- 1227 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKİYE'DE ON YILDA BİR DEMOKRASİYE DARBE YAPMAYALI ÇOK OLDU!!.....
’6 Kasım 2003 seçimlerinde AKP kazanan taraf oldu.ABD o yıl Irakı işgal etti.1.5 milyon Iraklı masum çocuk,kadın,ihtiyar bombaların altında parçalanıp can verdiler...
Ebu Gureyb zindanlarında Iraklı masum kızlar kadınlar tecavüze uğradılar..Kadınlara Saddamı yakalamak için Samarra’da yapılan tecavüzleri ,alçaklıkları açıkca yazsam dudaklarınız uçuklar,kanınız donar..Kurt kuzuyu yemeye niyetlenmiş nasılsa diyenleri duyar gibiyim..
Onların kanları üzerinden bir milyar dolar almak için at pazarlığı yapmışlardı birde..Hiç bir şeyi unutmadım,herşeyi bir kenara not aldım..Umarım Allah bunun vebalini bana sormaz.Güllüm ballım geçti yıllar, ne istedide vermedi Sayın Başbakan bunlara..Hala anlamış değilim..
Birgün birden Gezi olaylarını yaşadık..Ortalık çok karışıktı,kim kimlerle ittifak halindeydi belirsizdi..Masum ağaç,park pretotosu Hükümeti yıkma girişimine,Arap Baharı benzeri eyleme dönüşmüştü..
Sponsoru Koç olan 2013 Türkçe Olimpiyatlarında gözüm faltaşı gibi açıldı...Aralarında bir ilişki vardı ama ilk anda kavrayamadım..Bunlar birbirini hiç sevmezlerdi,mağazalarından alışveriş etmezlerdi..Bir şeyler dönüyordu anlaşılan..
2010 MHP-Baykal kasetlerini atlamışım..Ustaca gizli servislerin işiydi yapılan...Deniz Baykalın Pesilvanya’ya saygılıyım sözü hala kulaklarımda..Bu kadar yeter,kafi demek istedi herhalde..Kılıçdaroğlu nasılda kuruldu koltuğa hemence..Büyük iş kotardı servisler...
Kansız ve ustaca kırk yılın Baykalı bir kasetle gitmişti..Bir Tl. bile etmeyen bir kasetle...MHP de az verip veriştirmemişti,manşetler önümde internette duruyor..Cemaat,Hizmet o zamanda konuşulup,yazılmıştı..Herkesin bir planı var,ajandası var...
Geziyi iyi takip ettim,öncesinde restleşmeler vardı..Beddua geldi ekranlara,internet tavan yaptı..Savaş başladı bitmemek üzere,ekrana kilitlendim...
17 Aralık o meşum gün piyasalar hareketlendi..Esnaflar o gün çok tepkiliydi..O gün Ankara’da sanayide,çarşılarda gezdimde ondan biliyorum..Bir şeyler olacağını sezmişti uyanık esnafımız..
Hakikatende çok büyük bir tezgahtı,darbeydi yapılan..Bir yerden düğmeye basılmıştı..
25 Aralık,Mit tırlarına baskın son tezgahtı..Devlet devletin bir erkine savaş açmıştı adeta..Hükümeti teslim alacaklardı akılları sıra..Bunu kimler yapmıştı?
Cemaat-Hizmet dediler birileri yok canım,buna kargalar bile güler..Cemaatin içini dışını bilmesek..İktidar o günden sonra düşmanını belirledi..Cemaat ve muhalefet..Cemaatte düşmanını belirledi...
Uzun adam,AKP ve yolsuzluk..Delilin varsa aç davayı tık adamları içeriye..Delil yok,Cemaat-Hizmet tabanının oyunuda düşünüyor,riske etmiyor..
Kasetler,dinlemeler,medya savaşları..Her iki taraftan arkadaşları hergün dinliyorum..Herkes biz haklıyız diyor..Kendilerine göre savunma stratejileri belirlemişler..
O dersanemizi kapattı diyor,beriki bizi arkadan hançerlediler diyor..Yazsam kitap olur,konuşsam birkaç saati bulur..Herşey ortada hergün medyadan takip ettiklerimiz..
Günahlarına girmemek için hiçbir yerde konuşmuyorum..Kirli bilgiler,çok abartılar var..Siyaset yalan,dolan demek..Politika iki yüzlülük demekmiş Latincede..Ben öyle biliyorum..Siyasete bulaşan kirlenir...
Sırada yeni kasetler var..Muta nikahı,Muhsin Yazıcıoğlunun ölümündeki sırlar..Başbakanın mal varlığı ile ilgili kasetler,dinlemeler..Bu bitmez devam eder durur..
Birileri bir şeyleri önden söyleyip havasını alıyorlar...Tesirini berhava ediyorlar..Cemaat-Hizmet medyası songaz devam ediyor..Kendilerinin haklı olduğunu söyleyip duruyorlar..Bu dinlemeler doğruysa çok yanlış yapmış birileri,haddi tecavüz etmişler..
Yolsuzluklarda doğruysa çok ayıp etmişler..Yapanlar mahkemede yargılanır,cezasını çeker..Ama pireye kızıp yorgan yakılmaz..Birkaç fare için koskoca ev yakılmaz der eskiler..Yapan tesbit edilir cezasını çeker..Mahkemeler niye var değil mi?’
***
Yukarıdaki yazımı Gezi Olayları sonrasında 2013 de yazmıştım.Aradan uzun yıllar geçti.Pek çok yeni olay yaşandı.O gün Başbakan olan Tayyip Erdoğan şimdi Cumhurbaşkanı oldu.
17 25 Aralık ve Mit tırları hadisesi yaşandı.En önemlisi de 15 Temmuz Demokrasi Darbesi yaşandı.Cemaat Hizmet oldu.
Sonrasında Kamudan ihraçlar oldu.Hizmet denilen hareketin yandaşları Devletten ihraç edildiler.Devlet işgalden kurtarıldı 15 Temmuzda.Millet Devlet beraber olup bu alçakca işgalin üstesinden geldi.
ABD Başkan yardımcısı Jonh Biden,Darbeyi desteklediğini inkara kalkıştı tiyatro izledik dedi.Fetö terör Örgütü ilan edildi.Fetöcüler 15 Temmuzu biz yapmadık diyorlar yerseniz.
Peki kim yaptı 249 şehidin 2500 gazinin yaralanmasını kim sağladı.Uzaydan gelmedi bu adamlar.Kim oldukları gün gibi aşikar.Şimdi açıklanıyor ABD nin Ankara Büyükelçiği sabit telefondan 21 Temmuzda Adil Öksüzü iki defa aramış.Beni niye aramıyor bu adamlar?
Netice olarak 15 Temmuz askeri darbe girişimi Türkiyede yaşandı.Millet meydanlara koşarak bu darbeye direndi.Neticede Fetullah Gülen taraftar olduğu söylenen askeri ünüforma giyen elemanlar yakalanıp tutuklandı.
Akla bazı sualler gelmiyor değil.
Darbe gece yarısı yapılır.Darbe tüm askerlerce yapılır.Darbe yapan adamlar bu kadar Devlet başkanına yaver olcak kadar yakın oldularsa neden Rus bakana suikast yapan polis gibi işi yarım bırakmaz suikast yapmaz.
Adil Öksüz Zekeriya Savcısı ve diğerlerinin Almanyada yaşadığı söylenmektedir.Bunlar elini kolunu salllayarak nasıl kameralar önünde ülkeden kaçmışlardır.
Benim aklım fikrim hafsalam inanın bunu almıyor.Aşağıdaki temiz insanların günahına vebaline girmek istemem.
Allah cc. doğruya doğru insanlara yardım etsin.
15 Temmuz Kalkışması en büyük darbeyi diğer İslami cemaatlere vurmuştur.Aradan geçen zamanda Cemaatlere ait yurtlarda okullarda öğrenci sayısı azalmış,vakıflara yapılan yardımlarda azalma olmuştur.
Geçtiğimiz Kurban Bayramında yapılan yardımlar deri ve kurban hisseleri yarı yarıya azalmıştır.
Vatandaşımız yarında Devlet bu cemaatlere baskı uygular diyerek insanlar cemaatlerden uzak durmaya başlamışlardır.Bunun bir benzeri 1997 28 Şubat Postmodern Darbesi sonrasında yaşanmıştır.
Cemaatlerinde bu konuda özeleştiri yapmaları Fetönün düştüğü durumu yaşamamak için kendi içinde tedbirler alması gerekmektedir.
Fetö esasında bir cemaat değil siyasete tepeden tırnağa bulaşmış alt tabanı ibadet, ortası ticaret, üst tarafıda ihanetle uğraşan insanların ortak menfaatler için beraber oldukları kartondan yapılmış okyanusun hırçın dalgalarıyla başedemeyecek bir boyalı gemiden ibarettir.
Peki Fetö cemaat değilse bugün hala müntesipleri neden Darbeyi biz yapmadık Nato yaptı yalanına başvurmaktadırlar?Suçunu kim kabul eder?Kabul etseler kim dava açıp da Devlette iş bulabilir?Bu hareketten hala menfaat sağlayanlar var.
Bunlar ticari şirket elemanı gibi hala Fetöyü savunuyorlar.Bir kısmı da duygusal olarak bağlı bu harekete ve liderine.Kolay değil bir çırpıda kafalarından silip atmak.
Çocukluktan bil itibar bu hareketin okullarında okuyup müdür bürokrat olmuş koca koca adamları askerleri düşünün birde siz..Bir çokları 17 25 Aralıktan itibaren zaten bunlarla alakayı kestiler.
İslamda Fetö benzeri yapılanmalar her zaman çıkmıştır.İslam tarihine baktığımız zaman münafıkların çok olduğu Peygamberimizin yanına sokulan münafıkların reislerinin yanında namaza durduklarını görmek mümkündür.
Sır Katibi Huzeyfe ra. münafıkların isimlerini verdiği Hz.Ömerin ben de varmıyım içlerinde nolur söyle diye arkasından yaklaşığ sorduğu herkesin malumudur.
Bu hareketin yanlışları yazılıp çizildikçe Fetö saflarında yer alanlar durmayacak bu hareketten uzaklaşacaklardır.Fetö bağlılarını birarada tutmak için şifreli subliminal mesajlar göndermekte dağılmayın yakında tekrar güçleneceğiz bu Darbeyi bizimkiler değil Natocu askerler yaptılar işi bizim üzerimize yıktılar demektedir.
Yaptığı beddualar tersine dönüp ailelerin parçalanmasına yuvaların yıkılmasına Devletine küskün yüzbinlerce insanın travma yaşamasına neden olan Feto sırça köşkünde yalanlarına ifsadına devam etmektedir.
Fetö ile Devletin savcıları hakimleri körükörüne mücadele etmemekte,kurulan Komisyonlarda sapla saman birbirinden hassas bir şekilde ayrılmaktadır.
Fetö asla bir cemaat yapılanması değildir.Fetöyü ortaya süren bu yapının liderinin hayatının süslü ifadelerle anlatıldığı kitaptaF.Gülen;askere gitmeden önce 3 kişi ile beni tanıştırdılar,bunlardan biri bir Nato subayıydı,
20 ay yaptığım askerliğimin 11 ayında askerlere vaaz ve sohbet ederek geçirdim askerde beni korudular demektedir.Cemal Tural Kışlasında askerlik yapıyor.
Cemal Tural,27 Mayıs Darbesinde Said-i Nursinin mezarını açtırıp Urfadan bilinmeyen bir yere naklettiren kaçırıp kaybeden subaydır.Askerde telsiz ve muhabere görevinde bulunan F.Gülen,askerlik sonrasında Erzurumda Komunizmle Mücadele Derneğinin Kurucu Başkanı oluyor.
Fethullah Gülen (F.G.) 1980 öncesinin en ateşli vaizi idi. Nurcuların en kapalı gurubu olup özellikle Seyid Kutup gibi İslamcı denilen ihtilalci liderlerin tesiri altındaydı.
Nitekim gençlik yıllarını Seyid Kutub’un eseri olan “Fizilali’l Kuran elimizden düşmezdi”, diyerek belirtecektir. Dönemin Cumhurbaşkanına, Genelkurmay başkanına her tür hakareti yapar, kasetleri elden ele dolaşırdı.
Nedense herkesin eliyle konmuş gibi bulunduğu 12 Eylül ihtilalinde o bir türlü bulunamadı. Onun dokunulmazlık zırhı mı vardı? Kimler tarafından korunuyordu, bilinemedi.
1980-1982 yılları arasındaki irtibatlı olduğu kişiler ve görüşmeleri çözülebilse eminim bugünler çok iyi anlaşılacaktır. Zira Türkiye’yi 15 Temmuz ihtilaline götüren yolun o günlerde temelinin atıldığını düşünmekteyim. Sonrası hep o projenin uygulanması olarak devam edecektir.
Nitekim 1983’de tekrar meydanlara çıktığında artık cübbe ve sarıklı bir vaiz yoktu. Bambaşka bir F.G. vardı. Özellikle okul ve medya ile ‘ağ cemaati’ yapılanmasına geçti.
Hemen her vilayette okulları, ışık evleri ve yurtları öyle hızlı gelişiyordu ki takip edebilmek neredeyse mümkün değildi.
Yurtlarında ve evlerinde sadece Said Nursi’nin kitapları okutuluyordu. Öyle ki gençlere “Kuran-ı Kerim değil risaleler okunsun” derlerdi. Bu itibarla diğer nurcu kolları da önceleri mesafeli durdukları F.G’ye kısa sürede ısınacaklardır.
1986 da Zaman gazetesi yayın hayatına başladı. 1990 yılına geldiğinde artık alt yapı tamamlanmış bulunuyordu. Bundan sonra hizmet kartopu gibi büyüyecekti.
Fetö Batının Siyonizmin ve Vatikanın İslamı Hristiyanlaştırma Projesidir.Siyonizm ve Vatikan namaz kılkan oruç da tutan Hacca da giden ama Emperyalist Batıya karşı çıkmayan üç dinin mensuplarının da cennete gireceğini söyleyen sulandırılmış İslam haşa Ilımlı müslümanlar istemektedir.
Ilımlı İslam Projesini Güney Korede Rahip Moon,Türkiyede F.Gülen,Pakistanda başka birisi,Irakta Kesnizani Hareketi lideri Şeyh gerçekleştirmektedir.F.Gülenin Vatikanda Papa cenaplarıyla görüşmesinde söylediği sözler iltifatlar onun Papanın Kardinali olma ihtimalini güçlendirmektedir.
F.Gülen askerlik sonrası 27 Mayıs Darbesini yapanlardan finans yardımları alarak yaz kampı düzenlemekte,Kasım Gülekle sıkım ilişkilere girmekte onun cenaze namazını kıldırmaktadır.
Kasım Gülek kimdir.ABD de hayatını geçirmiş CHP li milletvekilidir.
F.Gülen Hareketi,takkiyye yaparak sivil bürokraside,askerde ve yargıda güçlenmiştir.Karda yürüyün izinizi belli etmeyin diyen Fetönün ilk dergisinin adıda SIZINTI dır ne hikmetse.
1986 de Ankara İlahiyatta yemek yerken ZAMAN gazetesi yeni yeni çıkmaktaydı.1981 de Kurban Bayramında deri toplarken Kolej açacağız diyen Fetöcüler,ABD nin Osmanlıyı yıkarken Robert Kolejleri Anadoluda açtıklarını aynı yoldan Osmanlıyı dolayısıyla İslamı diriltecekleri tezine başvurduklarını bugün gibi hatırlıyorum.
Yargıda 1997 lerde ilk olarak Nuh Mete Yüksel bu yapının yargıya sızmak istediğini söyleyip raporlar hazırlamıştı.Kurulan bir kumpasla bulunduğu makamdan ayrılmak zorunda bırakılmıştı.
Ardından Ali Kırca ATV de akşam haberlerinde Fetönün Devlete sızma kasetini yayınlamıştı.
Şimdilerde imi cimi yok nerede kimbilir?Cevdet Saral Emniyet Genel müdürüydü sanırım Ankarada Fetönün Emniyete sızdığını ortaya koyan raporlar hazırlamış sonrasında görevden el çektirilmişti.
Fetöyle ilgili hazırlanan raporlarda Fetö,ABD Nato Vatikan projesi değil de İslamcı cemaatci,irticacı hedefinde Cumhuriyet idaresini yıkmak isteyen bir yapı şeklinde takdim edilmekteydi.
1999 da Abdullah Öcalan getirilmiş aynı servisler Fetoyu ABD ye kaçırmışlardı.Fetö İslami bir cemaat olarak kamuoyuna tanıtılmakta 1990 da Cemaat yayın organlarıyla medyada çok büyük bir güce sahip olmaktaydı.
Bu günlerde Cemaatin Dersanesinden sonra Okulları Hastaneleri,Bankaları,STK ları birbiri ardına siyasiler tarafından oy sağlamak için gösterişli törenlerle açılmaktaydı.
Bunun İslami bir cemaat olmadığı,Fetonun Pensilvanyada 130 dönümlük yahudiye ait bir çiftlikte CİA nın hemen yanında kontrol altında tutulduğu,buradan ABD nin Türki Cumhuriyetlere okullar açarak ajanlarını soktuğu,okullarda CİA ajanlarının cirit attığı bundan dolayı Putinin bu okullara son verdiği dile getirilse de kimseler inanmak istemiyordu.Herkes Fetöden öcü gibi kaçıyor başına bir çorap örmelerinden korkuyordu.
***
Bu hareket Ordumuza nasıl sızdı?Osmanlılarda da Ordu içine Batılı servis ajanları sızmışlardır.Sultan Abdulaziz zamanında ve daha önce Askeri darbeleri hep asker içine sızmış Batılılar gerçekleştirmişlerdir.
Mithat Paşada Sersker Hüseyin Avni Paşada birer asker değil midir?Bunların yardımcıları bir ekibi de elbette olacaktır.
Dünyada Süper Devlet 1850 ye kadar Fransa idi.1850 den sonra Almanlar ve İngilizler sömürgelerindeki servetleri ülkelerine taşıyarak zenginleştiler süper Devlet oldular.
Dünyada o yıllarda Rusya ve İngilterenin nufuz alanları vardı.Mithat Paşayı İngilizler kullandılar S.Abdulaziz Hanı tahtından Askeri darbe ile indirip intihar süsü verilen bir katliamla şehit ettiler.
Mithat Paşa yabancı elçilik binasına kaçarak hayatını kurtarmıştı.Sultan Abdulhamid Han sorgudan ve Mahkeme safhalarından sonra öldürtmeyip sürgüne yollayarak hayatını bağışlamıştı.
Kolay kolay muhaliflerinin idam fermanını imzalamazdı.Balkanları Mithat Paşanın beceriksizlikleri yüzünden çarpışmadan kaybetmiştik.
1889 da Alman İmparatoru 2.Wilhem İstanbula geliyor.Teklifini kabul ettiremiyor ama Demiryolları yapım işini alıyor Almanlar.Bu esnada Osmanlı Ordusunun eğitimi Alman Generallere bırakılıyor.Ordumuzun içine Almanlar İngilizler bu sırada büyük ölçüde sızıyorlar.
Enver Paşa Harbiye Nazırı ve Genelkurmay Başkanı mevkiinde.Enver Paşa 1.Dünya Savaşında başarısız oluyor.Onun hataları sonucunda yenilgi kaçınılmaz lyor ya da Almanya ile müttefik olduğumuzdan biz de yenilen taraf oluyoruz.
Askeriyeye bundan sonra İngilizler hakim oluyor.2.Dünya Savaşına kadar Dünya stratejisini İngilizler hakim güç olarak belirliyor.1948 de Nato Paktı kuruluyor.
ABD bundan sonra süper Devlet olunca Türkiyede ABD yanlısı müttefik olan Adnan Menderes zorunlu olarak Natoya kabul edilme karşılığında Natoya üye kabul ediliyor.
İncirlik ve diğer ABD üsleri bu esnada Türkiyede faaliyete geçiriliyor.Askerimizin dizaynı NATO yapılanması adı altında ABD ve diğer Batılı Devletler tarafından yapılınca Özel Harp Dairesi,Kozmik Odalar,MİT,Ordularımızın teknik yapıları Natonun kontrolüne alınıyor.Nato dan izinsiz bir helikopter kalkamıyor bir araç alınamıyor.İncirlikte ABD cirit atıyor.
2003 de Star Televizyonunda Cem Uzan,İncirlike 1 metreküp askeri kargonun sahile indirildiğini gözler önüne sermişti.ABD nin İncirlik dışında Türkiyede 14 Askeri Nato üssü bulunmaktadır.Sovyetler tehdidine karşı Natoya girmek elbette lazımdı.
Almanyada da Japonyada da ABD üsleri vardı ama bu kadar teslim olmamak gerekliydi.ABD de eğitim alan Kurmay subaylar Türkiyede Askeri Darbe yapıyorlardı.
Dört yıldan fazla bir zaman ABD de eğitim alan bu Kurmayların kafası beyni yıkanıp bir çip mi takılyordu orasını bilemem..
1960 27 Mayıs Askeri Darbesini NATO cu subaylar yaptılar.Adnan Menderesin 15 Temmuzda Rusyada bir randevusu görüşmesi vardı.1960 da Türkiye ,Afganistan ,Pakistan ve Irak arasında Bağdat Paktı imzalanmıştı.
1980 e kadar CENTO adında bir yapılanma mevcuttu.1960 nisanında Menderes Rusyadan yardım istiyor.1960 27 Mayısında bir aysonra askeri darbeyle iktidardan indiriliyor.
28 Şubatı yapanlarda İsrail ve Natocu subaylardır.Ordu Nizamiyeden döndü dediler.Erbakan istifa edip görevi Çillere bırakmasa ona da Askeri Darbe yapacaklardı.Darbe için bütün hazırlıklar tamamlanmıştı o günlerde.Örtülü bir darbe ile işi kotardılar.
MİT i Nato ve ABD li subaylar İstihbaratçılar yetiştiriyorlar.2003 de ABD nin Irak Harekatı işgalinde TBMM den Tezkere çıkmayınca ABD ile ilişkilerimiz geriliyor.Süleymaniyede Türk Askerlerinin başına çuval geçiriliyor.Tezkere kabul edilmeyince ABD Türkiyeyi gözden çıkartıyor.
Türk Askerinin içerisinde ABD karşıtı Ulusalcı denilen subaylarda her zaman var olmuştur.Ne hikmetse GEZİ de İktidar karşıtı Ulusalcı solcu gruplar ve siyasiler ABD nin istekleri doğrultusunda Türkiyenin devasa projelerinin durdurulmasını istemişlerdir.
ERGENEKON denilen Asker içerisinde yapılanmış cunta benzeri oluşumlar,2003 sonrasında ülkeyi savunmak adına AYŞIĞI-BALYOZ adı verilen darbe öncesi hazırlıklar yapmamışlar mıdır?
Kumpas elbette yapılmıştır cemaat tarafından ama ipleri kimin elinde olduğu bilinmeyen cuntalar ve STK lar bu ülkede 28 Şubatı,27 Nisan Bildirisini imzalamamışlar mıdır?
ABD o günlerde bu Ulusalcı subayları tasfiye etmek için de taşeronu FETÖ yü kullanmıştır.YARGI-ASKERİYE-YÜRÜTME de yeterince güçlü olan FETÖ bu işi başarmıştır.
***
FETÖ nün bu ülkeden yüzde yüz temizlenmesi gerekiyor.Ordu içindeki Fetöcülerin %40 ı ancak temizlenebildi diyor yetkililer.KRIPTO denilen kesinlikle açıkları olmayanlar hala Devlette görevdeler.Ulusalcılar Fetö ile kavgalı görünseler de beraber hareket ediyorlar.
TSK içerisinde bu yapıya mensup askerler müslümanlar tarafından ilk zamanlarda tasvip edilip el üstünde tutulmuşlardı.Kendilerini takiyye yaparak ustaca gizleyen içki içip eşlerinin başını açmakta beis görmeyenler kolayca en üst rütbelere iltimas ile geldiler.
15 Temmuzda Fetö ve Natocu askerler birlikte hareket ettiler.Darbe başarılı olsaydı Fetöcü subaylar 27 Mayısda olduğu gibi ön plana çıkartılacaktı.
Müslüman bir asker nasıl müslümanların üzerine helikopterden ateş açar,nasıl tankın önüne geçen müslüman kardeşini gözünü kırpmadan ezer geçer?
Çocuklarımız sormadılar mı?Baba bunlar İsrailin askerleri mi diye?Bunu yapsa yapsa ancak İsrailin askerleri müslümana yapardı da onun için..
12 Eylülde halkı köylüleri köyün meydanında yatırp tekme tokat dövdüler.Diyarbakır Cezaevinde Kürt mahkumlara dışkı yedirdiler PKK ondan hortladı.Mamakta Ülkücü kardeşlerimize hain karanlık güçler sürekli işkence yaparak Dvletten soğuttular.
Dışarı çıkan Çek-senet Mafyası oldular.Böyle Devlete bu gerekir dediler.Devletteki hainler bu seferde bak Ülkücülerin,sağcıların Devlete sevgisi saygısı bu dediler.
Müslümanlar ben de dahil Peygamber Ocağı Kahraman Türk Ordusunu İslam düşmanı olarak görmek zorunda bırakılmadık mı?
28 Şubatta Askerlerin imza attığı çağdışı uygulamalar müslümanların Ordumuzu ve mensuplarını İslam düşmanı olarak görmemize imkan hazırladı.
Ondan sonra milletin isteklerini bir bir yerine getiren bir iktidar halkın oylarının yarısını alarak iktidara geldi.Ondan sonrasını herkes biliyor...
Bazı arkadaşlarımın bana kızdığını biliyorum.Niye bu kadar bu adamlar hakkında yorum yapıyorsun yazılar yazıyorsun diyenleri duyar gibiyim.Şimdi yazılmayacak daha ne zaman yazılacak bunların yaptığı ihanetler hainlikler.
Cumhurun başının dediği gibi bu yapının tabanı ibadette saf temiz kardeşlerimiz komşumuz arkadaşımız.Onlara hiç kimse söz konduramaz onların hakkına girmiş oluruz.
Bizim sözümüz lafımız eleştirimiz yukardaki ihaneti yapanlaradır.Bizim sözümüz Devletin askerine milletin çocuklarına ytankları uçakları havalandırıp Ülkemizi dış güçlere peşkeş çekenleredir.
Ama hala bunların ihanetini görüp de hala bu yapıya destek verenlere bir sözümüz olmayacak mıdır?İyi yoldasınız darbeniz kutlu olsun,gazanız mübarek olsun mu diyeceğiz.
***
Öyle örnekler var ki anlatamam.Arkadaşın o grupla uzaktan yakından alakası iltisakı yok.Hacca niyetlenmiş parasını onların bankasına yatırmış.Akrabasından birileri o gruptan diye açığa alınmış.
Bir başka arkadaş başka bir tarikata muhabbeti olan birisi işyerinde bir arkadaşının tazyikiyle Ufuk sendikasına kayıt olmuş.Onunda iş aktini feshetmişler araştırıp soruşturmadan.
Bir başka arkadaşımın oğlu polis kendisi başka bir cemaate bağlı kesinlikle o grupla alakası olmayan bu arkadaşı da açığa aldılar.
Hepsi ya o sendikaya üye olduğu ya da o bankaya para yatırdığı için açığa alınmışlar ama o grupla alakaları olmayan birileri bu arkadaşlar.
Bunun yanında 17 aralığa kadar o grupta olan o sendikaya hiç üye olmayan o bankaya para yatırmayanlar yine müdürlüğüne devam ediyor yine işine devam ediyorlar.
Burada bir haksızlık var sanıyorum.Uyanıklar parayı alıp kaçmışlar garibanlar kapana düşmüşler.
Kıvranıp duruyorlar şimdi.
Burada asıl o grupla yıllardır beraber olanlar ve 17 aralık sonrasında yine ihanete devam edenler açığa alınırlarsa ihraç edilirlerse iyi olur diye düşünüyorum..
Ençok iltisaklı olanlardan en aza doğru bir eleme yapılmasında yarar var.Yoksa bu pilav daha çok su götürür,çok masumun canı yanar..
’15 Temmuz akşamı, Allah’ın yardımı ile çok büyük bir badire atlattık. Rabbim, ülkemize ve milletimize bir daha böyle alçak bir olayı yaşatmasın.
Dünyanın neresinde olursa olsun, böyle bir ihaneti yapanlar ve onlara muhabbet besleyenlerin cezalandırılması mukadderdir.
Ancak (ister bana katılın, ister katılmayın) ben, görevden alınan devlet memurları konusunda isabetli davranılmadığı kanaatindeyim.
Fetöcülerin kurduğu ya da kurdurduğu sendika olarak bilinen Aktif Eğitim Sendikası üyelerini görevden almanın ve bu insanları ötekileştirmenin ülkemize ve devletimize hiçbir faydası olmayacaktır.Neden mi..?
Çünkü bu insanlar rengini açıkça belli etmiş, kimliğini gizleme gereksinimi duymamış mert ve dürüst insanlardır. Bu insanlardan topluma bir zarar gelebileceğini düşünmüyorum.
Asıl tehlike kripto olarak tabir edilen, sendikasız ya da diğer sendikaların içerisine yuvalanmış, ahlak yoksunu sinsi tiplerdir.
Nitekim ordumuz içerisinde darbe planı yapıp, uygulamaya koyanların; yerine göre içki içen, karıya-kıza giden işte bu kriptö Fetöcüler olduğu hepimizin malumudur.
Son günlerde beni arayan dostlarımdan ve öğrencilerimden bazıları soruyor; “Hocam falanca kişi neden görevden alınmıyor..?” Bu sorunun cevabını ben değil, yetkililerin vermesi gerektiğini söylüyorum.
Bahsedilen şahıs gibi olanlar, aslında bu toplum için en tehlikeli tiplerdir.Adam 28 şubat sürecinde, bir numaralı 28 Şubatçı olmuş ve başörtüsüyle gelen öğrencilerini okula sokmamış…
3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra AK Parti iktidar olmuş ve malum kişi bir numaralı AK Partili olmuş… 2013’ten sonra Eğitim-Bir-Sen kamuda etkin hala gelmiş ve bu şahıs hiç vakit kaybetmeden Eğitim-Bir-Sen saflarında yerini almış… Daha mı, dahasını saymıyorum.
“Kalbi ile dili bir olan insandan korkma” der, Tebrizli Şems…. Kalbi ile dili bir olan ve rengini açıkça belli eden malum sendikanın üyelerinin savunmasını alıp, hâlâ Fetonun kölesi olup-olmadıklarını tespit etmek ve ona göre haklarında karar vermek son derece isabetli olacaktır..
Asıl mesele kriptö Fetöcü olarak tabir edilen menfaatperest ve her dönemin adamı olmuş tipleri tespit edip, görevden almaktır. Adresi belli, kimliği belli, kişiliği belli olan insandan korkmanıza yada korkmamıza gerek var mı..? Konfüçyüs’ün de dediği gibi; pirincin içindeki siyah taşlardan değil beyaz olanlardan korkmamız gerekmez mi..?
Amacım; kesinlikle birilerini üzmek ya da birilerini savunmak değildir. Ben yalnızca içimden geçenleri yazmak istedim. Bu yazdıklarımdan dolayı bana kızanlar olacaktır.
Ancak beni tanıyan dostlarım asla art niyetli olmadığımı takdir edeceklerdir. FETÖ’cü olmayan birini, FETÖ’cülükle suçlamanın FETÖ’cü olmak kadar ağır bir suç olduğunun bilincindeyim. Gerçek mü’minler; iftiraya uğrasalar bile, bir başkasına iftira etmeyecek kadar asil insanlardır.’
’Ey Devletim ben 17 aralıktan önce Fetöcüydüm.17-25 aralık sonrası pişman olup Devletimin yanına geçtim.Terör örgütü başını ve Fetöyü nefretle kınıyorum demiyen ilerde çok pişman olacak çok.’
Cımbızla çeker gibi bir bir bulup çıkaracak adamlar..Emekli olduğum Fetöyle en küçük bir iltisakım olmadığı halde ben bile tedirginlik duyuyorum.İçeriye en az 40 bin adam tıkacaklar.
40 bin kişiyi boşuna dışarı salmıyorlar.F tipi cezaevlerine koyacaklar Fetöcülerin başlarını.Terör mahkumları PKK lılar ile yan yana yatacaklar...
Alıştıra alıştıra yavaş yavaş icabına bakacaklar.Millet şimdi açığa alındığına seviniyor.İhraç edilenler iyi ki içeri almadılar diyor.İçeri girenler iyi ki bizi asmadılar diyor.
Saddamın Irakı olsa İrandaki mollalara kalsa ABD de olsak darbe yapanlar çoktan sehpayı boylamışlardı..
Yoğun bakımdaki hasta yakınlarına birden öldü denilmez.Biraz ümidimiz var çıkacak merak etmeyin derler.Biraz sonra acı gerçeği alıştıra alıştıra söylerler.
Durum tıpa tıp bu.İhraç listeleri yayınlanmaya başladı.Baktım her taraftan adam var.Olacak tabii birde MİT uyuyor diyorlar.Hepsini eliyle koymuş gibi bulup çıkartıyorlar.
Şeriatın kestiği parmak acımaz.Orda yanacağınıza burada yanıp Allahın huzuruna tertemiz varın.
240 şehidin 1500 yaralının onca ahını aldığınız masumların hesabı bu dünyada sorulmayacak mı sandınız.
Köklerini kazıyacağız diyordu Cumhurun başı.Kazıyınca en tabandakine kadar sıra gelecek demektir.Anadoluda analar biraz yanacak.Olsun sonunda Anadoluda Türkün ateşi daha güçlü yanacak.Kazanan Türkiye müslümanlar olacak..
Bu safhadan sonra bu yapıya en ufak destek veren beni faceden silsin Sevgili dostlar.Kimse kusura bakmasın 16 temmuz sabahı birçoklarını zaten ben ya kısıtladım ya da sildim sayfamdan.
Benim bu yapıyla şimdiye kadar asla bir temasım olmadı herkes bilir.Zararını görmedim diyemem birçok arkadaştan sıkıntı çektim özel olarak anlatabilirim.Takip ediyorum o arkadaşlar müdürler açığa alınmışlar hala çalışanlarda var.
Bu yapıyla iç içe olana birşey olmamış ama azıcık yanlışlıkla hatırla bankasına para yatıran,sendikasına üye olan açığa alınmış.
Devlet büyüklerimizden kurunun yanında yaşlarında yanmaması için acele etmeden en çok bulaşandan başlayarak açığa alma ihraçların yapılması yerinde olacaktır.
Yoksa yarın birde meydanlarda mahkemelerde mağdur edildik diyenleri görürsek şaşırmayalım.
Son olarak Sevgili Dostlar benim bu sayfada yaptığım yorumlar yazılar şiirler sadece benim kendimi bağlayan görüşler olup yanlış yorumlara yol açmamanızı istirham ederim.Yapılanı hazmedemiyorum.
Devletimin bu kadar acze uğratılmasında emeği olan hainlerin cezalandırılmasını istiyorum.Herkes yaptığının karşılığını bu dünyada da ahirette de görecek elbette.Ama Devlette hainlere merhamet olmaz.Haine merhamet mazluma ceza olur.
Yılanla tilki fablını herkes bilir.Tilki ile yılan arkadaş olurlar.Günlerce beraber yeyip içerler.
Karşılarına çıkan nehri tilki yüzerek geçecektir ama yılan benide al yoksa ben burada kalırım der.
Tilkinin vucuduna sarılan yılan yarı yolda yılan olduğunu ve karşıyada çok yakın olduğunu görür ve sıkmaya başlar.Ne oluyor diyen tilkiye seni yiyeceğim der.
Tilki kurnaz hayvan tamam senden son bir dileğim var der.Ne olursun senin gözlerini çok severdim.Arkada kaldı bana dönde son olarak doya doya doya bir bakayım der.Yılan poz vereceğim derken bir hamlede kafasını kapar ve dişleriyle ezer.
Tilki ölen yılanı sırtından kıyıya sahile atar.Ayaklarıyla cetvel gibi hizaya getirir.Hah şöyle cetvel gibi dos doğru ol.Ben eğri adamı sevmem der.
Bu gözü dönmüş hainlerin yaptığı tıpkı tilkiye yılanın yaptığıdır.
Yazıklar olsun bu memleketin ekmeğini yeyip de askerine polisine siviline kurşun sıkanlara.
Ne yani adam mı diyecektik.Alçakların en alçağıdır bu darbeyi yapan hainler ve ona bu emri verenler.
Kimse kusura bakmasın haine hain demek mecburiyetindeyiz.
Alttaki masumlara tevbe edenlere yine söylüyorum lafım sözüm yok.
Görüşlerim defaten söylüyorum sadece beni bağlar başkaları adına yazı yazmam çizmem.
Hayırlı günler...
17.08.2016//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.