u.d. bir teşebbüs iki cinayet
Rüzgârın görünmez kuşları ıslığını çalarak vahşi bir uğultuyla sahibinin elinden kurtulmaya çalışan yabani atlar gibi tozun toprağın içinde ağaçları debeliyordu.
Koruya geri dönüp fırtınanın dinmesini beklemenin daha akıllıca olacağını düşündü.
Etrafa dağılmış kırılan dalları toplayıp ateş yakmak için hazırladı.
Hava iyiden iyiye kararınca burada kalmanın pek te akıllıca bir fikir olmadığını anladı.
Bitkin bir halde dizlerinin üzerine çöktü.Gözleri aydınlık aramaktan yorulmuş bi noktada sabitlenmişti.
Aklından çocuk gülüşmeleri ve koşuşturmaları geçiyordu.Zihninde bitmeyen bi yolculuk vardı, bir yere varmayan,hatırladığı yabancı yüzlerle ve bilinmezlerle dolu, içi sisli dışı tozlu bir sandıktı, geçmiş.İster istemez açılıyordu kapağı. Buğday yüklü bir römorkta sırt üstü yatmış abisine yıldızlara bak dediği kendini en mutlu saydığı anlardan birindeydi sonra birkaç beden büyük bir monta sarılmış annesiyle birlikte abisini karşılamaya gidiyordu sonra bakışları donuk hemen hemen hiçbir ifadesi olmayan yüzler karanlık gibi yayılıp zihnini kaplıyordu.
Fırtına yerini yağmura bırakmıştı.Yapraklardan süzülüp yüzüne düşen damlalar onu kaybolduğu yolculuktan geri getirdi.Cebine uzanıp çakmağını çıkardığı esnada asfalt yoldan gelen bağrışmalarla irkildi.İstemsiz bi şekilde sesin geldiği yöne doğru hareket etti.Yolun kenarına çekilmiş arabanın ışıkları açıktı.Üç kişiyi seçebiliyordu.Sessizce kalıp ne olacağını görmeyi,yanlarına yaklaşmayı,birazdan kavga edeceklerini,kavga etmek için böyle bir yerin ve zamanın seçilmesinin muhtemelen cinayetle sonuçlanacağı için seçildiğini,farkedilmesi halinde başının belaya gireceğini düşünüyor ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
Adamlardan biri aldığı darbeyle sendeledi ve peş peşe silah sesleri yükseldi.Ağaçların arasından tarlalara doğru koşarak bağırdı
Heeyy.Durun.
İki kişinin panik içinde arabaya binip uzakulaştıklarını gördü.
Yola vardığında kimseyi göremedi.
Üçüncüleri neredeydi karanlıkta yanlış mı görmüştü hiçbirşeyden emin olamıyordu.
Vurulup yoldan aşağı yuvarlandığını düşünerek yağmurla kayganlaşan topraktan menfeze doğru kaydı.
Su birikintisinin içinde oturmuş sanki hiçbirşey olmamış gibi sakince sigarasını içen adamla gözgöze geldi.
Geri gelecekler.
Kim?
Kim olduğunu bilmeyen biri başkasının kim olduğunu neden merak eder?
Ne? Nasıl ? Kimsiniz ?Yaralandınız mı ?
Sorularını cevaplamak yerine sigarasından derin bir nefes çekerek suyun içine bıraktı.
Geri gelecekler.
O halde kalkın uzaklaşalım.
Bacağım kırıldı kaçmak budalalık olur.
Olay yerine geri dönen araba sohbeti böldü.
Geliyorlar.Al şunu.Onları buraya çekeceğim.İçeri girmeden işlerini bitir.
Kullanmasını bile bilip bilmediğini sormadan eline bir silah tutuşturmuş ve ondan iki kişinin öldürülmesini istemişti.
Fakat ben
Evet dedi sen Azr bunu yapacaksın.
Fakat adımı..
Bunların şimdi sırası değil acele et.
Sessizce menfezden dışarı çıkıp otların arasına gizlendi.
Adamlardan biri etrafa bakınmaya çalışırken diğeri söyleniyordu.
Gebermiştir gidelim burdan baksana yok ortada.
Aptal geride bi cesed yoksa nasıl emin olursun öldüğünden.Ayrıca birisi bizi gördü.Bu gecenin iki cesed dileği var aksi takdirde başımız dertte.
Çık ortaya erkek gibi vuruşalım.
Korkak çık ortaya.Karın aradı ona çok yakında geleceğimizi söyledim.
Duydun mu?
Neyi?
Aşağıdan ses geldi.
Sen bu taraftan in ben de diğer taraftan.
Adamlar yoldan aşağı inerse işi zorlaşacaktı.
Beklemedi otların arasından doğruldu.
İki el silah sesi yankılanarak gecenin karanlığında kayboldu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.