AĞLAK HAŞHAŞİNİN AZAZİL LİBASI GİYMİŞ MÜRİTLERİ, BİZİ BÖLEMEZ ŞEHRİNAZ
Hayrettin Taylan
Azazil libası giymiş ağlak imamın müritlerinin kan ve can pazarındayım Şehrinaz. Azazil libası giymiş ağlak imamın din adına dinsizlik atomları patlıyor kardeşlerimizin üstüne.
Vatan bağrım deliniyor. İçimde inmeyen kardeşlik bayrağı yırtılıyor. Bin yıllık kardeşlik köprüsü bombalanıyor. Vatan bakışlı, bayrak düşlü, inanç nakışlı gözlerini görmek için karşıya geçemiyorum. Gönül köprümü kapatmış , azazil libası giymiş ağlak imamın müritleri.Bunlar asker, insan, değil.Bunlar tanımı henüz yapılmamış mahlukatlar. İnsan içinde insansızlığın, vicdansızlığın, adam olmanın kanıtsızlığıydı bunlar. Gönüller meclisindesin, gözlerindeki manevi huzuru, içindeki vatan hasretini, ruhundaki inanç ve kardeşliği görmek için meclisine gelmek istiyorum Şehrinaz. İçimdeki insanlar beni sana seçtiler.Artık, gönül meclisine seçilmiş sevi vekiliyim. Meclisine gelmek istedim.
Özümün meclisi bombalanıyor. Bin yıldır, meclisim, gönül bağrım, düşmanlar bile bombalamamış. Meclisim bombalanıyor, yürek yurdum, ana yurdumun temsili yüreği bombalanıyor. Ve sen oradasın, aşk vatanını temsilen. Meclis bombalanır mı? Beynimin tüm duvarları yıkılıyor.Hüznümün tüm bentleri sökülüyor.Ben kendimde değilim Şehrinaz.Bunlara insan demek için ne diyeceğim.Mankurtlar. Beyni, ruhu, din adına dinsizlik yapılan bir guruha nasıl teslim olunur.Prof, general, genel müdür, üst isimler….nasıl oluyor azazil libası giymiş ağlak imamın müridi olur? ,Demek ki sorular gibi beyinleri, kalpleri ,vicdanları da çalınmış ,din adına dinsizlik yapan şeytan elbisesi giymiş ağlak imamın müritleri
Can kardeşlerim vuruluyor.Kardeşliğin, birliğin, vatan uğrunun, hilalin , öncüleri üstüne bombalar yağıyor.Tanklar insanların üstünde geçiyor. Bunlar kim Şehrinaz? Robot mu bunlar?
Nasıl bir insan kendi vatandaşına bomba yağdırır? Nasıl bir insan tankla insanın üstünden geçer? Nasıl olur seçilmiş devlet başkanını öldürmek için kaldığı otel silahla taranır? Bu film mi Şehrinaz? Kendimde değilim. Bu yabancı bir film mi? Değilse, bu mankurt, bu azazil elbisesi giymiş ağlak haşhaşinin müritliğindeki biyo-psikolojik bağın derinliğini irdelemek lazım.
Milli duruşumun pınarları kan akıyor.
Geçmişi sabıkalı kurşunlar altında yaralı yüreğimle direnişteyim.
Azazil libası giymiş ağlak imamın din adına dinsizlik atomları patlıyor.
Paramparçalara ayrılmış vicdanların parçası arasında vatan bağrımız ağlıyor. Direniş, ah direniş gülleri, bülbülleri sıralanıyor.
Vahim ve vahşilik betimlenmesiz kalıyor. Kime nasıl anlatacağım? Yeğenim on yaşında.
Dayı bunlar Türk askeri değil mi? Dayı neden bizim askerimiz, bizim amcalara bomba atıyor.Neden kocaman tankla o amcaların, ağabeylerin, ablaların üstünde tankla geçiyor?
Dayı bu izlediğim bir bilgisayar oyunu mu? Dayı, diyor, bunlar oyun mu?
Ne diyeyim yeğenim ne? Evet, bir oyun aklı, fikri, zikri, vicdanı alınmış sadece piyon olarak kullanılmış haşhaşi bir imamın derin güçlere mezelik ve maşalık yapmak için vatanını, milletini , bayrağını, dinini peşkeş çektiği şeytanlaşmış bir gizli emelin canavarıdır.
-Cinnet geçirmiş bir sürecin içinde süzülüyor yüreğim.Ben neredeyim, meydanlardayım Şehrinaz..Meydanlar sevda yurdumuz.Meydanlar, bizim direniş evimiz.Oradayım, orada olmanın huzuru içindeyim. Bin yıldır oluşmuş ortak bağlarımız var.Burasa kardeşliğimize bombalar atılmasın, birliğimiz bozulmasın, ilerici, inançlı, ilimsever, kendini bilen, kendini bulan bir duruş isteyenlerin yürüyüşüdür. Biz birlikte Türkiye’yiz.Biz birlikte , ırk, din, mezhep ayrımı yapmadan hep birlikte Türkiye’yiz.
Bütün acılar iç yüreğimde birikiyor.Bütün gerçekler sarıyor her yanımı.Kendimi bilmenin sınırındayım.Kendime hükmün sınırındayım.Özleyiş bayrağım sallanıyor. Gönül bağımın direnci senli düşlere uyumlanıyor. Artık, hüzünlerimiz eşit.Artık, gözyaşlarımız aynı.Artık, vatana karşı duruşumuz aynı.Artık, ben gibi sen gibiyiz Şehrinaz.