- 1640 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
-ÇİKOLATA RENKLİ SANATÇILAR-
2004 senesinde yaptığımız bir Marmaris gezisi gelir aklıma. Bir gece eşimle beraber İçmeler mevkiinde gezmekteyiz. Sahilde bir çay bahçesinin önünden geçerken, içerde verilmekte olan bir konseri izleme imkânı buluruz. Larry adlı bir zenci şarkıcı güzel sesiyle topluluğu neşelendirmektedir. Biz de bir süre dinledikten sonra ayrılırız. Ertesi gün sahilde otururken eşime, Larry’ i arayayım da bugün beraber olalım demekten kendimi alamadım.
Çikolata renkli sanatçı tabirini, 1980’li yıllarda Sezen Cumhur Önal sunmakta olduğu “Müzik Yelpazesi” programında zenci şarkıcı yerine kullanmaktadır. Bu benzetmenin arkadaşlar arasında tonlarına göre bitter ya da sütlü çikolata gibi ayrımlara sebep olduğunu hatırlarım. Bende kendi kendime düşünürüm; Siyahlara zenci demeyi benimsemeyen bir değer yargısı mı vardır bu tabirin arkasında acaba. Gerçekten de siyahlara zenci denilmesine karşı çıkan ve bu hususta ideolojik birikime sahip sosyal kesimler vardır Amerika’da. Gerçi bizim kültürümüzde zenci kavramı olumsuz bir anlamda kullanılmamakla beraber dünya’da ki çeşitli uygulamaları göz önüne alarak şöyle bir soruyu sormak mümkün; Beyazlara, beyaz dendiği hâlde siyahlara neden ve ne zamandan beri zenci denir? Tabii ki böyle bir soruya cevap aramak konumuzun dışındadır. Yalnızca siyahi yazar Alex Haley’in kaleme aldığı Malcolm X otobiyografisi ve Kökler romanının bu konuyla ilgili olarak geniş bilgi edinmemize imkân sağladığını belirtelim.
Sezen Cumhur Önal’ın çikolata renkli sanatçı olarak tabir ettiği şarkıcıların bende müzikal anlamda ayrı bir yeri vardır öteden beri. Bunu ben bir tür ırk ayrımcılığından ziyade pozitif ayrımcılık olarak düşünürüm. Çünkü, yüzyıllar boyu ırk ayrımcılığına maruz kalmalarına karşın bazı alanlarda üstün vasıf ve yeteneklere sahip insan topluluğudur siyahlar. Bu alanlardan biri de müziktir. Gerçekten de müzik dünyasında apayrı bir yerleri vardır. Günlük hayatta zenci gırtlağı şeklinde tabir ettiğimiz unsur aslında müzikal alanda başlı başına bir kulvar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Gençlik yıllarımdan bu yana dinlediğim pek çok zenci şarkıcı vardır. Bunların başında Lionel Richie gelir. İnternet’in ekşi sözlük sitesinde “hâla albüm yaptığı yetmezmiş gibi her birinin kapağına ibadullah suratını koymaktan çekinmeyen çikolata renkli şarkıcı” dense bile bende ayrı bir yeri olur. Lady, Hello, Say you say me ve de Diana Ross ile birlikte düet yaptıkları Endless love gibi muhteşem hitleri hafızamıza kazır.
Zenci şarkıcıların seslendirdiği parçalar içinde Rockwell’ in söylediği Knife’den ayrı söz etmek gerekir. Hakkında yapılan tarifler içerisinde herhalde en çok oturanı aşkın şarkısıdır. Sanatçının 1980’li yıllardan hatırlayabileceğimiz ünlü parçaları arasında Somebody’s Watching me’de vardır.
Siyahi şarkıcılar kulvarının renkli sîmaları arasında Stevie Wonder ve onun güzelim parçaları arasında Türkçesini Ajda Pekkandan dinlediğimiz, l Just Called To Say l Love You ile Part Time Lover derhal aklımıza gelecektir. Ayrıca 1980’li yıllarda Afrika’ya yardım amacıyla düzenlenen konserlerin simge parçası We Are The World’ü seslendiren koroda Bruce Springsteen ile birlikte yaptıkları düet bölümle de hatırlayabiliriz.
Michael Jackson’u unuttuğumuz sanılmasın. Benim müzikal algımda öncelikli yer tutmasada başlı başına ele alınması gereken bir isim olarak düşünürüm. Billie Jean, Beat ıt, Trailer, Human Nature, Bad, Dirty Diana gibi parçalarının yanı sıra, dansıyla da bir simgedir Michael Jackson. Açıkçası kardeşleri de ünlü birer şarkıcı olmalarına rağmen hiçbiri Michael Jackson olabilmiş değil. Elbette yaşantısıyla ve geçirdiği estetik ameliyatların getirisiyle hızla erozyona uğramış bir isimdir. Hatta son yıllarında ki görüntüsü hakkında yapılan “sanki Maymunlar Cehenneminden Kaçış filminden çıkmış” benzetmesi mübalağa mıdır acep? Ancak yine de bir idoldür Michael Jackson ve Dünya’nın dört bir yanında özellikle gençleri peşinden sürüklemesi sosyolojik açıdan, etkinlik kriteri dairesinde değerlendirilmesi gereken bir konu olmalıdır. Bildiğimiz üzere etkinlik dediğimiz zaman belirli bir söz, tutum veya davranışın doğruluk, iyilik veya güzellik kriterlerine ne ölçüde uyduğundan ziyade; olumlu ya da olumsuz yönde neyi ne kadar etkilediğini, değiştirdiğini veya dönüştürdüğünü anlamaktayız.
Bahsedebileceğimiz bir diğer isim Whitney Houston’dur. Gerek Bodyguard filminde Kevin Costner ile birlikte ortaya koydukları performans ve filmin meşhur şarkısı l Will Always Love You, gerekse One Moment İn Time veya Greatest Love Of All gibi hitleriyle, sahnesiyle ve yüksek oktavlı sesiyle gerçek bir müzik kraliçesi olmuştur uzun yıllar. 1980’lerin sonları ve 1990’lar da ne çok dinlerim onu. O dönemlerde bende, dünyanın en alımlı pop yıldızıdır diyebilirim. Ne ki, madalyonun birde diğer yüzünden sözedebiliriz. Şöhret basamaklarını hızla tırmanan ve kalıcı başarılara imza atan bir sanatçının alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ile birlikte yaşadığı sorunlar. Eğlence ve gösteri dünyasının yanıltıcı ışıkları ve renkleri, sanal bir dünyanın aldatıcı yüzü karşılar bizi. Amaç ve araç yer değiştiği, birbirine karıştığı zaman meydana gelen pozisyon kaybı, ne derseniz diyin. Kontrolsüz güç güç değildir özlü sözünü de derhal hatırlayabiliriz. Gerçektende para ve mevki sizin kontrolünüzde olduğunda büyük bir güç ama siz paranın ya da mevkinin kontrolüne girdiğinizde ise büyük bir güçsüzlük hâli ve ortaya çıkan travmatik durumlar. Kısacası dünyanın her yerinde şaşaalı başarılarla dolu fakat diğer yandan göz karartıcı bir düşüş öyküsünden alınabilecek mesajlar olmalıdır.
Yine 1980’lerin dikkat çekici müzikal ürünleri arasında Yeke Yeke’yi ve parçayı seslendiren Mory Kante’yi hatırlayabiliriz. Hayatımın 1988 yılında bu parçanın ağırlıklı yeri vardır. Afrika’nın pop dünyasında en büyük başarısıdır Yeke Yeke. O halde nedir parçanın sırrı? Ben bu başarıyı parçanın hareketli ve ritmik yapısı yanında Afrikalı kimyasına bağlıyorum. Açıkçası yerelle evrenselin başarılı bir bireşimi olarak düşünüyorum. Ve hey gidi sevgili Mory Kante diyerek biraz da nostalji yapmaz mıyım?
1980’li yıllarda en sevdiğim parçalar arasında bir ara en beğendiğim bir parça da vardır. When The Rain Begins To Fall. Parçada Jermaine Jackson, Pia Zadora ile düet yapmaktadır. O devir kaset dönemidir. Şimdi ki gibi parçalar ha deyince elimizin altında değildir açıkçası. Bir müzik marketin önünden geçerken durup sonuna kadar dinlediğim parçalardandır. Bu noktada bahsedilmesi gereken bir husus da Jermaine Jackson’un bu parça ile yakaladığı şöhrete diğer şarkılarıyla ulaşamaması olmalıdır.
Son olarak Bob Marley ve Reggae müziğinden bahsedebilirim. Reggae, Jamaika halk müziğidir aslında. Bu müziği evrensel üne kavuşturan Robert Nesta Marley ya da çokça bilindiği şekilde Bob Marley’dir. Reggae müziğinin içerdiği değerler siyahların bir bölümünün benimsediği Rastafari inancına dayanmaktadır. Bu inanca göre Musevilik ve Hıristiyanlık siyahlara gelmiştir aslında. Ve Hz. İsa’da siyahtır denilmektedir. Yine bir siyah Mesih’ten söz ederler ki, bu simanın 20’inci yüzyılda Habeşistan’ın son imparatoru olan ve ülkesini 44 yıl yöneten Haile Selassie olduğuna inanırlar. Bob Marley’in parçalarının sözlerinde hep bu inanç sisteminin kavram ve deyişleri karşımıza çıkar. Bu konuda ayrıntılı bir çalışma Burak Eldem’in Bob Marley-Reggae adlı incelemesidir. Kitap köleliğin tarihi, Amerika’da zenci hareketleri, Bob Marley’in hayatı ve şarkılarının İngilizce sözleri ve Türkçe karşılıklarından oluşmaktadır.
Buraya kadar zencilerin üstün yetenekleriyle kendilerini gösterdikleri bir alanda ortaya koydukları müzikal birikimden söz ettik. Şüphesiz verilebilecek örnekler bu isimlerden çok daha fazladır.
L.T.
YORUMLAR
Sezen Cumhur Önal'ın ses tınısı çınladı kulağımda.. Ne anlamlı değil mi müzik adına iz bırakanların ismini anmak... Kutlarım bu nostalji yaşatan değerli yazınızı.. Sevgilerimle Levent bey..
levent taner
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...
Evet Levent bey, Başlık ilgimi çekti, ben siyah ırklara hep bitter çikolata derim, zambo çikletlerindeki kızı da çok severdim çocukluğumda, ilginç gelirdi bana.Sidney poitier sevgili öğretmenim, filminin sayısını hatırlamam bıkmadan izlemişimdir defalarca. İki ay evvel netten tekrar izledim 70 yıllara götürüyor beni. Müzik yelpazalerinde genelde bitterlerden dinlerim çoğu zaman.Bir anımı ekleyeyiim,Kardeşimle Mısır çarşını dolaşıyorduk, bir bakırcı dükkanında, (zenci) bir kız çocuğu beş yaşlarında ve yanında annesi ,nasıl güzel nasıl tatlı birşey çocuğa bakmaktan kendimi alamadım. Annesine o bitter çikolatasının resmini çekmek istediğimi anlatmaya çalışsam da bir korktu, sinirlendi biraz sonra sarışın bir adam geldi, Amerika'lı eşiymiş, adam beni uzaktan izlemiş,eşine ing bişeyler söyledi, izin verdi bana , kızı kucağıma aldım fotoğrafını çektim. Annesi kaçırcaz sanmış meğer. Ben çikolata renkli bitterleri çok seviyorum,zaten insanlarda ırk , dil ,din ayrımı asla yapmayan bir ruhum var,rahmetli babam ve annemden güzel bir mirastır...Yazınızı keyifle okudum ve beni dönüşü olmayan yıllara götürdü inanın.Hep derim başlık çok önemlidir, çekti beni...Sevgi ve selamlarımla...
Emeğe Saygımla
levent taner
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum
Saygı ve selamlarımla...
Sevgili Taner' yazınızı okurken 'bir bakima nostalji yaptım .80 yılların sonuna dogru hatirladigim ilk Cocukluk yıllarının O dönemlerin popiler tv proğram ve programcıları arasında ilk aklıma gelen isimlerden biri 'kendine has aksaniyla Müziklerin sunumunu yapan 'Sezen Cumhur Önal ' Diger 'Çikolata Renkli Sunucu lakabiyla tanınan 'ayni zamanda Arajman ve Söz yazarı 'ki bunlar 900 'ün üzerinde biliyorum. Ve Basta İtalyan şarkıcılar olmak üzere ki' bunlardan ilk aklıma gelenler 'Peppino di Capri,Mina 'Mario Zelinotti ..
Fransız Şarkıcılar 'johnny Halylday ' Patricia Carli..Ve Tabi 'Türk Sanatçılardan 'Animsadigim Tanju Okan 'Berkant' Selcuk Ural 've İlk Sıralardan Ayten Alpman. gibi sarkıcılarla birlikte anilmistir .Fakat bende ki asıl Sempatisi Sizinde bahsettiginiz gibi 'Rengine ve Irkına bakmaksızın 'Müziğin evrensel dilini 'yani 'Sevgiyle Kadife 'Sesi ile Sunmus ve Sevdirmistir. Micel Jacson 'ise Dünya Müzik Platyumunda 'Rengiyle Ve Her Seyden Önce İmaji ve Ölumunden sonraki Spekülasyon da 'Dünyaya damgasını vurmustur.🙏
Degerli yazınızı tebrik ederim.
Sevgiler...
beren yılmaz tarafından 7/1/2016 9:07:32 AM zamanında düzenlenmiştir.
levent taner
Diana Ross'a aşıktır bilirsiniz
Gençken bu aşkını açtığı ve fakat "sen biraz büyü bakalım" sözüyle reddedildiği de rivayetler arasındadır
Fakat çok gerçekçidir de
Dirty Diana adlı parçasını düşünüyorum da ömrü boyunca platonik takılıp acı çektiyse ne hazin, acı çekmenin sanatçılığında harç olması mümkün hani, hatta ilerleyen döneminde kimyasını bozmuş olması, toprağı bol olsun ne diyeyim yani
Neyse bu kadar spekülasyon yeter gali
Nihayet
Katılım ve katkınız dolayısıyla onur duydum
Saygı ve selamlarımla...
Sayın hocam, sayılabilecek pek çok isim var o deryada... Sevdiğimiz şarkılar aynıymış... yani slov şarkı türünde.... ben şarkıcının rengine değil de şarkıya önem verirdim, şarkıyı söyleyen beyaz olmuş, grup olmuş ya da zenci olmuş takmazdık kafamıza... o şıkkı takanlar Amerikalılar şimdilerde başka şeyleri takıp ortalığı karıştırmaya devam ediyorlar... bu arada kendi adıma özellikle, eski şarkılardan Rare Bird - Sympathy, The Moody Blues - Melancholy Man ve Jean Francois MICHAEL Adieu Jolie Candy'i burada kayda almak istiyorum. Bir de Lady'i Kenny Rogers'den dinlersem daha keyif alıyorum. Kaleminize, yüreğinize sağlık... Saygılar
levent taner
Zenciler arasında Louis Armstrong-What A Wonderful'da unutulmaz elbet
Ya da Ella Fitzgerald-Summertime veya Feelings ki Morris Albert yorumu da ayrıdır
Tabi arz ettiğiniz Lady-Kenny Rogers ya değil mi hocam?
Jean Francois Michael evet Coupable ve Si L'amour Existe Encore'da eklenebilir
Fransızca parçalar ayrıdır, Si tu savais combien je t'aime mesela
Vs. Vs.
Katılım ve katkınız dolayısıyla şükran duydum hocam
Saygı ve selamlarımla...