Serseri !
Bu öyküyü, düşleri dölyatağında saklı kalmış kıskanç erk’ler okumasın, tekin değildir satır araları..
Bu sızıyı namus tüccarları satın alıp pazarlamasın, ağu çalar dudaklarını..
Bu öyküde iki sokak kedisinin tırnakları saklıdır, sırçadan saraya kurulanlar yaralanmasın..
Bu öyküyü isyanı kasıklarında büyütenler, küfrü çaresizlere dil edenler okursa ancak tad alır.
Bu öykü dünyamızın ötekilerinin ürünüdür, berikiler sakın ola sulanmasın.
Camdan küplerin biribirine eklemlenip uc uca sevişerek genleştiği bir gece yarısydı.
Gökyüzü, kasıklarını döle teslim etmemişliğin yağmurunu taşıyordu.
Yıldızlar gebeliğe namzet, aldı alacaktı karaboşluğu dibine..
Islaktı, parke taşlarının arnavut kaldırımlarına göbeklendiği caddeler.
Islaktı sırılsıklam.
Karakedi ayazlamış sesine katmak istedi sokağın en serseri dişisini.. gerindi, kemani kuyruğuna sidik kokuları siğdirerek, panterleşmeğe adaydı..aday..
Birde, kamburunun sırtına yığılmışlığı olmasa, kızgın damları sulamaya adaydı aday..
Yaşını başını terketmiş babamsı havaları yırtmalıydı; ama, nasıl..
Bu takat, bu yüzölçümü çatılara kapalı, perde aralarında sızan ışığa açlık olmasa..atlayacaktı bir hamlede serseri kedinin ensesine geçirip çürük dişlerini..
Basacaktı naraları.. ulan varmı şaşı gözle serserime ayık bakan!
Ve sustu..
Vargir dedi.. hadi geçti senden.. eski günlere özenmekle dolmuyor bu düş kırıntıları..
Vargit dedi.. bu sığıntı ayaklarla atlanmıyor çatı araları..mesafeya nasıl katlanır kasları sızıntılı yaraları..
Vargitler üçleşince; daraldı çatı araları..serseri kedinin gözleri cam küpte karakarelendi, tüyleri dikenlendi, dansetti başkalanışları..başbaşalık çağrıları yerleşti.. başbaşa gözgöze burunburuna..mırıldamaları..
Camküpler milyarlaştı bir tırnak çizgisinde koşar adım, ipleşti ufuk noktasına izi..okyanuslara daldı, mercanlarla özleşti, balık pullarında sadeleşti..yunuslaştı..filleşti..asya’laştı..
Asya, eğrilmiş kıvırcık sakalını göğüs kafesine ilikleyerek dirleşti.. :
“Bu başka bir ileti. Başka bir yakarış, Başka bir ateş tufanı.. Nuha teslim etmem dedi sizleri..bu kıtalararası muhabbeti, bu mağma kaçkını alevi Sadi’leştireceğim oturun şöyle dizim dibine dinleyin beni..
Sevdanız için terki diyar edeceğiniz dünyanız varsa, özgürlüğünüz için feda edeceğiniz kendinize merhaba..çoğaltın birbirinizi, tırmıklayın gübresi bol toprağınızı, açın musonlara göğsünüzü..bu tohum bire bin verir billah!
Akıntısına adayın Ganj’ın küllerinizi..erişeceğiniz menzilinizde darlık olmaya! “
Dualar ayazlanmadan, karadeki iki kaş arası yarıyaş gençleşti.. iki göze iki çeşme yerleşti..
Yerkabuğu aşka geldi..kıtalar çatırdadi.. bir deprem ki, tüm fildişi kaleler yıkıldı..karakedinin sağrısına saplanmış yıldırımlar uçurdu onu..kızgın damların kremitlerine sıçradı..
Karakedi karakarelerde serseri serseri..serseriyle serseri leşti..!
.............
Bu öykü susmayacak miyavlamasını sürdürecek, mart mart martlaşacaktır..
Bu böyle biline
Beklene !
Volkan Kemal
8 MART 2009
YORUMLAR
Ne güzel olur-du...olmalı, oldurmalı.."peki, ama nasıl'ın yanıtı, hem bütününde, hem satır aralarında.. -insan-a rağmen... susmamayı, ilke edinerek..
Volkan70
yorumunuza tesekkurler
Dostlukla hep