- 1461 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BASKİL TARİHÇESİ
Tarihçemiz
15/10/2012
A) OSMANLI DÖNEMİ:
“Baskil” kelimesini, Harput Şeri’yye Sicillerine(Hukuk kayıtlarına) ve Tahrir Defterlerine(Vergi Kayıt Defterleri) 1835-1840 yıllarında girdiği görülmektedir. Ancak bu yıllarda kayıtlarda “Baskil” isimi geçtiği halde başka bir bilgiye rastlanmamaktadır. Bu tarihten önce bugünkü Baskil’i oluşturan üç büyük Aşiretin (Herdi, Parçikan, Zeyve) ismine ise 1518 tarihinden itibaren yer verilmiştir.
Baskil konusunda elimizdeki bilimsel kaynaklar maalesef çok azdır. Bu konudaki kaynaklar Başbakanlık Arşiv kayıtları, Harput konusunda doktora tezi hazırlayan Mehmet Ali Ünal’ın (16. Yüzyıl Harput Sancağı) ve Ahmet Aksın’ın (19.yüzyıl Harput Sancağı) eserleridir. Sevindirici olan ise Fırat Üniversitesi’de son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalardır.
Bölgemiz, 1514’te Osmanlı Devleti’ne bağlandıktan sonra 1518’den itibaren resmi kayıtlar tutulmaya başlanmıştır. Bu belgelerin bazıları bugün Başbakanlık Arşivi’nde mevcuttur ve Arşiv Müdürlüğünce yayımlanmıştır. Bu tarihi kayıtlarda Baskil’i oluşturan üç büyük Aşiretin (Herdi, Parçikan, Zeyve) ismine 1518’den itibaren yer verilmiştir. Bu tarihlerde bu üç aşiret, Sanuk, Şahaplu, Ribat-ı Hersini ve Zaviye-i Hersini ile birlikte Hersini nahiyesine bağlıdır. Bu dönemde nahiyelerin bazıları, merkezi olan yerler değildir, yalnızca belli bölgeleri ifade eden isimlerdir. Hersini nahiyesi de böyle bir bölge ismidir, merkezi olan bir yer ismi değildir.
1530 yılında Hersini Nahiyesi’ne bağlı karye(köy) ve mezra’alar(ziraat yerleri) şunlardır: Abdü’l- Hay mezrası, Ağca-kal’a karyesi, Ancuz mezrası, Arındık karyesi, Bolu mezrası(bugün Melyan sınırlarındadır), Görgişan karyesi, Gürgan mezrası, Hersini yaylası, Hersini naiyesi, İncecik mezrası, Katarcalı mezrası, Keşkerek mezrası, Key-vank mezrası, Markürik mezrası, Sağmanik mezrası, Salamud mezrası(bugün Doşanan sınırlarındadır), Sanik karyesi, Sinariç mezrası, Şihablu karyesi, Tursid(?) mezrası, Zaviye-i Hersini, Ribat- ı Hersini.
Ayrıca hem Hersini ve bağlı kariyelerden(köylerden) hem de Herdi, Parçikan ve Zeyve aşiretlerinden alınan vergiler, bugün Başbakanlık Arşivi kayıtlarında ayrıntılı bir şekilde mevcuttur.
1518, 1523 ve 1566 yıllarında Hersini nahiyesine bağlı Herdi, Parçikan ve Zeyve aşiretlerinden alınan vergiler şu şekilde kaydedilmiştir.
1518’de Herdi, 48 hane, 4 fert; Parçekanlu, 52 hane, 9 fert; Zeyve, 70 hane, 20 fert.
1523’te Herdi,123 hane, 53 fert, Parçekanlu,71 hane,27 fert; Zeyve, boş
1566’da Herdi, 459 hane,109 fert; Parçekanlu, 223 hane, 62 fert; Zeyve, boş
Harput ve çevresinde, göçebe aşiretler için elverişli kışlak ve yaylaklar bulunduğu Tahrir Defterlerinden(Vergi kayıt defterlerinde) anlaşılmaktadır. Bunlardan bazıları da bugünkü Baskil sınırları içinde bulunan dağlık alanlar ve Yukarı Fırat sahilleridir. Bu alanlar göçebelerin en çok görüldükleri yerlerdir. 1518 tarihli Mufassal(Ayrıntılı) Defter’de, aşiret oldukları bilinen topluluklar, çoğunlukla bugünkü Baskil ilçesi sınırları içerisinde kalan Hersini nahiyesinde bulunuyorlardı.
1839 Tanzimat Fermanı’nın ilanından önce, bugün Baskil’e bağlı Muşar (Minşar) nahiyesi ve Gömü(Kömü) nahiyesi (Sersüg ve civarı ile İzol ve civarı) Malatya livasına bağlı idi. Bu iki nahiyeye bağlı karye ve mezra’alar şunlardır:
Gömü(Kömü) nahiyesi: Bahtı karyesi, İzoli karyesi, Kazzazi karyesi, Porsudun karyesi, Rabat-gömük karyesi, Sarsuk karyesi, Tortuni karyesi, Boz-armud mezrası, İncecük mezrası, Gömü nahiyesi, (“Kömürhan” isimi de “Kömü” nahiyesinin iminden alınmıştır. İlk yapıldığı yıllarda “Kömü” nahiyesinin ismiyle anılan ve ismi “Kömü-Han” olan bu yer, zamanla halk arasında “Kömürhan” şeklinde telaffuz edilmiştir ve ismi Kömürhan olarak değişmiştir. Bunun dışındaki iddialar ise bize göre yakıştırama ve uydurmadır.)
Muşar nahiyesi: Ataf karyesi, Bal-Hasan karyesi, Berete karyesi, Dirican karyesi, Engüzek karyesi, Hevesiyye(?) karyesi, Horik karyesi, Mağrunik karyrsi, Mekini (Müktefi) karyesi, Rabat karyesi, Salikin karyesi, Söğüdin karyesi, Şeyh-Hasanlu karyesi, Tap-kırar karyesi, Üyük karyesi, Zirki karyesi, Muşar karyesi, Muşar naniyesi , Cemalu’d-din mezrası, Baş-viran mezrası, Çırtlık mezrası, Daye-Hatun mezrası, Emin-pınarı (İt-pınarı) mezrası, Gergedin mezrası, Kafir-viranı mezrası, Kalyesi mezrası, Kara-ağaç mezrası, Kayacuk mezrası, Kuyucak-i Süfla mezrası, Kuyucak-i ‘Ulya mezrası, Malta mezrası, Masruni mezrası, Merdis mezrası, Norşin mezrası, Orik mezrası, Pertek mezrası, Pirzelü mezrası, Tecir mezrası, , Veledi mezrası, Venkük mezrası.
1839 Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile Osmanlı Devleti’nde yeni idari düzenlemeler yapılınca merkezin, eyaletlerin ve valilerin yetkileri sınırlandırılmıştır. Bu yetkilerden bazıları sancak kaymakamlarına, bazı yetkiler de kaza müdürlerine verilmiştir. Tanzimat’la yapılan bu düzenlemelerle Harput Sancağı’nda da idari yapıda değişikliklere gidilmiştir.
1847 tarihinde Harput’a vali olarak atanan Müşir Mustafa Sabri Paşa, İstanbul’a gönderdiği bir yazıda Harput Eyaleti dâhilindeki Herdi, Parçikan, Zeyve ve Aluçlu(Aluçlu aşiretin köylerinin çoğu Pütürge tarafındadır) nahiyelerinde çoğunluğun aşiretlerden oluşması sonucu birçok işin Boybeği(ağa) vasıtasıyla görüldüğünü, bunun da Tanzimat kanunlarına uygun olmadığını belirtmiştir. Bu aşiretlerde çıkan birçok meselenin halledilemediğini, çok küçük davalarda eyalet merkezine(Harput’a) geldiklerini, bunun da hem ulaşım hem de hukuki zorluklar doğurduğunu söyleyerek, bu konunun, Herdi nahiyesinde ahalinin seçeceği ihtiyarlardan altı yedi kişilik bir meclis oluşturulması ve bu bölgeye bir naib (kaymakam) gönderilmesi ile çözümlenebileceğini belirtilmiştir. Bunun üzerine Sabri Paşanın teklifi uygun görülmüş ve uygun görüş bildirilmiştir.
Tanzimat’la birlikte halktan fazla vergi alınınca ahali büyük tepki göstermiş ve çeşitli olaylar meydana gelmiş; halk, şikâyetlerde bulunmuştur. Yapılan incelemelerde ahalinin haklı olduğu görülmüştür. Aynı durumla Aşayir-i Selase(Üç Aşiretler) olarak adlandırılan Herdi, Zeyve, ve Parçikan aşiretlerinde de karşılaşılmıştır. Bundan dolayı Vali, sorumlu olduğu bölgedeki bütün idari yetkililere, Tanzimat esaslarına uymaları konusunda yazılar göndermiştir.
Yine 2 Mayıs 1848 tarihli bir belgede Herdi, Parçikan, Zeyve, Aluçlu’nun büyük bir nüfusa sahip olduğu belirtilmiş, bunların birleştirilerek merkezi Herdi Aşireti’nde olmak üzere altı yedi kişilik bir meclis kurulmasının uygun olacağı görüşü bildirilerek merkezden bu konuda onay istenmiştir.
Tanzimat’tan sonra kaza müdürlerinin en önemli görevi, kazalarda ve bağlı köylerde vergileri zamanında toplanmasını sağlamaktı. Bununla birlikte güvenliği sağlamak ve Tanzimat’ın yeniliklerini uygulama görevleri de vardı.
Başlangıçta kaza müdürlerine maaş verilmemesi düşünülmüş; ancak bir süre sonra bundan vazgeçilmiştir. Büyüklüklerine göre kaza müdürlerinin maaşı halk tarafından ödenmiştir.
Harput eyaletinde Herdi, Zeyve ve Parçikan ahalisi birleştirilip bir kaza haline getirilmiş ve müdürlüğüne bila-maaş(maaşsız olarak) Sadun Beğ tayin edilmiştir. 2 Mayıs 1848 tarihli belge isteği ile merkezi Herdi Aşireti’nde olmak üzere kurulan Baskil kazası, Herdi aşiretine bağlı Baskilan köyünde kurulduğu için “BASKİL” ismini almıştır. Etimolojik (kelime bilgisi) olarak Baskil isminin “Basıkilan ve Bes-ı Kalan” kelimesinden gelmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Kaza müdürlerinin her ne kadar seçimle iş başına getirilmeleri istenmişse de bu kural bazen uygulanmamıştır. Çoğu yerde sancak kaymakamları, halkın tepkisine rağmen kaza müdürlüklerine kendine yakın kimseleri getirmiştir. Bu şekilde göreve gelenlerin çoğu halka kötü davranmıştır. Merkezi yönetim ise bu müdürlerle bir hayli uğraşmak zorunda kalmıştır. Harput’ta Aşayir-i Selase (Herdi, Zeyve ve Parçikan) müdürü Ziyer Ağa’nın (Zübeyr olması daha doğrudur) da ahaliye zulmettiği öğrenilmiş ve görevden azledilerek yerine ahalinin isteği üzerine Sadun Ağa getirilmiş ve yeni bir meclis teşkil ettirilmiştir.
Başbakanlık arşivi belgelerine göre baskili oluşturan aşirretlerin osmanlı imparatorluğu’ndaki yerleşimleri şöyledir:
1- ZEYVE AŞİRETİ(Göçebe Ekrat taifesindendir)(“Ekrat” Kürt’ün çoğuludur, Kürtler demektir): Harput Sancakları, Diyarbekir, Çermik(Diyarbekir), Malatya, Çorum, Budaközü Kazası(Bozok Sancağı),Amasya, Mecidözü Kazası(Amasya Sancağı), Çerkeş Kazası(Kengıri Sancağı), Karahisar-ı Şarki Sancağı, Tokat, Mut Kazası(İçel Sancağı), Kars, Çıldır, Sivas, Erzurum, Rakka(Suriye).
2- HERDİ AŞİRETİ(Göçebe Ekrat taifesindendir): Haput Sancağı, Keban kazası(Malatya Sancağı), Şure İli Kazası (Malatya Sancağı), Malatya, Ankara, Çerkeş Kazası(Kengıri Sancağı), Kengıri, Bolvadin Kazası(Karahisar-ı Sahib Sancağı), Hanbarçın(Karahisar-ı Sahib Sancağı), Kütahya, Zünnunabad Kazası’nın Doğmuş ve Pınarbaşı Köyleri(Amasya Sancağı), Erzurum, Kars, Ahıska Sancağı(Çıldır Eyaleti), Rakka.
3- PARÇİKAN AŞİRETİ(Ekrat taifesindendir): Rakka, Diyarbekir, Harput Kazası(Diyarbekir Eyaleti), Malatya, Ab-ı Tahir Kazası(Diyarbekir Eyaleti), Erzurum, Kars, Çıldır, Sivas.
4- İZOLİ AŞİRETİ(Ekrad Taifesinden): Malatya, Şiro Kazası(Malatya), Erzurum, Diyarbakır, Mardin, Rakka.
5- DİRİJAN AŞİRETİ(Ekrad Taifesinden): Malatya, Kerker(Gerger) Kazası(Malatya), Arguvan Kazası(Harput), Arapgir, Keban Madeni, Meraş, Rakka.
B) CUMHURİYET DÖNEMİ:
Baskil ilçesinin ilk kurulduğu yer, şu anki ilçe merkezinin 3 km batısında yer alan Eski Baskil mahallesidir ve 1926 yılında kurulmuştur. O dönem itibariyle Baskil ilçesi 3 nahiye 60 köy’lük bir idari yönetim birimi olarak karşımıza çıkar.1928 yılında ilçe merkezi Nazaruşağı köyüne(şu an Nazaruşağı Mahallesi) taşınmıştır.1929 yılında ilçe merkezi bu defa Şefkat Köyüne(şu an Şefkat Mahallesi) kaydırılmıştır. İlçe merkezi olarak kullanılan bu üç bölgede de devlet tarafından yapılmış hükümet binaları olmadığından ilçe merkezinin taşındığı bölgelerdeki haneler, devlet daireleri olarak kullanılmıştır. 1933 ilçe merkezi şu anda bulunduğu bölgeye taşınmıştır. Bunda en önemli etken Baskil-Malatya demiryolu işletmesinin 16 Kasım 1933’te açılmasıdır. Baskil ilçe merkezinden Baskil –Elazığ, Baskil-Malatya yönlü ulaşımın rahat bir şekilde yapılması, şu anki ilçe merkezinin kısa bir süre içinde hızlı bir yerleşime sahne olmasına neden olmuştur. Yeni kurulan Baskil ilçe merkezine Eski Baskil, Odabaşı ve Nazaruşağı köyleri mahalle adı altında bağlanmıştır. 1954’te de Şefkat Köyü mahalle olarak ilçe merkezine bağlanmıştır.1927 nüfus sayımına göre Baskil ilçe merkezinin nüfusu 386 kişi, 1950 de 1244 kişi,1975 yılında 5119 kişi ve 2000 deki nüfus sayımına göre 11.800 kişi olduğu tespit edilmiştir.
(ilçe kaymakamlık sitesinden alınmıştır.)
B) MİLATTAN ÖNCEKİ DÖNEM:
. Karakaya Barajı’nın yapımı sırasında Yukarı Fırat sahilinde birçok höyükte yapılan kazılarda Milattan önceki dönemlere ait çeşitli bulgu, belge ve tarihi eser bulunmuştur. Bulunan bu bulgu, belge ve tarihi eserler, Mezopotamya’nın tarihinin çok eskilere dayandığını ortaya koymaktadır. Yapılan kazılar, bu bölgenin milattan çok önceki tarihine ışık tutmaktadır.
Kalkolitik ve Neolitik döneme ait Şemsiyetepe Höyüğü, İmikuşağı Höyüğü ve Habibuşağı Höyüğü bulunmaktadır. Orta ve son tunç çağına ve Hitit dönemine ait bulgular İmikuşağı ve Şemsiyetepe Höyüklerinde rastlanmaktadır. Bu yerleşim yerleri Hitit ve Hurri mücadelesinin yaşandığı bir bölge olmuştur. Demir çağa ait bulgular Asurlara ait olup Kaleköy, İmikuşağı, Şemsiyetepe ve Habipuşağı Höyüklerinde ele geçirilmiştir. Urartular, Baskil ve çevresini M.Ö.805 yılında ele geçirmişlerdir. Habibuşağı, İZOLLU KİTABESİ’nde Urartu kralı 2.Sardun’un kazandığı zafer anlatılır. Urartular, Baskil çevresinde birçok kale yapmışlardır. Bu kaleler genellikle ticaret yollarını, yerleşim merkezlerini ve ekip-biçilen tarlaları korumak için garnizonlar şeklinde tertip edilmiştir. Baskil ve çevresinde M.Ö 8.yy’ de İskit ve Med saldırılarıyla Urartu egemenliği bitmiştir. Medlerden sonra Persler bölgeyi ele geçirmiştir. Perslerden sonra kısa süre Helen İmparatorluğu’nun eline geçmiştir. Daha sonra Roma İmparatorluğu’nun idaresine girmiştir. Uzun bir süre Bizans ve Sasani mücadelesine tanıklık etmiş, bir ara Müslüman Arapların eline geçmiştir. ( ilçe kaymakamlık sitesinden alınmıştır.)
NOT:Selçuklu dönemi ile ilgili yerli kaynak ve belge bulunmadığından Selçuklu döneminden bahsedilmemiştir; ancak Baskil’i oluşturan aşiretlerin1514’ten önce bu bölgede bulundukları anlaşılmaktadır.
KAYNAKLAR:
1) T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu:36/ Defter-i Hakani Dizisi: III 387 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Karaman ve Rum Defteri(937/1530)
2) T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu:39/ Defter-i Hakani Dizisi: IV 998 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Diyar-ı Bekr ve ‘Arab ve Zü’l-Kadriye Defteri (937/1530)
3) Ünal, Mehmet Ali: 16.Yüzyıl Harput Sancağı(1518, 1523,1560)
4) Aksın, Ahmet: 19.Yüzyıl Harput Sancağı
5) Türkay, Cevdet: Başbakanlık Arşivi Belgelerine Göre Osmanlı İmparatorluğu’nda Aşiret, Cemaat ve Oymaklar
HAZİRAN-2011
ANKARA
Seyfettin İLHAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.