- 734 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir müsteşarın anıları 4
Özgürlüğüne semer vurmuş, ipinden çekiştire çekiştire şehre inen Norveçli Yiğit oldukça terlemişti ESMİYORDU! Hiçbir edebi değeri olmayan bu cümleleri peşi sıra yazan Müsteşar Hilal anılarının ne kadar abdik züptük olduğuna karar verirken Yiğiti gördü. Selamlaşıp tokalaştılar. Dışarıdan bakan MHPli içeriden bakan AKPli sanırdı, öyle bir selamdı. O denli candan ve içten bir selam. derken grubun üçüncü kahramanı geldi Akademik Tansu! elinde börekler simitler vardı. Parayı bulmuş olduğundan hepsinden üçer tane almıştı. Birlikte Yiğitin gecekondusuna yürüdüler. Gecekonduya yeni birisi taşınmıştı. Gecekondunun içindeki tek odayı perdeyle ayırıp kiraya vermişti Norveçli Yiğit, çünkü Norveçi çok seviyordu ve vize almak ev kirası kadardı. Yeni kiracı Ahmet oldukça Finansçıydı. börekleri görünce onları alıp 4 eşit parçaya böldü. Sonra hep beraber düşünce gücüyle bir şeyler yapmaya karar verdiler çünkü hava sıcaktı ve terletmeyen tek eylem düşünmekti. Düşündüler. Dünya da henüz ne icat edilmemişti? Uzay mekiği mi, teleskop mu, zaman mı? Ne? Giyilebilir kalp pili bile icat edilmişti! Fakat komik olan şuydu ki KALP henüz icat edilmemişti. Bu yatırım projesine heveslenen dört müthiş ve müthiş olmayan insan, kollarını sıvayıp paçalarını çekiştirdiler ve işe koyuldular. Bir kalp icat etmek istiyorlardı bunun için önce bütçe bulmaları lazımdı. İSTKAnın girişimcilik proje çağrısına başvuru yapmaya karar verdiler. Ahmet bütçe kısmını yazacak, akademik Tansu araştırmasını yapacak, Yiğit halkın neye ihtiyaç duyduğunu öğrenmek için röportaj yapacak ve müsteşar Hilal proje tanımını yapacaktı. KALP neydi? kestane armut lokum ve papaz eriği mi? Gerçekten de bunlar KALP’in açılımı olabilir miydi? sanırım dünya bu şekilde düşünüyordu. Düınya ile konuşmaları gerektiğine karar verdiler, çünkü dünyanın kalp hakkında ne düşündüğünü bilmeden bunu değiştriecek inovatif bir proje yazamazlardı. 4 insan, dünyayı bulmak için galata köprüsüne koştu. O kadar çok terlemişlerdi ki arkalarında iz bırakmışlardı. İzleri takip eden FBI yollarını kesti. O anda dona kaldılar, neden? Neden böyleydi? Öff dedi müsteşar ne manası var. tüm hayatımı böyle anılara dönüştürüp yazsam yani ne değişecek ki? FBI moralini bozmuştu çünkü sapına kadar müsteşardı. FBIyı sevmiyordu; fantastik beyinler israfıydı açılımı belki de o yüzdendi. Ya da elektriği tutmuyordu. Ama daha gerçekçi olmak elzemdi. Projeden vazgeçmişlerdi. Hava sıcaktı. Dünya diye bir şey bulamamışlardı. Ve KALP hakkında en ufak bir fikirleri yoktu. Yine de suçu FBIya atmak ayıp değildi.
Gün bu kadar kısa bitmemişti aslında ama yaz öyle bir mevsimdi ki, saatler dakika gibi geçerdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.