- 523 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
-BİR FUTBOL EFSANESİ-
Kimi zaman rast geldiğimiz fakat günümüzde bilebildiğim kadarıyla kullanılmayan bir kavram; Ordinaryus. Profesörlükte ileri aşamayı ifade etmesi yanında argo kültürümüzde üstat ya da allame gibi anlamlara da vurgu yapar. Akademik alanlarda ismine rastlayacağımız fakat bugün hayatta olmayan pek çok Ordinaryus Profesörümüz vardır.
Birde sahasının dışında kullanımıyla karşılaşırız. Maziye damgasını vuran bir futbol yıldızı. Son yıllarda hayata gözlerini yuman ve futbol tarihimizin duayen isimlerinden Lefter Küçükandonyadis’den söz ediyorum. 1950’li yıllarda “ver Lefter’e yaz deftere” sloganının dillerde dolaştığı bir yıldız isim. Bugün İnternet sayesinde maç görüntülerini puslu da olsa izleyebiliyoruz. Gerçekten de birinci sınıf bir futbol yıldızını gözleyebiliriz.
Lefter’in A Milli Takım forması altında attığı (21) gol uzun yıllar kırılamaz. Elbette Lefter’in rakamı bugünlerde güdük kalır. Ancak o devirde futbolumuzun içerisinde bulunduğu şartları da göz ardı etmemeliyiz derim. Yıllar önce televizyonlarımızda yapılan bir tartışmayı hatırlarım. Genç bir katılımcı Hakan Şükür’ün bir yıldız olarak Tanju Çolak’ı hatta Metin Oktay’ı aştığını söylediğinde diğer bir katılımcının, yok! Müsaade edelim de Metin Oktay’ı geçmesin dediğini hatırlarım. Buradaki itirazı duygusal bir çıkış olarak karşılayanlarda olabilir.
Ancak o dönemdeki imkânlar özellikle de stat şartları ve zeminler nasıldır acaba? Çukurlu, tümsekli, çamur, balçık saha şartları eski kuşaktan insanlarımızın derhal hatırladığı ve söz ettiği bir husus değil midir? Yine o zamanlar gerek kulüp takımlarımızın gerekse Milli Takımımızın dış temas imkânı ne düzeydedir acaba? Ben kendi hesabıma 1970’leri hatırlarım. Milli Takımın grup eleme maçları dışında karşılaşma yapma lüksü yoktur. Özel maç ayarlanması sınırlıdır. Bu açıdan baktığımda dünle bugünü mukayese ederken teknolojiyi göz ardı etmemeliyiz şeklinde düşünürüm.
Yine medya kanalıyla Lefter hakkında yazılanları ve bugüne kadar söylenenleri gözden geçirmek insanda hoşnutluk uyandırıyor. Sözgelimi Can Bartu’nun sözleri eski amatör ruhu ve ağabey futbolcuya duyulan derin saygıyı yansıtabilir. Bir mecliste Can Bartu gençlik yıllarımda idolümdü dediği Lefter ile bir araya gelir. Bir gazeteci tebessümle iki efsane şöyle bir yan yana gelin de fotoğrafınızı alayım dediğinde; Can Bartu’nun bu durumu ben Lefter’in papucu olamam hangi efsanelikten söz ediyorsun şeklinde karşılaması manidardır.
Maziye dönük aktarılanların tamamı memnuniyet vermeyebilir. Şüphesiz siyasi tarihimizin çeşitli dönemleri ve olayları vardır. Bunları herhangi bir yönde değerlendirmek bu yazıyı aşacaktır. Ancak bir anekdot olarak sunmadan da edemem. Can Dündar’ın bir yazısında rast geldiğim husus şöyledir. 1955’te 6-7 Eylül olayları esnasında Lefter’in Büyük adadaki evi de saldırılardan nasibini alır. Bir grup, eve saldırıda bulunur ve her tarafı dağıtırlar. Ancak bu durum ilginç bir olayın yaşanmasına da sebep olmaktadır. Bu olayı haber alan Fenerbahçe’li bir kısım gençler ve taraftarlar motorlara atlayıp adaya gelirler. Evin çevresinde barikat kurmakla beraber, ağabey! Sana bunu yapanları söyle lütfen derler. Fakat Lefter’in önemi yok arkadaşlar her toplumda böyle durumlar olabilir demesi de dikkate değer bir husus olmalıdır.
Bu olayda futbol sevgisinin ve taraftarlık duygusunun siyasi akımları ve olayları da aşan sıcaklığını duyabiliriz. Yine Lefter’in kişiliği hakkında bize ipucu verebilir. Yaşadığı olayı hiçbir şekilde yansıtmaması dikkat çekici bir not olmakla beraber şaşırtıcı da değil. Kendisine Yunan Milli Takımında oynaması önerildiğinde ben Türküm diyerek bu teklifi geri çevirmesi de akla gelebilir. Gerçektende Lefter’in bu hususiyetini aile tarihinde de gözlemek mümkündür. Rum bir baba ile Türk bir annenin oğlu şeklinde biyografi notu karşımıza çıkmaktadır. Şüphesiz Türkiye’li olmayı özümsemiş biridir Lefter. Bu noktada Yunanlı olmakla Rum olmak arasındaki farklar dikkatimizi çekebilir. Anadolu’nun yüzlerce yıllık komşuluk kültürünü bu vesileyle anabiliriz.
Bu çerçevede aldığımızda yurdumuzun gayrı müslim kökenli insan varlığının yetiştirdiği değerlerden biridir Lefter. Nihayet, Fenerbahçe ve Türk futbol tarihinin güzide sporcularından ve mücevherlerinden Lefter’i saygıyla anarken toprağı bol olsun diyorum.
L.T.
YORUMLAR
Saygılar
İpekyildiz tarafından 5/15/2017 1:59:09 AM zamanında düzenlenmiştir.
levent taner
Tabi latife yapıyorum da
Taltif edici sözlerinizle onur bahşettiniz
Kendisiyle barışık bir hanımefendii olduğunuz şüphesiz
Nihayet
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...
İpekyildiz
Kendinle barışık olmayan hiç kimse başkasıyla barışık olamaz efenimmm...
Teşekkürler
levent taner
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...