''KEŞKE BİZ DE TOPRAK OLSAYDIK..''
’’KEŞKE BİZ DE TOPRAK OLSAYDIK’’
Karanlık bir oda..açık pencere.. Güneşin bile arada bir uğradığı unutulmuş bir mekan..Kirli bir pencere..pencere ki bir hayatı,diğer hayattan ayıran..Görünenle görünmeyenin serhaddi...
Bir perde,o kirli pencereyi kapatan..kapatan;lakin kendisini kapatamayan..
Ve bir tül,beyaz,çiçekli,insanın içini açan..açan;lakin bu odadaki çiçeği solduran..
İki karyola,dağınık,darmadağan..Üzerinde bir İNSANın yatabileceğine inanılmayan..Ve bir saat..saat ki zamanı bir kerecik olsun durdurmayan,bunu yapmayan..
Bir masa..üzerinde kitapların bulunduğu,kalemlerin yazmakta tükendiği bir defter..Defter ki o kadar yıpransa da buna boyun eğen;ufalmayı,tükenmeyi,yok olmayı isteyen;lakin bunu beceremeyen..Mahkum,varlığa mahkum bir defter..kimsenin onu bu durumdan mahrum edemediği..
Bir ses,birçok ses ve tüm sesler..dışarıdan,o açık pencereden duyulan..Kuş cıvıltıları,çocuk sesleri,insana huzur veren o sesi rüzgarın..Ve bir araba sesi,tüm düşleri yıkan..yıkan,bir daha kurulmamacasına bozan..Hayatın bu mânâsızlığını bizlere duyuran..
’’Ey insanlar!’’diye seslenen biri,birileri,herkes..Lakin hiçbiri birbirini duymayan..ki kötü bir tiyatro,’’muhavere-i tebabüliye’’yi oynayan...
Ve o odada bir insan ki insanlığından şüphe duyan..Yapması gerekeni ve kendi yaptıklarını;bu dünyanın manasızlığını,hayatın onun için nasıl da boş olduğunu düşündükçe kahrolan...Ve daha o doğmadan önceki günahkarların çığlığını,bağrışını hala kulaklarında duyan..Duyan ki onun da onlara katılmasıyla:’’Ya leytenî küntü türâb..’’ seslerini bir avazdan çığıran..:
’’Keşke biz de toprak olsaydık..Olsaydık da onun kadar saf,temiz,çiğnenseydik;lakin bundan hiç şikayet etmeseydik..Keşke biz de onun gibi olabilseydik..Günah işlemeyi unutsaydık da onca çiçeğe,böceğe bir sığınak,bir ev olabilseydik..Hayat kaynağının köklerine tutunma fırsatı bulsaydık..Büyüseydi üzerimizde bir çiçek,tohum verseydi ve..başka bir çiçek,birçok çiçek daha...Koklamaya gelseydi minikler,tutsalardı elleriyle,lakin koparmasalardı..Koparmasalardı da ondan sonra gelecek bir başka canlı,bir arı,bir kelebek,sığınsaydı o yaprakların arasına;sevinseydi güzel çiçek..Sevinseydi kelebek,arı,böcek..Ve sevinseydim..Sevilseydim..Buğday,arpa,başak verseydim de güldürseydim o çileden çil çil olmuş yüzünü bir teyzemin..
Herkese ama herkese,zararım ne hacet,yararım dokunsaydı..Kendime dahi..Kendime ki,var olduğum müddetçe kimseden tek bir laf işitmeseydim;almasaydım kimsenin ahını,günahını...Almasaydım bedduasını dünyanın...Taşımasaydım,bütün yeri göğü üstümde taşısam da o ağır küllüğü...Küllüğü ki kapkara olmuş yanmak,yakılmaktan..Kapkara etmiş,değen,değdireni kendine..Ve kapkara edecek,daha imkan verilirse kendisine...’’
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.