YORUMLAR
Yırtık ayakkabılarla geldim deyip, fakirlik ve duygu sömürüsü yapıp saraylarda oturan bir zatı hatırlattı,oğluna gemicikler alıp vakıflar kuran,kurduğu vakıflara ihale alan iş adamları ve bezirganların para yağdırdığı birini hatırlattı,ülkesi kan gölüne dönen ve ölümün olmadığı gün olmayan bir ülkenin en ü,stündekini hatırlattı,iyi yazıydı ve öğreticiydi,selamlarla değerli yazar.
Çok güzel tarihsel olarak yaşanmış gerçek bir hikaye idi. Demek ki nerede olunursa olunsun, insan denen varlık, isterse tanrıyı bile tahtından indirip idam eder. Günümüzün tapınıcıları da bundan pek farklı değildir. Selamlar
Kıymetli Kemal Abim bu yazınızı ev halkının baskısı altında okudum şöyle ki, hadi iftar saati yaklaşıyor markete git şunu al bunu al ora dan da fırına geç pide al türünden istek ve ısrarlar arasında okudum eğer doğru anladıysan yazının giriş bölümünde sanırım iktidara da bir gönderme var neyse asıl konuya gelirsek yazınız nefisti hem sevip hemde idam ettirmek ve bunu da cadı mazeretine sığdırmak oryantalist toplumlar da sıklıkla görülen tür den olaylar olduğunu görürüz ama demek ki, her toplumda olabiliyormuş.
Kaleminize emeğinize sağlık.
Saygı ve sevgilerimle.
Dünyanın günlüğü üzerine bir kaç şey yazmak istersek en fazla yeri kaplayan şey ölüm korkusu uğruna ,ölüm gelecek diye yaygara ile doğan biçimsiz din ve dindarlardır... O zamanlar en büyük dindar sanırım en büyük yöneticisidir.
Akıp giden zaman ve içini dolduran kişi ve kişiler hangi ülkenin insanı olursa olsunlar tepelerindeki gücün kulu olmaya hazırdırlar.
Onlar ki, yaptıkları her ahlaksızlığın helal , soysuzluğun soylu bir davranış olduğuna inanırlar.. Çok yakın zamanda göreceğiz yaşadığımız ülkede.. Şimdiden yönetenlere kızlarını ,eşlerini peşkeş çekenler başladı bir ağızdan bağırmaya...
Siz yazın ki tarihin tekerrürden ibaret olduğunu görsün millet... Pardon Ümmet !
sevgiler
“Benim rahmetim gazabımı aşar!” diye haykırdı kral.
“Kral, Tanrı mıdır?” diye sordular şaşıranlar.
Evet
Mitolojiler, Pagan kültürler insanla Tanrının izdivacını kutsar hep
Formel Hıristiyanlığı da biçimlendirir bu
İsa'nın Tanrının oğlu sayılması ister istemez felsefi bir algı doğurur
İnsan Tanrı özdeşliği
Bu anlayış batının kapitalist ve sosyalist anlayış biçimlerine de bir şekilde sirayet eder
Maradona, 86 Dünya kupasında İngiltere'ye elle gol atmasını takiben yaptığı basın açıklamasında "o el Tanrı'nın eliydi" dediğinde Pele tarafından eleştirilir, dindar bir Hıristiyan olarak anılan Pele, efendim! Her insan söylediklerinden ve yaptıklarından sorumludur diyerek Maradona'yı kınar bir bakıma, oysa Hıristiyan öğretisinin Konstantin tarafından Romalılaştırılmış ve filozof ve Teologlar eliyle Yunanlılaştırılmış yapısı karşısında Pele'nin sözleri kuru bir vaazdan öteye gitmez, gündelik ahlak ne kadar eleştirsede Maradona'nın söyleminin resmi Hıristiyanlığa aykırı olduğunu söylemek o kadar zor ki
Yazınız beni nerelere götürdü hocam
Çok değişik siyasi, toplumsal, kültürel çağrışımlara müsait bir yazı
İnsanoğlu afedersiniz itliğe müsait olduğu sürece geçerliliğini yitirmeyecek bir anlatım sergilediğiniz o kadar açık ki
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza selam ve saygılarımla...
Sevgili Kemal.
Bizde bir laf vardır '' Şey uçmaz, mürid uçurur'' Diye.
Evvet, mürid uçurur. O gaz ile insan baya bir uçar. Ama müridin gazı ile uçmak balonla uçmaya benzer. Ufacık bir yırtık ya da sıcak hava veren aygıtın bir anlık arızası sonucu tepe üzeri çakılır o balon..
Önce sevmek sonra idam etmek demek ki sadece bize has bir durum değil. İngilizler de önce sevip sonra idam ediyorlar..
Neyse, uzttım.
Devamını merakla beklediğim bir yazıydı. Yazdığın için teşekkürler.
Ben dizi olarak seyretmiştim bunu CNBCE kanalında. Oldukça güzel anlatılmıştı o dizide de. Şimdi yazı olarak okumak da güzeldi.
Selam ve sevgilerimle.