- 1385 Okunma
- 6 Yorum
- 1 Beğeni
HZ. ALİ VE SECDE ETMEKTEN ALNI , DİZLERİ NASIR BAĞLAMIŞ KAFİR -2-
Değerli Dostlar !
Bu yazı dizisinde Hz. Ali’nin nasıl şehid edildiğini ve onu şehid eden kişinin nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
Hz. Ali’yi şehid eden kişi kesinlikle ve kesinlikle herhangi bir maddi menfaat ya da mevki ve makam sahibi olacağı için değil, kendi düşüncesine göre O Allah yolundan çıktığı için şehit etmişti onu.
Gariptir ve ilginçtir ki Hz. Ali’yi Allah’ın rızasını kazanmak için şehid etmiştir. Yani Hz. Ali’yi şehid edenler ile bu gün ‘’Allahu Ekber’’ nidalarıyla Müslüman kafası kesenlerin nasıl bir sapıtmışlık içinde olduklarını, bu günkü kafir ve zındıklar ile Hz. Ali’yi şehid eden kafir ve zındığın nasıl bir düşünce yapısına sahip olduğunu anlatmaya çalışıyordum karınca kararınca.
İlle velakin konu çok çok başka taraflara gitti. Hatta ‘’Hz. Ali mi daha faziletli, Hz. Ebubekir mi?’’ gibi saçmasapan ve anlamsız bir soruya gelip dayandı.
Mesela Peygamberimizin bir hadisi olarak bildiğimiz ‘’ La feta İlla Ali, La seyfe illa Zülfikar’’ ( Yani Ali’den başka yiğit, Zülfikardan başka kılıç yoktur) Hadisi bile tartışmaya konu oldu.
Şimdi 4 önemli konuya değineyim.
1-
Hz. Ebubekir Sıddık mıdır? Evet öyledir. Peygamberimiz Ebubekir’e Sıddık ( Dost) derken ‘’ Diğerleri önemsiz, tek dostum sensin, senden başka dost tanımam’’ mı demiştir? Hâşa.
Hz. Ömer için ‘’Faruk’’ Yani doğruyu yanlıştan ayıran’’ Derken diğer sahabeleri için ‘’ Onlar doğruyu yanlıştan ayıramazlar’’ mı demiştir? Hâşa
Hz. Osman için ‘’ Osman’ın edebini melekler bile kıskanır’’ Derken ‘’ Diğer sahabelerim edepsizdirler’’ mi demiştir? Hâşa
‘’Ali ilmin kapısıdır’’ Derken ‘’Ali den başkası cahil, cüheladır’’ mı demiştir? Hâşa, sümme Hâşa.
Hz. Ali’ye ‘’ Ali’den başka yiğit, zülfikardan başka kılıç’’ Yoktur derken bunu bir mecaz değil de kesin bir yargı, Kur’anın ayeti gibi bir hüküm olarak söylemiş olsaydı Halid bin Velid’e nasıl ‘’Seyfeddin’’ ( Dinin kılıcı ) Derdi.
Ebu Hureyre’ye evlatları kedi olduğu için mi Ebu Hureyre ( Kedilerin babası) Demişti?
El insaf biraz.
2-
Herkesin bildiğini sandığım bir konu hakkında kendi düşüncelerimi yazdığımı sandığım için bir önceki bölümde kaynak belirtmedim. Elbette ki bu yazılanların kaynakları var. İlle velakin kaynakları ve o kaynaklardaki açıklamaları vermiş olsaydım zaten uzun olan bu yazı iyice uzayacak ve sıkıcı olacaktı. Öte taraftan…
Öte taraftan benden kaynak isteyen arkadaşa soruyorum:
A) ‘’ hz. ebubekir e mağarada hz. peygamber efendimiz hafii zikri telkin etmiştir’’
Kaynak var mı? Yok
B) ‘’bi kere hz. ali efendimiz 5 vakit namazından fazla namaz kılmazdı bunu bilelim ve örtünerek kılardı bunu da bilelim ‘’
Kaynak var mı? Yok.
C) ‘’hz. ali efendmiz ne demiştir bilirsin mi değerli dostum... şöyle eyy kabe sen sadece bir taş yığınısın seni tavaf etmemin sebebi şu ki peygamberim tavaf etti ve o üç adet taşı öptü diye ben de aynını yapıyorum demiştir.’’
Kaynak var mı? Yok…
Oysa işin doğrusu şu şekildedir:
Hz. Ömer,( Hz. Ali değil) Hacer’ul-Esved’i öptükten sonra şöyle demiştir: ‘’Biliyorum ki sen bir taşsın. Ne kimseye zarar ve ne de kimseye fayda verebilirsin. Eğer Allah’ın Rasûlü’nü seni öperken görmeseydim, seni asla öpmezdim.’’
Kaynak var mı? Var. ( Buhari, Müslim ve İbrahim Canan’ın Kütüb-i Sitte isimli eserinin c.12, s.510 - 511 de bilgi var.)
D) ‘’aslında bilinen namaz şeytan içindir ve dünya ağırlığında ondan kurtulmak yoktur.’’ Kaynak var mı? Yok…
Bu kadar iddiada bulunup hiç bir kaynak gösterme ama benden kaynak iste. ( Ki bir iki de olsa verdim.)
3-
A) ‘’hz. ali yi tutup muaviyeye küfredersen
orda sorun vardır bu müslümanları bozmak için ermeninin özellikle yahudinin oyunudur’’
Benim Muaviye’ye küfrettiğimi kim söylüyor? Amr İbn’ül As için bile ‘’ Ona o kötü sıfatı yakıştırmaktan Allah’a sığınırım’’ Diyen ben mi Muaviye’ye küfretmişim? Hayatımın hiç bir döneminde Muaviye’ye küfretmedim.
Ayrıca haydi Yahudi’yi anladım da Ermeni oyunu? Etmeyin eylemeyin. Taaa 657 senesinde başlayan bir münakaşada Ermeni’nin ne rolü olabilir ki. Bu sorun dünün sorunu değil ki.
B) ‘’tam bir alevi anlayışıyla kalem kayıyor ’’
Hemen belirteyim : Sünniyim. Bazı Alevi arkadaşlarım ‘’Alevi olmaktan gurur duyuyorum’’ Diyor ama ben ‘’Sünni olmaktan memnunum’’ diyorum. Çünkü Sünni ya da Alevi olmanın gurur duyulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum. Hristiyan bir anne ve babadan dünyaya gelseydim muhtemelen %99,9 Hristiyan olurdum. O bakımdan gurur duymuyorum ama Sünni bir ana ve babadan dünyaya geldiğim için memnunum, mutluyum. Hristiyan bir anne babadan dünyaya gelseydim muhtemelen Hristiyan olmaktan mutlu olacaktım.
4- Diyelim ki bütün bu yazdıklarım ‘’ Buhari’de, Müslim’de, Kütüb-ü sittede var’’ Diye salladım. Allah aşkına kaç kişi ‘’Dur bir bakayım’’ Diye araştıracak?
Bir ateist sayfasında Hz. Ayşe Peygamberimize şöyle diyor güya: ‘’ Ya Muhammed, senin ne güzel bir Rabbin var. Her şeyi senin cinsel organının keyfine göre yaratıyor’’ ( Hâşa, sümme hâşa)
Bu nerede geçiyormuş hem de biliyor musunuz? Buhari’de. Adamlar kitabın ve bu satırların geçtiği sayfanın resmini bile koymuşlar. Al sana Buhari…Bilgisayar başında bir sürü Buhari, bir sürü Müslim uydurmak o kadar kolay ki.
*******
Evet…Şimdi kaldığımız yerden devam edelim.
657 yılındaki Sıffin Savaşına kadar Abdurrahman İbn-i Mülcem Hz. Ali’nin yanındadır ki burası çok önemlidir. Talha, Zübeyir ve Hz. Ayşe bile Hz. Ali’nin karşısında yer alırken Abdurrahman İbni Mülcem Hz. Ali’nin yanında yer almış ve Muaviye ordusuna karşı canla başla savaşmıştır. Hakemler olayına kadar da Hz. Ali’ye en sadık insanlar arasındadır.
Lakin Hakemler olayı Abdurrahman İbni Mülcem ve daha pek çok Hz. Ali taraftarı için tam bir hayal kırıklığı olur. Neden mi?
Çok ilginçtir ki bunun sebebini yine Kur’ana dayandırırlar.
Kur’an-ı Kerimdeki Maide Suresinin 55. Ayeti onlara göre Hz. Ali’nin halife olduğunun delilidir. Ortada Kur’an Ayeti dururken Hz. Ali kendi halifeliğinden yani Kur’andan şüpheye düşmüştür. Dolayısıyla da dinden çıkmıştır. Yani kafir olmuştur( Hâşa)
Gelin madem Maide Suresi 55. Ayet ne diyor ona bakalım.
Zamanımızda yazılmış mealerin neredeyse hepsinde ayetin meali şu şekildedir:
‘’ Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü’minlerdir’’ ( KAYNAK : Diyanetin meali )
Bu sure ile ilgili tam kırk meale baktım. Bunlardan otuz sekizinde ayetin meali bu şekildedir ya da buna çok yaklaşıktır.
Ancak Ahmed Hulusi ve Elmalılı Hamdi Yazır’ın meali az farklıdır. Şöyle ki:
Ahmed Hulusi: Sizin Veliniz sadece Allâh’tır, "HÛ"nun Rasûlüdür ve (şu) iman edenlerdir ki, onlar salâtı ikame ederler ve rükû hâlinde zekâtı verirler.
Elmalılı Hamdi Yazır: Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resulü, sonra o iman etmiş olanlardır ki namaza devam ederler ve rükû’ halinde zekât verirler.
Görüldüğü gibi bu iki mealde ‘’ Zekat verirler’’ değil ‘’ Ruku halinde zekat verirler’’ Diyor.
Şimdi denilebilir ki ‘’ Ne var bunda?’’
Dananın kuyruğunu kopartan şey aslında bu çok küçük gibi görünen nüans farkıdır. Çünkü:
Bu sefer kaynaklarıyla yazalım da ‘’ Hani kaynak?’’ Denmesin.
Hz. Ali’nin bir davranışı ayetin "rükû etmiş haldeyken zekât veren mü’minlerdir." kısmı ile örtüştüğü için âyetin, Hz. Ali hakkında nazil olduğu görüşü oldukça hakimdir. Şöyle ki.
Hz. Ali rükû halindeyken yanına gelip de sadaka isteyen bir fakire, parmağındaki yü¬züğü almasını işaret ettiği ve rükû halinde bile tasaddukta bulunduğu rivayet edilmektedir. (Taberî, Câmiu’l-Beyân, VI,186.)
Hz. Ali’nin, rükûda iken tasaddukta bulunduğu anlatılan rivayet Râzî’de, bu âyetin nüzul sebebi olduğu tasrih edilmeksizin geniş olarak anlatılıyor:
Ebu Zerr’den rivayet ediliyor ki o şöyle anlatmış:
Bir gün Allah’ın Rasûlü (asm) ile birlikte öğle namazı kıldık. Mescide bir dilenci geldi ve oradakilerden sadaka istedi, fakat kimse sadaka vermedi. Dilenci ellerini göğe kaldırdı ve: "Ey Allah’ım, ben şehadet ederim ki Rasûlullah (asm)’ın mescidinde sadaka istedim, ama kimse bana bir sadaka vermedi." dedi. Hz. Ali o sırada rükûda idi. O dilenciye sağ elinin küçük parmağındaki yüzüğü işaret etti. Dilenci de gelip onun parmağındaki yüzüğü aldı.
Hz. Ali’nin işaretini ve dilencinin yüzüğünü alıp gidişini Rasûl-i Ekrem (s.a.) de gördü ve: "Ey Allah’ım, kardeşim Musa senden istedi ve: ’Rabbim göğsüme inşirah ver, işimde bana bir ortak ver. Kardeşim Harun’la beni kuvvetlendir...’ dedi de onun hakkında vahiy indirildi; ’Senin pazunu kardeşinle kuvvetlendireceğiz ve ikinize hükümranlık vereceğiz.’ buyruldu. Ey Allah’ım, ben de senin peygamberin, safiyyin Muhammedim. Be¬nim sadrıma da inşirah ver, işimi kolaylaştır, Ailemden bana bir vezir ver, Ali’yi; onunla benim sırtımı güçlendir." diye dua etti.
Ebu Zerr der ki: Allah’a yemin olsun, Allah’ın Rasûlü (asm) daha duasını bitirmemişti ki Cibrîl geldi ve: Ey Muhammed oku:
"Sizin dostunuz yalnız ve yalnız Allah, O’nun Rasûlü ve namaz kılan, rükû etmiş haldeyken zekât veren mü’minlerdir..." dedi. (Râzî, Mefâtîhu’i-Ğayb, Tahran tarihsiz, XI, 26.)
Evet..Sanırım yine de ‘’Hocam tamam da bu ayet Hz. Ali’nin Peygamberimizden sonraki halife olacağına işaret etmiyor ki’’ Diyeceğinizden eminim. Bana göre de öyle. Evet..Bu ayet Hz. Ali’nin, Hz. Muhammed’den sonraki halife olacağını işaret etmiyor. Ancak Hz. Ali o fakire parmağındaki yüzüğü verdiği anda ayet nüzul olduğu için( İndiği için ) [Tabii ki bunlar hep rivayetlerdir] o dönemde yaşayan pek çok müslüman bu ayetin Hz. Ali’nin hilafetine delalet ettiği düşücesinde olmuşlardır.
Sıffin savaşı sonrasındaki Hakemler olayında Hz. Ali’ye ‘’ Hüküm Allah’ındır’’ Ya Ali diyenler de işte bu düşüncedeydiler.
İşte o yüzden Hz. Ali’nin, Muaviye’nin önerdiği ‘’Hakem’’ Teklifine ‘’Evet’’ Demesi kendi halifeliği konusunda şüpheye düştüğü anlamına geliyordu. Kur’an hakkıında şüpheye düşmek de düpedüz küfürdü(!)
Bu gün kimlere benziyor bu hariciler? Vehhabiler, Boko Haram, Taliban, İşid ve daha nicelerinin aynı değil mi?
Devam edecek.
YORUMLAR
Hocam şu "Bana göre de öyle" diye şahsi fikrinizi kısacık özet geçtiğiniz hal hakkındaki geniş yorumunuzu inanılmaz merak ediyorum. Şu başlık altındaki yazı dizisini yaklaşık on kez okudum, kaynakları araştırdım, araştırmayı da sürdürüyorum ama benimki sadece kişisel merak. Lakin şu üç sözcük bir bağlaçlık minicik cümleye dair hayretim geçmiş değil. Ebu Zerr şahit, Hz Muhammed orada, olay ortada, ayet ortada ama diyorsunuz ki halifeliği için yeterli işaret yok! Daha ne olması gerekiyordu?
sami biberoğulları
Bahsettiğiniz o üç cümle dışında daha o kadar çok şey var ki...Madem araştırmaya başlamışsınız mutlaka daha fazlasını da bulursunuz. Nitekim ben yazmaya başlamış ve hatta üç bölüm neşretmiştim ama sonra baktım bu tür bir yazı birleştirici ve bütünleştirici bir etki yaratacağına ayrılığı daha da körüklüyor.
Siz madem araştırıyorsunuz mesela Hz. Ali Tarafından yazıldığı iddia edilen '' Nehc-ül Belağa'' Adlı kitabı mutlaka bulacaksınız. Bu Kitapta bizzat Hz. Ali'nin Halifeliğin kendi hakkı olduğunu, karışıklıklar kavgalar, ayrılıklar olmasın diye Ebubekir, Ömer ve Osman dönemlerinde isteksiz de olsa hakkından vaz geçtiğini söylediğini görürüsünüz.
Daha ne olması lazımdı? Sorunuza gelince:
Bu sorunun cevabı aslında İmamlık konusunda gizlidir.
Bu gün imam basit bir namaz kıldırma memurudur. Oysa Hz. Peygamber ve ondan sonraki kısa dönem için imam o toplumun hem dini, hem de siyasi lideri demektir.
Hz. Peygamberin bu durumda Hz. Ali'yi imamlık makamına getirmesi gerekirdi halife olarak onun yerine geçmesi için. Oysa Hz. Ebu Bekir'i getirmiştir.
Hz. Ali lehine '' Onu seven beni sever, ona düşman olan bana düşmanlık eder'' diyerek kendi vefatından sonra ehl-i beytini koruma altına almayı istemek ayrı bir şeydir. '' Benden sonra bu devleti sen yöneteceksin'' Demek ayrı.
Ayrıca....Biat konusunu da atlamamak lazım. Eğer ki Müslümanlar ( Ki yaklaşık hepsi sahabedir o dönemde ) ''Hz. Ali dururken bir başkası halife olamaz'' Dememişler ve Hz. Ebubekir'e biat etmişlerse bunda artık tartışılacak bir şey kalmamıştır.
Selam ve sevgilerimle.
chaotica
Bu arada yanıtınız için teşekkürler.
sami biberoğulları
Mesela?
Mekke'nin fethinden sonra Hz. Ali, peygamberimize gelerek '' Ya Resulallah ! Bu güne kadar senden kendi adıma hiç bir şey istemedim. Bu gün ise kendi adıma senden Kabe'nin anahtarını bana vermeni istiyorum'' der. Peygamberimiz ise bu isteği reddeder ve anahtarı daha onca elinde bulunduran kafire verir. ( Bu ismi bulabilirim eğer merak ediyorsan.)
O kafir kişi bu adalet karşısında hemen Müslüman olur.
Ali'yi makam, mevki gibi işlerden uzak tutmak istemiş olabilir.
chaotica
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
bu insanoğluna dünya ve nimetleri fazla ve insan azacaktir ayeti her fırsatta ispat edilmiş. Kafirun suresi ne güzel bir suredir bu bağlamda bence. çok karışık bu yazın kafam karıştı rivayet hadis ki peygamberimiz öldükten laç yıl sonra dünyaya gelmiş amcanın yazfıkları KurAndan yeğ tutulur hale gelmiş.
İNSAN AZACAKTIR. AL-İMRAN SURESİ.
din maskesiyle kıyılan her can için Allah lanet etsin kıyanlara destekleyenlere. işidmiş *oko harammış sapkın sapık tayfası. Elin gavuru kendi hapishanelerindeki suçlulardan örgüt kurup afrika ve ortadoğu ülkelerinin başına sarıyor ama entarili bacılar güç birliği edip bu belayı defetmek yerine açıktan ya da el atından bumlatı destekleyip kan nehirlerini coşturup avpanın isevisinin işini kotarıyor. bu nimet bu nanköre fazla.
Filiz Şahin. tarafından 6/19/2016 12:56:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
öZELLİKLE ENTARİLİ BACILAR ( Kİ BEN ONLARA KAHPELER DİYORUM) BENZETMEN HARİKA OLMUŞ.
SELAM VE SEVGİLERİMLE.
şunu demeden geçemiyeceğim bu yazıyı başkası yazsaydı MALUM şeyler kardeşim der okumazdım bile
lakin sizin yazdığınızı görünce bu iş böyle oldu
ayrıca
la feta illa ali
la seyf illa zülfikar
altında da peygamberimin adı var
insafı falan geçiniz üstadım bana bunu ispat et ya da bu böyle deniyor de de yargıyı bana bırak bak o olabilirdi
hoşcakal
yok,sul tarafından 6/19/2016 11:52:38 AM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Konu resimdeki kılıç ise hemen belirteyim:
Resimdeki kılıç tabii ki Zülfikar değil. Temsili bir Zülfikar resmi.
Bu resmi aldığım yerde kılıcın üstünde Hz. Alinin remi olduğu iddia edilen ve herkesin bildiği resim de vardı ama sildim o resmi. Zira o resmin Hz. Ali olduğuna hiç bir zaman inanmamışımdır.
Peygamberimize izafe edilen hadise gelince:
Daha düne kadar sahih denen pek çok hadise günümüzde ''Uydururk'' Deniyor.
Hadis apayrı bir bilim dalı. Bunun için ilahiyatçılar senelerce tahsil görüyorlar. O bakımdan bahsi geçen hadisin gerçek mi uyduruk mu olduğu konusunda söz bana düşmez. Ancak asırlardır bilinen bir şey olduğu kesindir. Tıpkı İstanbul bir gün elbet feth olunacaktır....'' Hadisi gibi.
Bu meşhur hadisin sıhhati hakkında birçok araştırma yapılmış ve bu konuda olumsuz görüş bildirenler olmuştur. Hadisin isnad açısından son derece zayıf olduğu ve tek sahabîravisi olan Bişr el-Ğanevî’nin de yeterince tanınmadığı söylenmektedir.[2] Ayrıca hadis, ferdi mutlak bir rivayet olmasından dolayı da eleştirilmiştir. Yani hadisin ilk üç ravisi bu rivayette tek kalmışlardır. Birçok sahabînin bilmesi gereken bir hadisin sadece bir sahabî tarafından rivayet edilmesi bir problem olarak görülmüş ve en azından İstanbul’un muhasarasına katılan sahabîler tarafından bilinip rivayet edilmesinin beklendiği savunulmuştur.[3] Müslümanlar için İstanbul’un fethinin önemi dolayısıyla, fethin kutsal bir ideal halinde canlı tutulması amacıyla bu hadisin ortaya çıkarıldığı düşüncesine de yer verilmiştir.[4] Ancak, sebepleriyle belirtilen bu olumsuz eleştirilere rağmen, hadisin ravilerinin güvenilir olması sebebiyle, genel görüş olarak sahih olduğu kabul edilmiştir.[5]
Kaynaklar:
[2] İbik, Hasan, İstanbul’un Fethi Hadisi, İlahiyat, Ankara 2004, s. 36.
[3] İbik, Hasan, a.g.e.,s. 37-38.
[4] İbik, Hasan, a.g.e.,s. 39.
[5] Çakan, İsmail Lütfi, İstanbul’un Fethi Hadisi, s. 47-56; Yardım, Ali, Fetih Hadisi Üzerine Bir Araştırma, s. 118-119; Kulat, Mehmet Ali, İstanbul’un Fethini Müjdeleyen Hadisin Değerlendirilmesi, s. 9; Aslan, Adem, Fetih Hadisleri, s. 44-46.
BÖYLE BİR HADİS BİLE ŞÜPHELİ İKEN SENİN '' LA FETA İLLA ALİ, LA SEYFE İLLA ZÜLFİKAR'' HADİSİNİ KABUL ETMEMEN ASLINDA YADIRGANACAK BİR ŞEY DEĞİLDİR AMA BU DURUMDA HADİSLERİN NEREDEYSE TAMAMINI KABUL ETMEME GİBİ BİR DURUM ORTAYA ÇIKAR Kİ BU DA SAKINCALIDIR.
evet molla kasımların dibi dabanı yoktur dostum
şunu diyeyim ki şeytanın büyüğü şehvet yaratıklarında bulunur
şehavet i allah ın bir niğmeti olarak görür iken
hakkın
insanı kendimi bilmek için yarattım dediğinde hak ( kaynağı yok )
şehavet i sizin için mi yarattım demiş oluyor acaba :)
başka bir konuda yazsanız alkışlar giderdim
lakin bu konu çizmeyi aşan ayakkabıcının hikayesinden başka bişi değil
TEKRAREN DİYORUM : YAZINIZ HZ. ÖMERİN İRAN I FETHİNDEN SONRA ŞEKİLLENEN ŞİA NIN MÜSLÜMANLARA YAPTIĞI OYUNA ALET OLUYORSUNUZ ermeniler ''günümüzde'' bunu bütün varlıkjlarıyla desteklerler anma bu iş yahudi oyunudur kökeninde sizde şu an çanak tutmaktasınız
hz. aliyi öldüren zihniyetin hz. muaviyeden geçtiği esas değilmidir yanii azmettiricisi :)
bu yazı ''o'' başka bişi değil haşalara gerek yok azizim dinden çıkılmıyor ki
sonra hz. hamzayı katleden hz. yahşidir değil mi hikayesi vardır
ve uhut savaşını neredeyse kaybetmemizi sağlıyacaktı halit ibn i velittir onca müslümanı gözünü kırpmadan kılıçtan geçirmemişmidir
ya da hz. ömer islam olmadan önce kız çocuğu gömmüş müdür gömmemişmidir valla bilmiyorum
padişahları bilirsin bizimkileri halife padişahları: çatır çatır kardeş kanı dökmemişlermidir acaba
o yüzden kaderdi fitneydi yaşandı bitti
pekii düşmanlarım ne etti zayıf yerden nüksetti
nüksetsin abi herşey ortada pkk ney idiyse türkiye cumhuriyetine bölmek parçalamak adına
bu iş te odur ve daha da koyusudur dostum
ayrıca ebu hureyre nin hadis silsilesini vahhabiler çok tutarlar
şimdi sana bir soru: hangi yaratılmış şehvet üzere değildir bana söyle adamlar sineğin kanadında döllerini göndermiyorlar mı ( polen döl değil midir )
hangi yediğin yemek seni neye cezbetmiyor abi
senin bilmemne uzvun yoksa öl daha iyi ağzına keseyim
keselim bakalım cennete mi gidersin cehenneme mi
buyrun size birsürü ufak tefek yanlış irdelenmiş malzeme
buyurun
sahih buharideki yukarda bahsettiğiniz hadisi açmadaki ustalığınızı bu yazıyı yazarken de kullanıyorsunuz
yani yanılmıyormuşum değil mi...
gark olduğumuz şehvete mağlup geliyor yâr
yoksul idi furkân garibim göz yaşa gelsin.....................buyrun bu da benzeri
haydi kal sağlıcakla
saygılarımla
yok,sul tarafından 6/19/2016 1:03:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
sami biberoğulları
Ben sana cevap yazdım. Hangi kaynakta geçtiğini belirtiğim ama sen henüz iddia ettiklerinin hangi kaynaklarda geçtiğini yazmadın. Ben senin pek çok soruna cevap verirken sen benim bir tane bile soruma cevap vermedin. Zaten cevap verecek olsan da yanlış olacak çünkü Hz. Ali ile Ömer'i, Kabe ile Hacer-ül Esvedi bile karıştırıyorsun değil ki diğer olayları...
Şinaın oyununa filan geldiğim yok zira bu yazıyı tamamen kendi irademle yazıyorum.
Hz. Ali'in nasıl şehid edilidiğini anlatmaya çalıştığım bir yazıyı anlamsız itiriazların ile bir Alevi-Aünn,i çatışması haline getiren sensin.
Yahu daha iki gün önce Nihat Hatipoğlu anlattı bu konuyu. Hem de aşağı yukarı aynen böyle.
Onu seyreden ve dinleyen binlerce insan vardı. Ne sünniler Alevilere saldırdı ne de Aleviler Sünnilere.
Saldırı ne zaman olur biliyor musun?
İki taraftan birine ''Sen sus, konuşma'' dendiğinde.
Sen bir yerde '' Emin Oktay'ın tarihi bize yeter de artar, Ne diye karıştırıyorsun '' Diyorsun. Ama görüyorsun ki yetmiyor.
Ve son olarak değerli dostum.
Yazdıkların ithamdan öteye gitmediği için sana artık cevap yazmayacağım.
Selam ve saygılar.