- 2162 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
Dargelirli Küçükesnaf Hikayeleri - 3 -
Müdür Kadrosu
Bizler ayakkabı ve deri sektöründe yıllardır faaliyet gösteren esnaf arkadaşlarız. Hani derler ya bir atasözünde ’Dost başa düşman ayağa bakar’diye, lakin kimseye düşmanlığımız yoktur çok şükür. Yıllar yılı baba mesleği ayakkabıcılığı sürdürmeye gayret ediyoruz elimizden geldiğince...
Bizim faaliyet alanımız ayakkabı saraç dikişi ve fora diye tabir ettiğimiz ayakkabının alt dikiş işleri fason olarak, ayrıca ayakkabı malzemesi satışı. Haliyle bu yaşa geldik birçok eş dost edindik meslektaşlarımızdan. Kendimize ait işyerimizde dört arkadaş, dost tatlı tatlı çalışıyoruz Allah düzenimizi bozmazsa eğer...
Bir arkadaşım Konyalı diğeri Erzurumlu bir de birader ile bendeniz de Artvinli. Ayrıca çevremiz denizciler caddesinde bir dolu ayakkabıcılığın değişik kollarında faaliyet gösteren kardeşlerimiz var. Kimi frezeci, kimi merdane atölyecisi(erkek ayakkabısı) kimi zenne atölyecisi(Bayan ayakkabısı)
İşler, iyi idi eskiden şimdi de çok şükür halimize eskisi kadar olmasa da yine de kendi yağımızla kavrulmayı, kurtlar sofrası olan piyasada tutunmayı becerebiliyoruz. Namerde muhtaç olmadan yaşamaya, hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz. Rahmetli babamız çalıştığı zamanlarda İstanbul’da parmakla gösterilen bir adamdı, biz de ondan aldığımız bayrağı yere düşürmemeye, daha yukarılara çıkartmaya çalışıyoruz. Onun şu sözü kulaklarımızdan hiç bir zaman çıkmamıştır evladım derdi’İtibar yıllar ile kazanılır üç beş dakikada yerle bir olur’ işte böyle durumlar...
Yanımızda çalışan Konyalı kardeşimiz benim gözümde ayakkabı dikiş makineleri konusunda Ankara’da bir numaradır, hem karakter olarak, hem zanaat açısından. Bizim yanımıza geldiğinde daha on üç yaşındaydı. Bugün kendine ait bir evi var, bir de orta halli bir arabası var. Onun ile aynı tarihlerde mesleğe girmiş olanların çoğu kirada ve yoksullukla boğuşuyor.
Erzurumlu olan arkadaşımızda yanımıza yeni girdi, ama daha önceden uzun yıllar tanışıklığımız var. Has Kürt dür ha onu söyleyeyim, ama vatan hainleri ile asla karıştırmayın sakın. Abdestinde namazında, bizim yanımızda da sordular mı dadaş mısın sen diye, yok ağabey ben Kürdüm der çekinmeden. Arada takılırız şaka yollu birbirimize ’Sana bir Kürt Kahvesi yapayım ağabey’der. Ben de’Yap da içelim Osman elinden’derim. Çalışkanlığı konusunda en ufak şüphem yoktur. Bugüne kadar hiç yanlışı olmadı ne bana ne de başka bir müşteriye...
Şimdi bizim işyerimizde işçimiz yok. Sizin anlayacağınız hepimiz müdür kadrosundayız ve böyle bir işyerinde çalışmak o dostlarla müdürler ile gurur vesilesidir. Erzurumlu Olan Osman Kardeşim Deri Satışından Sorumlu Müdür. Konyalı olan Murat Kardeşim saraç ve makine tamirinden sorumlu müdür. Eee ben ilen birader de Genel Müdür. Ha benim bir de fahri müdürlüğüm var sitemizin neşe kaynağı can kardeş Nebile Hanım’dan. Eee iki tane müdürlük bu devirde kolay kolay kimselere nasip olmaz herhalde. Ne güzel değil mi, hep müdürlerin olduğu bir işletme ve o işletme de çalışmak. Sevgi ve saygılarımla...
YORUMLAR
Muhteşem!..Altın bileziği olması kadar güzel bir şey yok insanın.Benim rahmetli babam da o sektördendi..Siparişleri eve gönderirdi Ustalar..Bir usta kadar iyi bilmesine rağmen babam dükkan açacak durumda olmadığından iki gözlü evin bir gözünde sürdürürdü mesleği..Bir tane singer dikiş makinesi vardı saye dikerdi.Lastik tabanlı köy ayakkabıları dikerdi.Simle sarılı folklor ayakkabıları dikerdi..Şimdi her şey makinalaştı, fabrikalar seriler halinde üretimde..Eskileri hatırlattınız şimdi bu oldu mu üstad..Şimdi gözyaşlarımı zaptedebilme zamanı..Saygıyla..