telkin edemeyeceğimden yaşadım onca acıları.
Oysa özünde iyi bir insandı.
Selam ve saygılarımla..
Okurken kulaklarımı Ajda Pekkan'ın "Hür Doğdum, Hür Yaşadım." Şarkısına kapadım. . .
Çünkü, bizim çoğu erkeğimiz ne yazık ki "Hür Doğan kadınını, düğünler derneklerle altınlarla, müthiş gelecekler vaat ederek alır." Alır sadece.
Ya sonra? Ayşe çay yap. Fatma yemeğimi getir. Hatçee, Hayriyee.
Sen kimsin de Ayşe'ye çay yapmasını emrediyorsun ha?
Kusura bakma Nazik Kardeşim, sen tıpkı adın gibi nazikmişsin. Her kim olursa olsun, bir kadına el kaldıramaz. Mesela ben İstanbulluyum ama eşim değil, onlar kapalı bir ailenin insanları ama ben değilim. Bu aramızda sadece başlangıçta bir çelişki oluşturmuştu, o da benim inadım yüzümden. Bırakın benim ne giyeceğime eşimin ve ailesinin karışmasına, ben onların giyimlerine karışırdım. Bir zamanlar arabesk sanatçılarının giydiği moda renkler vardı. Benden habersiz eşim o renklerden bir takım elbise almıştı. Gece gizlice kalkıp paçalarından dizlerine kadar bir santim yukarı aralıklarla iki paçasını da kestim.
Sabah kalktığı zaman, büyük bir hevesle elbisenin paçasının önce bir ayağı, sonra diğerini giydiğini yorganın altından çaktırmadan izliyordum. Az sonra bir çığlık attı ki onca yıl sonra hala unutamam.
-Bunlara ne olmuş böyle, ahtapot gibi iki paça. Dedi.
Ne bağırıyorsun ya, korkudan patlamıştır paçalar. Sus uykum var. Ben sana siyahını alırım. Dedim.
Nereden aklıma geldiyse.
Sevgiyle glenay.
glenay
Güzel yoruma çok teşekkürler,
sevgimle..
Canim benim hayat böyle iste.acı ve tatlı yaşanıyor.çoğu kadın yaşıyor sizin yaşadıklarınızı. Aile desteği olmadığından yasa cesaret bulamadığından çoğu çekmeye devam ediyor.Allah Iyi insanlarla karşılaştırdık herkesi. Harika bir yazıydı.tebrik ediyorum sevgiyle.keşke adresin azarlayacagina güzel bir dayak atsaydı
glenay
görünce bir kaç tokat atardı en azından.
Güzel dileğinize katılıyorum.
Allah herkese kendilerine uygun, hayırlı eş versin.
Çok teşekkürler,
sevgiler..
glenay
Erkek kardeşim de var.
Elbette o gelse, sanıyorum
en azından bir kaç tokat atardı.
Ama kız kardeşim onu dövmekten beter etti.
Ağzını açamadı. Kardeşim bir de boylu posludur.
Güzel dileğinize gönülden katılıyorum.
yorumunuza çok teşekkürler,
sevgilerimle..
sevgili gülenay hnm
paylaşımınıza yürekten katılıyorum ..hür doğduk hür yaşamalıyız
ama
kadın erkek hepimizin sorumlulukları var
elbet hürüz lakin 26 yıllık evliyim il dışındaki etkinliklere sürekli gidiyorum eşimden izin alarak..
kadını erkeği yok bu işin
yüksek okul bitirende cahil kalabiliyor bu ülkede alt yapı eksikliği(aile de ne görürse)
bir er olarak
kadına elini kaldıranı lanetliyorum...savunduğum tez şudur....kadın fizik hariç biz erkeklerden daha güçlüdür
kadın yoksa bir hiçiz(hemcislerim kızabilir kabullenmeyebilir sıkıntı yok)
eve gelindiğinde kadının yüzü gülüyorsa ki çok şükür hayatın anlamı budur diyorum ....
SİZ VE TÜM KADINLARA SAYGILARIMLA
glenay
Bunun kadını erkeği de yoktur. Pek çok erkek vardır ki sanki eşi tarafından eve adeta zincirle bağlanmıştır. Sevgi özgürlükte belli olur. Kadının fizik hariç erkeklerden güçlü olduğu düşüncenize katılıyorum. bende hep söylerim.
Anlamlı yorumunuza gönülden teşekkürler,
selamlar..
glenay
Bunun kadını erkeği de yoktur. Pek çok erkek vardır ki sanki eşi tarafından eve adeta zincirle bağlanmıştır. Sevgi özgürlükte belli olur. Kadının fizik hariç erkeklerden güçlü olduğu düşüncenize katılıyorum. bende hep söylerim.
Anlamlı yorumunuza gönülden teşekkürler,
selamlar..
Güçlü kadınları severim. Zararın neresinden dönersen kardir.
Ya donemeyener?
Tebrikler Nazik.
Sevgiler.
glenay
Sonunda haklı olduğumu kabul ettiler.
Çok teşekkürler,
sevgilerimle..
siz yine güçlü davranıp cesur bir karar vermişsiniz. bu kararı veremeyip ömür boyu katlanan ya da kararı vermesiyle öteki tarafı boylayanlar yığınla. tüm bunlar bu coğrafyada erkek cinsinin beyninin uçkurundan çıkamamasından kaynaklı.
bir olay anlatayım. mahkemede adama soruyor hakim "doğru söyleyeceğine namusun ve şerefin üzerine yemin eder misin" o da diyor ki "şerefim üzerine ederim, namusum üzerine edemem". hakim "neden" diyor. "çünkü evli değilim" diyor adam. genel zihniyetin özeti bu cümlede..
glenay
Yorumunuza çok teşekkürler
Ben kendine güvenen bir kadınım. Bu yüzden ayrılabildim. Korkak ve çalışmayı düşünmeyen bir kadın bu baskıdan kurtulamazdı. Üstelik aile de her koşulda evli kalmasını istiyorsa..
Zihinleri yoran ötesinde ruhun yorgunluğu yine böylesine çetrefilli gündemler iken her daim kadınların mağdur kılındığı.
Kalp kalbe karşı: Benzer bir konuyu işledim son şiirimde.
Kutlarım Nazik hanım.
Duyarlı yüreğinize selam olsun.
Sevgilerimle...
glenay
Çok teşekkürler Gülüm hanım,
selam ve sevgimle..