- 422 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BOŞA GEÇMESİN ZAMAN
Günler, aylar, mevsimler geçtikçe seviniyoruz. Oysa bütün bu değişimler, zamanın bitimine doğru yapılan bir koşudur. Ne var ki bu durumu algılaması gereken biz insanlar maalesef gaflet içindeyiz. Zamanın bizler için hiç bitmeyeceği zannı içinde dünyevileşmekten vazgeçmemekteyiz.’’ Mal sahibi mülk sahibi nerde bunun ilk sahibi. Malda yalan mülkte yalan var birazda sen oyalan’’.
Dünya hayatı oyalanma, süslenme, övünme ve daha çok mal ve çocuk sahibi olma davasından ibarettir. Ancak bunu idrak edebilenler kavramakta ve zamandan tasarruf için zamanı doldurmaya çalışmaktadır. Çünkü zaman israf edilebilecek bir nimet değil, tam aksi değerlendirilmesi gereken bir kıymettir.
Zamanın her anını müspet değerlendirmek lazımdır. Çünkü aynı zaman bir daha geri gelecek değildir. Akıllı insan zamanı öyle müspet değerlendirmeli ki maksat hasıl olabilsin ve zaman kıymetlendirilebilmiş olsun.
Zamandan israf, ömrün bereketini azaltmak demektir. Ömrün en güzel yanı, zamanın en güzel değerlendirildiği andır. İdrak ve izan dışı yaşayanlar, vakitlerini nasıl geçireceklerini düşünürler. Akıllı ve imanlı insanlar ise, nasıl tasarruf edeceklerini düşünürler. Çünkü zaman kaygan bir zemindir asla tutulamaz. Zamanın
nen güzel değerlendirilmesi ise geride iyi hatıralar bırakmaktır. Zamanı sadece nefsi istekler adına kullanmak, Ahret hayatını unutmak demektir. Ahret hayatını unutarak zaman geçirenler de çok büyük kayıptadır. Zira inanan veya inanmayan herkes Ahirette hesaba çekilecek ve zamanı nasıl geçirdikleri sorulacaktır.
Her anın geçişi bize ölümü ve ölüm öncesi hazırlık yapmamızı hatırlatmalıdır. Ama bizler bunu duymazlıktan gelip, dünyaya hizmet için koşturup durmaktayız. Zira kanaatkâr değiliz. Adapazarı’na sahip olsak, Marmara bölgesine, Türkiye’ ye ve Dünya’ya nasıl sahip olabiliriz diye düşünmeye başlarız.
Zaman içinde elde edilen malların, evlatların, makamların vs. tamamı fanidir. Baki olan hayırlı amellerdir. Zaman gönül dünyamızın kandilidir. Tasarruflu kullandıkça, daha fazla hayra vesile olabilecek amellerde bulunmak mümkün olur. Kandil nasıl olsa benimdir diyerek sonuna kadar açar ve kullanırsak çabuk tükeneceğinden şüphemiz olmadığı gibi, zamanın bitmeyeceğini sanmak da aynı sonucu doğurur. Zamanı hayra yönelterek, kâr payımızı artırmalıyız. Aksi kurtuluşumuza mani olur
Zamanı değerlendirmek, maziye dönmemek, istikbale güvenmemek, anı değerlendirmek ile olur. Zira geçen geçti ömür yetmeyebilir. Ama zamanı değerlendirmek elimizdedir. Onun için zamanı boşuna harcamayıp ona yapışarak hayra vesile kılalım. Her geçen günün kendine yetecek kadar derdi vardır. Geçmiş zamanla meşgul olmak, şimdiki zamanı da zayi eder
‘’Kimler geldi kimler geçti neler neler istediler. Hepsi bu dünyadan göçüp gittiler. Sen hiç gitmeyecek gibisin değimli? Senden öncekiler de senin gibi idiler’’
Her geçen güne veda, gelen yarına selam.
O gerçek randevuya asla yok menfi kelâm. (H.M.) Saygılarımla
YORUMLAR
Merhaba Halil Bey, sizin yazınızda da okuduğum gibi, her nedense, sürekli mütevazi ve öbür dünya yaşamından bahsedenlerin büyük bir çoğunluğu en çok dünya malına sahip olanlardır. Belki siz bunların içinde olmayabilirsiniz, ancak tanıdıklarımız ve de medyadan öğrendiklerimiz sürekli bizi doğru çıkarmaktadır. Bunu neden yaptıklarını bir gün yazarsanız memnuniyetle okurum. Selamlar