- 859 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SAHTE PARA DOLANDIRICILIĞI HİKAYELERİ.....
Dolandırılmadan yaşamak mucize bu zamanda...Etrafımız iki ayaklı şeytanlarla dolmuş gören gözler görüyor farkına varıyor.
Varmayanlar da ilk defa gördüğü bu şeytanlar tarafından tuzağa düşürülerek çarpılıyorlar.Tecrübe hayatta yenilen kazıkların bileşkesidir demişler..
Eskiler çarpıla çarpıla çarpılmamayı öğrendikleri vakit hayatın son demlerine gelmiş oluyorlar.İki ayaklı insan şeytanları için av bol.
Arkadan durmadan yeni yetme akıllı normal zeki ve saf insanlar genç erkekler ve bayanlar geliyor hiç kesileceği de yok..Hayat devam ediyor bir anlamda..O iki ayaklı şeytanlar aslında saf ve akılsız insanlar..İnsan denir mi bunlara bilmiyorum..
Üç günlük dünya için kemik görmüş kelpler gibi dünyanın malına arabasına hatununa gönül bağlayıp ebedi hayatlarını tehlikeye atıyorlar..
Hiç bu dünyadan bir gram malı götüren olmadığına göre böyle..
Bir çok cenaze yıkanırken kefen biçilirken yanında bulundum, hiç birisine kefen yapmadılar ve yanına bir şey de koymadılar.
Olmaz ki dünyanın dinimizin kuralı bu..Geçmişte firavunlar, zengin soylu kimseler mezarlarına altın gümüş süs eşyalarını koymuşlarsa da sonradan mezarları açılarak yağmalanmış o değerli ziynetleri yine dünyada kalmıştır..
Öyleyse değer mi insanları kandırıp haksız yoldan servet biriktirmeye..
Değer mi senin olmayanı alıp da senin en değer verdiklerine rızık olarak verip onların ahiretlerini de berbat etmeye..
Sonradan iş işten geçiyor bir ayağı çukura girince insan pişman oluyor ama bu pişmanlık fayda getirmiyor.Ölen ölüyor giden gidiyor kalanlar malın sahibi oluyor..
Kalanlar zevkle o malı yerken ölenler mezarda mahşerde hesabını vermek durumunda kalıyorlar..Değmez inanın buna değmez..
Hayatım boyunca doğru yaşadım.Herkese güvenirdim yanlış yapmayacaklarını sanırdım.
Gözüm kapalı ne denirse doğru kabul ederdim.
Özellikle arkadaşlarımın bana yanlış yapmayacaklarını sanıyordum.Ama durum hiç de öyle değilmiş..İlk defa bir arkadaşım tarafından büyük bir haksızlığa uğradım maddi kayıplar yaşadım.
Araba alış verişi sizin anlıyacağınız..Uzun hikaye darbeli araba takasında arkadaşın kurbanı oldum.
Zararı biz çektik..
Şimdilerde kimseye güvenmemeyi mutlaka erbabına ustasına gösterip almayı öğrendim bu sayede..Mevzumuz onlar değil başımdan geçen bazı küçük ama tecrübe edilmiş dolandırılma hikayeleri umarım sizde beğenir ders çıkartırsınız..
***
Para sahteciliği ile hikayelere başlayalım izninizle..Babamın Kırıkkalede işyeri vardı bir zamanlar..
Bende okulda derslerden kalan vakitlerde ticaret yaptım uzunca yıllar..
Bir AVM deki bu işyerine hergün uğrar babama yardım ederdim.Babamın çeklerini yatırır dükkana gelen müşterilere cevap vermeye çalışırdım.Akşam beraber arabayla evimize dönerdik..
En büyük korkum babama verilen sahte paralardı.Bankaya çekin senedin parasında çıkabilecek sahte paraları ona izah edemezdim.Allaha şükür onca yıl bu işi yaptımsa da hiçbir defa sahte para olayıyla karşılaşmadım.
1998 yılıydı sanıyorum.Öğle namazına giden babam dükkana bak oğlum demişti..Biraz sonra başında bir kaşlı şapka gözlerinde siyah güneş gözlüğü olan 17-18 yaşlarında bir genç abi şu parayı bozar mısın diyerek 5000 lira eski parayı bana uzattığında önce kasaya baktım para yoktu.
İnsanlara yardımcı olmayı çok severim herkese güvenirim ya hemen cüzdanımdan beş tane bin lirayı uzatarak parasını bozdum..Genç hızla koşarak oradan uzaklaşmıştı adeta..
Biraz sonra paradan şüphelendim.O günlerin en büyük kağıt parası oydu.Komşulara gösterdim şu paraya bakın sağlam mı diye..
Bakanlar bu para sahte Hoca bakmadın mı demezler mi..Babam gelince ona söylemeden kuyumculara gösterdim sahte dediler..Bir özel bankada hesabım vardı bir deste içine koyarak hesabıma yatırdım.
Önce ıslak olduğundan makineden geçmedi sağlamdır diyen görevliler akşam beni arayarak Merkez Bankasından döndüğünü hesaptan düşeceklerini söylediler.
Hayatta sahte parayla ilk karşılaşmam bu olmuştu.Ne yaptım bu beşbin lirayı derseniz ben kimseye vermek istemedim.Bir arkadaş istedi ona verdim o ne yaptı bilmiyorum.
Başıma bir iş gelmesini polise düşmeyi asla istemiyordum..Artık bu da bana bir ders olmuştu hiç kimseye para bozmam bundan sonra dedim.Birisi döviz verdiği zamanda doğru kuyumculara veya bankaya gösterip öyle almaya başladım..
***
Mahallede bir arkadaşın dükkanında emanetçi olarak duruyorum..Öğle sıralarıydı sanıyorum aradan uzunca bir zaman geçti hatırlayamıyorum..
Arkadaş bakkalı bana bırakıp Tekele sigara almaya gitmişti.Bir adam geldi sigara almak istediğini söyleyerek bana o günün en büyük kağıt parasını uzattı.
Baktım paranın kağıdı kalitesiz bozuk yok diyerek emanetçi olduğumu söyleyerek isteğini reddettim.
İçime yine iyilik meleği üflemiş olacak ki duramadım sabit telefondan Yaylacık Karakolunu 155 i çevirerek aradım.
Çıkan görevli polis arkadaşa bakkalıma sahte para vermek isteyen bir adamın geldiğini söyledim.
Görevli bana bugünlerde sahte paranın piyasada çoğaldığını bir şebekenin bu işi yaptığını söyleyip yardımcı olmam halinde bu çeteyi çökerteceklerini söylediğinde iyice heyecanlanmıştım.Ne yapayım dedim.
Dükkanı kapatıp şahsı arkasından takip et bizimle ankesörlü telefondan teması kesme dediler.Olur dedim ve dükkanı kapatıp o şahsı takibe başladım.
Biraz sonra şahıs Devlet Hastanesine girdi gözden kayboldu.Ben onu ararken kafamda bir soru dank etti ve başıma ağrılar girdi birden..Ben ne yapıyorum dedim kendi kendime.
Bunlar sahte para işi yapan bir çetenin elemanları..En son benim olduğum bakkala gelip para vermek istediler bende almadım paralarını..Polis bunları yakalarsa kimden bilecekler benden..
Yarın birgün çetenin dışardaki elemanları sen bizim işimize çomak soktun diyerek sabah dükkanda kafama kurşun sıkarlarsa ben ne yaparım?
Hemen kararımı verdim polislere şahsın Hastanede olduğunu eşgalini üzerinde bulunan elbiselerine varıncaya kadar anlatıp kusura bakmayın diyerek oradan uzaklaştım.
Polisler hala tamam aman irtibatı kesme gelmek üzereyiz diyorlardı..Ben görevimi ancak bu kadar yapabilmiştim..
Siz siz olun yolda mahalle aralarında özellikle yaşlı bayan ve amcalardan gelen para bozdurma tekliflerini kabul etmeyin..
Size bilmeden kendilerine önceden verilmiş sahte parayı verirler siz elinizde sahte para ile başbaşa kalırsınız..En güzeli kimseye para bozmamaktır para taşımamaktır.
Mübarek gecelerde sahte para sürümleri fazlalaşır.Büyük cami önlerinde para toplayan görevlilere caddelerde teberru yöntemiyle vakıflara para toplayanlara sahte para erilmesi olağan hale gelmiştir.
Sahtekarlar kimse farkında olmadan kolayca sahte parayı temiz para haline getirmektedirler.
***
Bizim dükkanda bazen giyinme kabininde fazladan etek askısı olursa müşterilerin etek çaldığını anlardık.
Ya da dışardaki askıdaki etek sayıları hep sabit bir sayıda mesela elli gibi muhafaza ederek akşam hırsızlık olup olmadığının farkına varırdık.
Tabi büyük AVM lerdeki gibi bizde de giysilere takılan cipli plastikler olsa buna gerek olmayacak ama yoktu.
Büyük AVM lerde tuvaletin yanında öten güvenlik ekipmanları olurdu sorduğumda müşterilerin içeriye giysi yiyecek çikolata götürdükleri zaman alarm veriyor ötüyor demişlerdi.
Yine yıllar önce bir AVM de müşteriyi takip eden güvenlik görevlisi kasada ibraz edilmeden geçirmeye çalıştığı 2 kg.kıymayı nasıl bulup da adamı rezil etmiş polis çağırayım mı demişlerdi hiç unutamıyorum.Burada da kameralar yardımıyla güvenlik adamı yakalamıştı sanıyorum.
Barkot sistemine kayıtlı olan malların kasada uyarı verdiğini sanıyorum ..
***
Birgün Milli Eğitim Müdürlüğünün önündeki Vakıfbank bankamatiğinden para çekeceğim.Baktım bir elli lira çıktı birden para gözünden.
Meğer önce kartı sonra parayı veren bir sistemmiş kızcağız kartını almış parasını tuşa dokunmadığı için almamış aceleyle oradan uzaklaşmış.
Hemen alıp bankaya koştum.Görevlilere durumu anlattım.Nasıl olduysa kızcağızı öğrenciymiş aradılar hemen yakındaymış geldi bana teşekkür ediyordu..
Aynı Atm de birgün saat beşten sonra para çekiyorum maaş günüydü..Yaşlıca ama kurt gibi gözlerinin altı torbalanmış saçlarını geriye tarıyan ve görene güven vermeyen bir amcamız elindeki kağıtla yaklaşarak:
Evladım çocuğa para yollayacağım banka şu anda kapanmıştır.Senin hesabından 500 tl.yi havale yapar mısın şu hesaba dedi.
Elinde beş yüz tl.kadar bir para vardı.Birden başım ağrımaya içime şüpheler dolmaya başladı.
Amca işim var başka birinden yardım alın dedim onu orada bıraktım.
Sonradan birkaç gün sonra yerel gazetede gördüğüm haberde Kırşehirden gelen birkaç dolandırıcının bu yöntemle birçok kişiyi mağdur ettikleri yazıyordu.
***
Sahte para ile ilgili çok mağdur vardır.Özellikle yılbaşı akşamı kuruyemişçi esnafı dolandırılmaktadır.
Bir defasında müşteri olan dolandırıcı 10 doların yanına kağıttan kesilmiş 100 doların sıfırlarını yapıştırıp üzerini alarak esnafı dolandırmıştı hiç unutamıyorum.
Bugünlerde dolandırıcılar en son teknikleri kullanmaktadırlar.İnternetten yapılan dolandırıcıların haddi hesabı yok.
Bir video izlemek istiyorsunuz.
Normal bir video hemen abonelik ücreti faturalı hattınızdan 14 tl. olarak tahsil ediliyor.Arayıp iptal ettiğiniz zaman 14 tl.yi iade ettiremiyorsunuz.Onay verdiniz siz diyerek her defasında bu parayı kesiyorlar.
Aynı 900 lü hat aramaları gibi buna izin verenler acaba bu işi ortak mı yapıyorlar anlayamıyorum.
Zehir zıkkım olsun bu dünyada diyorum ama ahrette alırım sizden demeden de geçemiyorum.
Herşey nasıl olsa dünyada kalacak ahirete de birşeyler götürlim belki bize faydası olur diyorum..
***
Birçok defa Kadıköyde,Yeni Cami önlerinde veya Ankara İtfaiye Meydanında eski adı hergele meydanı meşhur al parayı bul karayı ve saat telefon almak için yapılan tuzaklara denk geldim hemen başıma bir ağrı girer onda bir iş olduğunu düşünüp oradan uzaklaşırım.
Bunların hepsi para tuzağı insanların parasına cüzdanına göz diken alçak insanların oyunları uzak durun derim..
Son olarak birkaç sene önce başımdan geçen bir dolandırıcılık olayından bahsetmek istiyorum.
Face messenger hesabım mevcut.
Birgün çok yakın bir akrabamın hesabından dürtme oldu.
-Hemşerim nasılsın yazdı.-İyiyim siz nasılsınız dedim.Ben de iyiyim seni şunun için rahatsız ediyorum kusuruma bakma.Geçen gün çocuklar ...AVM den 5000 tl.lik alışveriş yapmışlar.
Buna karşılık bana 500 tl. hediye puan para verdiler ama ben birini kullanabiliyorum.Eğer istersen sana 100 tl. göndereceğim tabbi istersen dedi.Ben de -Olur dedim.-Telefonun faturalı değil mi dedi.
-Evet dedim.Peki biraz sonra sana bir mesaj gelecek ona EVET yazıp onay ver dedi.
O sene mesaj paketim yoktu.-Mesajım yok dedim.Peki kalsın dedi.
Biraz sonra baktım bütün mesajlar messengerden silinmişti.Biraz sonra da o yakın akrabamın çocuğunun sayfasından uyarı yazısı gelmişti.
Arkadaşlar face hesabım ele geçirilmiş durumda sakın inanıp para kontor yollamayın yazıyordu.
Ben düşmekten son anda kurtuldum ama birçok arkadaş bu tuzağa düşmüşlerdi.
Burda bir yanlışlık yok mu.Bu adamlar bu cüreti nerden buluyorlar?Türkiye İletişim Kurumu neden bunlara önlem almıyor?
***
Toplumumuzda son zamanlarda telefonla dolandırma sahtekarlığı hızlanmıştır.
Bir günde ,bir Mucur’da 10 dan fazla kişi telefonla aranıp dolandırılmak isteniyorsa, ülkenin içinde bulunduğu perişanlığın ve çaresizliğin bir göstergesi olarak belirtmeliyiz.
Telefon dolandırıcılığı genelde ağzı laf yapan insanların şans eseri ya da siteler üzerinden belirli veritabanlarına ulaşarak insanların telefon numaralarına ulaştıktan sonra bu telefon numaralarını çeşitli bahanelerle aramalarıyla başlayan bir dolandırıcılık şeklidir.
Şu zamanlarda en yaygın olanı ise kimlik bilgilerinizin başkası tarafından ele geçirildiğini söyleyen çakma bir komiserin sizi aramasıdır.
Sizin kimlik bilgileriniz üzerinden çeşitli kredi kartları ve kimlik kartlarının çıkarıldığı hatta terör örgütlerinin eline geçirildiği uydurulur.
Bu komiser sizden kimlik ve kredi kartlarınızın silinmesi için bankalardan kontör para ya da para transferi yapmanızı isteyecektir.
Telefon açan sahtekarlar, kişinin adını, soyadını, doğum yerini, tarihini,baba ve anne adını hatta T. C. kimlik numarasını dahi bilmektedir.
Birilerinin hesabınıza girmek istediğini,nüfus cüzdanını bulduğunu,bankada ki hesabı boşaltacağını,yurt dışına para transferi yapabileceğini telefon açtığı kişilere aktarmaktadır.
"Ben, Kırşehir Emniyet Müdürlüğünde baş komiserim. Size yardımcı olacağım." diyerek senaryoyu başlatmaktadır. Sahte bir dosya numarası verip, "Hakkınızda bir dosya tutulmuştur,sizi savcı beye e aktarıyorum.
O nun la konuş diye diğer arkadaşıyla sizi tuzağına iyice çekmektedir.
Bu kumpaslara düşenler ne yazık ki oluyor. İkna kabiliyeti iyi olan bu sahtekarlar vatandaşın tüm bilgilerine nasıl ulaşabiliyor?
Bu bilgileri kimlerden ve nasıl alıyorlar? Milletin saklı ve gizlisi ne yazık ki kalmamıştır.
Bu sahtekarları affetmek için çaba gösterenlere yazıklar olsun.Böylelerine af getirenler, ancak bunların ortakları olurlar.
Cezalar yeterli değil,caydırıcılık yok. Siyasilerin oy uğruna af istemeleri ve çıkarmaları,hırsızlara, dolandırıcılara cesaret ve güven vermektedir.
Bunlara verilen cezalar zaten az, birde af saçmalığı ile mağdur vatandaşların hakları, hukukları ne olacak?
Öyle bir devre mahkum olduk ki; hırsızlar, dolandırıcılar, sahtekarlar,gaspçılar, her çeşit düzen bazılığı yapanlar adete ödüllendirilmektedir.
Hapishaneler doldu düşüncesiyle zırvalayanlar bu ülkenin başına beladan başka bir şey getiremezler.
Bu hikayeler bitmez..Telefon dolandırıcılığı baştan başa tuzak oyun..
Ayrı bir yazı konusu.Şanlı Urfanın bir köyü bundan geçiniyormuş basında yazıldı çizildi.Zehir zıkkım olsun boğazlarınıza dursun..
Ne kadar ahlaksız adamlarsınız ki fakir yaşlı saf insanların üç kuruş kefen parasına göz dikiyorsunuz.Yazıklar olsun ne diyeyim..
28.06.2016//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.