- 1087 Okunma
- 7 Yorum
- 2 Beğeni
BU DA GELİR, BU DA GEÇER…
Bayağı uzun olacak ama idare edin artık. Kısaltamadım.
------------------------------------------------------------------------------------------------
Dünyanın en eski ve en önemli düşünürlerinden Aristoteles ‘’ İnsan Düşünen bir hayvandır’’ Demiş.
Onun yaşadığı devirlerden bu güne kadar da insan için ‘’ İnsan alet yapabilen bir hayvandır’’ tanımlamasından ‘’ İnsan dik yürüyen bir hayvandır’’ tanımlamasına kadar pek çok tanımlaması yapılmış insanın.
Yani düşünürler, düşünmüş, düşünmüş - bazı nüans farkları olsa da- neticede insanın hayvan olduğu ortak paydasında birleşmişlerdir. Yani öyle ya da böyle insan hayvandır(!)
Daha sonra Darwin adındaki bir bilim adamı tam olarak ne demiş neredeyse hiç kimse bir mok anlamasa da kimilerine göre ‘’Allah filan yok, evren kendiliğinden var oldu’’ Demiş; kimilerine göre de ‘’ Yok yahu Allah var. Kainatı da o yarattı ama insanoğlundan önce maymunu yarattı. İnsan da maymundan evrimleşerek bu günkü halini aldı’’ iddiasında…Bu arada maymunun kendiliğinden var olduğu, zamanla evrimleşerek insana dönüştüğü filan da söylenenler arasında.
Dedim ya Darwin tam olarak ne demiş, ne Darwincilerin, ne de Darwin karşıtlarının kesinlikle anlayabildikleri ve anlatabildikleri bir konu değil. Başka ülkeleri bilmem ama bizim ülkede özellikle ateistlerin - yeni gelininin dört elle sarıldığı nesne gibi- sarıldığı bir şeydir Evrim teosrisi. Buna mukabil karşıtları da ‘’ Oğlum insan maymundan türemiş olsaydı biz maymunla çiftleştiğimiz zaman yavrularımızın olması gerekirdi. Bunu deneyenler olmuş ama ne maymun ne de insan dünyaya gelmemiş.’’ Diyerek Evrim teorisini yerlerde süründürmenin(!) dayanılmaz hazzını yaşarlar bu ülkede.
Her neyse..Neticede öyle anlaşılıyor ki Darwin ve Evrim Teorisine ve dahi bu teoriye inanlara göre insan sadece hayvan değil, atalarının atalarının ataları da hayvan. Yani rahmetli babamın bize( bana ve kardeşlerime) dediği gibi ‘’ Heyvan oğlu heyvan’’
Durun ! Unuttuğum bir şey daha var: Evrim teorisi için ‘’Saçmalık, olur mu lan öyle şey?’’ Diyen pek çok vatandaşımız, evlatlarına ‘’Eşşek sıpası’’ Derken Evrim Teorisinden daha ileri girmiş olmuyorlar mı? Hani yani maymundan gelmek biraz daha mantığa uygun çünkü arada bir benzerlik var. Peki eşek?
Ha bu arada benden duyun aslında atalarımızın ne olduğunu: Efendim insanın atası aslında PATATES ve ERİKdir. İnanmazsanız inceleyin. Yer yüzünde toplam 48 kromozoma sahip olan üç canlı var: İnsan, patates ve erik. ( Şimdi İlhan Kemal ‘’Hayır Hocam ! Karpuz, yerelması, ebegümeci de 48 kromozoma sahiptir. ‘’Derse ya da hiç ummadığım bir bitki veyahut hayvanı örnek verirse hiç şaşmam. )))))))( Ben bu kadarını tespit edebildim yahu. Ne yapayım.)
*******************************************************
[ Aynen dediğim oldu. Buyurun:
İLHAN KEMAL’İN YORUMU:
Öncelikle adımı anmanız beni çok mutlu etti; bunu belirtmek isterim.
Patateslere bir itirazım olmayacak (hatta 48 kromozomlu canlı listesine tütünü ekleyebilirim; daha ileri gidip insansı maymunlardan şempanze, goril ve orangutanların ve en güzeli mandanın 48 kromozomlu olduğunu söyleyebilirim) ama asıl sorun insandaki kromozom sayısı 48 değil 46 olması (Amerikan Ulusal Tıbbi Kütüphanesine göre: ghr.nlm.nih.gov/primer/basics/howmanychromosomes)
46 kromozomlu canlılar arasında çeşitli yarasa ve fare türlerini, iki ayrı antilop türünü gösterebiliriz. Patates ya da erik yerine fare ve yarasa da işinizi görür sanırım. Saygılarımla.
[Etkili yorum olarak seç] Etkili yorum nedir?
BU DA BENİM CEVABIM:
sami biberoğulları 15 Haziran 2016 Çarşamba 02:16:57
Değerli Hocam.
Bak yemin ediyorum.
Vallahi de billahi de insan ve patatesin kromozom sayısının eşit olduğunu bizzat bir profesörden duydum. Oktay ya da Oktar Babuna ( Bu baba oğulu çok karıştırırIm. Bahsettiğim kişi Adnan Hocanın mürüdi olan oğul değil, onun babası.)
İnsandaki kromozom sayısı elbette öğretilmişti biyoloji derslerinde. İlle velakin unutmuşum. Ama şu patates olayını adım gibi hatırlıyorum. O bakımdan da yazıyı yazarken bir daha bakmadım kaç kromozomumuz olduğuna.
Şimdi baktım evet..46 Kromozom varmış.
Bu durumda ne yapıyorum:
Sizin yorumunuzu ve benim cevabımı yazıya aynen ekliyorum.
Çok çok teşekkürler.
Selam ve sevgiler.
Tarihçi adamsın..Ne işin var biyoloji le ))))))))))) ( Kendime dedim )]
*********************************************
Benim rahmetli peder yine de daha bilimsel yaklaşmış konuya. O hiç bir zaman ‘’Eşşoğlu eşekler’’ demedi bizlere. ‘’Heyvan oğlu heyvanlar’’ Dedi hep.
Of yaaa. Konuyu darmadağın ettim. Anlatmak istediğim şey oldukça ciddiydi halbuki. Toparlamaya çalışayım.
Geçenlerde TRT 1 Televizyonuna çıkan bir konuşmacı ‘’ Namaz kılmayanlar hayvandır’’ Demiş.
Tabii ki kıyametler koptu: Bu güne kadar maymunluğu kabul ettik, eşşek sıpalığını kabul ettik, heyvan oğlu heyvan olmayı kabul ettik, düşünen hayvan, dik yürüyüşlü hayvan, alet yapan hayvan olmayı kabul ettik de ‘’Eğer namaz kılmıyorsa ‘’ şartı ile hayvan olmayı kabullenemedik..
‘’Eeee?’’ Demiyorsunuz. Çünkü artık alıştık bu tür vatandaşlara ve onlar ile başlayıp, bir kaç gün saman alevi gibi parladıktan sonra tıss diye sönen yangınlara. Yani polemiklere.
Bu da öyle olacak. Adım gibi bildiğim halde yine de yazıyorum salak salak.
Şimdi o konuşmacı vatandaşa şöyle bir soru yöneltsek:
-Hocam ! Namaz kılmayan insan hayvan ya, Peki bu insan birdenbire namaza başlarsa ne olur?
Alacağımız cevap %100 ne olacaktır?
-Eğer namaza başlarsa insan olur.
Devam edelim o halde:
-Hocam! Yani hayvanken insana dönüşür değil mi?
-Evet. Kesinlikle öyle olur.
-Peki hocam ! Bir soru daha sorayım. Evrim var mıdır? Yani insanlar hayvandan insana dönüşmüş olabilir mi?
-Hâşa, sümme hâşa. Bir hayvan insana dönüşebilir mi hiç? Böyle bir şaçmalık olabilir mi?
-Ama siz demin ne dediniz? ‘’Tekrar namaz kılmaya başlarsa hayvandan insana dönüşür.’’ demediniz mi? Yani siz aslında Darwin’i de solladınız da farkında değilsiniz. Darwin sadece hayvanın insana dönüştüğünü iddia ederken, siz insanın da hayvana dönüştüğünü söylüyorsunuz.
Evet…O hoca ile böyle bir konuşma olur muydu aramızda olmaz mıydı bilemiyorum ama ona en azından ‘’ Hocam şu söylediklerini, alnı secdeye hiç gelmemiş insanların icat ettiği televizyondan, onların icat ettiği mikrofonlar vasıtasıyla anlatmamış olsaydın bir nebze daha etkili olurdu belki’’ Demeyi çok isterdim doğrusu. Ya da ‘’susuz bir köpek için kuyudan su çekerek ayakkabısına koyup içiren ama çevresinde kötü kadın olarak bilinen, alnı secde görmemiş bir kadın için peygamberimizin(S.A.S) ‘’ O kadın cennetliktir.’’ Deyişini nereye koyacağız?’’ Demeyi çok isterdim.
Bahsi geçen kişi maalesef namazın önemini anlatayım derken bir çuval inciri berbat etmiştir.
Bu madalyonun bir tarafı.
Madalyonun öteki tarafında böyle bir polemik konusunu fırsat bilip tam bir Yahudi kurnazlığı ile Sünni İslam’a ve onun benimsediği esaslara saldıranlar var. Oysa tepki gösterilecek şeyin namazın önemini oldukça yanlış, oldukça kötü ve bir din adamına asla yakışmayacak bir şekilde ifade eden bahsi geçen kişi olması gerekmez mi?
Yani maalesef pek çok vatandaşımız hocaya kızmış, bu arada ‘’Fırsat bu fırsat’’ diyerek camiyi de yakmış.
Evet..Maalesef özellikle Sünni İslam dünyasında bu tür hataları bilerek ya da bilmeyerek yapanlar olunca Sünni İslam dünyasının dışında olan tüm güçler el ele verip yanlışlığı yapanı değil, direkt Sünni İslamı hedef alıyorlar.
Çıkıyor birileri (Ki çok sevdiğim, efendiliği, nezaketi ve dürüstlüğü ile her zaman takdir ettiğim bir arkadaşımdır.) rahat rahat ‘’ Namaz diye bir şey yok. Kur’anda namaz diye bir kelime geçmez, ‘’Salat’’ Geçer, Salat da duadır, dua her yerde edilebilir. Onun vakti, saati yoktur’’ Diyor.
Kur’anda ‘’ Namaz’’ Kelimesinin geçmediği doğrudur. İlle velakin Kabenin üzerinden ‘’ Hayya alessalat’’ Diye seslenen Bilal-i Habeşi, insanları dua etmeye mi çağırdı?’’ Haydi duaya ‘’ mı dedi yani? Hani duanın yeri ve saati yoktu? Ne diye insaları toplu halde dua etmeye çağırmış ki?
Şimdi böyle bir soru sordum ya ‘’ Ne Bilal-i Habeşi’si kardeşim ! Öyle biri de yok. ‘’Diye cevap almaktan korkuyorum. Hatta daha da ileri giderek ‘’ Ne Kabe’si yahu. Kabe diye bir şey yok’’ da denilebilir.
Müslümanlar almışlar ellerine Kur’anı .
Biri ‘’ Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte verkeû mear râkiîn ‘’ ayetini ‘’ Namazı kılın, zekâtı verin. Rükû edenlerle birlikte siz de rükû edin.’’ Olarak yorumlamış ve ‘’ Evet Kur’anda namaz kılmak, rukuya gitmek vardır’’ Demiş. Yani bu ayetteki ve daha pek çok ayetteki ( yaklaşık 86 ayette geçer) ‘’Salat’’ı namaz olarak yorumlamış.
Buna mukabil bir başkası da yine almış Kur’an-ı Kerimi, açmış Yunus Suresinin 17, 18 ve 19. Ayetlerini…
Önce bakalım bu ayetler ne demiş:
Yunus Suresi 17. Ayet: …Isbir ala ma yekulune veskür abdena Davude zel eyd innehu evvab
Yunus Suresi: 18. Ayet: .. İnna sehharnel cibale meahu yüsebbıhne bil aşiyyi vel işrak
Yunus Suresi: 19. Ayet .. Vettayra mahşurah küllül lehu evvab .."
Meallerini yazalım şimdi de:
Yunus Suresi 17. Ayet: ...17-Şimdi sen onların dediklerine sabret de güçlü kulumuz Davud’u an! Çünkü o evvab idi.
Yunus Suresi 18. Ayet: Biz dağları onun emrine vermiştik, akşam ve işrak vakti onunlar birlikte tesbih ederlerdi.
Yunus Suresi 19. Ayet: Kuşları da toplu olarak (onun emrine vermiştik ). Hepsi onun için terci yapardı.(ona uyarak ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi).."
Evet…Birileri de Yunus Suresi 17. Ve 19. Ayette geçen ‘’Evvab’’ Kelimesini ‘’Dönme’’ Yani ‘’Semah’’ Olarak yorumlamış.
İlle velakin gel gör ki ‘’Salat namaz’’ Değildir diyen ‘’Evvab’’ ın semah olduğunu iddia ederken ‘’Evvab semah anlamında dönme değildir.’’ Diyen de ‘’ Salat’’ ın namaz olduğunu söylemiş.
Yani her halukarda Kur’an -ı Kerimde ‘’ Namaz’’ kelimesi de açık açık yok, ‘’Semah’ da..
O halde ‘’Evvab’’ için ‘’Semah’’ Diyenin ‘’Salat’’ için ‘’ Namaz değildir’’ Deme hakkı var mı? Yok.
Peki ‘’Salat’’ için ‘’ Namazdır’’Diyenin ‘’Evvab’’ İçin ‘’Semahtır’’ Diyene ‘’ Hayır değildir’’ Deme hakkı var mı? Hayır yok.
Bu durumda doğrusu nedir?
Doğrusunu yine Kur’an –ı Kerim söylemiş:
‘’Lekum dinikum veliye din’’ ( Senin dinin sana, benim dinim bana)
Ve en doğrusu haşir günü yüce divanda toplanıncaya kadar kendi inancımıza göre yaşamak ama başkalarının inancı hakkında hüküm vermemek…Hâşa kendimizi yüce yaratanın yerine koymamak.
Neyin Kur’anda var olduğu, neyin olmadığının herkese gösterileceği o ana çok kalmadı. Az daha sabır.
Bu arada özellikle kul hakkına dikkat etmek lazım.
Daha dün bir tv programında Fatih Çıtak adlı Sünni Hocaya bir soru soruldu: ‘’ Hocam ! Müslüman olmayan bir insanın kul hakkı olur mu? Müslüman olmayan bir insanın kul hakkından da hesaba çekilecek miyiz?’’
Cevap oldukça dehşet verici:
-Aman kardeşlerim ! Özellikle Müslüman olmayan birinin kul hakkından korkun. Çünkü Müslüman’ın kul hakkı için teraziye sadece bir alacak verecek konuyor. Oysa Müslüman olmayanın kul hakkı için teraziye doğrudan doğruya imanınız konuyor. O bakımdan Müslüman olmayanın kul hakkına çok daha fazla dikkat etmek gerekir.’’
Sözlerimi önce Aşık Daimi’nin, sonra da naçizane benim bir şiirim ile noktalıyorum:
SÜNNİ İSEM ALEVİYSEM NE ÇIKAR.
Göremiyor isem gerçek varlığı
Sünni isem Aleviysem ne çıkar
Sanat edindiysem sahtekarlığı
Sünni isem Aleviysem ne çıkar
***
İnsanlık giderken hep ileriye
Bizler inadına kaldık geriye
Gelmedikçe cehaletten beriye
Sünni isem Aleviysem ne çıkar
***
Kemaletim hidayetim olmazsa
Marifet suyundan kabım dolmazsa
Benden insanlığa eser kalmazsa
Sünni isem Aleviysem ne çıkar.
***
Gayet inatçıysam gayet zorbalı
Gündüz tesbihliysem gece kavgalı
Olmadıkça insanlığa faydalı
Sünni isem Aleviysem ne çıkar
***
Daimiyim nefse galip olmazsam
İlme fazilete talip olmazsam
Ele dile bele sahip olmazsam
Sünni isem Aleviysem ne çıkar
AŞIK DAİMİ
NE YAZAR?
Bir adem ki omurga yok, yürek yok.
Gönlü olsa, gönsüz olsa ne yazar?
Böylesine şu acunda gerek yok.
Canlı olsa, cansız olsa ne yazar?
Bir garibe ’’Buyur ’’ Demez konağı,
Bir mecnunu ak-pak etmez yunağı.
Çukur gamzeleri, o al yanağı,
Benli olsa, bensiz olsa ne yazar?
Doyurmaz fakiri, açlıktan koksa.
İşkembeden gönderir karnı toksa.
Umulur ki ehl-i dil olsun; yoksa,
Denli olsa, densiz olsa ne yazar?
Bakarsın ki adam yoktur neslinde.
Hayvan bile denmez ona aslında.
Köçek olur şedarâbân faslında.
Donlu olsa, donsuz olsa ne yazar?
İşi gücü palavrada, mavrada.
Ölü soyar, elleri kadavrada.
Bir gün kilisede, bir gün havrada.
Dinli olsa, dinsiz olsa ne yazar?
Arar isen nesebini, soyunu.
Oymağını, obasını, boyunu.
Ha onu gör ha da bizim koyunu
Yünlü olsa, yünsüz olsa ne yazar?
Bir şey sanır kendisini, şişinir.
Huyu o dur: Kaşınır da kaşınır.
Nerde külhan, gider orda eşinir.
Ünlü olsa, ünsüz olsa ne yazar?
Altın sırma olsa bile kaputu.
İki metre nihayeti çaputu.
Gül ağacı, o en halis tabutu.
Enli olsa, ensiz olsa ne yazar?
Sami yine kaldı hiçin hiçinde.
Nedeninde, nasılında, niçinde.
Eğer ki kol kırılmışsa içinde.
Yenli olsa yensiz olsa ne yazar?
Resimler:
1- İnsanın gerçek atası patates (Valla ben o profun yalancısıyım. O dedi)
2-İnsanın atası olma ihtimali kuvvetle muhtemel olan bir başka varlık: Erik
3- Malum hoca
4- Aşık Daimi
5- Ben tabii ki.
YORUMLAR
Değerli hocam, Müslümanın/Müslümanlığın, Allah'tan başka hiçbir şeye secde edilemeyeceği tebliğine, mesajına vakıf olunabilse, erilebilse!...
İşte tam bu noktada bir anlamı var 'To be or not to be'nin...
Bu da nasip meselesi...
Paha biçilemez yazılarınızdan birini daha okuma onuruyla, değerli hocam...
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle
Sami bey zaman zaman gelip yazılarınızı okuyorum her zaman yorum yazmasam da.Çok değişik ve ilginç konularda yazıyorsunuz bu yüzden yazılarda adınızı görünce merakla geliyorum okumaya her defasında.Tebrik ediyorum gülümseten bir yazıydı yer yer.Bu arada kromozomlar hakkında epey bilgi sahibi olduk.Erik,maymun,yarasa vs...Nice yeni yazılara efendim,saygılar
sami biberoğulları
Aman...Kromozomlar hakkında verdiğim bilgiler maalesef yanlışmış. ))
Selam ve sevgilerimle.
İyi ki varsınız Hocam!
Tv. de o Profösörü seyrettim. Anlattığı konular islam açısından gayet güzel di! Taa ki o söze kadar! Haa o sözden sonrasını da tabii ki seyrettim. Ama her nedense ben de o sözü dinlediğim halde tepki verecek kadar kızmadım! Aslında söz aklımda kaldığı kadarıyla '''Namazı sadece Hayvanlar kılmaz''' burası doğru! Namaz İslama inanan insanlara Farz kılınmıştır! Olarak algıladım. Sonraki sözü ise '''Namaz kılmayanlar Hayvandır!''' Estağfirullaaahh!!! İslamda Allah u Tealanın yarattığı Mahlukat ı Eşref olan Ben i Adem'i Hayvan olarak nitelemek, nasıl bir Ruha sahip olmalı ki bu sözün dahi başlı başına günah(!) olduğunu anlamasın??? Ok geri dönmüyor!!!
Namaz ve ibadet hususunda ise Yaratılmışların hepsinin Allah u Tealayı zikrettiği (Şimdi hatırlayamadığım) ayetlerle belirtilmiş. Bütün Mahlukat zikir ederken insanoğlu da elbetteki yaratana gerekli saygıyı İbadet ve Namaz ile göstermek zorundadır. Konuyu dağıtmayayım... Namaz veya salat Farzdır!!!
Yine yeniden ve yepyeni çok güzel bir tartışma konusuyla kaleme aldığınız yazınız hoştu!
Yüreğinize sağlık.
Selam ve saygılarımla.
Haaa hocam az daha unutuyordum.
Bu Maymun ile ilgili cinsel ilişki meselesiyle alakalı olarak o prof'a sorsak mı acaba? Dinen hükmü nedir diye???
Selamlarımla.
sami biberoğulları
Maazallah '' Denemek lazım'' Der de. Nereden bulursun bu memlekette maymunu ))))))))))
Selam ve sevgilerimle.
Patates, Erik, Maymun.... :):)
Güzeldi yine, her zaman ki gibi düşündürücü dikkat çekici ve gülümsetici..
Saygılarımla Sami Abim..
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Öncelikle adımı anmanız beni çok mutlu etti; bunu belirtmek isterim.
Patateslere bir itirazım olmayacak (hatta 48 kromozomlu canlı listesine tütünü ekleyebilirim; daha ileri gidip insansı maymunlardan şempanze, goril ve orangutanların ve en güzeli mandanın 48 kromozomlu olduğunu söyleyebilirim) ama asıl sorun insandaki kromozom sayısı 48 değil 46 olması (Amerikan Ulusal Tıbbi Kütüphanesine göre: https://ghr.nlm.nih.gov/primer/basics/howmanychromosomes)
46 kromozomlu canlılar arasında çeşitli yarasa ve fare türlerini, iki ayrı antilop türünü gösterebiliriz. Patates ya da erik yerine fare ve yarasa da işinizi görür sanırım. Saygılarımla.
sami biberoğulları
Bak yemin ediyorum.
Vallahi de billahi de insan ve patatesin kromozom sayısının eşit olduğunu bizzat bir profesörden duydum. Oktay ya da Oktar Babuna ( Bu baba oğulu çok karıştırırm. Bahsettiğim kişi Adnan Hocanın mürüdi olan oğul değil, onun babası.)
İnsandaki kromozom sayısı elbette öğretilmişti biyoloji derslerinde. İlle velakin unutmuşum. Ama şu patates olayını adım gibi hatırlıyorum. O bakımdan da yazıyı yazarken bir daha bakmadım kaç kromozomumuz olduğuna.
Şimdi baktım evet..46 Kromozom varmış.
Bu durumda ne yapıyorum:
Sizin yorumunuzu ve benim cevabımı yazıya aynen ekliyorum.
Çok çok teşekkürler.
Selam ve sevgiler.
Tarihçi adamsın..Ne işin var biyoloji le ))))))))))) ( Kendime dedim )