- 1137 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
VAKIFLAR MARİFETİYLE İNSAN KULLANMA SANATI (KOLAY LİDER NASIL OLUNUR…)
VAKIFLAR MARİFETİYLE İNSAN KULLANMA SANATI
(KOLAY LİDER NASIL OLUNUR…)
Geçmişte hakim unsurlar kişiler üzerindeki hakimiyeti o toplumdaki aşiret büyüğünü veya büyüklerini elde tutarak başarmışlardır… Anadolu coğrafyasında bu durum hala geçerlidir. Bugün inkar da edilse bu feodal yapı vardır ve geçerliliğini korumaktadır… Köy ağalığı ve sistemi, ülkemizde özellikle güney-doğuda çok geçerlidir. 1960-70 li yıllara bu ağaların veya çocuklarının bir kısımları o koca arazilerin gelirini ceplerine koyar, İstanbul gibi şehirlere gider, orada çeşitli artistlerle inip kalkarlardı. Bunu da o zamanki gazeteler önemli bir şeymiş gibi yazarlardı. Bizim nesilden çoğu şimdilerde yaşları geçmiş güzel artistlerin isimlerini, o vesile öğrenmiştir.
Bugün de falan bir aşiret mensubu olduğunu söyleyerek garip gurebadan haraç alan veya işini o minval halleden veya şu bu şekilde torpil olacağını söyleyenlerin sayısı az değildir…Bu tarz içinde olanlar terör örgütlerini sevmezler. Çünkisinin gerisinde yaptıkları işe onların el atması vardır. BU bakımdan onlara rahatlık vermemeleridir.
Vakıf adıyla bilinen bir kısım kurumların da etkisini düşünmeliyiz...Aslında işin sosyolojik ve psikolojik yönü akademik pek çok çalışmaya konu olmuşken, siyasiler tarafından dikkate alınmamışlardır. Bunun da çünkisinin gerisinde o siyasinin fonksiyonunun azalacağı evhamı vardır. Hoş memleketteki pek çok konunun ihmal edilmişliği, mevcut feodal sistemden yararlanıp halkın oyunu alan siyasinin, bu halkın bilinçlenmesini istemediği gerçeği de vardır..O da işin başka boyutudur.
Derken geçen yıllarada “vakıf” furyası başlayınca, logosunda falan vakıf okulu, derneği gibi okuduğumuz pek çok kuruluş gündeme geldi. Bunlar devletin bin bir avantajından yararlandılar. Onların kurucuları işlerine gelenleri törenler düzenleyerek yılın bürokratı, sanatçısı, akademisyeni vs vs seçtiler.Seçtiler de seçtiler. Bu oyuna gelmeyen(vali, kaymakam, siyasetçi, sanatçı vs ) de yok gibidir… Hele o törenlere isim yapmış birinin gelmesi demek o kuruluşun çok önemli bir kurum olduğunu düşündürmüştür. Olayları görsel ve yazılı basından izleyen bizler de şaşkınlıkla, vay be ne adamlar varmış, filan ödülü aldı; gibi inandık. O ödül verilen kişi, vakıf kurucusuna diyet ödemekle mükellef kalmıştır. Bugün o tarz kurumlar onların ödül verdikleri, seçtikleri incelense çok komik ve mizahi şeylerle rastlaşacağımız doğrudur. Şimdilerde ilan panolarında okursunuz. Falan vakıfın düzenlediği, falan hoca efendinin veya o kimse, konferansına buyurunuz vs vs ..Bugün hala ne idüğü bellisiz pek çok vakıf, haliyle onların ( kurucuları başkanları) bilip bilmediğimiz pek çok işleri için kutlamalar, ödül törenleri yapmaktadırlar. Bunlara da bir soran olmalı bence.. Çok garip şeylerin döndüğü görülecektir..