- 839 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
SİVRİTTİGİM ÇÖPLER GÖZÜME BATTI
Ahmet AYAZ
Gaziantep Güneş Gazetesi 11.07.2016
………………………………………..
Vay benim değerli dostlarım. Bunlardan bazılarının, bedenleri toprak olsalarda adları, kültür-sanat ve edebiyatımızda sönmeyen bir yıldız gibi parlayacaklardır.
Bunlardan Cemil Cahit Güzelbey, Abdurrahim Karakoç, Ertuğrul Karakoç, Av. Tahir Kutsi Makal, Şemsi Belli, Mehmet Sağlam, İsa Kayacan, Ziya Çil, Vahittin Bozgeyik gibi dostlarım Hakk’a yürüdüler.
Fakat İhsan Işık, Osman Baymak, Dil Bilimcisi Mehmet Hengirmen, Canseli Donat, Abdulkadir Tanrıverdi, Tamer Abuşoğlu, Abdullah Çağrı Elgün, Abdulkadir Güler, Mustafa Gökçek, Seydi Cumhur Api, Güzide Gülpınar Taranoğlu, Doç. Dr. Mehmet Soğukömeroğulları, Doç. Dr. Arif Yılmaz, Mümin Uluc, Ahmet Özdemir, Sanem Paşahan, Bekir Âlim, Muhittin Arar gibi bir çok kültür-sanat ve edebiyat adamlarımız yaşamaktadırlar. Ben buradan, bunlara uzun ömürler diliyorum.
Saygıdeğer okurlarım; Yukarıdaki bahse konu isimler ile kültür-sanat ve edebiyat ilişkilerimi burada tek tek anlatacak olursam, başınızı ağrıtırım, övünmek olur, bir de bunları anlatmama sayfalar kafi gelmez. Ancak bunlardan bir kaçını, birkaç kısa sözcüklere anlatabilirim.
30 Ağustos 2007 tarihinde Abdurrahim Karakoç’un Vakit Gazetesindeki köşe yazısında adımdan söz ettiğini, İstanbuldan Mehmet Kulaksız’ın telefonu ile öğrendim. Allah rahmet eylesin, hakkımda 3 defa yazdı. 10 Ciltlik “Resimli ve Metin Örnekli, Türkiye Edebiyatçıları Ve Bilim Adamları Ansiklopedisi”ne de, Rahmetli Ertuğrul Karakoç’un kalemiyle girdiğimi, ansiklopedi yayından çıktıktan sonra, Canan Uzun Hanımefendinin telefonu ile öğrendim. “Ansiklopedi Türkçenin dışında Almanca, İngilizce ve Fransızca olmak üzere 3 dile çevrilmiş. Size hangisinden göndereyim, ingilizce olarak basılandan çok isteyenler var” dediğinde, ben Canan Uzun hanımefendiye, sadece Türkçe yayımlananı gönderirseniz yeter demiştim. Sözü edilen ansiklopediyi gelecek kuşağa, kitaplığımda özenle saklıyorum.
Şimdi yukarıda adından söz ettiğim zat’ı muhteremler, kültür-sanat ve edebiyatımızda çekirdek isimlerdir. Daldan eğme değiller. Ben bazı isimleri edebiyatımıza özendirme açısından, adlarını bir çok yerlerde olduğu gibi TRT de duyurdum. Sevgili eşim, Selvi Sultan “Bozgeyik” bana, “Ahmet sen değmeyenlere de değer veriyorsun” der. Bir hukukçu arkadaşım da, “Bir insan kendisine yakışanı yapar” der. Bunu diyen arkadaşım da, kendini bilmezlerin rüzgarları önünde sürüklendi ve kendisine yakışmayanı yaptı. Halbuki, azıcık düşünseler de, kıskançlığı, içlerindeki anlamsız hırsı, bertaraf etseler iyi olur. Çünkü her şey gelir geçer. Ancak yere düşüp çatlayan bir kavanoz gibi, kırılan bir kalbde izler kalır. Bunu burada bir defa daha tekrar edeceğim; Açıkçası sivrittiğim çöpler gözüme battı. Ama ben, bin bir iyiliği, bir yanlış ile silip atan insanlardan değilim. Burada bunun da bilinmesini isterim. Bir insan ölünce, güzel hatıraları ile anılmalı. Kalemi kendisini rahmet ile andırmalı. Bu düşünce bana Rahmetli Babam Halaf Ayaz’dan kalma bir mirastır. “Askerin Türküsü” adlı şiirim, 10. Piyade Tugayı Marşı yapıldığında, telif hakkımı ordumuza bağış yaptığımı açıklama sırasında, Rahmetli Vahittin Bozgeyik ile okul arkadaşım Halil Zor, medyayı başıma yığdılar. Kanal D ye kadar çağırmışlardı. Arkalarından bir tatlı anıları ve unutulmaz hatıraları kaldı. Burada sözümü tekrar ediyorum. Sivrittiğim çöpler gözüme battı. Acaba bunları çok sivrittim diye de düşünüyorum. Bari siz dikkat edin de, gözünüze batacak çöpleri sivritmeyin. Sivritirsenizde benim gibi çok sivritmeyin.
Sevgili okurlarım bu günlük de bu kadar. Beni unutmayın, sohbet köşemde yine buluşalım. Her zaman ki dediğim gibi. En güzel ve mutluluk dolu günler, hep ve hepimizin olsun. Hoşça ve dostça kalınız derken, aşağıdaki küçük bir şiirimi de, sizin ile paylaşmak istedim…
ELİMDE OLSA
Elimde olsa
Zambaklar açardı saksılarımda
Güller, çiçekler solmazdı
Elimde hanım eli
Dünya güzeli bahçemde.
...
Hiç susmazdı bülbüller
Şakıdıkça şakırdı kanarya.
...
Önce kıskançlıkları
Sonra bütün kötülükleri
Atardım ırmaklara
...
Kör Şeytana inat.
Alıp götüreydi Fırat
Alıp götüreydi Sakarya.
…
Kirlenirdi deniz,
Ama temizlehirdi dünya…
Ahmet AYAZ
YORUMLAR
makale ve şiir oldukça anlamlı ve güzeldi üstadım
kaleminize ömrünüze bereket.
Ahmet Ayaz
AHMET AYAZ