- 633 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ZORLAMAYIN!!!
15 Mart 2008
Menemen Evde Mutfak Masasında Kaleme Aldığım Yazım
Saat 23-02
Aşka dair belki milyonlarca söz söylendi.Milyarlarca şiir yazıldı o sihirli sözcük hakkında.En kifayetsiz cümleler onun yolunda dizildi.Bizde biraz şevkle ve az da dürtüyle bahsetmeğe çalışalım bu sihirli sözcükten.Ve zorlama aşktan...
Bazen çok sevdiğimizi sandığımız birisi bizi en çok aşka davet ettiğini sandığımız kişi bize çok büyük ve tarifsiz acılar yaşatır.Kızarız ona ama asla ondan ayrılamayız.Onu her şeyden çok isteriz.Israr ederiz.Ne yapsa ısrar ederiz onu kazanmak için.
Bu durum çok basittir aslında.Şöyle izah edilebilir:
Uçsuz bucaksız bir labirentin içinde olduğunuzu düşünün.O labirentten kurtulmak için tek yolunuzsa avuçlarınızın arasında sımsıkı tuttuğunuz bir anahtardır.Tek yapmanız gereken doğru kapıyı bulup anahtarı o kapıya sokup kapıyı açmaktır.Sonra özgürlük…
Ama içinde bulunduğunuz labirente baktığınızda milyonlarca kapının var olduğunu görüyor ve telaşlanıyorsunuz.Bu nedenle önünüze çıkan tüm kapıları elinizdeki anahtarla denemek zorundasınız ta ki doğru kapıyı buluncaya dek.
Bir çok kapı deniyorsunuz ama olmuyor.Sonra kocaman heybetli bir kapının birkaç metre gerisine kadar geliyorsunuz ve duruyorsunuz.Aklınızdan işte bu olmalı benim özgürlüğüm bu kapının ardında muhakkak diyorsunuz.Çünkü o derece devasa bir kapının ardı boş olamaz.O o muhteşem görüntüsü ile özgürlüğünüzün simgesidir sizin gözünüzde.
Bir adım atıyor ve kapıya yaklaşıyorsunuz.Sonra bir adım daha,bir daha ve bir daha…Gittikçe kapıya yaklaşmanız kalbinizin müthiş bir hızla atmasına neden oluyor.Tüm tüyleriniz diken diken oluyor,yanaklarınız kızarıyor ve ter alnınızda bulgur bulgur kaynıyordur.Ve nihayet kapının eşiğinde beliriyor cüsseniz.Büyük bir heyecanla ve merakla avucunuzda sımsıkı tuttuğunu anahtarı kapı deliğine uzatıyorsunuz.Ancak bir sorun çıkıyor.Anahtar kapı deliğine girmiyor ya da girmesine rağmen kilidi açmıyor.
Ama siz o kapıyı açmağı her şeyden çok istemektesiniz.Zorluyorsunuz anahtarı.Sekiz dişli o ufacık nesneyi adeta bir levye misali hoyratça zorluyorsunuz.Umurunuzda değil anahtar.İhtirasınız her şeyin önüne geçmiştir o dakikalarda.O kapıyı açıp ardında ne olduğuna bakmak artık özgürlük isteğinizin önüne geçmiştir.Anahtardan gelen inlemelere aldırmamaktasınız.Zorluyorsunuz son sürat anahtarı ama yinede kapı açılmamakta diretmektedir.Sonunda yoruluyor ve eşiğe yığılıp hele biraz dinleneyim diyorsunuz.Sonra hadi son defa deneyeyim diyor ve muhteşem bir kuvvetle anahtarın kulağına asılıyor ve çeviriyorsunuz.Derken…
Umulmadık ve aşina olmadık bir ses çıkıyor anahtardan.Artık anahtarın boğumu gövdesinden ayrılmıştır.Kırılmıştır anahtar.Yok olmuştur.Küçük bir telaştan sonra hakaretler gelmeğe başlar oracıkta kapıya.Her şeyin sorumlusu kapıdır size göre.O kırmıştır anahtarı,o hapsetmiştir sizi o labirente.Sonra derin bir nefes çeker ve kapı eşiğine yığılırsınız.Hıçkıra hıçkıra ağlamağa ve isyan etmeğe başlarsınız.Oysa ki bilmemektesiniz ki elinizdeki tek çıkış pusulasını siz kendi elinizle yok etmişsiniz.Bilmeyiz ki zorla açmak istediğimiz kapı aslında o heybetli görünüşünden başka hiçbir güzellik barındırmamaktadır ardında.O kapının ardında da uçsuz bucaksız başka bir labirentin olduğunu bilmeyiz.
Aslında açmak istediğimiz kapının ardında muazzam bir karanlığın var olduğunu düşünmeyiz.Ve kırarız tek anahtarımızı.Oysa bencil olmadan şöyle bir etrafımıza baksak bizi çıkışa götürecek kapıyı muhakkak buluruz.Belki o kapı kadar heybetli,ihtişamlı değildir ama çıkışın tek yoludur o.Belki de çok mütevazidir ama o kapı çıkıştır bizim için.
İşte tüm mesele avucumuzdaki anahtarı kırmadan bu aşk labirentinden doğru kapıyı bularak çıkmaktır.Aynı özveriyi de anahtarı sokmak için uğraştığımız kapıyı hırpalamamada göstermektedir.Umarım ki avucumuzdaki anahtarı kırmadan bize ait olan kapıyı bulur ve mutlak özgürlüğümüze kavuşuruz.Hepimize bol şanslar…
gezgin...