- 1212 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
evlilik danışmanı..
O kadar aşk sözcüğü duyuyoruz ki bunların bir çoğu başarısızlıkla sonuçlanıyor. Bir kısmı evleniyor bir kaç aylık süreçte evlilik danışmanlarına saatlik terapilere katılıyorlar. Bir kısmı evlilik yaptıkları halde eski duygularının peşinde yeniden canlanan aşklarına özlem duyuyorlar. Bir kısmı ise isyan ederek düzelmesini bekliyor.
Yaşamımızda gerçeklerin dışındaki düşüncelerimizle yaşamayı tercih ettiğimiz için sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Duygularımızın ve hayallerimiz peşinde gitmeye uğraş verirken elimizde olmayan imkanların farkında değiliz gibi hareket ediyoruz. Yıpranan çevremizin yanısıra karmaşa dolu bir akılla çözüm arayışında sağlıklı karar alamıyor ve yıllarımızı heba ediyoruz.
Yeni evlenen çiftin şikayetlerini dinliyorum. Evlilik döneminde yaşadıkları ile sevgili oldukları fllört dönemindeki duygularını karşılaştırınca arada kopuk zaman dilimleri ve anlaşamamazlıklarının anlamsızlıklarında şikayetlerine çözüm sunmamızı bekliyorlar.
Tabi ki tıbbın konusu insan. Tıb açısında sorunların ele alınması gerekli ortamlar olduğu kadar kendimizi kontrol altında tutabilmekte önemli. Karşımızda bulunan eşimizle paylaşımlarımız ve sorunları çözme gayretinde bulunurken daha çok karmaşa ortamı oluşturuyoruz. Çünkü onun fikirleri ve düşüncelerini ikna etmek, bizim istediğim şekle dönüştürmek gayreti sorun çıkarıyor.
Ve en son duyduğumuz söz şu oluyor, sen böyle değildin, çok değiştin, anlamıyorsun beni, bu böyle giderse....
Evlilik danışmanlarına gerek duymadan yaşayan bir aile ortamında hepimiz büyüdük. Kim şunu diyebilir ki benim babam evlilik danışmanına ihtiyaç duymuştu ya da annem evlilik danışmanına gitmişti.
Sanmıyorum, bu sözü söyleyecek birinin çıkacağını sanmıyorum. Bu sorun bu neslin hastalığı. Bu neslin zayıflığı. Bu neslin farklı isteklerinin ortaya çıkardığı sorun. Kabullenenmemek, kabul etmemek gibi kavramların karmaşası.
Kırsal alanda büyümüş orta gelirle yaşamış aile çoçuklarında sorun olması beklenirken tam tersi elit bir tabakada büyümüş aile çoçuğunda problemler birleşiyor.
Ve yaş ortalaması yani evlilik süreci ilk beş yılı aşmış aile bireylerinin sık olmamakla birlikte şikayetleri var.
İlgisizlik, anlamamak, çok çektim kavgaları.
Evlilik danışmanı olan bir arkadaşım eşinden ayrıldı.
Diğer bir arkadaşıma bu örneği verdim, sen evlilik danışmanına gitmek için randevu alıyorsun ve saati yüzelli ytl için altmış dakika sadece seni dinliyor. Sıkıntın psikolojik bir hastalık değil. Sadece kontorülsüz paylaşım.
Sana çözüm sunacak olan evlilik danışmanınında aile kavgaları var, sıkıntıları var, boşanmalar yaşayanlar var, neden kendilerinin sorunlarını çözemediler.
Çözüm sunalım derken sorun olmak istemem fakat biz aile yapımızı değiştirdik. Kanaat etmez olduk, mutluluğa kanaat etmez olduk, babalarımızın direnci ile annelerimiz anlayışını kaybettik.
Bencilliklerimizin esaretindeyiz. En ufak problemler gözümde büyüttük, harcamalarda dengeyi kaybetik, anlayışımızı aile dışında karşılaştığımız insanlara sınırsız sunarken eşimize sınır koyduk.
Elimizde imkanlar içerisinde kanaat ederek yaşamaya devam edelim. Ve babalarımız annelerimizin sorunu nasıl çözdüklerini unutmadan yaşayalım.
Üzülüyorum, sorunlu yeni evli çiftlerin bu hale gelmesine inanın çok üzülüyorum.
Saygılar.
YORUMLAR
Evet çok haklısınız aile yapımızı değiştirdik avrupai olalım derken kendi kimliğimizi ananelerimizi güzel törelerimizi kaybettik kanaat vefa hoşgörü sevgi ve saygıyı değerlerimizi yitirdik.Hızla globalleşen dünyada kendimize yer ararken bu başdöndürücü hıza yenildik sonuç hüsran oldu ben başörtüsünü işte bu noktada bu kötü gidişata bir isyan başkaldırı olarak görüyorum düzene sisteme rejime karşı değil ahlak değerlerimizin erozyonuna karşı bir başkaldırı bir öze dönüş olarak görüyorum bu hareketi selam ve sevgilerimle