- 278 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Üçe üç, intikam...
"Karadeniz insanı balık gibidir,suda yaşar!"
1970’ li yıllarda Giresun-Dereli ilçesinin bir dağ köyünde öğretmendim.Havalar genelde yağmurlu,diğer zamanlarda da puslu/sisli idi.
Bazen önünü görmek de zorlaşmakta,12 km lik patika yoldan ilçeye inerken "bulutlarda kaybolmak" hazzını da yaşamaktaydı insan.
Derin sessizlik içinde vadilerde yürürken,"ya bir kurt çıkarsa" düşüncesi de insanın içini kaplayan bir korku idi.
Küçücük bir radyom vardı.
Bu dünyaya açılan penceremdi.Olan biteni anlamak için "ajansları" dinlemek büyük bir merak konusuydu.
Yol yok,su yok,elektrik yok...Ama umudum vardı tabi ki.
Yine böyle bir sisli günde 6 Mayıs 1972 Cumartesi günü Dereli’ye inmek için okuldan çıkmıştım.Yükseklere kar yağıyordu,alçaklara yağmur!
Saat bir ajanslarını açtım.
Sabaha karşı Deniz Gezmiş ve iki arkadaşı asılmıştı.Onlar da Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’dı.Ki Yusuf Aslan’ın da Kuşsaraylı olduğu aklımda kalmıştı.
Yıllar sonra Yozgat’ta çalışırken de sırf merağımdan bu köyü ziyaret etmiştim.O zamanlar Çekerek’e bağlıydı,sonra Aydıncık ilçesine bağlandı.
Aradan kırk yıldan fazla bir zaman geçti.
Meclis’teki "üçe üç,intikam "sesleri halen aklımdadır.Tabi aradan geçen bunca zamanda sonra olayları "okumam" farklılaştı.Hele hele Erol Bilbilik ve İrfan Solmazer arasındaki "diyaloglara" vakıf olunca "ya böyleymiş demek ki "demeden de edemiyor insan.
Ama idama ilkesel olarak karşıydım,halen de öyleyim.
Menderes’ten hiç hazzetmezdim o yıllarda ama idam edilmeleri bende bir mağduriyete bağlı olarak onlara da "sahiplenme" duygusuna sebep oluyordu.
Bu idamlar,aradan geçen bunca zamana rağmen,toplumda derin travmalara sebep oldu,halen de gündemde olmaları çok şeyi anlatmaya yeter sanırım!
Bundan dolayı,15 Temmuzdan sonra sokaklardaki müthiş hak taleplerinin "idam idam "sesleriyle gölgelenmesine itirazım var.
"Cuntacılar" ne kadar suçlu olurlarsa olsunlar,idam,sonuçları itibarıyla derin izler bırakmakta ve belki de suçlular için bir "kurtuluş" olmaktadır.
Dolayısıyla idam ve idam talepleri çok sağlıklı bir beklenti değildir.Kaldı ki ülkemizin taraf olduğu uluslararası belge ve kuruluşlarda idam cezası genelde uygulanmamaktadır.
Şu an BM’lere üye 193 ülkeden 102 ’sinde idam cezası yoktur.2015 yılında Fiji,Surinam,Madagaskar dahi idamı kaldırmıştır.
Ülkemizin hukuk alanında onların gerisine düşmesini istemem.Ve bir rapora göre de 2015 yılında dünyada 1634 idam gerçekleşmiş;İran 977 idamla başı çekmiştir.Ardından S.Arabistan ve Pakistan gelmektedir.
Bir de meraklısına/meraklılarına küçücük bir hatırlatma:
Bugün bazıları biz "Denizlerin idamına karşıydık" diyenler gerçeği söylememektedirler.O zaman Meclis 450 üyeli idi.
İdamların karara bağlandığı oturum,323 kişiyle açılmış;yapılan oylama sonucunda 273 "evet",48 "hayır" ve 2 "çekimser" oyla idamlar "onaylanmıştı."
O günkü AP’sinin 256,CHP’nin ise 144 milletvekili vardı.
"Biz idamlara karşıydık "diyenler haklıysa en az 144 "hayır" olmalıydı değil mi?
Girişte Karadeniz insanına dair yazdığım söz de havaların sisinden,yağmurundan bıkan insanların naif bir metaforudur demek isterim!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.