- 981 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ARADAN ZAMAN GEÇER!…
İlk zamanlar nefes alamazsınız. Suyun dibinde kalmış gibi boğulduğunuzu hissedersiniz. İçinizde anlam veremediğiniz ve daha önce hiç hissetmediğiniz bir ürperti olur. Elleriniz, ayaklarınız boşalır adeta. Kalbiniz sıkışır. Kalp krizinden binlerce kat şiddetli olan aşk krizine girersiniz. Koşmak istersiniz ancak, ne yöne gideceğinizi bilemezsiniz. Hoş bilseniz dahi adım atmaya mecaliniz olmaz, ayağa dahi kalkamazsınız. Eş dost, kim varsa kaçarsınız. Görmesinler istersiniz sizi o halinizle. Bir özürlü, ya da kusurlu, hiç olmadı suçlu gibi hissedersiniz zira kendinizi. Eziksinizdir her şeyden önce, zayıf, biçare. Oysa gerçekte ne kadar güçlü bir yapınız vardır. Açlığa, susuzluğa, acıya, günler ve hatta haftalarca tahammül edersiniz de, ayrılık ilk dakikalarında yıkmıştır sizi. Demek tüm gücüm, kuvvetim sevgilidenmiş diye düşünürsünüz. Soluduğunuz hava, dizlerinizdeki derman, kalbinizdeki atışın sebebi hep O imiş.
Aradan zaman geçer.
Umduğunuzun aksine zaman durmamıştır. Acısı hala taze de olsa gittiği günün üzerinden neredeyse yıl geçmiştir. Ama siz hala yaşıyorsunuzdur. En azından nefes alıyor, az da olsa bir şeyler yiyebiliyorsunuzdur. Hatta zaman zaman arkadaşlarınızla merhabalaştığınız bile oluyordur. Bir çocuk misali yeniden başlarsınız hayata. Önce konuşmayı öğrenirsiniz. Birileri geldi mi yanınıza öylesine çok anlatır ki, bir zaman sonra siz istemeden de olsa konuşmaya dâhil olduğunuzu fark edersiniz. Bu sizin O’nu aklınızdan çıkarabildiğiniz ilk anınızdır. Sonrasında yavaş yavaş yürümeyi öğrenirsiniz tekrardan. Acıktığınızı hissettiğinizde mutfağa kendiniz gidersiniz. Dolaptan bir şeyleri aşırıp odanıza dönersiniz. Ve fark edersiniz ki O olmadan da hayat devam etmektedir.
Aradan zaman geçer.
Korktuğunuzun aksine hayata dönmek hiç te zor değildir. Hala günün neredeyse tamamında aklınızdan çıkmıyor da olsa, gittiği günün üzerinden neredeyse iki yıl geçmiştir. Dış dünya ile daha bir barışık olursunuz. Artık iş güç peşinde dahi koşar, kendi çevrenizden birkaç arkadaşla eğlenceli vakit bile geçirirsiniz. Hatta arkadaşlarınızın ısrarı üzerine alışverişe gidersiniz ve kendinize yeni bir şeyler alırsınız. Bazen rüzgârı ardınıza alıp koştuğunuz bile olur. Gökyüzü yavaş yavaş tekrar mavi olmaya başlar. Güneş ara ara sıcaklığı ile içinizi ısıtır, deniz tekrar burnunuza o sevdiğiniz yosun kokusunu taşır. Artık büyüdüğünüzü anlarsınız. Ayaklarınızın üzerine daha sağlam basmayı öğrenmişsinizdir. O terk edilmiş, yalnız bırakılmışlık hissi gitmek üzeredir. İçinizdeki boşluk hafiften dolar yeniden. Kalbiniz usulca atmaya başlar tekrardan.
Aradan zaman geçer.
Zor da olsa üç yılı geride bırakmış artık hayata daha güçlü bağlarla bağlanmışsınızdır. Unutmasanız bile alışmışsınızdır. İşte tam o anda anlamışsınızdır ki, yokluğuna alışmak demek unutmaya hazır olmak demektir. Artık unutmaya hazırsınızdır. Geçmişi silmeye, geleceğe daha bir umutla bakmaya… Sinemaya gidersiniz, yemeğe çıkarsınız, kitap okur, kendinize hobiler bulursunuz. Çiçek yetiştirirsiniz mesela. Her gün o çiçeklerin milim milim büyüdüğünü görür ve bundan inanılmaz mutluluk duyarsınız.
Aradan zaman geçer.
Dört zorlu yılın ardından gün gelir karşılaşırsınız. Evlenmiştir. Eşine bakarsınız. Sizden daha mı güzel diye meraktır sizi O’nu baştan ayağa süzmeye zorlayan. Saçlarına, kilosuna, boyuna bakarsınız. Sonrada layığını bulduğunu düşünür içinizden mutluluklar dilersiniz. Bambaşka bir hayat sizi beklemektedir artık. Dört yıllık zorlu bir sürecin ardından, ilk tesadüfi buluşmanın korkusunu da atmışsınızdır üzerinizden ve her şeyi bitirmiş olmanın huzurunu yaşarsınız içten içe. İçinizde terk edilmişlik duygusu olmadan, sizi terk edip gidene zerre kadar dargınlık hissetmeden… Mutluluk dileyerek, hem de zerre kadarınca bile kızmayarak…
Aradan zaman geçer,
Size deli gibi âşık biri çalar kapınızı. Sevmenin ne demek olduğunu bildiğinizden tüm kalbinizle kendinizi size âşık o kimseye adarsınız. Mutlu olma arzusundan ziyade, kendinizi sizi her halinizle deliler gibi seven bu kimseyi mutlu etmeye adarsınız… Dünyanın en merhametlisine, en şefkatlisine, en yufka yüreklisine tutunursunuz. Yılların yorulmuşluğunu üzerinizden ancak o huzur dolu kollarda atarsınız, dinlenme imkânı bulursunuz.
Aradan zaman geçer,
Yok yok artık zaman geçmez, istese de geçemez. Çünkü kalpleriniz öylesine bütün olmuştur ki, zaman geçecek değil bir ara, küçük bir aralık dahi bulamaz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.