KAVGALARIM
Şimdilerde daha çok ağrıma gidiyor, savunmasız kalmak. Güçlü olmayı babasından, dik başlılığı annesinden öğremiş bir kız için fazla yara aldım bu sıralar. Belki savunmasızlığın kanatlarında pek gezmeyişimden belki de büründüğüm ruhtan olsa gerek yaralarıma anlam veremeyişim. Büyüyor, anlamlanıyor yaralar. Zaman denilen illet sadece yaralara üflemeyi öğretiyor. Kapanacak gibi olan tüm yaralara tuzunu esirgemeyen silüetler çıkageliyor. Savaşın eşiğindeki küçük bir çocuk eli kadar manidar uzanıyorum her bir zerremi yoklayan tuza. Babam geliyor aklıma, bana kimsenin virgülü olmamayı öğütleyen adam, sonra annem sesleniyor derinlerden, her an kavgasına sahip çıkan o kadın, bana kavgamla barışmamı tembihliyor. Dizlerimin üzerinde dinliyorum her cümleyi, kanayan dizlerimin üzerinde. Kararlılıkla yoğurduğum, kavgalarımın düşman kesildiği ruhum daha yüksek sesle ’’Kalk!’’ diyor, kanayan dizlerime inat. Neden anne? Kavgalarıma koşar adım giderken onların bu müstehzi tavırları neden? Hırpalanmış çocuklar, şiirsiz sokaklar, sonu gelmemiş kitaplar şahidim olsun ki nokta olarak yaşadığım bu hayatta, kavgalarımla barışacağım anne!
Merve YILDIRIM
YORUMLAR
Hayat bir kavgadır zaten. Onu yarım bırakmak olmaz.
Ben de kavgayı annemden öğrendim. Babam sus kızım, sen aşağıdan al, kadınsın dedi.
Kadın olmak susmak değildir.
Kadın- erkek haklı olduğu yerde gerçeği söylemekten kaçınmamalı..
tebrikler,
anlamlıydı yazı.
sevgilerimle..