Zenginlik, Helalinden Kazanmaktır.
“Herkese çalıştığının karşılığı vardır” ayetin mealidir. Dünya ve ahirete çalışmak ise dinin tavsiyesidir. Peki bu fakirlik ve sefalet neyin nesidir!.. Evet, bütün mesele de burada ya… İslam alemi dünyayı önemsememekle galiba yakın tarihinin en büyük kabahatini işledi, işlemeye de devam ediyor. Gayri Müslimler en çok, çalışkan Müslümanlardan gıcık alırlar. “Yeşil sermaye” almış başını gidiyor diyerek kuduranları unuttunuz mu yoksa?!. Yerelden ulusala taaa uluslar arası münasebetlerde de bu yaklaşım maalesef hep böyle işliyor. Köy imamının ekonomik özgürlüğü olmadığı için doğruyu dile getirmediğini çok kere şikayetle dile getiriyoruz. Bir şehrin zenginleri arasında acımasız ve çirkin olaylara sebebiyet verecek kadar müthiş bir rekabet yok mu? Ülkeler ekonomik ve bilimsel açıdan biri diğerinin çarkına çomak koymuyor mu? Amerika’nın ve Avrupa’nın Ortadoğu, Avrasya ve Asya üzerindeki nüfuzunu ve bu nüfuzun altında yatan sebebi bilmeyen var mı? ABD niye İran’ın peşini bırakmıyor acaba? Çünkü Sovyet Rusya dağılınca bir çok Rus ilim adamı İran’a kaydı ve bilimsel çalışmalar yaparak ülkeyi Potansiyel güç haline getirdiler. ABD buna tahammül etmiyor da ondan.
Kısacası işte Müslüman işte Hıristiyan ve Yahudilerin durumu. İslam dünyası bilim ve ekonomide geride kalmış. İseviler ve Museviler ise acımasızca dünyayı sömürmeye taaa kemiklerini kemirmeye dek her fırsatı değerlendiriyor. Tabi ki böyle zenginliği, bilimi istemiyoruz ama dünyada varlığımızı hissettirmenin yolu Bilimsel ilerleme ve Meşru zenginliktedir. Fakir insan kendi nefsiyle ilgilenmekten bile aciz. Allah’ı tanıyan bir alim bir bilim adamı bir zengin daha rahat İbadet etmenin keyfini yaşarken İslam’a ve Müslümanlara da yardım edebilir. Helal dairede çalışarak ilim ve mal cihetinden zenginlik dünya ve ahiret saadetine vesile olacağı kanaatindeyim. Nasıl mı?
Hacca gitmek, özgür gidip, mutlu gelmek,
Zekat vermek, minnet etmeden farzı eda etmek,
Sadaka vermek, verirken keyif almak,
Hakkı söylemek, söylerken endişe etmemek,
Akrabaya hakkıyla sılayı rahmda bulunmak,
Temiz ve tok olup, iri, diri olmak,
İslamiyet’in güler yüzünü simasına yansıtmak,
Zulme karşı onurlu bir duruş sergilemek,
…..vb. bir çok özelliği, güzelliği yaşaya bilmek için bilgili olman, zengin olman lazım;
Aksi takdirde veren değil alan el olursun,
Hayırlısı varken hayırsızı bulursun,
Kanı üç kuruş olanlara maskara olursun….
Dedikodu fitneyi kökene indirdin mi?
Bu anormal hali içine sindirdin mi?
Bir az düşünerek bana hak verdin mi?
Nedir benim halim düşünüp sordun mu?
Ağır geliyor değil mi, bu sorular?
Unutmayalım ki helal kespten yorgun argın yatan kimse günahlarının mağfiretiyle yatar(Hadis-i şerif). En önemli ve mübarek gün olan Cuma gününde bile Allah(c.c) müminleri işten ibadete çağırırken, namazdan sonra çalışmaya ve rızklarını aramaya yönlendiriyor. "Biz mütevekkilinlerdeniz(tevekkül ehli)” deyip, camide kalanlara Hazreti Ömer(r.a.) hayır!.. “siz müteekkilinlerdensiniz(yiyici takım)”. deyip kendilerini eleştirmektedir. Bediüzzaman “Bu dünya neden başkasına terakki(ilerleme), bize tedenni(geri kalma) dünyası olsun" diye bizi düşünmeye sevk etmiyor mu? Maddi ve medeni terakkiyi ele alarak ekonomi ve bilimi önemsemiyor mu?
Bütün bu soruların cevabı tefekkürle arandığında İslam dini, ekonomi ve bilimden kuvvet almadan neşv u neva etmesinin çok zor olduğu apaçıktır. Hem tembel ve beceriksiz kitlelerin bir adım önde olmaya ne hakkı vardır? Dedikodu fitne ve kavganın asıl nedeni de ilim ve mal fakirliği değil mi?… Fakr u zaruret içinde İslam’ı yaşamaya çalışan insanlardan da Allah razı olsun. Hepinize ameli salih iman i kamil dilerim... Daima Allah’ı anarak helal dairede çalışanlara ne mutlu...
Eyüphan KAYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.